Verimlilik gurusu

"Bizim grubumuz şu anda endüstrideki tedarik zincirlerinin verimliliğini artırmak için kopyalanabilir bir model geliştirmekle meşgul."

1.11.2013 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Verimlilik gurusu
Gazeteci Jonathan Cleese çok özel bir ziyarette bulunmaktadır. Az gelişmiş ülkelerde yaşam kalitesinin arttırılması için tasarlanmış uluslararası bir organizasyon olan Global Optimum'un İcra Direktörü ile buluşacaktır. Cleese'in ev sahibi bir projeksiyon tünelinde ona bir dizi proje göstermektedir. Gobal Optimum'un icra direktörü Prof. Chandan Prakash, misafiri Amerikalı gazeteci Jonathan Cleese'ye, "Gelin size etrafı gezdireyim. Burası bizim sayısız özel kamera, sensör, projektör ve 3B efektlerle donatılmış sergileme alanı tünelimiz. O bir teknoloji harikası" der. Önünde kendisine bir tünelde rehberlik yapan Prakash, Cleese'ye kendi şehrindeki bir akvaryum içindeki camdan yapılmış tünelleri hatırlatır. Küçük bir oğlan çocuğuyken sık sık bu tünellerde egzotik deniz canlılarını yakından izlemeye giderdi. Ancak burada ne bir köpek balığı, ne bir vatoz ne de bir kablumbağa görebilmişti; onun yerine sadece manzaralar, endüstriyel tesisler ve enerji santrallerini görebiliyordu. Prof. Prakash anında misafirinin yüzündeki şaşırma ve şevkle karışık ifadeyi farketmiştir. "Daha hiçbir şey görmediniz sayılır. Sizi asıl şaşkına çevirecek şey ise benim bu görüntüler hakkında size birazdan anlatacağım hikayeler olacak. Haydi gidelim!" der. İkisi birlikte, bu organizasyonun ziyaretçilere ve potansiyel müşterilere bu kuruluşun aslında ne yaptığını gösterme ve sergileme hizmeti veren projeksiyon tüneline girerler.

Prakash, "Eminim siz de çok iyi biliyorsunuzdur ki Global Optimum kendisi için her türden altyapının optimumlaştırılması hedefini koymuştur" diyerek söze başlar. Jonathan başıyla onaylar ve profesörün bilgi verme amaçlı söylemini kendisi şöyle tamamlar, "Global Optimum'un enerji, sağlık ve üretim gibi çeşitli alanlara yayılmış uzmanlardan oluşan gönüllü üyelerinin hepsinin tek bir ortak amacı vardır. Onlar kendi uzmanlıklarından gelişmekte olan ülkelerde çok daha verimli altyapılar yaratılması ve dolayısıyla oralardaki yaşam kalitesinin artırılması için faydalanılmasını istiyor. Bu süreçte yerel hükümetlerle ve şirketlerle birlikte çalışıyorlar."

Anlaşılan Jonathan kendi ev ödevine çok iyi çalışmıştır. Prof. Prakash kendisine onaylayıcı bir bakış fırlatır. "Bu tarafa gel. Şimdi sana bizim şu anda üzerinde çalıştığımız bir iş hakkında ayrıntılı bir görüntü sunmak istiyorum" der. İçinde birkaç hastanenin olduğu bir projeksiyonu gösterir. "Dünyanın dört bir yanına adımızı duyurmamızı sağlayan ilk proje buydu. Burada amacımız seyrek nüfuslu alanlarda sağlık hizmetlerini iyileştirmekti. Bu örnek Latin Amerika'daki bir bölgeye ait. Orada yaşayan insanların istisnasız hepsi, en ufak sağlık sorunlarında bile, eskiden uzak mesafelerdeki hastanelere hatta bazen saatlerce süren yolculuklara katlanarak gitmek zorundaydılar. Biz burada sistemi başarılı bir şekilde merkeziyetçilikten kurtardık ve hertopluluğa özel sağlık hizmeti kilinikleri kurduk.~
Bugün tıbbi muayenelerde toplanan veriler elektronik olarak bu kliniklerden merkezi hastanelere gönderiliyor ve orada teşhis koyulduktan sonra burada gerekli tedavilere başlanıyor" der. Jonathan yine başıyla onaylar ve "Bu sayede sağlık bakımı sistemi, karmaşıklık ve maliyetler bazında yalınlaştırılmış oluyor ve kırsal nüfusun ortalama yaşam süresi de artıyor. Bu müthiş bir sistem!" der. Prakash, "Teşekkür ederim. Şimdi devam edelim" der.

Prakash, bu gazeteciyi bir Güneydoğu Asya dekoru içinde harikulade tapınak yerleşkelerinin gösterildiği 3B bir projeksiyona götürür. Jonathan, "İşte burası tüm bir ülkenin ayrıntılı bir tasarımı gibi duruyor" der. "Evet, aynen öyle" diye cevaplar profesör. "Burada uzun yıllar boyunca dünyanın geri kalanından neredeyse tamamen izole edilmiş bir ülkeyi görüyoruz. Burası sadece bir kaç on yıl önce kapılarını uluslararası ticarete açtı, ancak o zamanlar ülkenin çok küçük bir kısmına elektrik ulaştırılabiliyordu. Bu durum ise açılım sürecinin başlamasından yıllar sonra bile süren bir ekonomik durgunluk anlamına geliyordu. Biz bu ülkenin enerji altyapısının ve ekonomisinin mevcut durumunu analiz ettikten sonra her iki sistemin de verimliliğini arttırmak için detaylı bir plan hazırlamıştık."

Jonathan büyülenmiştir. "Peki plan neydi?" diye sorar. Prakash, "Yıllar boyunca yatırımcılar ve hükümet tarafından uygulanan bizim planımızın içinde mesela hidroenerji kapasitesinin artırılması vardı" diye cevaplar. "O zamanlar, bu ülkenin faydalanılmayan potansiyelleri devasa boyutlardaydı ve bu durum diğer yenilenebilir kaynaklar için de geçerliydi. Aynı zamanda biz bu ülkeyi, elektriğin uzak mesafelere çok düşük kayıplarla nakledilmesini sağlayan HVDCT teknolojisi ile baştan aşağıya elektriklendirdik. Ve hammaddelerin ayrıştırılmasını sağlayan bakteri kullanımı sayesinde yeni üretim teknolojileri geliştirebilmeyi başardık."

Prakash, duvardaki birkaç tesise işaret eder. "Ayrıca bir hayli verimli kombine çevrimli enerji santralleri de kurduk ve bu ülkenin mevcut enerji santralleri parkını çok daha verimli çalışır hale getirmek için onları modernize ettik. Sürekli dalgalanan rüzgar enerjisi ile güneş enerjisinin artan payına rağmen enerji şebekesini dengede tutmak istiyorduk. Ayrıca maliyetleri de düşürmek istiyorduk. Zaten endüstriyel tesislerde ve evlerde otomatik yük azaltma sistemleri kurmamızın nedeni de buydu. Bunlarla birlikte, eşsiz enerji tasarrufu programımız aracılığıyla elektriğe olan talebi dramatik boyutlarda düşürmeyi başardık. Tüm bunlarla ilgili çok enteresan bir konu da yapılan enerji tasarrufları ile kurduğumuz bu teknolojilerin kendi kendilerini amorti edebilmesiydi. Bu arada, ülke içinde yenilenebilir enerjilerin kullanımı ve doğalgaz üretimi sayesinde, ithal edilmesi gereken pahalı hammaddeler çok sınırlı seviyede kaldı. Günümüzde, başlıca uluslararası şirketlerin yatırımları sayesinde, bu ülkenin ekonomisi günden güne gelişiyor" diye devam eder.

Tam da bu noktada gazeteci iyice büyülenmiştir. "Siz uygulamada bu ülkenin tamamında bir devrim yaptınız. Bundan daha iyisini yapamazdınız, değil mi" diye sorar. Profesör, yüzünde kocaman bir gülümseme ile "Haklısın. Ne derler bilirsin, önemli olan küçük şeylerdir" diye cevap verir. Ardından Jonathan'ı başka bir projeksiyona götürür.~
Prakash, "Bizim grubumuz şu anda endüstrideki tedarik zincirlerinin verimliliğini artırmak için kopyalanabilir bir model geliştirmekle meşgul. Bunun içinde malzemelerin gerikazanım hızlarını artıracak yöntemler de var. Biz bu modeli, çok sayıda ülkenin hammaddeler konusunda ithalata bağımlılıklarını azaltmalarına yardımcı olmak ve global hammadde kıtlığına karşılık vermek için kullanmayı ümit ediyoruz. Prensip olarak bunu yapmak çok kolay. Bunu siz bile evinizde kendi dört duvarınız arasında yapabilirsiniz" der.

Jonathan kaşlarını çatarak sorar, "Bu nasıl mümkün olabilir ki? Tam olarak ne yapmam gerekir?" Verimlilik gurusu hafif bir tebessümle, "Evet, bu iş bizim her birimizin kendi ortaklarımızdan defalarca işittiğimiz bir yöntemle başlar: Fuzuli ışıkları söndür ve çöplerini ayrıştır" diye cevaplar.

Sebastian Webel

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz