Değerde Yeni Formülü

Aslında her şeyi ortaya şu hesap koyuyor. Pamuğu 1.6 dolara satacağınıza, iplik yapıyorsunuz. Bu haliyle 3.78 dolar ediyor. Zincir sonrasında kumaş, tişört olarak devam ediyor. Markalı bir ürün ola...

1.02.2001 02:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

Aslında her şeyi ortaya şu hesap koyuyor. Pamuğu 1.6 dolara satacağınıza, iplik yapıyorsunuz. Bu haliyle 3.78 dolar ediyor. Zincir sonrasında kumaş, tişört olarak devam ediyor. Markalı bir ürün olarak pazarladığınızda ise 40 doların üstünde etiket koyuyorsunuz. Neredeyse 40 katı... İşte yeni ekonomi ve teknolojinin katılımıyla, üründeki müthiş değer zinciri de değişti. Şimdi rekabette öne geçmenin yolu değeri katlamaktan geçiyor.
 
Türkiye ekonomisi, dünyadaki gelişmelerin paralelinde, son dönemde çok önemli bir değişim sürecinden geçiyor. Hızla gelişen teknoloji ve yeni ekonomi konseptinin yarattığı itici güç, bütün üretim süreçlerine olumlu yansıyor. Bilgi ve teknoloji ile birlikte ürünlerin niteliksel yapısı da değişiyor. Özellikle yaratıcılık ve bilginin teknoloji ile birleşmesi, ürünün değerini de arttırıyor.

Zaten artık dünya pazarlarında katma değeri düşük, ucuz emeğe ve fiyata dayalı ürünlerle rekabet etmek de güçleşiyor. Satışları, özellikle ihracatı arttırmanın yolu katma değer yaratmaktan geçiyor. Son dönemde başarıyı yakalayan şirketlerin de bu stratejiyi benimsedikleri görülüyor. Uzmanlar, değişime ayak uyduramayanların ise yok olacaklarını söylüyor.

Katma değerli ürünlere yönelmede Türk şirketleri son 10 yılda önemli yol aldılar. Ancak, 2000'li yıllarda alınacak yol, dünya pazarlarındaki pozisyonumuz için belirleyici olacak. Bu nedenle şirketlerin katma değeri yüksek ürün gruplarına yönelmeleri gerekiyor.

Sektörlerin değer zinciri

Hemen hemen her sektörde katma değeri yüksek ürün yaratmak mümkün. Ancak, değer yaratmak için, ürüne, bilgi ve yaratıcılığın mutlaka katılması gerekiyor. Prof. Dr. İbrahim Kavrakoğlu'na göre eğer bilgi ve yaratıcılık markada değerlendirilirse yaratılan katma değer daha da artıyor. Şirketlerin yarattıkları ürünleri değerlendirebilmelerinin yolu, araştırma, geliştirme ve eğitim çalışmalarına ağırlık vermelerinden geçiyor.

Prof. Dr. İbrahim Kavrakoğlu'na göre bilişim teknolojileri(bilgisayar, yazılım gibi) telekomünikasyon, kimyevi maddeler, hazır giyim, gıda, elektronik, özel plastikler ve ilaç ürünleri katma değeri en yüksek ürün gruplarını oluşturuyor. Capital olarak bu sektörlerde yaratılan katma değeri ortaya koymaya çalışırken değer arttırmanın yollarını da araştırdık.

Tekstildeki “değer zinciri”

Tekstil ve hazır giyim sektörü, Türkiye'nin en önemli ihracat kalemini oluşturuyor. Türkiye, 2000 yılında 2.5 milyar dolarlık tekstil, 7 milyar dolarlık da konfeksiyon ihracatı gerçekleştirdi. Bu yüksek miktar, tekstil ve konfeksiyonda katma değeri yüksek ürünler ihracatının hayati önemini açıkça ortaya koyuyor.

Sektörün üretim zincirine bakıldığında, sürecin her aşamasında yaratılan katma değerin, bilgi ve teknoloji eklendikçe arttığı görülüyor. Sektör uzmanlarının “tişört” üzerine yaptıkları hesap, bunu gözler önüne seriyor.

*İçinde bulunduğumuz günlerde pamuğun kilosu 1.40 dolardan işlem görüyor. Ancak, biz, pamuğun kilosunu, yıl ortalaması değeri olan 1.60 dolar olarak kabul ediyoruz. Sonra da “değer zinciri” yolculuğuna başlıyoruz.

*Önce bu pamuktan penye iplik üretiyoruz. Tüm maliyetleri koyduğumuzda 1 kg penye ipliğin fiyatı 3.78 dolara geliyor.

*Ardından ikinci aşama devreye giriyor. Böylece penye ipliği maliyetlerle birlikte örme kumaş haline getiriyoruz. Bu kumaşın fiyatı 4.20 dolara geliyor. Boyama bedeli de eklendiğinde kumaşın fiyatı 6.60 dolara çıkıyor.

*Bu kumaştan 4 tane tişört çıkıyor. Dünyaca tanınmış markalı, işlenmiş bu özel tişört yapıyoruz ve tanesini 10.80 dolardan ihraç ediyoruz. Bu rakamı dört ile çarptığımızda 43.20 dolar elde ediyoruz.

*Yaptığımız hesaptan, bir başka deyişle, tekstildeki “değer zincirinden” şu çıkıyor: “1 kg ham pamuk satmak yerine bunu işleyip markalı bir ürün haline getirdiğimizde yaklaşık 40 kat değer yaratmış oluyoruz.”

Marka 3’e katlıyor

Domino Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Umut Oran değer zincirini bir başka açıdan şöyle ortaya koyuyor: ``Ham bezin 1 metresi 2-3 mark arasında değişiyor. Bu bezi alıp üzerine boya, işleme gibi maliyetler ekleyerek kumaş haline getirdiğimizde kumaşın metresi 4-5 marka çıkıyor. Bu kumaşı bir pantolon haline getirdiğimizde bunu 20 marka satıyoruz.

Ancak, fiyatı artıran unsur etiketin hangi markaya ait olduğu ile ilgilidir. Pantolonu bir dünya markasının etiketi ile sattığınızda, fiyata marka maliyeti de ekliyorsunuz. Bunu da eklediğinizde pantolonu 50 marka satabiliyorsunuz. Genelde marka maliyeti 1'e 3 eklenir. Ama ben Domino markasıyla bunu 50 marka satamam.''

Türkiye'nin katma değeri yüksek ürünler yaratma konusunda önemli atılımlar yaptığını söyleyen Şahinler Holding yetkilileri, Avrupa'ya göre geride olduğumuza dikkat çekiyorlar.

Otomobildeki müthiş süreç

Otomobil, Türkiye'nin en önemli sektörlerinden biri. Dolayısıyla bu sektörde yaratılan katma değerin yüksek olması, Türkiye ekonomisi için hayati önem taşıyor.

Katma değer yaratma zincirini otomobil üzerinde izlemek için kullanılan hammadde oranlarına bakmak gerekiyor. Anadolu Honda Genel Müdür Yardımcısı Yusuf Soner ile Honda Civic 1.6 modelini baz alıyoruz. Yaptığımız hesap müthiş değer zincirini açıkça ortaya koyuyor:

*Honda Civic 1.6'nın tahmini ağırlığı 1 ton 30 kilogram. Bu ağırlığın yaklaşık olarak yüzde 64'ü demir, yüzde 9'u alüminyum, yüzde 7'si plastik, yüzde 5'i kauçuk, yüzde 3'ü cam ve yüzde 12'si de diğer hammaddelerden oluşuyor.

*Oranlar bu hammaddelerin birim fiyatlarıyla çarpıldığında Honda Civic 1.6'nın hammadde maliyeti 854 dolar olarak karşımıza çıkıyor.

*Bu modelin son kullanıcıya 16 bin 670 dolar olarak ulaştırıldığı düşünülürse, üretim ve satış zinciri boyunca hammadde maliyeti üzerine 19.5 katlık bir katma değer yaratıldığı görülüyor.

*Anadolu Honda Genel Müdür Yardımcısı Yusuf Soner, ürünün kompleks olması, üründen performans beklentisinin yüksekliği ve güvenlik beklentisi nedeniyle katma değerin diğer sektörlere göre yüksek olmasının doğal olduğunu belirtiyor.

Gıdadaki tablo nedir?

Gıda sektörü de “katma değer” yaratılabilecek alanların başında geliyor. Özellikle de süt ve süt ürünleri bu konuda öne çıkıyor. Gıdanın bu alt segmentinde katma değer yaratmanın yolu ise çeşitlenmeden geçiyor.

Sütaş Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Muharrem Yılmaz küçük işletmelerin sektöre hakim olduğunu söylüyor ve ekliyor: ``Belli teknolojik yatırımları yapamayan ve bu ürünlerde kayıtdışılığın fazlalığı nedeniyle haksız rekabete maruz kalan küçük üreticilerin katma değer yaratmada çok fazla şansı bulunmamaktadır.''

Süt sektöründe katma değer zincirini Sütaş Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz'la şöyle ortaya koyduk:

*Yörelere göre Türkiye’de sütün litresi 170-215 bin lira arasında değişen fiyatlarla, köylüden satın alınıyor. Bu miktara yüzde 15 oranında toplama, soğutma ve nakliye masrafları eklenince fabrikaya girişi 230 bin liraya çıkıyor.

*Pastorizasyon süreci sonunda ambalajlanıp tüketiciye ulaştırılan işlenmiş sütün fiyatı 400-550 liraya çıkıyor. Uzun ömürlü sütlerde bu miktar daha da yükseliyor.

*Sütün yoğurt, meyveli yoğurt ve light yoğurt gibi ürünlere dönüştürülmesi halinde hammadde maliyeti 0.35 civarında artıyor.

*Ancak uygulanan teknolojik işlemler sonucu ürünün oluşumu, fresh ürünlerin depolama, nakliye ve pazarlanmasıyla birlikte raflara 600-900 bin lira arası fiyatlarla konuluyor. Sütün yoğurt çeşitlerine dönüşümü ile en az yüzde 50 oranında bir katma değer kazandığı görülüyor.

Danonesa Süt Ürünleri Pazarlama Direktörü Serpil Timuray, sektörde yeni katma değerli ürünler yaratmak için teknolojik bilgi ve yatırımın gerekli olduğunu söylüyor.

Paketli ekmekte değer fazla

Ekmek tüketiminde dünya birincisi olan Türkiye'de hala bu tip ürünler, temel besin grubunu oluşturuyor. Talebin fazla oluşu katma değer yaratmada bu sektörü önemli bir pozisyona yerleştiriyor.

Unmaş Genel Müdürü İlhan Can, ekmek sektöründeki değer zincirini şöyle formüle ediyor: ``1 kilogram buğdayın fiyatı 0.22 dolardır. Bunun yarattığı değeri 1 birim kabul edelim. 1 kilogram unun fiyatı ise 0.29 dolardır. Dolayısıyla unun buğdaya göre yarattığı değer 1.3 kattır.

Unu fırın ekmeği haline dönüştürdüğümüzde 1 kilogram fırın ekmeğinin 0.60 dolar olduğunu görüyoruz. Böylelikle fırın ekmeği buğdaya göre 2.7 oranında bir değer yaratmış oldu. Bunu fırın ekmeği değil de, paketli tost ekmeği yaparsak kilogramı 2 dolar olur. Yani, buğdaydan paketli tost ekmeğine uzanan bu süreçte 9.1 oranında bir katma değer yaratılmış oluyor.''

Katma değeri yüksek paketli tost ekmeği ile fırın ekmeği arasında ciddi bir fark olduğunu söyleyen İlhan Can, bunun, brüt farklılıkta kapandığına dikkat çekiyor. Can, bu farkın nedenini  şöyle anlatıyor: "Ana nedenler ilk yatırım, üretim ve dağıtım maliyeti ile tüketim hacminin büyüklüğü-küçüklüğüdür. Bu nedenle katma değerin tek başına yetmediği görülmektedir.''

4 kat fazla değer

Marsa Kraft Genel Müdürü Ümit Ersoy, bitkisel yağ sektöründe katma değer yaratma çabalarının, markalı ürünler ve private label(özel marka) olmak üzere iki alanda geliştiğini söylüyor. Ümit Ersoy'a göre, bunlar içinde markalı ürünler, katma değeri fazla ürün gruplarını oluşturuyor.

Ümit Ersoy bitkisel yağ sektöründeki değer zincirini fiyatlarla somutlaştırıyor:

*"Pazarda 1 litre ham ayçiçek yağı 100 bin liradan satılıyor. Bunun rafine edilmiş hali 176 bin liradan satılıyor.

*Bu yağa marka değeri de eklendiğinde fiyat 189 bin liraya çıkıyor. Endüstriyel yağın satış bedeli ise 216 bin liradır.

*Yine markalı paket margarin 324 bin lira iken, markalı kase margarin satış fiyatı 418 bin lira.

*Fiyatlardan da görüleceği gibi, ham yağ fiyatının 4 katına kadar varan fiyatla satılabilen katma değerli ürünler yaratılabilmektedir.”

Turizmdeki katma değer

En fazla döviz girdisi sağlayan turizm sektöründe yaratılan katma değer turistin geliş amacı ve şekline göre değişiyor. Organize seyahatlerle, spesifik amaçlı gelen turistler daha fazla döviz bırakıyor.

TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy, turistik ürün karmaşıklaştıkça ürünün değerinin arttığını söylüyor. Türkiye'nin turist başına kazandığı ortalama gelirin 660 dolar olduğunu söyleyen Başaran Ulusoy, kongreci turistte bu rakamın bin 200 dolara çıktığına dikkat çekiyor ve ekliyor:

"Endüstri içinde genel kabul gören bir görüşe göre en düşük katma değerli turizm türü güneş, deniz, kum amaçlı tatillerdir. Bu hedef doğrultusundaki tatillerde tüketiciler genellikle tesislerinde kalırlar ve tüm seyahat ve tatil aktivitelerini tesis içinde yaparlar.

Oysa ürünün karmaşıklaşması yaratılan katma değerinde yüksek olması anlamına geliyor. Çünkü, böyle bir ürünün birleşenleri o ülkedeki daha fazla sektörü ilgilendirmekte daha fazla bilgi ve donanım gerekmektedir. Bu nedenle kongre turizmi, kar turları, kültür-sanat turları, arkeoloji turları, özel ilgi turları ve termal turizm gibi pek çok özel turizm türünün katma değeri daha fazladır.''

Yaratılan değer yüzde 75

Katma değer yaratmada önde gelen sektörlerden birini de kimyevi ürünler grubu oluşturuyor. Başer Kimya Genel Müdürü Baydu Veznedaroğlu, kimya sektöründe en büyük katma değeri markanın sağladığını söylüyor. Baydu Veznedaroğlu'na göre iyi bir markaya sahip olunduğunda final ürünün yarattığı katma değer 10 katına çıkıyor.

Baydu Veznedaroğlu, fosfat 535, noniyonik, LAB, Perborat, Sulfat gibi hammaddelerin temel hammaddeler olduğunu söylüyor. Ancak temel hammaddelerin dışında yüzlerce hammaddenin daha kullanıldığına dikkat çeken Baydu Veznedaroğlu, ``Bu nedenle katma değeri hesaplamak oldukça güç'' diyor.

Ancak Baydu Veznedaroğlu katma değeri şöyle formüle ediyor: ``1 kg hammaddeden 3 kg final ürün elde ediliyor. Bu 1 kg'lık hammaddenin değerini 100 birim olarak kabul edersek final ürünün yarattığı değer 175 olur. Yani yüzde 75'lik bir değer yaratılır.''

Teknoloji değer yaratıyor

Vestel Elektronik Genel Müdürü Sertaç Beller, katma değer yaratan elektronik ürünleri iki grupta ele alıyor. Elektronik tasarımın önemli olduğu birinci gruba DVD, TV-DVD combi ürün, 100HZ TV, home theatre, internet TV, internet terminal gibi ürünler giriyor. İkinci grup ise mekanik tasarımıyla öne çıkıyor. Bu gruba ``14 farklı 14''ile ``46 farklı 20-21'' TV görünümünü örnek olarak veriyor.

Philips Elektronik Ürünler Müdürü Yenal Gökyıldırım, elektronikte yaratılan katma değerin teknolojik yenilikten kaynaklandığını söylüyor. Yenal Gökyıldırım şöyle devam ediyor:

``Elektronik sektöründe ciddi bir fiyat erimesi var. Bunu engellemek için 8 ay ile 1 sene arasında yeni bir ürün lanse ediliyor. Bu yeni ürüne ilave özellikler eklenerek fiyatların sabit ve yüksek tutulması sağlanıyor. Mesela müzik setlerimize MP3 ilave ederek ciddi bir katma değer yarattık. Ancak, yaratılan katma değeri rakamlarla ifade etmek çok zor. Çünkü, yeni bir ürün piyasaya çıktığı zaman eskisi devreden çıkıyor. Bu nedenle yaratılan katma değeri karşılaştırıp ölçemiyoruz.''

YAZILIMLARIN DEĞERİ YÜKSEK

Prof. Dr. İbrahim Kavrakoğlu, bilişim ve teknolojinin, katma değerli ürünler içinde önemli bir pozisyon alacağını söylüyor. Bunların dünyada en çok üzerinde durulan ürünler olduğunu söyleyen Kavrakoğlu, Amerika'nın toplam yatırımların yüzde 40'ını bu ürünlere ayırdığına dikkat çekiyor. İbrahim Kavrakoğlu, bu ürünleri, bilgi içeriği fazla olduğu için, niteliksel olarak değerli ve hacimli ürünler olarak tanımlıyor.

Türkiye'de 1999 yılında gerçekleşen bilgi işlem cirosu 2-2.5 milyar dolar. Novell Genel Müdürü Arif Gürdenli'ye göre, bu cironun yüzde 65'ini donanım oluşturuyor. Arif Gürdenli bütün dünyada olduğu gibi Türkiye'de de donanımın payının giderek azaldığına dikkat çekiyor ve ekliyor:

``Donanımın payının giderek azalması, katma değerli ürünlerdeki artışın açık ifadesidir. Henüz ülkemizde yazılım ve hizmet sektörünün önemi tam olarak anlaşılmamış olsa da, esas değeri yaratan bunlardır. Türkiye'de yazılım sektörü beklenen patlamayı gerçekleştirememiştir.''

Bilgi teknolojileri sektöründe konseptin, ürün geliştirmenin ve imalatın katma değerinin çok fazla olduğunu söyleyen Lucent Türkiye Genel Müdürü Şahin Tulga, ``dünyada imalatın katma değeri yüzde 4-5 seviyesine düştü''diyor. Esas katma değerin, ürün geliştirme konusunda olduğunu belirten Şahin Tulga, özellikle yazılım geliştirmenin çok önemli olduğunu vurguluyor ve şöyle devam ediyor: ``Bu noktada kastedilen, diskette kullanılan değil, yarı iletkenlere yerleştirilen yazılım. Bunun katma değeri yüzde 20 seviyesinde. Başka bir deyişle imalatın 4 katı.''

HANGİ ÜRÜNLER KATMA DEĞER YARATIYOR?

Klasik telekom hizmetlerinde katma değerin neredeyse olmadığını söyleyen Global One Genel Müdürü Çağatay Özdoğru, telekomünikasyon firmaları için katma değer yaratmanın günümüzde hayati bir tarz halini aldığına dikkat çekiyor. Çağatay Özdoğru telekomünikasyon sektöründeki katma değerli ürünleri şöyle örneklendiriyor:

YÜKSEK DEĞERE DİKKAT: Telekomünikasyon hizmeti sağlayan kuruluşlar son derece yaratıcı çözümler bulmaktadırlar. Sunulan servislerle beraber aylık kullanım raporunun verilmesi, internet bağlantısıyla e-mail adresi ve içerik gibi katma değerlerin de sağlanması buna güzel bir örnektir.

GSM’DEN ÖRNEK UYGULAMA: Turkcell ve Telsim'in başlatmış oldukları önceden ödemeli GSM kartları, unimessaging, WAP, bilinmeyen numaralar hizmeti, SMS temelli hizmetlerde iyi örneklerdir.

İNTERNETTE NE ÖNE ÇIKIYOR? İnternet hizmetleri tarafında ise, yine önceden ödemeli internet hizmetleri, diğer birtakım bilgisayar ve benzeri cihazların bu tür hizmetlerin içine katılması, abonelere web ortamında ücretsiz yer sağlanması gibi örnekler sayılabilir.''

BİLGİSAYAR CEPHESİNDE DURUM: HP Çevre Birimleri Ürün Yöneticisi Ertuğ Ayık ise katma değerli ürünleri şöyle anlatıyor: ``Bir arıza olduğunda cep telefonunuza mesaj atan yazıcılar, size gideceğiniz yeri tarif eden otomobiller, bakım zamanlarının geldiğini belirten asansörler gibi daha akıllı ürünler; kişiye özel internet sayfaları, kişisel sıcaklık ve müzik tercihlerini hatırlayan odalar, alışveriş trendlerini toplayarak kişisel satın alma önerilerinde bulunan wep sayfaları gibi daha kişisel kullanımlar, daha mobil ve erişebilir hizmetler çekirdek ürünün etrafını saran en belirgin katma değer halkalarıdır.''

``KATMA DEĞER KAYNAĞINDA KISITLANIYOR''

Son yıllarda uygulanan ekonomi programların, katma değeri, kaynağında kısıtladığını söyleyen Prof. Dr. İbrahim Kavrakoğlu, bugünkü ekonomiyle eski ekonominin çalışma mantığını şöyle karşılaştırıyor:

ESKİ EKONOMİNİN ÇALIŞMA MANTIĞI: Türkiye'de ekonominin çalışma mantığı değişti. Eskiden dönemsel olarak tüketimi frenleyebilirdiniz. Krizler eskiden de çıkardı. Fakat bu ekonominin büyümesini sert bir şekilde durdurmazdı. Talep kısıldığı zaman üretim kısılmazdı. Çünkü, satışlar stoktan yapılırdı. Siparişe dayalı üretim mantalitesi yoktu. Diyelim ki zeytinyağına zam yaptınız, talep düşerdi. Ama üretim düşmezdi.

Fabrikalar yine tam kapasite çalışırdı, stoklar şişerdi. Bir süre sonra ya fiyatlar düşer ya da gelir seviyesi yükselirdi. Tüketim yine olurdu. Dolayısıyla katma değer kaynağında kısıtlanmamış olurdu. Kaynak üretimin yapıldığı noktadır.

YENİ EKONOMİNİN ÜRETİM YAPISI: Oysa günümüzde siparişe dayalı bir üretim yapısı var. Yani artık üretim yapayım nasılsa satarım diye çalışamıyorsunuz. Bunun iki nedeni var. Birincisi talep artmaya biliyor, ürünleriniz elinizde kalıyor. İkincisi o stoklamayı yapacak finansal güç yok. Sipariş varsa üretim yapılıyor. Eğer siz talebi frenlerseniz anında üretim birimlerine bu mesaj gidiyor. Üretim kısılır kısılmaz katma değer yaratma işlemi duruyor.

Dolayısıyla katma değer kaynağında kısıtlanmış oluyor. Katma değer yaratılamayınca milli gelir arttırılmamış oluyor.''

Türkiye'nin en önemli ihraç kalemlerinden biri olan fındıkta ise değer yaratılabildiği ölçüde gelir artıyor. Dünyada kullanılan fındığın yüzde 80'i Türkiye'den ihraç ediliyor. Karin Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Memduh Hacıoğlu naturel iç fındığın kilosunun 3-3.40 dolar arasında satıldığını işlenmiş fındığın ise 4-4.70 dolardan alıcı bulduğuna dikkat çekiyor. Hacıoğlu'na göre yaratılan değer yüzde 20-25 daha fazla.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz