Pek çok insan için akıllı telefon kullanmak, sosyal ağlara girmek ve internet üzerinden alışveriş yapmak, araba kullanmak kadar sıradan bir iş haline geldi. Hepsi eğlenceli, kolay kullanılır ve günlük yaşamın bir parçası olmuş durumda. Şu günlerde benzer bir gelişme enerjinin evlerimize ulaştırılma biçiminde de yaşanıyor. Almanya'da yapılan büyük bir saha testi, elde doğru veriler olduğu müddetçe enerjiden tasarruf etmenin nasıl bir eğlenceye dönüştürülebileceğini ortaya koyuyor. Orta-batı Almanya'daki Ruhr bölgesinde yer alan iki şehir olan Krefeld ve Mülheim'daki 700 hane halkı için yeni bir gün başlıyor. Mutfaktan taze kahve kokuları geliyor ve banyodan elektrikli traş makinesinin vızıltısı duyuluyor. İlk bakışta sanki sıradışı hiçbir şey yokmuş gibi... Oysa bizim göremediğimiz, bu evlerin enerji tasarrufu yapmalarına katkıda bulunmak ve geri kalanımızı enerji yönetiminde yeni bir çağa hazırlamak için akıllı teknolojilerin başardıkları iş.
Örneğin, Longree Ailesi'ni ele alalım. Mülheim'ın bir banliyösü olan Saarn'daki yeni inşa edilmiş birtoplu konut sitesinde yaşıyorlar. Susanne Longree, gülümseyerek "17 yıl önce buraya ilk yerleşen ailelerden biri bizdik. O zamanlar penceremizin önünde koyunlar otlardı" diyor. Kocası Rolf Longree ise gürültülü bir kahkaha atarak, "Ama bir de şimdiki halimize bakın. Elektrik sayacımız bize ne zaman çamaşır yıkamamız gerektiğini söylüyor. E-DeMa projesine katıldığımız günden bu yana evimiz kendi kafasına göre hareket edebilecek kadar zekileşti" diyor.
Siemens Akıllı Şebekeler Bölümü'nde proje yöneticisi olan Michael Hufnagel, "EDeMa, Almanya'daki özel mülkiyete ait evlerde akıllı enerji kullanımının saha testinin yapıldığı gelmiş geçmiş en büyük proje" diyor. E-DeMa'nın açılımı, "geleceğin e-enerji pazaryerine yönelik yerel olarak ağlarla birbirine bağlanmış enerji sistemlerinin geliştirilmesi ve kanıtlanması". Hufnagel, "Bu saha testine katılan evlerin hepsi, sofistike bilgi ve iletişim teknolojilerimiz (ICT) aracılığıyla çevrimiçi pazaryerimize bağlanmış durumda. Bu teknoloji sayesinde kendi elektrik tüketimlerinin yanısıra o an geçerli elektrik fiyatlarını da görebiliyorlar" diyor.~
2009 yılında, içinde Miele'nin (elektrikli ev aletleri), ProSyst'in (yazılım), Siemens'in ve Krefeld Belediyesi altyapı hizmetleri şirketinin de olduğu firmalar, Dortmund, Bochum ve Duisberg-Essen'den yüksek öğretim kurumlarıyla bir araya gelerek enerji şirketi RWE liderliğindeki bir projede birlikte görev aldı. Bu güne kadar bu proje muhteşem başarılı oldu.
RWE'de baş proje yöneticisi olan Prof. Michael Laskowski, "Asıl saha testi bu yılın Mart ayından itibaren başlatıldı. Başlangıçta bu sürecin 9 ay sürmesi planlanmıştı ancak biz şimdi bunu, Federal Ekonomi ve Teknoloji Bakanlığı'ndan sağlanan fonun bitiş tarihinden daha ileri bir tarihe kadar uzatmak istiyoruz. Seçilen bu iki pilot bölge aslında Almanya'nın en yoğun nüfusa sahip federal eyaletlerinde bulunuyor ve bize Alman demografisini temsilen enine bir kesit sunuyor" diyor.
Bu projenin ilk adımı olarak her bir evin geleneksel elektrik sayacının yerine dijital birer akıllı sayaç takıldı. Hufnagel, "Krefeld'deki evlerin hepsi Siemens'in ürettiği AMIS sayaçlarıyla donatıldı" diyor. Bu sayaçların içinde ağ geçidi olarak bilinen iletişim modülleri var. Bu modül, akıllı sayaçtan tüketim verilerini okuyor ve E-DeMa pazar yerinden de o anlık fiyatlandırma bilgilerini alıyor. Bu şekilde hanehalkı kendi enerji kullanımını çok daha sıkı takip edebiliyor. Akıllı sayaçlar her 15 dakikada bir enerji tüketimini dahili bir hafıza devresine kaydediyor. Bu veriler günde bir kere kimlik bilgileri silinerek enerji hatları aracılığıyla bir enerji verileri yönetimi merkezine aktarılıyor.
Siemens Powerline Communication adıyla bilinen bu veri hattı saniyede bir megabitin üzerinde birtransfer hızıyla çalışıyor. Hufnagel, "EnergyIP, tüketim verilerini sayaçtan otomatik olarak enerji şirketine aktaran bir çözüm" diyor. Mülheim'daki proje katılımcısı evler ise RWE'nin ürettiği teknolojilerle donatıldı.
Enerji pazaryeri.
Bu saha testine katılan bütün evlerde ortak olan bir şey var: Siemens tarafından geliştirilmiş çevrimiçi bir enerji pazaryerine erişim. Bu aslında E-DeMa projesinin çekirdeğini oluşturuyor. Hufnagel, "Bu sayede hanehalkı ne kadar enerji tükettiğini görebiliyor. Aynı zamanda, enerji tedarikçisi şirketler her gün 8 farklı saat dilimi için 5 farklı tarifeden hangisini uygulayacaklarına karar verebiliyorlar. Ogün için uygulanacak fiyat tarifesini sabah saat 06:00'dan itibaren görebilmek mümkün. Bu sayede katılımcı evlere kendi elektrikli ev aletlerini en ucuz tarifenin geçerli olduğu saat dilimine göre programlama fırsatı sunulmuş oluyor" diyor.~
Rastgele seçilen takriben 100 ev ise Miele'nin akıllı elektrikli ev aletleriyle donatılmış. Laskowski, "Bu elektrikli ev aletleri kendi faaliyet döngüleri için en ucuz fiyat tarifesini otomatik olarak seçiyor" diyor. Bu işi tıpkı standart bir endüstriyel PC'ye benzeyen bir iletişim modülü aracılığıyla başarabiliyorlar. Ancak bunun içinde, Prosyst tarafından geliştirilmiş ve söz konusu evi pazaryerine bağlayan ve elektrikli ev aletlerinin çalışma prensiplerine hakim entegre bir yazılım var. Siemens'de kaynak toplayıcılardan sorumlu Dr. Klaus-Martin Graf, "Her bir elektrikli ev aleti doğrudan RWE veri merkezinde kurulu bir yazılım tarafından kontrol ediliyor. Biz buna toplayıcı kontrol sistemi diyoruz; bu sistem şebekede yeterli akım olup olmadığına ve şebekenin istikrarlılık seviyesine bakarak bir elektrikli aleti çalıştırmanın ne zaman en optimum fiyata mal olabileceğine karar veriyor" diyor.
Bir başka ifadeyle, bu elektrikli evaletleri sadece elektriğin bolca bulunabildiği ve dolayısıyla fiyatının ucuz olduğu zamanlarda çalıştırılıyor. İçinde Longree ailesinin de bulunduğu bir diğer 13 hanelik grup ise kombine ısı ve enerji üniteleri (mikro CHP'ler) ile donatıldı. Bunlar sıcak su üretiminin yanısıra aynı zamanda elektrik de üretebiliyor. Laskowski, "Eğer enerji talebi, belediye altyapı hizmeti şirketinin şebekede arz ettiği enerji miktarını aşacak olursa, o zaman bir ağ geçidi aracılığıyla şebekeye enerji vermek için bu mikro CHP'ler devreye giriyor" diyor. Sa-arn'daki 13 micro-CHP'den onbiri, yerel bir altyapı hizmeti şirketi olan Medl tarafından kuruldu. Medl bu üniteleri önümüzdeki 5 yıl boyunca işletecek ve katılımcı evlere genel destek sunacak.
Değerli geribesleme. E-DeMa projesi sayesinde yapılan tasarrufların henüz elektrik maliyetleri üzerinde doğrudan bir etkisi olmadı. Şu andaki haliyle E-DeMa projesi, katılımcı ailelere normal elektrik maliyetlerine kıyasla ne kadar tasarruf yapabilmiş olabileceklerini gösteren hayali fiyatlarla hazırlanmış kurgusal elektrik faturaları gönderen ve sanal bir enerji piyasasında oynanan sadece deneysel bir oyun. Ancak Longree Ailesi'nin kurgusal olmayan bir çıkarı da yok değil: Artık enerjiyi en fazla ne zaman kullandıklarını görebiliyor ve bu alışkanlıklarını uygun düşecek şekilde değiştirebiliyorlar.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?