Portfoyde çevreci dönüşüm

İşte şirketlerin ürün bazında sürdürülebilirlik karnesi…

22.10.2021 09:47:000
Paylaş Tweet Paylaş
Portfoyde çevreci dönüşüm

Aslı Sözbilir

Enerji, üretim, tedarik, yönetim gibi başlıklarda sürdürülebilirlik çalışmalarınız sürüyor. Peki ürün portföyünüz sürdürülebilirlik kriterlerine ne kadar uygun? Bugün yabancı ve yerli pek çok şirket, ürün portföylerini gözden geçiriyor. Temel amaç, portföyün sürdürülebilirliğe katkısı yüksek ürünlerden oluşması. Kritere uymayanlarda ise ya “iyileştirme” ya “ikame” ya da “tamamen portföyden çıkarma” yolu seçiliyor. Unilever Türkiye, Işıklar Ambalaj, Saray Bisküvi ve Polisan Kansai gibi öncü şirketler “portföydeki” dönüşümle hedef yükseltiyor.

Yakın geçmişte şirketlerin temel amacının kâr elde etmek olduğu, temel sorumluluğunun ise sadece şirket ortaklarına karşı bulunduğu düşüncesi hakimdi. Bugün ise dünyada şirketlerin kâr elde etme amacının toplumsal çıkarlarla paralel olduğu bir “kazan-kazan” ilişkisi savunuluyor. Yani, artık şirketlerin sadece hissedarlarına karşı değil, topluma karşı da bir sorumluluğu bulunuyor. Doğal olarak bu yeni dönemde sürdürülebilirlik, şirketler için birçok risk ve fırsatı da beraberinde getiriyor. Uzmanlara göre bu risk ve fırsatları iyi belirleyerek, operasyonlarını, ürün ve hizmetlerini buna göre yeniden düzenleyen şirketler, gelecekte rakiplerine göre rekabet avantajı sağlayacak. Dünyada şirketler, bu yeni gerçeklik ışığında tüm ürün, hizmet ve süreçlerini gözden geçiriyor. Sürdürülebilir olmayanları dönüştürmeye ve hatta sisteminden çıkarmaya çalışıyor. Unilever Türkiye ve BASF Türkiye gibi çokulusluların yanında Saray Bisküvi, Lila Group, Sun Tekstil gibi yüzde 100 yerliler de bu gerçekler doğrultusunda “dönüşüyor”. İşte şirketlerin ürün bazında sürdürülebilirlik karnesi… 

2025 PLANI

BASF Türkiye sürdürülebilirlik konusuna en çok kafa yoran şirketlerden... Toplumun ve müşterilerinin konuya ilgisinin son dönemde artmasıyla şirket, “Sürdürülebilir Çözüm Yönetimi” (Sustainable Solution Steering) metodunu geliştirdi. Bu metot kapsamında şirketin her bir ürünü sürdürülebilirliğe katkısına göre, sürdürülebilirliğe üstün katkı sağlayan (Accelerator), sürdürülebilirlik konusunda iyi performans gösteren (Performer), daha sürdürülebilir olması için çalışılan (Transitioner) ve sürdürülebilirlik konusunda sorunu tespit edilmiş ve üzerinde çalışılan (Challenged) şeklinde 4 kategoriden birinde değerlendiriliyor. BASF Türkiye Genel Müdürü Rami Atikoğlu, “Sürdürülebilir Çözüm Yönetimi kapsamında 2 bin 700’den fazla uzmanın katılımıyla 57 binden fazla ürün değerlendirilirken bu ürünlerin yaklaşık 16 bini ‘sürdürülebilirliğe üstün katkı sağlayan’ ürünler olarak belirlendi. Bu kategorideki ürünler, 2020 itibarıyla portföyün yüzde 30’undan fazlasını oluşturuyor” diyor. Şirket, “sürdürülebilirliğe üstün katkı sağlayan” ürünleriyle ilgili kendine iddialı bir hedef belirledi. Atikoğlu, “2020 yılı itibarıyla 16,7 milyar Euro satışa sahip bu ürünlerin satışını 2025’e kadar 22 milyar Euro’ya yükseltmeyi hedefliyoruz” diye konuşuyor. Şirketin sürdürülebilirliğe destek veren (Performer), grupta yer alan ürün ve çözümleri toplam ürün portföyünün neredeyse yüzde 57’sini oluşturuyor. Portföyün yüzde 12,7’si ise “transitioner” ve “challenged” kategorilerindeki ürünler. Atikoğlu, “Sürdürülebilir Çözüm Yönetimi kapsamında sorun tespit edilmiş ve aksiyon planı geliştirilmekte olan grupta bulunan ve portföyümüzün yüzde 0,1’ini teşkil eden ürünleri, en geç 2025 yılında aşamalı olarak kullanımdan kaldırmak üzere kendimize hedef belirledik” diyor. 

HEDEF YÜZDE 100

BASF gibi çokuluslu şirketlerin yanında yerli gruplar da tüm şirketleriyle sürdürülebilir üretime odaklanmış durumda. Işıklar Enerji ve Yapı Holding, tüm iştirakleriyle birlikte doğa dostu ve sürdürülebilir ürünler üretmek konusunda oldukça hassas. Nitekim bu yıl itibariyle holding, dünyanın en büyük kurumsal sürdürülebilirlik inisiyatifi olan BM Küresel İlkeler Sözleşmesi Platformu’na (UN Global Compact) imzacı şirket olarak kabul edildi. Holding iştiraklerinden Işıklar Ambalaj, çevreci ve yüzde 100 geri dönüştürülebilir kraft torbalar üretiyor. Işıklar Enerji ve Yapı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Rıza Kutlu Işık, “Dünyanın lider kraft kağıt üreticilerinden BillerudKorsnäs ile yaptığımız iş birliği kapsamında, ürettiğimiz çimento torbalarında D-Sack ürün teknolojisini kullanıyoruz. Bu sayede ambalajlarımız çimento harcıyla birlikte karıştırıldığında etkileşime uğruyor ve harç malzemesi olarak kullanılabiliyor” diyor. Işıklar Ambalaj’ın cirosunun tamamı geri dönüştürülebilir ve sürdürülebilir ürünlerden oluşuyor. Holdingin bir diğer iştiraki Metemteks, ürün portföyünü sürdürülebilir hale dönüştürmekte kararlı. Şirketin ürettiği geri dönüşümlü iplikler portföyde hızla büyüyen bir paya sahip. Işık, “Üretimimizin yüzde 20’sini bu bobin iplikler oluştururken yüzde 80’i sürdürülebilirliğe destek veren ancak tam sürdürülebilir olmayan polyester ipliklerden oluşuyor. Kısa vadede tamamen geri dönüştürülebilir olmayan polyester iplik üretimimizi durdurmak gibi bir düşüncemiz olmasa da pazarın ihtiyaçlarını bu yönde evirerek talebi geri dönüşümlü ürünlere yönlendirmeyi planlıyoruz. 2025’e kadar da bunu yüzde 100 seviyesine ulaştırabileceğimizi öngörüyoruz” diyor.

KÂR BEKLENTİSİ 

Abalıoğlu Holding, hem “Dentaş Kağıt” hem “Hifyber” markalarıyla sürdürülebilirlik konusunda çaba gösteriyor. Dentaş Kağıt, 1984 yılından beri atık kağıtlardan kalıplanmış selülozik ambalaj üretiyor. Bu anlamda Denizli, Aksaray ve Romanya’daki tesislerinde ürettiği tüm ürün gamı sürdürülebilirliğe tam destek verir nitelikte. Abalıoğlu Yürütme Kurulu Başkan Yardımcısı Oğuz Abalıoğlu, “Geri dönüştürülmüş kağıt/ kartonun kullanılmasıyla şirketimiz plastiğin yerini alan verimli ve yüzde 100 geri dönüştürülebilir ürünler sunuyor. Ürünlerimizin tamamı sürdürülebilirliğe yüksek katkı sağlıyor” diyor. Hava filtrasyonu için nanofiber filtre medyası geliştiren Hifyber’in ise ürün portföyünün yaklaşık yüzde 50’si sürdürülebilirliğe yüksek katkı sağlayan, yüzde 35’i ise sürdürülebilirliği destekleyen ürünlerden oluşuyor. Şirket geri kalan ürünlerini sürdürülebilir hale getirmek için “doğada parçalanabilir polimerlerden nanolif üretmek, geri dönüştürülebilir (kompostlanabilir) alt bezler kullanmak ve hammaddelerini geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilmiş olarak satın alıp kullanmak” gibi çalışmalar yapmayı planlıyor. Holding, bu çalışmaların mali tabloya da yansıyacağını öngörüyor. Abalıoğlu, “3 yıl içinde ürünlerimizin yüzde 25’ini tamamen sürdürülebilir hale getirmeyi planlıyoruz. Bunun da ciro ve özellikle kârlılığımıza pozitif etki etmesini bekliyoruz” diyor. 

CİRO ETKİSİ

Hijyenik kâğıt sektöründe faaliyet gösteren Lila Group’ta sürdürülebilirlik çalışmalarının ciro ve kârlılığa önemli etkisi var. Şirketin ürün portföyünün yaklaşık yüzde 80’i sürdürülebilirliğe yüksek katkı sağlayan, yüzde 20’si ise sürdürülebilirliği destekleyen ürünlerden oluşuyor. Lila Group CEO’su Alp Öğücü, “Ürünlerin ciro ve kârlılığa etkisi sürdürülebilirliğe katkı oranlarıyla benzerlik gösteriyor” diyor ve ekliyor: “Hammadde temininden ürünlerin tüketiciye ulaşmasına kadar her adımda sürdürülebilirlik yaklaşımıyla hareket ediyoruz. Kampüsümüzde elektrikli forklift kullanılması buna bir örnek.” Sem Plastik’te de portföyün yüzde 30’unu oluşturan “sürdürülebilirliğe yüksek katkı veren ürünler” ciroya pozitif etki ediyor. Şirketin yönetim kurulu başkanı Yavuz Eroğlu, “Bunlar son dönemde ciroları artan, karbon ayak izini azaltacak şekilde eko tasarıma tabi tutulmuş, geri dönüştürülmüş hammaddelerden üretilmiş ve kompostlanabilir ürünler” diyor. Yine şirket ürünlerinin yüzde 50’si alternatiflerine göre daha az karbon emisyonuna sebep olan veya gıda israfını engelleyen ambalajlardan oluşuyor. Portföyün yüzde 20’si ise optimize edilmesi gereken ürünler. Eroğlu, “Sürdürülebilirliğe uymayan ürünlerin bir kısmından önümüzdeki 3 yıl içinde çıkılacak ve yerlerine sürdürülebilirliği destekleyen ürünler konacak. Ana stratejimiz tüm ürünlerin geri dönüştürülebilir olması” diyor. Sun Tekstil’de ise kâr değil ama “ciro ve prestij etkisi” söz konusu. Şirket portföyünün yüzde 54’ünü sürdürülebilirliğe yüksek katkı veren ürünler oluşturuyor. Sun Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Elvan Ünlütürk, “Bu ürünlerin henüz kârlılık etkisi yok. Ama yapabiliyor olmamızın ciro etkisi vardır, bir de tabii ki müşteriler nezdinde prestij etkisi oluyor” diyor. Ünlütürk, portföyün geri kalan yüzde 46’lık kısmında da hedeflerinin ürünleri sürdürülebilir hale dönüştürmek olduğunu belirtiyor. 

5-10 YILLIK PLAN

Şirketler ürün portföylerinde “tam sürdürülebilir dönüşüm” için genelde kendilerine 5-10 yıllık vadeler koyuyor. Saray Bisküvi ve MTN Kalıp buna iyi birer örnek. Saray Bisküvi’nin ürün portföyünün yaklaşık yüzde 60’ı sürdürülebilirliğe yüksek katkı sağlayan, yüzde 20’si ise sürdürülebilirliği destekleyen ürünlerden oluşuyor. Saray Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sami Özdağ, “Lansmanı yapılacak olan ürünlerde sürdürülebilirlik esastır ve başta Ar-Ge departmanımız olmak üzere tüm paydaşlarımız çalışmalarını bu doğrultuda sürdürüyor” diyor. Özdağ, sürdürülebilirlik kriterlerinin tamamını karşılamayan yüzde 20’lik kısmın dönüşümü için kendilerine 5 yıllık süre koyduklarını anlatıyor ve ekliyor: “İlgili ürünlerin iyileştirilmesi ve yeni sürdürülebilir ürünlerle ikamesi yönünde Ar-Ge çalışmalarımız hızla devam ediyor. Hedefimiz önümüzdeki 5 yıllık dönemde bu süreçleri tamamlamak.” MTN Kalıp’ta ise 10 yıllık bir dönüşüm vadesi söz konusu. Şirket, ürünlerinde yüzde 40 oranında ideal ve çevreci komponentler kullanarak sürdürülebilirliğe destek veriyor. Portföyünün yüzde 50’ye yakını ise sürdürülebilirliği destekleyen ürünler. MTN Kalıp Genel Müdürü Şahan Eçin, yüzde 10 kadarlık sürdürülebilir olmayan kısmı “zaman içerisinde” sistemlerinden çıkarmayı hedeflediklerini söylüyor. “BM sürdürebilirlik ajandasına göre 10 yıllık bir süreçten bahsedebiliriz” diyen Eçin, bu süreçteki adımlarını şöyle özetliyor: “Aynı işlevi sağlayacak sürdürebilir ağırlığı daha yüksek ürün tasarımlarını hayata geçirmek, mevcut üretimlerimizde 2 yıl içinde geri dönüşüm malzeme kullanım oranımızı yüzde 20’ye çıkarmak, yeni tasarımlarımızda yüzde 10 oranında doğal malzeme katkısı sağlayarak daha az plastik kullanmak planlarımız arasında.” 

YENİ YATIRIMLAR 

Boya, kimya ve yalıtım alanında şirketlerin yoğun sürdürülebilirlik çabaları göze çarpıyor. Örneğin Polisan Kansai Boya’nın ürün portföyünün yüzde 88’i tam sürdürülebilir, yüzde 12’si ise sürdürülebilirliğe destek veren ürünlerden oluşuyor. Şirket bunun yanında üretimden, lojistiğe kadar tüm faaliyetlerinde sürdürülebilir olma prensibiyle çalışıyor. Polisan Holding CEO’su Mehmet Hacıkamiloğlu, “Mix sistemimizle toplam renk satışımızın yüzde 85-90’ını gerçekleştiriyoruz. Bu baz sistemi üzerinden sahada renklendirme yapılması sebebiyle üretim, depolama ve satış maliyetleri minimuma indirilirken elde edilen tasarruflarla birçok çevresel etkiyi de azaltıyoruz” diyor. Şirket, boyanın yanı sıra enerji harcamalarında yüzde 50-60 civarında tasarruf imkanı sağlayan ısı yalıtım sistemleri de üretiyor. Hacıkamiloğlu, ayrıca hem Polisan Kimya hem Polisan Kansai Boya’da petrol türevli hammadde kullanım oranını azaltarak biyo esaslı malzemelere geçiş çalışmalarının devam ettiğini anlatıyor. Holding önümüzdeki dönemde inovasyon yatırımlarından kaçınmayarak tüm ürün pörtföyünü yüzde 100 sürdürülebilir hale getirmeyi hedefliyor. Hacıkamiloğlu, “Polisan Kansai Boya Ar-Ge Merkezimiz ve Polisan Kimya Ar-Ge Merkezi’miz bu ana odak etrafında çalışmalarını yürütüyor. Şu ana kadar çok iyi gittik, bundan sonra da aynı şekilde ve yeni yatırımlarla yolumuza devam edeceğiz” diyor. 

TÜKETİCİ FARKINDALIĞI 

Boya tarafında 2019 itibarıyla ürün gamından sentetik yağlı boyaları çıkaran ve portföyünün yüzde 90’ından fazlasını su bazlı ürünlere ayıran Betek’in genel müdür yardımcısı Arzu Uludağ, “Sürdürülebilir olmayan ürünleri mümkün olduğu ölçüde bırakmaya çalışıyoruz” diyor. Yalıtım tarafında ise şirketin ürün portföyünün yüzde 10’u sürdürülebilirliğe yüksek katkı sağlayan, yüzde 84’ü sürdürülebilirliği destekleyen ürünlerden oluşuyor. Betek, sürdürülebilirliğe yüksek katkı sağlamak amacıyla ısı yalıtım ürün gruplarında tüketici farkındalığını ve kullanım oranlarını artırmak için çalışıyor. Uludağ, bu kapsamdaki çalışmalarını şöyle özetliyor: “Konutlarda fazla enerji tüketilmesine sebep olan ısı kaçaklarını tespit etmek amacıyla termal kameralarla ücretsiz keşifler organize ediyoruz, son 2 yılda yaklaşık 50 bin tüketiciye ulaştık. Geliştirdiğimiz algoritma sayesinde ısı yalıtımıyla binaya özel enerji tasarrufunu hesaplıyor ve o binadaki konutların çevreye saldığı karbondioksit miktarını azaltmasıyla çevreye yapacakları somut faydaları anlatıyoruz.” Ürünlerinin yüzde 80’e yakını “sürdürülebilirliğe yüksek katkı sağlayan” Netpak Ambalaj’da ise tüm ürünler geri dönüştürülebilir durumda. Netpak Ambalaj Yönetim Kurulu Başkanı Ali Avcı, “Özellikle kompozit katmanlar kullanmayıp özdeş plastik filmleri lamine ederek üretimi gerçekleştirdiğimizden, ürünlerimizin geri dönüşümü pratik ve maliyeti düşük. Pazara, tekrar tekrar kullanılabilen ve kaynak kullanımını azaltan ürünler sunuyoruz” diyor. Şirketin, ürün portföyündeki “sürdürülebilir olmayan ve optimize edilmesi gereken” yüzde 10’luk kısım için dönüşüm politikası “en az fire” yaklaşımı etrafında şekilleniyor. Avcı, “Bunların tam sürdürülebilirlik açısından geliştirilebilecek yönlerini, fire oranları ve üretim verimliliği açısından değerlendiriyoruz. En az fire ve en yüksek verimliliğin sağlanmasına yönelik olarak grup şirketimiz Ultrapak’ta yeni makine tasarımları yapıyoruz. Mevcut makinelerde yapılan inovasyon çalışmalarıyla geliştirilmiş üretim teknikleri sayesinde sürdürülebilirlik oranımızı yükseltiyoruz” diyor.


GÖKHAN BİLGİÇ / BAT TÜRKİYE, KAFKASLAR VE KUZEY AFRİKA BÖLGE DİREKTÖRÜ
“Nihai hedefimiz sıfır karbon salımı”

“TEK TÜTÜN FİRMASI” 
British American Tobacco (BAT), şirketlerin ekonomik, çevreye uyum ve sosyal kriterleri bakımından ne kadar başarılı olduğunu ortaya koyan ve 61 farklı sektörden yaklaşık 3 bin 500 şirketin sürdürülebilirlik uygulamalarını değerlendiren Dow Jones Sürdürülebilirlik Endeksi’nde (DJSI) en yüksek puanlı ve tek tütün firması. Londra Borsası’na kote olan en büyük 100 şirketin dahil olduğu Financial Times Stock Exchange - FTSE 100 endeksinde ise ESG (çevresel, sosyal ve kurumsal yönetişim) notu en yüksek üçüncü şirketiz.

4 HEDEF Sürdürülebilirlik alanında ilk hedefimiz, tek kullanımlık plastiği ortadan kaldırmak ve tüm plastik ambalajlarını 2025’e kadar geri dönüştürülebilir hale getirmek. İkincisi 2025’e kadar dünyadaki tüm fabrikalarımızda atığı, kaynağında azaltma ve geri kazanım projeleriyle en az yüzde 95 oranında dönüştürerek yüzde 40 azaltmak. Üçüncüsü, 2025’e kadar kullanılan doğrudan enerjinin yüzde 30’unu yenilenebilir kaynaklardan elde etmek. Son olarak 2030 yılına kadar kullanılacak yenilenebilir enerji kaynaklarıyla sıfır karbon salımı hedefliyoruz.



EBRU ŞENEL ERİM / UNILEVER NAMETRUB DIŞ İLİŞKİLER VE KURUMSAL İLETİŞİM DİREKTÖRÜ VE YK ÜYESİ
“Büyümemizin yüzde 79’u sürdürülebilir markalarımızdan”

YAŞAM PUSULAS
I 2010’da uygulamaya başladığımız “Unilever Sürdürülebilir Yaşam Planı”yla şirketimizin büyümesiyle çevresel ayak izi arasındaki bağı koparmanın mümkün olduğunu gösterdik. Bugünse “Unilever Yaşam Pusulası” stratejimizle sürdürülebilirlik taahhütlerimizi iş süreçlerimiz ve ürün stratejimizle entegre biçimde hayata geçiriyoruz.

KRİTERLER 
Bugün Unilever Türkiye portföyündeki ürünlerin yüzde 100’ü sürdürülebilirliğe yüksek katkısı olan ürünlerden oluşuyor. Ürünlerimizin fikir aşamasından itibaren tüm süreçlerini sürdürülebilirlik kriterlerimiz çerçevesinde değerlendiriyor, bu kriterleri karşılamayan ürünleri piyasaya süremiyoruz.

“İZLİYORUZ” 
Öte yandan markalarımızın mutlaka sürdürülebilirlik hedeflerimizle uyumlu işler, projeler ve kampanyalar yürüttüğünden emin olmak istiyoruz. Bu nedenle ürün dizaynından hammadde tedarikine, ambalajdan fabrikada üretim süreçlerine, ürünlerimizin raflara taşınmasından tüketicilerimizle buluşmasına, tüketici kullanımından atık noktasına ve geri dönüşüm, yeniden kullanıma kadar süreçlerini değer zincirinde izliyoruz.

AMAÇLI ÜRÜNLER 
Ürünlerimizin sürdürülebilir olmasına ek olarak her bir markamızın toplumsal ve çevresel bir fayda sunması, şirketin sürdürülebilirlik hedeflerine de katkı veren bir amacı olması gerekiyor. Bu stratejimizin kârlı ve sürdürülebilir büyüme olarak bize geri döndüğünü söyleyebiliriz. Unilever Türkiye’nin 2020 yılı büyümesinin yüzde 79’u da amacı olan ve sürdürülebilir yaşamı destekleyen markalarımızın katkısıyla gerçekleşti.



Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz