Önceliğimiz iklim değişikliği ve enerji

BASF’nin kurumsal marka yönetimi başkan yardımcısı Baerbel Arnold-Mauer ile sürdürülebilir yönetimi konuştu...

1.08.2013 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Önceliğimiz iklim değişikliği ve enerji
BASF sürdürülebilir yönetimi işinin merkezine koyuyor. Çevreyi korurken üretim yapmanın gelecekte var olmak için bir zorunluluk olduğunu düşünüyor. Geçtiğimiz yıl AR-GE'ye toplam 1,7 milyar Euro harcayan şirket, bu bütçenin 3'te 1'ini iklim değişikliği ve enerji verimliliği projelerine ayırdı. BASF Kurumsal Marka Yönetimi Başkan Yardımcısı Baerbel Arnold-Mauer, kendilerini enerji verimliliğine ve küresel iklimi korumaya adadıklarını ifade ediyor ve "2020 yılına kadar satılan ürünlerin metrik tonu başına sera gazı emisyonumuzu yüzde 40 azaltmayı amaçlıyoruz" diye konuşuyor. Dünyanın lider kimya şirketi BASF için sürdürülebilir gelişme, çevre koruması ve sosyal sorumluluğun birleşimi anlamına geliyor. Bu görevi yerine getirmek üzere sürekli bir çalışma içinde olan şirket, sadece geçtiğimiz yıl AR-GE için toplam 1,7 milyar Euro harcadı. Şirket bünyesinde dünya genelinde 10 bin 500 kişi yaklaşık 3 bin araştırma projesi yürüttü.

BASF Kurumsal Marka Yönetimi Başkan Yardımcısı Baerbel Arnold-Mauer, AR-GE’ye ayrılan bütçenin 3’te 1’inin yüksek enerji maliyetleri nedeniyle Türkiye’yi de çok yakından ilgilendiren iklim değişikliği ve enerji verimliliğine ilişkin projelere harcandığını belirtiyor. Kendilerini enerji verimliliğine ve küresel iklimi korumaya adadıklarını ifade ediyor. Green Business, kimya sektörünün lider şirketi BASF’nin kurumsal marka yönetimi başkan yardımcısı Baerbel Arnold-Mauer ile sürdürülebilir yönetimi konuştu...

BASF iş süreçlerinde ve üretimde sürdürülebilir olmak için neler yapıyor?
Bizim için sürdürülebilir gelişme, uzun vadeye yönelik ekonomik başarının çevre koruması ve sosyal sorumluluğun birleşimi anlamına geliyor. Dünyanın lider kimya şirketi olarak bu görevi yerine getirmek üzere sürekli bir çalışma içindeyiz. Sürdürülebilirlik, güçlü bir şekilde stratejimiz ve organizasyonumuz içinde yer alıyor. BASF’nin hedefi, toplumun ayrılmaz bir parçası olarak sorumlu bir şekilde hareket etmek. Üçlü sorumluluk yönetim sistemimiz, çevre ve sağlığın korunması, değer zincirimiz içindeki çeşitli durakların güvenliği için global kurallar, standartlar ve prosedürlerden oluşuyor.~
Araştırma ve üretimden lojistiğe kadar tüm alanlarda riskleri ve bu risklerin çevreyi, bizi çevreleyen toplumu veya çalışanlarımızın güvenliğini ne şekilde etkileyebileceğini değerlendiriyoruz. Ayrıca, çevrenin ve sağlığın korunması ve iş güvenliği konusunda kendimize sürekli hırslı hedefler belirliyoruz.

Bu yaklaşım çerçevesinde ne tür somut projeler gerçekleştiriyorsunuz ?
Örneğin, kendimizi enerji verimliliğine ve küresel iklim korumaya adamış durumdayız. Değer zincirimiz içinde sera gazı emisyonlarını daha da fazla azaltmaya çalışıyoruz. Ayrıca iklim koruma ürünlerimize önemli bir katkı sağlıyoruz. Kaynakların korunması da ana hedeflerimizden biri. Buhar ve elektrik üretmek ve ayrıca enerji verimliliğine sahip üretim süreçleri geliştirmek için etkili teknolojiler kullanıyoruz. Kapsamlı bir enerji yönetimi planını uygulamaya soktuk. 2020 yılı itibarıyla satılan ürünlerin metrik tonu başına sera gazı emisyonlarımızı 2002 yılında temel alınan değerlere oranla yüzde 40 azaltmayı amaçlıyoruz. 2012 yılında yüzde 31,7’lik bir azalma elde ettik.

BASF’nin entegre edilmiş olan “Verbund” yaklaşımı, kaynakların etkin kullanımına iyi bir örnek. Büyük tesislerimizde yer alan üretim birimlerimiz, kimyasallar, boyalar ve bitki koruma ürünleri gibi yüksek katma değerli ürünler verimli değer zincirleri oluşturuyor. Böylece, bir üretim biriminin yan ürünleri bir başka birimin hammaddesi olarak kullanılabiliyor. Verbund sistemi kaynak ve enerji tasarrufu sağlıyor, gaz salımını en az seviyeye indirgiyor, lojistik maliyetlerini azaltıyor ve altyapısal sinerjilere olanak sağlıyor. BASF olarak müşterilerimizin ihtiyaçlarına yanıt vermede ve değer zinciri içinde sürdürülebilir performansın en iyi nasıl iyileştirilebileceğini belirlemede çok başarılı olduğumuzu söyleyebilirim. Sektördeki en büyük süreç ve ürün portföylerinden birine sahibiz ve müşterilerimizle karşılaştıkları sorunlar için en doğru çözümleri bulma konusunda birlikte çalışabiliyoruz. Diğer yandan BASF’nin yenilik gücü, kendi içinde talep oluşturan öncü çözümler sunabildiğimiz anlamına geliyor.

Sürdürülebilirlikte en son trendler neler? Kendinizi bu trendlere nasıl uyarlıyorsunuz?
Konuları, toplum ve bizim için olan ilgi derecelerine göre analiz ediyoruz. 2010 yılında gerçekleştirmiş olduğumuz önem analizinde, dünya genelinde teknik uzmanlığa sahip yüzlerce şirket dışı paydaşlarla ve şirket içinde çeşitli görevlerde yer alan uzmanlarla bir çalışma yürüttük. Bu konuların stratejik önemini değerlendirdik ve önceliklerine göre sıraladık. En yüksek önceliğe sahip konular enerji ve iklim, su, yenilenebilir kaynaklar, ürün koruması, insan kaynaklarını geliştirme, insan ve iş gücü hakları ve biyoçeşitlilik olarak belirlendi.~
Önem analizine dayanarak, sürdürülebilirlik yönetimimiz sürekli olarak gelişiyor. Önem çizelgemizi 2013 yılında güncellemeyi planlıyoruz.

Sürdürülebilir üretim yapma konusunda BASF’nun Türkiye operasyonunda neler yapılıyor?

BASF’nin Türkiye’de halihazırda altı üretim tesisi işletiyor. Tesislerimizde iş güvenliği ve sağlığın korunması konularında, kapsamlı önleyici tedbirlere ve tüm çalışanların ve yüklenicilerin bunlara uymalarına güveniyoruz. Global güvenlik anlayışımız çalışanlarımızı, nakliyecilerimizi ve komşularımızı koruyor, mülk hasarını önlüyor, şirket varlıklarını ve bilgileri de koruyor. Üretim kesintilerini ve çevreye verilen hasarları önlemeye yardımcı oluyoruz. Türkiye’de üretmekte veya satmakta olduğumuz ürünlerin büyük bir kısmı otomotiv, inşaat, kişisel bakım ve tarım gibi sektörlerin sürdürülebilir bir şekilde gelişmesine katkıda bulunuyor. Klasik polistiren malzemesi olan Styropor®’un gelişmiş bir versiyonu olan Neopor® buna örnek verilebilir. Neopor®, bir ayna gibi ısıl radyasyonu yansıtan ve ev içinde sıcaklık kaybını azaltan özel grafit partikülleri içeriyor. Bu teknoloji, dış cephe ısı yalıtım bileşik sistemde kullanılırken gösteriliyor.

Sürdürülebilirlik alanında önde gelen bir şirket olarak BASF'nin en önemli özellikleri neler ?
Sürdürülebilir bir gelecek için kimya yaratıyoruz. Kurumsal stratejimizin temelinde bu yer alıyor. BASF, geçmiş yıllarda sergilediği başarılı strateji sayesinde lider konumda. Temelimizi bunun üzerine inşa ediyoruz ve sayısı artan dünya nüfusunun ihtiyaçlarını karşılama konusunda önemli bir katkıda bulunuyoruz. Sürdürülebilir gelişme doğrultusunda BASF kaynakların korunması, sağlıklı gıda ve besin sağlanması ve insanların yaşam kalitesinin iyileştirilmesi konularında bir role sahip olacak. Kendimiz için hırslı hedefler belirledik. Global kimya üretiminin, 2020 yılında global gayrisafi yurtiçi hasıladan daha hızlı büyüyeceğini tahmin ediyoruz. Bu dönemde, global ekonominin son 10 yıl içinde sergilediği performansın biraz daha üzerinde olmak üzere yıllık ortalama yüzde 3 büyümesini beklerken, kimyasal üretimin de yıllık ortalama yüzde 4 büyüyeceğini tahmin ediyoruz. BASF, kimyasal üretiminin yüzde 2 üzerinde büyümeyi ve böylece 2020 yılına kadar satışlarını ortalama yüzde 6 artırmayı hedefliyor.

Daha sürdürülebilir olma konusunda geleceğe yönelik planlarınız neler?
Geliştirdiğimiz kimyaya dayanan yeniliklerin önemli bir rol oynayacağı üç önemli alan görmekteyiz. Bunlar: Kaynaklar, çevre ve iklim. Çarpıcı bir şekilde artış gösteren enerji talebi, dünyanın en baskıcı zorluklarından biri. Buna ek olarak, temiz suya erişim ve kaynakların etkin kullanımı giderek daha önemli bir hal almaya başlıyor. Sayısı artan dünya nüfusu bununla orantılı olarak daha fazla gıdaya ihtiyaç duyacak. Besin kalitesini artırmak da önemli olacak. Nüfus artışı ve küreselleşme daha fazla zorluğu da beraberinde getiriyor. Eğilimler bölgeden bölgeye ve farklı sosyal gruplar arasında büyük farklılıklar gösteriyor, ancak ortak tutku yaşam kalitesini iyileştirme isteği. Global pazarlarda belirleyici bir role sahip olan trendlere göre kimya sektörünün gelişmesine katkıda bulunurken, BASF’nin dünya için bir fark yaratmasını sağlamak üzere çalışmaya devam edeceğiz. Dünyanın lider kimya şirketi olarak büyüme, yenilik, sürdürülebilirlik ve operasyonel mükemmeliyet konularına odaklanmaya devam ederek, faaliyet göstermekte olduğumuz her alanda başarılı projeler gerçekleştireceğiz.~
“YEŞİL ÜRÜNE TALEP ARTIYOR”
TÜKETİCİ ÇEŞİTLİLİĞİ

 Yeşil ürünlerin kullanımına yönelik talep artıyor, artmaya devam edecek. Bir yandan, sınırlı kaynakları daha etkin bir şekilde kullanmaya yönelik bir ihtiyaç bulunuyor. Diğer yandan, yaş grupları, yaşam tarzı ve aile yapıları açısından tüketici çeşitliliği artış gösteriyor. Ürünler ve bunların satış yöntemleri, demografik grupların taleplerini karşılamak üzere uygun hale getirilmeli.
ALIM GÜCÜNDEKİ DEĞİŞİM
Aynı zamanda, tüketicilerin alım gücü artıyor, sağlık ve çevre konusunda daha fazla farkındalığa sahip oluyorlar. Günümüz tüketicileri daha sağlıklı, daha doğal ve çevre üzerinde daha fazla olumlu etkiye sahip olduğuna inandıkları ürünlerle ilgileniyor.
ŞİRKETLERİN TUTUMU
Bu ihtiyaçlara hizmet ederek marka sahipleri ve perakendeciler, daha güçlü satışlar ve kazançlar elde etmeyi ve yatırımcıları çekmek için kendilerini daha sürdürülebilir bir konuma getirmeyi umut ediyor. Bu nedenle şirketler, kaynak verimliliği ve sosyal sorumluluk gibi alanlarda sürdürülebilirlik stratejileri ve ilgili hedefleri giderek daha fazla tanımlıyor.

“AR-GE’YE 1,7 MİLYAR EURO HARCADIK”
ÖNEMLİ SORUNLAR

Toplum, yaşamın her yönünde önemli sorunlarla karşılaşıyor: İklimi korumak ve kaynakları sorumlu bir şekilde kullanmak için ne yapabiliriz? Artan ve yaşlanan dünya nüfusunun ihtiyaçlarını nasıl karşılayabiliriz? Dünyanın önde gelen kimya şirketi olarak, araştırma ve geliştirme faaliyetlerimiz bu sorulara yenilikçi çözümler bulmaya odaklanıyor.
BEŞ BÜYÜME GRUBU
 Beş adet büyüme grubumuz var: Enerji yönetimi, hammadde değişikliği, nano teknoloji, fabrika biyoteknolojisi ve endüstriyel veya beyaz biyoteknoloji. BASF, 2012 yılında 1,7 milyar Euro'luk bir AR-GE harcaması yaptı. Bunun yaklaşık üçte biri, yüksek enerji maliyetleri nedeniyle Türkiye'yi çok yakından ilgilendiren iklim değişikliği ve enerji verimliliğine ilişkin projelere harcandı.
3 BİN PROJE YÜRÜTÜLDÜ
2012 yılında, dünya genelinde 10 bin 500 kişi AR-GE çalışmalarında yer aldı ve yaklaşık 3 bin araştırma projesi yürütüldü. Akıllı kimyaya dayanan yenilikçi süreçler ve ürünler, BASF'nin kârlı ve uzun vadeli büyümesinin temelini oluşturuyor.

YÖNETİMİN 3 SORUMLULUĞU
FIRSATLARDAN FAYDALANMAK

Sürdürülebilir gelişim planları içinde en önemli konu yönetim. BASF açısından sürdürülebilirlik yönetimi üç adet sorumluluk içeriyor: Ticari fırsatlardan faydalanmak, riskleri en az seviyeye indirmek ve paydaşlarımızla güçlü ilişkiler kurmak. Müşterilerimize sürdürülebilir gelişmeye katkıda bulunan yenilikçi ürünler ve çözümler sunarak ticari fırsatlardan faydalanıyoruz.~
RİSKLER EN AZA İNİYOR
Önem analizimizin yardımıyla ve iş süreçlerimizdeki operasyonel mükemmeliyetle ilgili hususları erken belirleyerek riskleri en az seviyeye indiriyoruz. Paydaşlarımızla ise sürekli ve açık bir diyalog içindeyiz.
ETKİN ŞEKİLDE YÖNETİM
2012 yılında sürdürülebilirlik yönetimimizi genişlettik ve BASF'nin merkezi birimlerine entegre ettik. Bu şekilde, sürdürülebilirliği temelimize ve iş süreçlerimize daha iyi bağlıyoruz. Ayrıca sürdürülebilirlik konseyimiz, bölgesel yönetim komitelerimiz ve uzman birimlerimiz arasında işbirliğini daha etkin bir şekilde yürütebiliyoruz.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz