Basitlik bulmacasını çözmek

Başarmanın tek yolu, işleri basitleştirmekten geçiyor.

1.07.2012 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Basitlik bulmacasını çözmek
Şehirlerimiz, ölçekleri ve yoğunluklarıyla birlikte enerji, su ve trafik şebekelerimizle büyümeye devam ettikçe bu yeni dünyayı kavramak ve yönetmek için her geçen gün daha çok bilgisayar desteğine ihtiyaç duyacağız. Bunu başarmanınsa tek yolu, işleri basitleştirmekten geçiyor. GroBbreitenbach, Almanya'nın Thuringian Ormanları'nda küçük ama renkli bir kasaba. Burası ayrıca günümüzün en devrimci ve karmaşık enerji projelerinden birinin bir parçası olma özelliğine de sahip. Ancak bu kasabanın 2 bin 700 sakini, bu şekilde değerlendirmiyor. Çünkü onlara göre GroBbreitenbach'ın meşhur olmasının tek nedeni, her ikisi de kendi branşlarında olimpiyat ve dünya şampiyonlukları sahibi olan Alman kış sporları efsaneleri Manuela ve Andres Henkel'in doğum yeri olması. Ancak GroBbreitenbach'ın ufkunda bir süredir kara bulutlar dolaşıyor. Bunun nedeni ise federal hükümetin mevcut elektrik üretim sistemlerinin yerini yavaş yavaş yenilenebilir enerji kaynaklarının almasını öneren kararı. Son nükleer enerji istasyonu 2022 yılında kapatılacağından Almanya yeşil enerjinin payını 2020 yılına kadar yüzde 35'e ve 2050 yılına kadar yüzde 80'e çıkarmayı planlıyor. Alman Enerji Ajansı Başkanı Stephan Kohler, “Bu aslında enerji endüstrisinin eşi benzeri görülmedik bir şekilde yeniden oluşturulması ve karmaşıklık seviyesinin de bir o kadar artması anlamına geliyor" diyor. Bu ihtiraslı planı karmaşıklaştıran ise devasa miktarlarda yenilenebilir enerjiye, yeni şebeke teknolojilerine ve yeni depolama sistemlerine gereksinim duyması.
Bu gelişme, GroBbreitenbach halkı içinse kapılarının önünden geçecek devasa enerji nakil hatlarını kabullenmek demek. Bu hatlarla Kuzey Almanya'daki rüzgar çiftliklerinden güneydeki tüketicilere enerji taşınacak. Şu anda yerel bazda şiddetli bir direniş var ve güçlü eylem grupları oluşturuluyor. Ancak daha geniş bir kapsamda bakıldığında, bu ülkedeki Kuzey Denizi'ndeki açık deniz rüzgar çiftliklerinden Thuringia'daki küçük kasabalara ve yeşil gelecek vizyonuna kadar enerji zincirindeki her bir halka birbirine bağlanmış olacak. Kohler, “Her şeyi karmaşıklaştıran da işte bu mesele" diyor. GroBbreitenbach halkı, Almanya'nın enerji devriminde kendilerine biçilen role karşı hasmane bir tutum benimsemiş olabilir, ancak 400 kilometre güneydeki insanların ruh hali asla şimdikinden daha olumlu olamaz. Örneğin Bavaria'nın Allgau bölgesindeki Wildpoldsried kasabasının 2 bin 500 sakini, diğer bütün küçük kasabaların gıptayla baktığı pilot bir yenilenebilir enerji ekonomisi kurdu. Wildpoldsried fotovoltaik panelleri, biyokütle çürütücüleri ve rüzgar enerjisi tesisleriyle şimdiden tüketebileceği elektrik enerjisinin iki katını üretiyor. Bunun tek kötü tarafı bunca ihtiyaç fazlası enerjinin yerel şebekeyi zor durumda bırakması. Mevcut güneş ışığı ve rüzgara bağlı olarak enerji çıktısı sadece 30 dakika içerisinde 40 megavata kadar dalgalanabiliyor. Wildpoldsried'a en yakın tesis olan Allgauer Überlandwerk, şebeke istikrarını artırma amacıyla Siemens işbirliğinde yeni bir teknolojiyi test ediyor. Buradaki araştırmalar, şebeke yenilenebilir kaynaklardan beslenirken içindeki karmaşık süreçleri koordine etmek için akıllı şebeke sistemlerinden nasıl faydalanılabileceğine odaklanıyor. Enerji akışlarını yönetmek ve girdiyi çıktıyla dengelemek için yazılım kuruluşlarınca desteklenen otomatik teknolojiler test ediliyor. Bu projenin sonraki aşamasında, içine Wildpoldsried sakinleri tarafından kiralanabilecek 32 adet elektrikli araba dahil edilecek. Bu araçların aküleri ise ihtiyaç fazlası elektriği geçici olarak depolama işlevi görecek.~
Bu artan karmaşıklık aynı zamanda yaşamın diğer alanlarını da kapsıyor. Örneğin şehirlerimizde farklı bileşenlerin altyapıları hep birlikte karman çorman bir ağın içinde örülü gibi. Bu ağları kullananların sayısı her geçen gün arttıkça, görselleştirilmeleri ve öngörülebilmeleri de giderek zorlaşıyor. 2015 yılına gelindiğinde nüfusu 10 milyonu aşan en az 25 tane büyük metropolitan alan olacak. Kıyaslama yapmak gerekirse en fazla iki milyon yaratığa ev sahipliği yapan en büyük karınca yuvasının karmaşıklığı bile onların yanında mütevazı kalır. Bu gibi karmaşık sistemlerde yapılacak küçücük değişikliklerin bile çok ciddi sonuçları olabilir. Örneğin yeni bir metro hattı inşasının insanların yanısıra yanıbaşındaki elektrik, gaz ve su tedarik sistemleri üzerinde devasa bir etkisi olabilir. Bugüne kadar her ne kadar şehir planlamacılarını pişmanlık içinde bıraksa da bu gibi etkileşimlerin ve etkilerinin önceden tahmin edilmesinin çok zor olduğu bilinen bir gerçek.

Şehir simülasyonları.
Siemens Kurumsal Teknolojiler'de (CT) çalışan mühendisler bugünlerde işte bu karmaşık iç bağımlılıkları çözümlemeye çalışıyor. Bu amaçla kendi bütünlüğü içinde sanal bitişik kentler yaratan ve mühendislerin altyapılardaki olası değişiklikleri planlamalarını ve simülasyonlarını yapmalarını sağlayan bir yazılım platformu geliştirdiler. Bu yazılım onlara yeni bir inşaat çalışmasının, potansiyel trafik sıkışıklıklarıyla bölgenin enerji dengesi üzerindeki etkileri de dahil olmak üzere o mahalle üzerinde ne gibi etkileri olabileceğini gösteriyor. Araştırmacılar da işsizlik oranları ve kişi başına ekonomik çıktı gibi sosyoekonomik
göstergeleri hesaplamak için bu yazılımdan faydalanıyor. Ayrıca bu simülasyonların içine yerel bina düzenlemeleri ve enerji verimliliği zorunluluklarının da dahil edilmesinin yanı sıra önerilen inşaat çalışması üzerinde ciddi etkileri olabilecek iklim ve demografik eğilimler gibi uzun vadeli faktörlerin de ilave edilmesinin planları yapılıyor. Şehirler zaten yeryüzünden yeterince karmaşık görünür, ancak asıl karmaşa sıklıkla devasa bir örümcek ağı gibi iç içe geçmiş su kanallarıyla dolu yeraltında saklı. Bir şehir büyürken boru hatları labirenti de büyür ve sızıntılardan kaynaklanan sorunlar ortaya çıkmaya başlar. Örneğin Londra'nın su şebekesi 30 bin kilometre uzunluğunda. Su kayıpları en varlıklı şehirlerin bile baş belası. Londra yeraltı su şebekesindeki sızıntılardan kaynaklanan su kayıplarını sadece yüzde 1 oranında bile düşürebilse, tam 224 bin kişiye yetecek kadar su tasarrufu yapmış olurdu. Gelişmekte olan ülkelerde ise durum çok daha vahim. Dünya Bankası'na göre, sızıntı yapan su borularından kaynaklanan toplam su kaybı günde 45 milyon metreküp civarında. Bu borulardaki çatlaklar, bulaşıcı hastalıklara bir davetiye anlamına geldiğinden ayrıca bir de su kalitesinin düşmesi sorunu var. Büyük ölçüde su ölçerler ve benzeri izleme cihazlarının azlığı yüzünden, küçük çatlakların yerinin belirlenmesi hem çok zor hem çok pahalı. Siemens mühendisleri kısa süre önce büyük boru hattı şebekelerindeki en küçük çatlakları bile otomatik olarak tespit edebilecek kapasitede bir sistemle ortaya çıktı. Bu sistem şebekenin çeşitli yerlerinde gece gibi su tüketiminin düşük olduğu zamanlardaki su kullanımını ölçüyor ve dolayısıyla göreceli referans değerlerini hesaplıyor. Eğer bu değerler ardı ardına aşılıyorsa orada bir kaçak var anlamına geliyor ve sistem anında alarm veriyor. Akıllı teknolojiler sadece içme suyu arzının takip edilmesinde değil, aynı zamanda trafik akışını rahatlatmak için de kullanılabilir. Bazı yerlerde bu artan metal nehirleri caddelerimizi boğmakla tehdit ediyor. Örneğin Jakarta'da yaklaşık 7 milyon araç var ve her gün bunlara bin 100 adetin üzerinde yeni araba ile motosiklet ekleniyor. Sonuçta Endonezya'nın başkentinde yaşanan kavşak sıkışıklıkları çok pahalıya patlıyor. Endonezya Üniversitesi'nden çevre uzmanı Firdaus Ali tarafından yapılan bir araştırmaya göre, trafik sıkışıklıkları yüzünden gerçekleşen üretim kayıpları ve hava kalitesinin düşüklüğüyle birlikte artan sağlık bakım maliyetleri yılda 3 milyar doları buluyor. Ancak hiç umut ışığı da yok değil.~
Örneğin Çin'deki Wuhan şehrinin 8,5 milyonluk nüfusu için karayolu seyahati Siemens'in sofistike trafik yönetim sistemi sayesinde olağanüstü rahat hale getirildi. Trafik akışını izlemek için toplam 420 kavşağa ve dönemece kameralar yerleştirildi. Bu sistemde olası trafik sıkışıklıklarını ve diğer sorunları engellemek ve bilgisayarlar tarafından trafik ışıklarının optimum seviyede çalışmasını sağlamak için tüm kamera verileri kontrol merkezlerine aktarılıyor. Berlin'de de trafiği kontrol altına almak için Siemens'in dijital teknolojilerinden faydalanılıyor. Almanya'nın bu en büyük şehrinde dünyanın en modern trafik yönetim sistemlerinden biri 2005 yılında hizmete girdi. Bu sistem gerçek zamanlı trafik verilerine dayanarak bin 700'ün üzerinde trafik lambası ve 300 kadar demiryolu lambasının otomatik kontrolünü sağlıyor.

Basitlik peşinde koşmak.
Her geçen gün ölçeğiyle karmaşıklığı artan ve dolayısıyla gerçek zamanlı koşulları değerlendirerek işlevlerini optimumlaştıran sensörlere ve bilgisayarlara giderek daha fazla muhtaç olan sistemler sadece yol, su ve enerji şebekeleri değil. Makineden makineye iletişimin daha kapsamlı dünyasında, piyasa araştırma şirketi IDC'nin analistleri 2015 yılı itibarıyla toplamda 15 milyar akıllı cihazın birbirlerine ağlar aracılığıyla bağlanmış olacağını tahmin ediyor. Bu eğilim ise içinde bu cihazları nasıl olası en basit ve kolay şekilde kullanılabilecek ama aynı zamanda korsanlara karşı savunulabilecek biçimde üretmeli sorusunun da olduğu bir dizi yeni meydan okumayı gündeme getiriyor. İşte bu ihtiyaçlar çakışması büyük bir sorun. Siemens Kurumsal Teknolojiler'deki kullanılabilirlik laboratuvarı araştırmacıları, karmaşık sistemleri kullanımı kolay hale getirmenin çeşitli yollarıyla ortaya çıkarak bu soruna cevap veriyor. Projeleri CT tarayıcılardan, elektrikli araçların akülerinin yeniden doldurulmasını basitleştirmek için tasarlanmış yeni uygulamalara kadar çok geniş bir yelpazeyi kapsıyor. Bununla birlikte GroBbreitenbach yakınlarındaki asma enerji nakil hattı gibi büyük projelerin hayata geçirilmesi gündeme geldiğinde, basitlikten çok daha fazlasına ihtiyaç var. İsviçreliler bu konuda nasıl birbirine taban tabana zıt fikirlerin bile uzlaştırılabileceğini ispatlıyor. Aargau kantonunda bir geri kazanım merkezi inşa edilmesi planları başlangıçta yerel halktan büyük tepki görmüştü. Ancak sıkı bir konsültasyon sürecinin ardından bu inşaattan en fazla etkilenecek topluluklar bile projeyi desteklemeye başladı. Otoritelerin yaptığı, yurttaşlara kendi kendilerine karar verme imkanı sağlamaktı.

Florian Martini

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz