Pasif Ev” kavramı ilk olarak 1988 yılının Mayıs ayında İsveç’teki Lund Üniversitesi’nden Profesör Bo Adamson ve Almanya’daki Ev ve Çevre Enstitüsü’nden Profesör Wolfgang Feist tarafından ortaya atıldı. Almanya’nın Hesse eyaletinin desteklediği araştırma projeleriyle ete kemiğe bürünen pasif evlerin ilk örnekleri 1990 yılında Darmstadt şehrinde inşa edildi. 1996 yılının Eylül ayında - yine Darmstadt’ta kurulan Pasif Ev Enstitüsü ile pasif evlerin standartları netleştirildi ve yaygınlaşmasına yönelik çalışmalar hızlandırıldı. O tarihten bu yana büyük çoğunluğu Almanya ve Avusturya’da olmak üzere 15 binin üzerinde pasif ev inşa edildi.
PASİF EVİN ÖZELLİKLERİ
Avrupa Birliği’nin 2000-2001 yıllarında yürüttüğü CEPHEUS (Maliyet Verimli Pasif Evlerin Avrupa Standartları) projesinin ardından tüm dünyada “pasif ev” kavramı ve bu evlere yönelik endüstriler hızla gelişmeye başladı. Bir binanın “pasif ev” sıfatını kazanması için kabaca aynı büyüklükte bir alanın geleneksel bir binadakine oranla yüzde 90 daha az yakıtla ısıtılabilmesi ve soğutulabilmesi gerekiyor. Pasif evler hem ekonomik hem de iklim koruma konusunda hassas davranılarak inşa ediliyor. Geleneksel ısıtma ya da havalandırma sistemleri olmadan yaz aylarında serin, kış aylarında ise sıcak olacak şekilde tasarlanan bu evlerin tipik özelliği iyi yalıtılmış bir dış cepheye, akıllı bir havalandırma sistemine ve sıcaklığı muhafaza eden bir yapıya sahip olmaları. Enerji gereksinimleri çok düşük: Bir pasif evin ısınması için metrekare başına yıllık olarak 15 kw ısıya ihtiyacı duyuluyor ve bu da 1,5 litre yakıta karşılık geliyor. Daha fazla sıcaklık, sıcak su ve elektrik de hesaba katılınca evlerin yıllık enerji gereksinimi metrekare başına yıllık 120 kw’ın altında. Yalnızca enerji tasarrufu değil aynı zamanda geleneksel binalardan çok daha iyi bir atmosferde yaşama olanağı sunan pasif evler, yükselen enerji harcamalarını en aza indiriyor ve aynı zamanda çevreyi de koruyor.
AVRUPA BİRLİĞİ’NİN UYGULAMALARI
Pasif bina yaklaşımı özellikle gelişmiş ülkelerin kalkınma planları ve hatta kanun ve yönetmelikleri içinde yerini almış durumda... 2019 yılının başından itibaren Avrupa Birliği üyesi ülkelerde inşa edilecek olan her türlü binanın sıfır enerji maliyetli olması öngörülüyor. Almanya’da yürürlüğe giren bir yasaya göre, yeni inşa edilen evlerin metrekaresinin yıllık ortalama enerji tüketiminin 7 litre petrol eşdeğerinden az olması gerekiyor. Öte yandan, temel olarak evler için kullanılan “pasif” tanımı zamanla ofis binalarını içine alacak şekilde genişledi. Örneğin, İsviçre’de yürürlükte olan MINERGIE-P standardı sadece evlerle sınırlı değil, ofis binalarında, okullarda, yuvalarda hatta süpermarketlerde de kullanılabiliyor. Pasif tasarım, mimariye yapılan bir ek değil, tüm sürecin entegre bir parçası olarak düşünülüyor. Genelde yeni binaların sıfırdan tasarımında kullanılsa da, eski binaların tadilatlarında da bazı uygulama alanları bulabiliyor.
Pasif ev konseptinin dünyadaki sürükleyicilerinin ve öncülerinin başında Alman kimya şirketi BASF geliyor. Dünyanın çeşitli ülkelerinde düşük maliyetli ev projeleri geliştiren BASF’in Avrupa ve ABD’de yaptığı pasif evler, yıl boyunca şehir şebekesinden toplamda sıfır düzeyinde enerji alışverişinde bulunuyor.
DAHA ÖNCE VE ETKİLİ YALITIM MALZEMELERİ
Özel yalıtım malzemeleri ile son teknoloji enerji kullanım ve üretim teknolojileri içeren bu evlerde mekanı ısıtma amaçlı tek bir radyatör ya da ısıtıcı dahi bulunmuyor ancak bu durum evin ısınmak için hiç enerji tüketmediği anlamına gelmiyor. Güncel ısıtma sistemi adı verilen bir sistem kullanılarak evin ihtiyaç duyduğu enerjiyi kazanması sağlanıyor. Evin içindeki hava ve kullanım suyu güneş enerjisi panelleriyle ısıtılıyor. ~
Havanın ısınması evin pencerelerine entegre edilen ısıtıcılarla gerçekleştiriliyor. Üç camlı pencerelerdeki en içteki camın yüzeyinde gözle görülemeyen elektrikli ısıtıcılar bulunuyor. En dıştaki cam ise dışarıdaki soğuk havayı yansıtan özel reflektörlerle kaplanıyor. Böylece, tek sırlı pencerelere göre yedi kat fazla ısının muhafaza edilmesi sağlanıyor.
Pasif evlere olan ilgi ve yatırımın artmasıyla birlikte bu evlerde kullanılan malzeme ve teknolojiler de her geçen gün biraz daha geliştiriliyor. BASF’in yarım asırdır tüm dünyada kullanılan ürünü Styropor’u (Türkiye’de strafor ismiyle yaygın olarak kullanılıyor) geliştirerek ürettiği Neopor, bir süredir sıfır enerji maliyetli evlerde kullanılıyor ve test ediliyor. İçindeki kızılötesi emiciler ve yansıtıcılarla yüzde 80’e yakın ısı ve ses yalıtımı sağlayan Neopor, özel panel ya da kaplamalara dönüştürülerek hem bina yalıtımında hem de özel ambalajlama ve taşıma kutularının yapımında kullanılabiliyor. Neopor kullanılarak yapılan yalıtım panelleri geleneksel panellere oranla yüzde 20 daha ince olduğu için eski binalara ve iç mekanlara rahatlıkla uygulanabiliyor. İklimlendirme maliyetlerinde önemli bir düşüş sağlayan Neopor doğrudan briket yapımında da kullanılabiliyor. BASF’in Yapı Kimyasalları, Neopor’u Türkiye’de de sistemsel bir çözüm içerisinde kullanıma sunuyor.
TERMAL GERİ KAZANIM ve YAKIT PİLİ
Pasif evlerde optimum hava girişi ve çıkışı sağlayan kontrollü havalandırma sistemi bulunuyor. Sistem, mutfak ve banyodan kullanılmış havayı çekip ısı değiştiricisine iletiyor. Böylece kullanılmış havanın ısısının yaklaşık yüzde 85’i temiz havayı ısıtmak için kullanılıyor ve bu temiz hava makul derecelerle oturma odası ve yatak odalarına aktarılıyor.
Bu sistem sayesinde ısının yüzde 85’i binada muhafaza edilirken, içerideki hava her zaman temiz ve filtrelenmiş şekilde kalıyor ve havadaki kirletici maddeler devamlı dışarı atılıyor.
Pasif evlerin en önemli enerji kaynaklarından biri olan yakıt pilleri, kimyasal enerjinin diğer birçok gereksinim için farklı enerji türlerine dönüştürülebilmesini sağlıyor. Doğalgazla çalışan yakıt pilleri hidrojen ve atmosferik oksijeni elektrokimyasal bir tepkimeye sokarak elektrik enerjisi üretiyor. Elektrik ve ısı üreten diğer teknolojilere göre çok daha etkin olan bu yöntem aynı zamanda daha az emisyona neden oluyor.
Örneğin BASF’in pasif evlerinde elektrik ve ısı ihtiyacı minyatür güç jeneratörüyle karşılanıyor. Evlerin yakıt pilinin ürettiğinden daha fazla enerjiye ihtiyaç duyması halinde, bu ihtiyaç doğalgazla gideriliyor. Fazla elektrik üretildiğinde ise yeniden elektrik şebekesine iade ediliyor.
ESKİ BİNALARI DÖNÜŞTÜRMEK MÜMKÜN
Özellikle Avrupa’da son yıllarda çok sayıda yeni konut projesi pasif ev olarak inşa ediliyor. BASF’in gayrimenkul geliştirme şirketi LUWOGE, Almanya’da bugüne kadar 8 binden fazla pasif ev inşa etti ve 3 bine yakın evin de proje yöneticiliğini yaptı. Şirket şu anda dokuz Avrupa ülkesinden 25 projeye enerji verimliliği konusunda danışmanlık hizmeti veriyor. Bu projelerin en büyüğü Fransa’nın Lille kentinde yürütülen 40 bin evlik bir toplu konut projesi. Pasif bir evin Almanya’daki inşa maliyeti metrekare başına 1.400 Euro.
Yeni binaların pasif ev olarak inşa edilmesinin yanı sıra eski evlerin de pasif eve ya da düşük enerji maliyetli evlere dönüştürülmesi mümkün. Türkiye’de 100 metrekarelik bir evin yıllık ısınması için ortalama 3.000 metreküp doğalgaza ihtiyacı var. Bu değer KW hesabına dönüştürüldüğünde BASF’in litre hesabında 25-30 litre arasına tekabül ediyor. Dolayısıyla Türkiye’de bir evin pasif eve dönüştürülmesi yüzde 90’a ulaşan bir ısınma maliyeti tasarrufu anlamına geliyor. ~
LUWOGE yetkililerin verdiği bilgiye göre geleneksel yöntemlerle inşa edilmiş 100 metrekarelik bir evin metrekare başına yıllık ısınma yakıt tüketimini 4’te 3 oranında azaltmak için metrekare başına 750 Euro, yüzde doksan azaltıp pasif eve dönüştürmek için ise 1.000 Euro civarında yatırım yapılması gerekiyor. Almanya için hesaplanan bu rakamların yüzde 70’ini işçilik maliyetlerinin oluşturduğu düşünülürse Türkiye’de bu maliyetlerin daha düşük olacağı kabul edilebilir.
Türkiye’deki 8 milyona yakın binanın yüzde 10’unu yeniden inşaya, yüzde 30’unun yenilemeye ihtiyaç duyduğu ve 2015 yılına kadar 5,5 milyon yeni ev ihtiyacının olduğu düşünülürse bunların az da olsa bir bölümün pasif ev olması önemli bir enerji tasarrufu sağlayabilir. Öte yandan pasif ev projeleri inşaat ve yalıtım sektörleri için de yeni fırsatlar sunuyor.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?