Haluk Maga / Microsoft Türkiye Genel Müdürü Microsoft Türkiye Genel Müdürü Haluk Maga, bilişim sektöründe son birkaç aydır canlılığın yaşandığına dikkat çekiyor. Ancak, bu canlılığın,bir süredir ...
Haluk Maga / Microsoft Türkiye Genel Müdürü
Microsoft Türkiye Genel Müdürü Haluk Maga, bilişim sektöründe son birkaç aydır canlılığın yaşandığına dikkat çekiyor. Ancak, bu canlılığın,bir süredir yaşanan acımasız rekabet nedeniyle gölgede kaldığını söylüyor. Ona göre, BT sektörü kendi kendini baltalıyor. “Herkesin yapıcı rekabeti öğrenmesi, kâr marjlarını sıfıra indirmemeleri gerekiyor. Bu, şu anda alıcı açısından üç kuruş faydaymış gibi görünüyor. Ama uzun vadede Türkiye’de iş yaptıracak firma kalmayacak” diye konuşuyor.
Microsoft bu yıl Türkiye’deki 10’uncu yaşını kutluyor. 1993 yılından beri Türkiye’de bilgisayarlaşma oranını artırmaya çalışan firma önümüzdeki 10 yıl için de bu misyonu sürdürme yönünde hedefler belirledi. Bireylerin eğitilmesine yönelik projelerin yanı sıra kurumsal alana yönelik yeni stratejiler de belirlendi. En önemli hedef de bilgisayarlaşma oranının yüzde 23 seviyesinde kaldığı KOBİ’lere yeni çözümlerle gitmek. Bu amaçla çeşitli sivil toplum örgütleriyle işbirliğine gidilmesi planlanıyor. Yeni 10 yıla girerken Microsoft Türkiye’deki bir diğer değişiklik de ERP ve CRM pazarına yeni bir oyuncu olara dahil olması. Bu da yeni dönemin çözüm odaklı stratejilerinin bir parçası.
Microsoft Türkiye Genel Müdürü Haluk Maga, yeni vizyonlarını ürün yerine çözüm satmak olarak açıklıyor. Yeni dönemde e-iş gibi araçların kullanılması için altyapının iyi olması gerektiğinin daha net anlaşıldığını vurgulayan Maga, ERP yatırımlarının bu nedenle önem kazandığını belirtiyor.
Maga, Digital’e yaptığı değerlendirmelerinde BT pazarında yılın ilk üç ayının savaş nedeniyle durgun geçtiğini belirtiyor. Sinyallerin ancak altı ayın son dönemlerinde pozitife döndüğünü söylüyor. Maga, bu dönemde sektörlerden gelen talepleri de yorumlarken özellikle finansta hareketlenmenin başladığını vurguluyor. Ona göre bir diğer potansiyel de telekomünikasyon. Pazarın liberalleşmesi ile talebin artacağını düşünüyor.
Haluk Maga’nın yeni stratejileri ve sektöre ilişkin değerlendirmeleri şöyle:
Türkiye’de e-iş uygulamalarında gelinen son nokta nedir? Yeni trendler, uygulamalar neler?
Aslında e-iş olması gereken noktaya geldi. E-iş aslında en son noktadır. Öncelikle şirketin iş felsefesinin ve iş yapış biçiminin elektronik hale getirilmesi gerekir. Dolayısıyla, işin özü, elektronik şirket ve elektronik çalışandan yaratmaktan geçiyor.
Siz öncelikle şirketin alt yapısını güçlendirecek, şirket içi bilgi akışını doğru mekanizmalara bağlayacak. bünyede tek bir bilginin oluşması ve o bilginin herkes tarafından paylaşılmasını sağlayacaksınız. Ondan sonra bu kavramın üstüne e-işi oturtabilmek, B2B ya da B2C her ne olursa bunun üstüne koyabilmek mümkün. Bütün bu yapıda piramidin en alt tabanının ne kadar önemli olduğu ortaya çıktı. Şu anda bu konuda çok ciddi yatırımlar var.
Microsoft yeni dönemde e-iş konusunda hangi alanlarda var olacak?
Bunun için son iki yılda iki şirket satın aldık. KOBİ’lere yönelik ERP yatırımı yaptık. Aynı şekilde bizim kurumsal olarak adlandırdığımız büyük ölçekli şirketlere de yine ERP çözümleriyle gideceğiz.
Kurumsal pazarda da, kurumun iç yapısını elektronik ortamlara taşımak, insan kaynakları, satış ve CRM, bütün unsurların elektronik ortama taşınarak karar vericilere ve iş yapan insanlara gerekli elektronik desteğin sağlanması gerek. Bu altyapı oluştuktan sonra da çeşitli parçaları tek tek oturtmak mümkün. Ondan sonra istediğinizi yapabilirsiniz. Ama platformun sağlam bir şekilde oturtulması gerekiyor.
İlk başta 2000 senesinde özellikle o dönemin o internet bombardımanı çerçevesinde herkes B2B, B2C’ye odaklandı. Ama şirketlerin altyapısı sağlam olmayınca anlamı olmadı. Şu anda bütün şirketler kendi içlerine döndüler. Doğru noktaya geldiler.
Türkiye’de bu yeni iş alanlarında nasıl rekabet edeceksiniz?
Biz ERP konusunda iş ortaklığı eko-sistemimizi kullanacağız. KOBİ’ye de, kurumsal pazara da... Gerçi şu anda ERP konusunda KOBİ’ye odaklandık. İş ortaklığı kanalı çerçevesinde de iki tür ortağımız var. Bir tanesi, iş danışmanlığı veren firmalar… Özellikle KOBİ’ye giden Kavrkaoğlu, Ar-Ge gibi şirketler bu kapsama giriyor. Bir de Accenture gibi kurumsal pazara giden iş danışmanlığı şirketleriyle bir yapı oluşturuyoruz.
Diğer yandan, ERP sistemlerini hayata geçirecek teknoloji danışmanlarımız var. Dolayısıyla, biz onlara birkaç bacaktan oluşan bir ekosistemle gidiyoruz. Kendi başımıza yaptığımız bir şey değil. Bizim felsefemiz, iş ortaklarımızla bütün olarak bu yapıyı hayata geçirmek.
Sektör bu yılın ilk altı ayını nasıl geçirdi?
Altı ayın sadece son dönemleri, sinyallerin pozitife döndüğü bir zaman dilimi oldu. Ocak, Şubat, Mart savaş dönemiydi. Bir önceki yıla göre o kadar da iyi bir dönem olmadı. Hatta geçen sene Mayıs ayına, Ecevit’in hastalığına kadar çok ciddi pozitif bir dönemdi. Sonra düşüş başladı.
Altı aylık kıyaslamayı IDC yaptığında daha net göreceğiz. Bir değişim olmadığını da görebiliriz. Aslında son 2 ayda dolar kurundaki gerilemeyle birlikte birtakım hareketler başladı ama bunlar henüz satışa çok yansımadı. Herkes harıl harıl proje yaratma ve teklif verme aşamasında. Ama hareket olduğunu görüyorum.
Sizin açınızdan nasıl bir dönemdi?
Bizim mali yılımız 1 Temmuz. Mali yılımızı kapattık. Bu çerçevede baktığımızda bir önceki mali yılımızda çok büyümüştük zaten. Yüzde 17 civarında... Bu mali yılı, onun üzerine yüzde 2-3 oranında az bir büyümeyle kapattık. Ama hedeflerimizi gerçekleştiremedik.
Biz kapattığımız mali yıl için hedefleri 2002’nin nisan ayında koymuştuk. O zaman işler çok farklıydı. Mayıs’ta Ecevit hastalanınca her şey altüst oldu. Dolayısıyla, hedeflerimizi gerçekleştiremedik ama büyüyerek devam etti.
Şu anki sinyaller ise çok olumlu. Eğer beklenmedik bir gelişme olmazsa, sektörün önümüzdeki dönemde toparlanacağını düşünüyorum.
Yıl sonu için tahminleriniz var mı?
Yaz dönemini yaşadığımızda daha net göreceğiz. Şu anda çok önemli bir hareket var. Bu hareketin ne kadar satışa yansıyacağını değerlendiremiyorum. Çünkü, bazen beklenmedik şeyler oluveriyor. Yaz ayları bir geçsin anlarız.
Hangi sektörler hareketlenme var? Daha çok hangi işler için talep geliyor?
Finans sektörü çok yoğun bir talep içinde son dönemde. Yeniden yapılanma, özellikle gerçek anlamda bankacılığa dönüşte finans kuruluşlarının Microsoft altyapısına önemli bir kayışları oldu.
Bu arada ERP konusu gündemde. Yoğun bir şekilde üretim sektöründe gözleniyor. İnsan kaynakları sistemleri altyapısında bir çıkış var.
Ancak, iller bazında bir değişiklik olmadı. Geleneksel olarak BT’nin yüzde 75’i İstanbul’da döner. Onda çok büyük değişim olmadı.
Önümüzdeki dönem için hangi sektörlerde hareket bekliyorsunuz?
Telekomun atağa geçeceğini düşünüyorum. Özellikle bu yeni yapılanma, Aycell-Aria bileşmesi, pazarın liberalleşmesinin yaratacağı hareket önemli olacak… Bunun önümüzdeki altı ayda önemli bir hareket alanı olacağını düşünüyorum.
Biraz hareketlenme başladı ama bir taraftan da liberalleşmenin ertelenmesiyle ilgili birtakım görüşler var. Onun için belirsizlikler söz konusu. Çok net öngörü veremiyorum. Çünkü, son üç yıldır çok değişik gelişmeler yaşanıyor.
Pazardaki rekabetin çok yıkıcı ve olumsuz yönde olduğunu söyleyenlerin görüşüne katılıyor musunuz?
Biz BT’ciler kendi kendimizi baltalıyoruz. Zararlı bir rekabet var. Herkesin yapıcı rekabeti öğrenmesi, birbirlerinin gereksiz yere kuyularını kazmamaları, kâr marjlarını sıfıra indirmemeleri gerekiyor.
Bu, şu anda alıcı açısından üç kuruş faydaymış gibi görünüyor. Ama uzun vadede Türkiye’de iş yaptıracak firma kalmayacak. Çünkü, bu, bizim sektörümüzün özelliği… Belirli bir kârlılık oranı elde edeceksiniz ki onu işe yatırabilin, ortaya yeni ürün ve servisler çıksın. Belli bir kâr elde edemiyorsanız o servislerin çıkmasına imkan yok. Bu gerçekten bir problem. Maalesef kriz paniği böyle bir durum yarattı.
YENİ DÖNEMDE GÜNDEMDE NELER OLACAK?
Microsoft Türkiye Genel Müdürü Haluk Maga, önümüzdeki yıllarda gündemin ilk sıralarında yer alacak gelişmeleri şöyle anlatıyor:
KİRALAMA VE KULLANDIKÇA ÖDEME Bu, bizim temel vizyonumuzun çok iyi örtüştüğü bir sistem. Biz yazılımın bu sistem için uygun olduğunu düşünüyoruz. Uzun vadede çok gelişecek. Paketle değil, tamamen internet üzerinden “kullandıkça öde”, “kirala”, “bu ay kullan”, “bu ay 500 kişi için kullan bir ay sonra bir kişi için kullan” gibi yani tamamen bir telefon hizmeti gibi olacağını düşünüyoruz.
KOBİLİNE’IN YENİ VİZYONU Bunun için de 3 yıl önce “.Net” felsefesi içinde ASP dediğimiz, internet üzerinden servis sağlayan iş ortaklığı kanalını başlattık. Henüz Türkiye’de çok net örnekleri yok. Kobiline, bunlardan bir tanesi. Amacı uzun vadede Türkiye’de KOBİ’lere internet üzerinden ürün ve hizmetler satmak. Mesela elektronik posta sistemi kullanılabilir internet üzerinden.
HIZLI İNTERNET YAYGINLAŞACAK Bu sadece teknolojik olarak mümkün ama bunun hayata gerçek anlamda geçmesi için iki tane önemli değişimin olması gerek. Bir tanesi telefon altyapısı ve internet bağlantı hızının biraz daha iyileşmesi. ISDN ve ADSL hatlarının yaygınlaşması söz konusu olacak, ki bu oluyor.
KOBİ’LER OUTSOURCING İLE TANIŞACAK İkinci önemli konu felsefi olarak bizim outsourcing dediğimiz modelin şirketlere girmesi. Yani şu anda biz KOBİ’lere, “Her şeyi ben sahip olarak yapacağıma, bu işin erbaplarından işi hizmet olarak alayım” mantığını anlatıyoruz.
İnternet üzerinden Office’i kullanmak için değil, genel olarak her türlü konuda işi erbabına bırakarak onlardan servis satın almanın daha mantıklı olduğunu... Çünkü, bu konuda geçmiş dönemlerde sahip olma hastalığı yaşandı.
“.NET’İN ÜRÜNLERİ BİR BİR ÇIKACAK”
“.Net” vizyonunda hangi aşamalar kaydedildi? Önümüzdeki dönem bu çerçevede neler göreceğiz?
.NET, bizim 2000 Haziran’ında lanse ettiğimiz 10 yıllık bir vizyon. Bilgiye erişimi zamandan, mekandan ve cihazdan bağımsız hale getirebilmek... Sizin her türlü cihazla her türlü bilgiye her yerden ulaşabilmenizi sağlayabilmek doğrultusunda. Kiralama da onun bir alt başlığı, değişik cihazlarla bilgiye ulaşabilmek de…
Üç yılda önemli bir mesafe kat edildi ama 10 senelik bir vizyonun ilk adımlarıydı bunlar. Biraz teknik bir konu bu. Ama internet üzerinde çok önemli bir felsefi değişim yaşandı.
Cihazların birbirleriyle elektronik olarak bilgi paylaşımı söz konusu oldu. .NET, XML denen teknolojinin üstünde oturuyor. Dolayısıyla bu çok önemli bir dönüşüm oldu. Eskiden sizin burada yarattığınız herhangi bir bilgiyi cep telefonuna ulaştırmak için yeniden tasarlamanız gerekirken şimdi bu elektronik olarak uygulanabilir hale geldi. Ya da sizin şirketinizdeki datanın başka bir şirketteki başka bir sistem tarafından alınabilir, sorgulanabilir ve sonunda kullanılabilir olması sağlandı.
İkinci olarak bu ürünleri ve servisleri hayata geçirecek birtakım yazılım geliştirme araçları gerekiyordu. Visual Basic vb. onların .NET teknolojisini destekleyen versiyonları çıktı. Son olarak da çok yoğun olarak iş ortaklığı kanalımıza yatırım yaptık. Bir buçuk senedir, çeşitli workshop’larla iş ortaklığı kanalımızı yetkin hale getirdik. Şu anda Türkiye’de çok ciddi sayıda .NET tabanlı mimariye ve tecrübeye sahip iş ortağımız var. Zamanla ürünleri ortaya çıkacak. 10 senelik vizyonun ilk seneleri iyi bir hızda geçti.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?