UZMANLAŞACAĞINIZ KONUYU SEÇİN
Genç yöneticilerin tümü uzmanlaşmak istenilen alanın iyi belirlenmesi gerektiğini vurguluyor. Türkiye’nin genç yöneticilerinden Fillo Genel Müdürü Serkan Akbudak, “Genç arkadaşlara uzmanlaşmak istedikleri branşlarda eğitim almalarını tavsiye ederim. İnsan akademik eğitimi boyunca aldığı bilgileri hayatı boyunca kullanmak durumunda kalıyor. Bu açıdan eğitim sürecini bilgi ve yetkinlikleri artırma doğrultusunda olabildiğince dolu geçirmekte fayda var” diye konuşuyor. Akbudak’ın önerileri şöyle: “Her koşulda uzmanlaşacakları konu hakkında olabildiğince birikim edinme fırsatları varken bunu iyi değerlendirsinler. Öğrendikleri her konunun en kötü ihtimalle kelime dağarcıklarına sağlayacağı katkıyı dikkate alsınlar. İş yaşamında yükselmek istiyorlarsa içinde bulundukları çalışma ortamındaki tüm arkadaşlarını takım arkadaşı olarak görmelerini öneririm.” TEKNİK DERSLERE ODAKLANIN
Genç yöneticilerin üniversitede alınacak derslere ilişkin önerileri de var. Öncelikle hangi sektörde kariyer planlanıyorsa ona göre bir akademik çalışma programı uygulamanın mantıklı olacağını belirtiyorlar. Ancak her zaman eğitimi alınan bölümle kariyer planlanan alan örtüşmeyebiliyor. Genç yöneticilerin birçoğu bu eksikliği seçmeli derslerle doldurmuş.
CEO’ların dersler konusundaki bir diğer önerisi de özellikle teknik derslere odaklanmak. Ontex Türkiye Genel Müdürü Özgür Akyıldız’ın bu konuda önerileri şöyle: “Eğitiminizle talip olduğunuz işin farklı olması seçilmenizi engelleyebilir. Mümkünse üniversiteye hazırlanmaya başlayana kadar kararınızı verin. Ben işletme istiyordum. Bunun için teknik liseden ayrılıp düz liseye geçtim. Üniversitede bence en anlamlı dersler son 2 yıldaki ihtisasa yönelik dersler. Şimdi düşündüğümde en çok satış ve pazarlama dersleri aklımda kalmış.” ÇALIŞMA YAŞAMINA ERKEN BAŞLAYIN
Çalışma hayatına henüz öğrenciyken girmek ileriki dönemde bir adım önde olmayı da beraberinde getiriyor. O yüzden başarılı yöneticilerin tümü gençleri bu konuda yürekli olmaya çağırıyor. T-Box Genel Müdürü Doğan Kaşıkçı, iş hayatına mümkün olduğunca erken atılmayı öneriyor ve kendi deneyimlerini şöyle aktarıyor: “Yüksek lisans yaparken derslerin dışında network yapmaya, yani iş hayatından yeni insanlarla tanışmaya da odaklanmak gerekir. Benim okul yıllarında iki farklı faaliyetim vardı. Birincisi para kazanma amaçlı faaliyetlerdi. Örneğin özel ders verdim, DJ’lik yaptım... Ayrıca İşletme Ekonomi Kulübü’nün aktif üyesiydim. Benim not ortalamam 2.75’ti. İlk CV’mi hazırladığım zaman aldığım ek dersleri göstermek için bir kapak yazısı ve transkriptimi de ekliyordum. İş görüşmelerine giderken yaptığım işlerin dosyasını götürüyordum. STAJLARIN ÖNEMİ BÜYÜK
Yöneticilerin dikkat çektiği bir diğer nokta da stajlar. Yöneticiler, öğrencilerin staj deneyimlerini önemsemeleri gerektiğini vurguluyor. Verifone Türkiye Genel Müdürü Soner Çaşur, bu konudaki deneyim ve tavsiyelerini şöyle sıralıyor: “Katılacakları sosyal faaliyetler, edinecekleri sosyal çevre iş hayatlarında çok işlerine yarayacaktır. Çünkü mesleki gelişim kadar kişisel gelişim de önemli. Benim okulum, öğretimdeki başarısı kadar, sosyal özelliklerin geliştirilmesi anlamında çok yeterli değildi. Bu açığı ben kendim tamamlamaya çalıştım. Örneğin bütün staj imkanlarını en iyi şekilde değerlendirmeye çalıştım. Dersler gerçek hayatta karşılaşacakları konulardan çok farklı. Bu nedenle önemli olan alacakları eğitimin onlara meslekleriyle ilgili düşünme, araştırma ve çalışma disiplinini vermesi. Mesleki eğitimlerinin yanı sıra yabancı dil, bilgisayar kullanımı gibi donanımlara sahip olmaları da gerekir.”~ ÖNCE İŞ SONRA MASTER
Arçelik LG Genel Müdürü Hakan Bulgurlu ise sıklıkla yapılan bir hataya, doğru bilinen bir yanlışa dikkat çekiyor. O da mezuniyetin hemen ardından master yapmak. Bulgurlu’nun bu konudaki tavsiyeleri şöyle: “Master eğitiminin önemine tabii ki inanıyor ve destekliyorum. Ancak master eğitimi belli yeterlilikler sağladıktan sonra yapılmalıdır. Yani belli bir iş tecrübesi yaşandıktan ve birikim elde edildikten sonra bunun üzerine master eğitimi yapılarak kariyer gelişimi sağlanmalıdır. Gençlerin iş dünyasına hiç hazır olmadan erken yaptıkları master eğitiminin, bazı durumlarda tehlikeli olduğunu dahi düşünüyorum. Bu tehlike de çok iyi bir eğitimin yanında oldukça yetersiz bir iş hayatı bilgisi ve mesleki birikim eksikliğinden kaynaklanıyor. Bu nedenle ancak 5-10 yıllık bir iş tecrübesinin ardından yapılan master eğitiminin yeterli bir iş tecrübesi ile iyi bir eğitim dengesini sağlayacağını düşünüyorum.” HER ZAMAN ARAŞTIRIN
Avm mfi partners Yönetim Direktörü Semet Yolaç Canlıel’in önerileri ise kişisel gelişim konusuna odaklanıyor: “Genç arkadaşlara önerim araştırmacı olmaları. Girilen her ders veya seminere ‘Kendim için farklı neler öğrenebilirim’ diye girmek gerektiğini düşünüyorum. Kendini geliştirmek çok önemli. Üniversite hayatları boyunca mutlaka çalışmalarını da öneririm. İdeali elbette hedefledikleri alana yönelik çalışmak ama çok farklı sektörlerde çalışmak bile farklı bakış açıları kazandırabilir. Ben üniversite hayatımla birlikte çalışmaya başladım. İlk etapta daha az konuşup daha çok dinledim ve sürekli gözlem yaptım. Bu yaptığım gözlemlerin şu anki iş hayatımda halen faydasını görüyorum. Yüksek lisans yapmak kişiye mutlaka farklı ufuklar açar. Fakat yüksek lisansa bir süre çalıştıktan sonra başlamak daha doğru.”
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?