Üç alan için çözüm arayışı

Bugün 150 yaşında olan BASF, mevcut sürdürülebilirlik çalışmalarına yenilerini eklemek için adeta fırsat kolluyor. Bu hedef doğrultusunda dev şirket, “akıllı enerji”, “gıda” ve “şehir yaşamı” olmak üzere 3 global zorluk alanında çözümler üretmeye odaklanmış durumda. Şirket “Her şey sürdürülebilir bir dünya için” mottosuyla bu 3 temel alanda yaratıcı çözümler bulmak için çalışıyor.

25.08.2015 12:30:140
Paylaş Tweet Paylaş
Üç alan için çözüm arayışı
1865 yılında 30 çalışanla faaliyetlerine başlayan dünyanın lider kimya şirketi BASF, 150’nci kuruluş yıl dönümünü 80 ülkede 113 bini aşkın çalışanın oluşturduğu geniş bir aileyle kutluyor. Özellikle sürdürülebilirlik alanında yürüttüğü çalışmalarla kimya sektöründe öncü bir konuma sahip olan şirket, 150’nci yılını da mevcut sürdürülebilirlik çalışmalarına yenilerini eklemek için bir fırsat olarak görüyor. Bu amaçla belirlediği ‘akıllı enerji’, ‘gıda’ ve ‘şehir yaşamı’ olmak üzere üç global zorluk alanında çözümler üretmeye odaklandı. Bu kapsamda başlattığı Creator Space Online adlı platformda www.creatorspace. basf.com üzerinden iletişime geçen müşteriler, bilim insanları, halk ve BASF uzmanları; akıllı enerji, gıda ve şehir yaşamı olarak belirlenen üç konuyla ilgili gelecekte ortaya çıkması muhtemel küresel zorluklara çözüm üretmek üzere fikir alışverişinde bulunuyor. 2015 yılı boyunca bu platformdan elde edilecek verilerin, hayata geçirilecek çözümler için bir temel oluşturması planlanıyor.
 Dünyanın kapasitesini zorluyoruz
 BASF’nin Almanya’da faaliyete başladığı 1865 yılında gezegende yaklaşık 1,3 milyar insan yaşadığı tahmin ediliyor. Bugün ise dünyamızın ev sahipliği yaptığı kişi sayısı 7 milyarı geçmiş durumda. 2050 yılı için öngörülen dünya nüfusu 9 milyarın üstünde. Söz konusu nüfusun yüzde 70’ten fazlasının şehirlerde yaşayacak olması, karşılaşılması muhtemel sorunları da çeşitlendiriyor. Yenilenebilir kaynakların hızla kirlendiği günümüzde; binaları, ulaşım araçları, yolları, sosyal tesisleri ve yeşil alanlarıyla kocaman, canlı birer organizma olan şehirlerin, her anlamda sürdürülebilir politikalarla yönetilmesi gerekiyor. BASF’nin Creator Space Online kapsamında belirlediği şehir yaşamı, akıllı enerji ve gıda konuları, global şirketlerin, akademisyenlerin ve meslek profesyonellerinin işbirliği içinde çalışarak ortak akıl yaratabilecekleri son derece hayati önem arz eden konular olarak ön plana çıkıyor. Bu tabloya daha yakından baktığımızda, şehir yaşamı başlığı altında içme suyu, atık yönetimi, trafik ve barınma gibi maddelerin, doğal kaynakların korunmasıyla birebir ilintili olduğunu görüyoruz. Artan enerji talebi ise rüzgâr ve güneş gibi temiz ve yenilenebilir kaynaklardan düşük maliyetli enerji üretilmesi, enerji verimliliğinin artırılması, enerjinin depolanması ve taşınması gibi konuları gündeme getiriyor. Son olarak, sağlıklı gıda kaynaklarının korunması, yanlış ve yetersiz beslenmeden kaynaklanan hastalıkların önüne geçilmesi için gıda atıklarının azaltılması, etkin ve sürdürülebilir tarım politikaları geliştirilmesi gerekiyor. Söz konusu alanlarda çözüm üretilmesi noktasında, gizli bir kahraman gibi her taşın altından kimya sektörü çıkıyor. 
~
AR-GE’ye 1 milyar 880 milyon Euro yatırım 
Bilim ve teknolojiyle eş zamanlı bir gelişme içinde olan kimya sektöründe, sürdürülebilirliğe ve sürdürülebilir çözümlerin hayata geçirilmesini mümkün kılan AR-GE çalışmalarına verilen önem artıyor. Büyüme fırsatlarını yakalayabilmek adına sistematik olarak ürün ve teknoloji portföyünü genişleten BASF, bu yönde AR-GE departmanını destek değil, temel bir iş birimi olarak konumluyor. Sürdürülebilirliği kurum kimliğinin ayrılmaz bir parçası olarak benimseyen ve dünyanın lider AR-GE şirketleri arasında yer alan BASF, sadece 2014 yılında 1 milyar 880 milyon Euro tutarında AR-GE yatırımı yaptı. Yine 2014 yılında, dünya genelinde 1.200 patent alan şirket, Patent Asset Index’e göre bu alanda altı sene arka arkaya birinci sırada yer aldı. Yalıtım malzemeleriyle sürdürülebilir binalar inşa edilmesine, su arıtmaya yönelik proses kimyasallarıyla temiz su kullanımına, elektrikle çalışan veya düşük yakıt tüketimine sahip araçlara hammadde sağlamasıyla karbon emisyonlarının azaltılmasına katkı sağlayan BASF, AR-GE ekipleriyle yukarıda bahsettiğimiz kritik konularda toplum ihtiyaçlarını karşılayacak inovatif çözümler geliştirmek üzere hız kesmeden çalışıyor. Bombay’da (Mumbai) su erişimi, Kuzey ve Güney Amerika’da kaynak etkinliğine sahip yetiştiricilik, Şanghay’da akıllı tüketim, Ludwigshafen’da enerji depolama ve Sao Paulo’da dar gelirlilere konut inşası gibi projeler, BASF’nin sürdürülebilirlikle kurumsal sosyal sorumluluk anlayışını tek potada erittiği faaliyetler olarak dikkat çekiyor. Şirketin, tüm dünyada 70 araştırma noktasında toplam 10 bin 700 AR-GE çalışanı bulunuyor. Kısaca, global anlamda BASF bünyesinde görev alan her 10 kişiden biri AR-GE alanında çalışıyor. Çalışanlar tarafından yürütülen 3 bin proje ve alınan patentler de, BASF’nin AR-GE’yi temel iş kollarından biri olarak gördüğünü kanıtlıyor. 
Sürdürülebilirlikte hedeflerin 6 yıl ilerisinde 
Dünyanın en büyük 800 şirketi içerisinde, değer zincirinin tamamından kaynaklı emisyonu raporlayan tek şirket olarak dikkat çeken BASF’nin karbon emisyonları raporu, tedarikçiler ve nakliyenin yanı sıra üretim ve atıkların yok edilmesini de içeriyor. Bu sayede global standart olan ‘Sera Gazı Protokolü’ne sıkı bir şekilde bağlı kalınıyor. Geçtiğimiz yıl çevre, sağlık ve güvenlik hedeflerinde önemli bir ilerleme kaydeden şirket, temel olarak alınan 2002 yılına oranla organik maddelerin ve nitrojenin suya emisyonunda yüzde 80 azalma, ağır metal emisyonlarında ise yüzde 60 azalma elde etmeyi hedefliyordu. 2014 yılında bu hedeflere ulaşan BASF, hedeflerinin ilerisine geçmeyi de başardı. Organik madde emisyonları yüzde 80 azalırken (2013’te yüzde 79), nitrojen emisyonları yüzde 85 (2013’te yüzde 87) ve ağır metal emisyonları da yüzde 64 (2013’te yüzde 65) azaldı.
~
 Sürdürülebilirlik alanında belirlediği hedeflere beklenenden 6 yıl erken ulaşan BASF, 2014 yılında suya olan emisyonları azaltma hedefini de gerçekleştirdi. Su stresi yaşanan tüm üretim tesislerinde Avrupa Su Koruma Standardı’na göre sürdürülebilir bir su yönetimi sağlanması da BASF’nin 2020 hedefleri arasında yer alıyor. 2013 yılında onaylanmış tesislerin oranı yüzde yüzde 11’den yüzde 30’a çıktı. Öte yandan, içme suyu kullanımının azaltılması yönünde de olumlu sonuçlar elde edildi. Temel olarak alınan 2010 yılıyla karşılaştırıldığında, üretim için yüzde 26 daha az içme suyu kullanıldı (2013’te yüzde 25 idi). 2002 yılına oranla yüzde 63 oranında azalan hava kirleticilerinin neden olduğu emisyonlarda da bir iyileştirme sağlandı (2013’te yüzde 62). BASF’nin benzersiz “Verbund” (entegre üretim) yaklaşımı, kaynakların etkin kullanımına ve sürdürülebilirliğe başarılı bir örnek olarak gösteriliyor. BASF’nin büyük tesislerinde yer alan üretim birimleri kimyasallar, boyalar ve bitki koruma ürünleri gibi yüksek katma değerli ürünler, verimli değer zincirleri oluşturuyor. Böylece bir üretim biriminin yan ürünleri, bir başka birimin hammaddeleri olarak kullanılabiliyor. Kaynak ve enerji tasarrufu sağlayan, gaz salınımlarını en az seviyeye indiren, lojistik maliyetlerini azaltan ve altyapısal sinerjilere olanak sağlayan global üretim Verbund’u, BASF’nin tüm bölgelerdeki rekabet gücünün temelini oluşturuyor. 
Rapor doğrultusunda aksiyon alınıyor 
“Sürdürülebilir bir gelecek için kimya yaratma” misyonu doğrultusunda her yıl sürdürülebilirlik raporu yayınlayan BASF, bu raporda ekonomik, çevresel ve sosyal sorumluluk çalışmalarının yanı sıra kurum profili, rapor parametreleri, taahhütler ve yönetim yaklaşımı gibi konulara da değiniyor. Raporu hazırlarken sağlık, güvenlik, ekonomik gelişmeler, bölgesel veriler, üretim, yönetici raporu, sürdürülebilirlik, inovasyon, fırsatlar ve riskler, yatırım ve iş birlikleri, müşteri ilişkileri, çalışanlara yönelik faaliyetler, sosyal sorumluluk, tedarik zinciri gibi pek çok konuya yer veren şirket, bu alanlardaki gelişmeleri ve analizleri inceleyerek raporun hedefi olan sürdürülebilir kalkınma hedeflerini gerçekleştirmek için çalışıyor. Tüm petrol üretim tesislerinde, ham petrol üretimiyle ilişkili gazların rutin operasyonlarda sürekli olarak yakılmasını durduran BASF, sadece bu girişimiyle yılda yaklaşık 2 milyon metrik ton civarında sera gazı emisyonunu önlüyor. Türkiye’den örnek vermek gerekirse en yüksek tasarruf potansiyeline sahip olduğu tespit edilen ısı geri kazanımı projesi için BASF Türk Çayırova tesisine yatırım yapan BASF, yaptığı yatırımın 3 katı değerinde buhar tasarrufu sağlamayı başardı. Öte yandan, şirketin Türkiye’de sahip olduğu biri LEED Gold, diğeri LEED Platin sertifikalı binaları, enerji verimliliği sağlayan yeşil binalar olarak sürdürülebilirlik alanındaki iş sonuçlarına başarılı birer örnek oluşturuyor. Söz konusu binalarda kullanılan ileri teknoloji ürünü yalıtım sistemleri sayesinde, enerji giderlerinde de ciddi oranda tasarruf sağlanıyor. 
Değer zincirinde büyük önem taşıyor 
BASF, değer zincirindeki riskleri ve bu risklerin doğal çevreye, sosyal çevreye veya çalışanların emniyetine nasıl etki edebileceğini de analiz ediyor. Bu nedenle tedarik zincirinin önemli bir parçasını oluşturan firmaların seçiminde ve mevcut firmalarının değerlendirilmesinde, sadece ekonomik kriterleri değil, çevresel, sosyal ve kurumsal denetim standartlarını da dikkate alıyor. Birleşmiş Milletler’in Küresel İlkeler Girişimi, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) sözleşmeleri ve Üçlü Sorumluluk ilkeleri gibi uluslararası anlamda kabul görmüş kurallara dayanan BASF Tedarikçi Davranış Kodu, çevre koruma, insan ve işçi hakları gibi kuralları da içeriyor. 
~
Bakım maliyetlerini düşüren beton katkıları
BASF’nin ürün yelpazesinde bulunan beton katkılarının uygulanması, inşaat sürecinde zaman, enerji ve maliyetten tasarruf sağlayarak beton yapıların dayanıklılığını artırıyor ve böylece uzun vadede ortaya çıkan bakım maliyetleri azalıyor.

Akıllı atık yönetiminde farklı yöntemler 
Geri dönüştürme, yeniden kullanma, azaltma gibi kavramlar, atık yönetiminde anahtar rol oynuyor. Sürdürülebilirlik çalışmaları çerçevesinde atık yönetimi konusuna da eğilen BASF, plastik katkı maddeleri, yenilenebilir malzemelere dayanan onaylı kompostlanabilir polimerler, organik atık veya değerli malzemelerin şehir çöpünden geri alınması gibi alanlara yönelik çözümler üzerinde çalışıyor.

Su arıtma çözümleri
BASF, su arıtmaya yönelik proses kimyasalları ve modern membran malzemeleri gibi su yönetimine yönelik pek çok çözüm sunuyor. Örneğin, içme suyunun saflaştırılması ve
ayrıca proses suyunun, atık suyun ve deniz suyunun arıtılması için ultrafiltrasyon membranları kullanılabiliyor. Bu membranların son derece ince gözenekleri, suyun saflığını bozan maddeleri ayırırken virüsler ve bakteriler gibi en küçük mikroorganizmaları da filtreleyebiliyor.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz