Dünya şehri olma yolundayız

Konya Valisi Aydın Nezih Doğan, sorularımızı yanıtladı.

1.05.2013 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Dünya şehri olma yolundayız
Konya'nın eşsiz tarihi ve kültürel zenginlikleri, üniversiteleri, beş yıldızlı otelleri, alışveriş merkezleri, sosyal donatıları, yolları, kişi başına düşen yeşil alanları, planlı şehirleşmesi ile bir marka şehir haline geldiğini söylemek mümkün. Konya Valisi Aydın Nezih Doğan, "Bütün sektörlerde gelişim yol haritası anlamında stratejik planlar hazırlanarak Konya'nın neyi, nasıl yapması gerektiği çalışıldı. Konya halkı bu stratejiler etrafında bütünleşti ve bugünlere gelindi" diyor.

Konya, mevcut dört üniversitesinin oluşturduğu nitelikli beşeri sermayesi, tüketim merkezlerine yakınlığını sağlayan stratejik konumu, geniş tarım toprakları, yüksek güneş radyasyonu, sahip olduğu ülkemizin ikinci büyük linyit rezervi, tarihi ve kültürel zenginlikleri ile avantajlı bir konuma sahip. İl merkezi ve ilçelerinde kurulu bulunan 9 adet organize sanayi bölgesi, Karapınar Enerji İhtisas Endüstri Bölgesi ve çok sayıda özel sanayi bölgesi, yatırım için hazır alanlar sunuyor. Bunun yanında ölçek ekonomisine uygun büyüklükte hazine arazileri, özellikle tarım sektörü açısından dikkat çekiyor. Konya aynı zamanda genç ve nitelikli insan kaynağı, turizm olanakları, dinamik ekonomisi ve büyük potansiyeli ile sürekli gelişen bir şehir. Konya Valisi Aydın Nezih Doğan, eğitimden sanayiye, turizmden lojistiğe tüm dinamikleriyle Konya’nın Türkiye’nin yaşadığı hızlı gelişimden payına düşeni almayı başarmış bir kent olduğunu belirtiyor. Vali Aydın Nezih Doğan sorularımızı yanıtladı.

Konya’nın çehresinde son yıllarda bir değişim söz konusu mu? Son beş yılı değerlendirir misiniz?
Önceliği, toplumsal gelişimin ve dönüşümün motoru olması lazım gelen akademik hayata verelim. Konya geçtiğimiz 4 yıl içinde 3 yeni üniversiteye sahip oldu. Kuruluşuna ilişkin yasa çalışmaları sürdürülen Gıda ve Tarım Üniversitesi’nin kurulması ile bu yıl içinde üniversite sayısını 5’e çıkarmış olacak. Bu başlık altında Tübitak destekli Türkiye’nin ilk Bilim Merkezi ve Mevka kaynaklı olarak sanayinin dönüşümü için lazım gelecek bölgesel inovasyon merkezi, başka bir ifadeyle Konya Ar-Ge Merkezi de Konya’da inşa edilecek.~

Ulaştırma sektöründeyse Konya’da 7 komşu ilimize bölünmüş yollarla bağlanmak için çalışmalar sürdürülüyor. Konya ayrıca Türkiye’nin Ankara-Eskişehir hattından sonra ilk yüksek hızlı tren hattına sahip. Aslında Ankara ile başlayan YHT tren serüveni, yakın zaman önce Eskişehir’e bağlanmak suretiyle yeni bir aşamaya geldi. Bu yıl sonunda İstanbul’a ve önümüzdeki yıllarda

İzmir, Sivas-Erzincan ve nihayet Antalya’ya bağlanarak Konya’yı tam bir merkez şehir haline dönüştürecek bu proje bizim için yalnızca bir ulaştırma projesi değil, aynı zamanda bir prestij projesidir. Bununla beraber Konya havalimanının yeni bir terminal binasına kavuşması da bu yıl içinde gerçekleşecek.

Ayrıca Konya’nın lojistik ihtiyaçlarını karşılamak üzere Mersin limanı hızlı tren hattı için birinci etap ihale tamamlandı, ikinci etap için proje ihalesi yapıldı. Konya Lojistik Merkezi’nin kamulaştırma çalışmalarının tamamlanmasının akabindealtyapı çalışmalarına başlanacak. Tarım sektöründe Konya ülkemizin en önemli projelerinden birine ev sahipliği yapıyor. Tam bir entegre proje olması nedeniyle, KOP adı verilen bu projeleri yönetmek üzere bölgesel kalkınma idaresi (KOP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı) kuruldu.

Projelerin temeli Konya ovasında tarımı sürdürebilir kılmak adına güvenilir su temin etmeye dayanıyor. Yine Konya’nın ekonomik kalkınması açısından çok önemli bir yere sahip olan Bağbaşı barajı ve Mavi Tünel inşaatı tamamlandı. Bozkır barajı, Afşar Hadimi barajı, Afşar-Bağbaşı Hadimi tüneli, Hotamış depolaması ile diğer kanal inşaatları devam ediyor. Proje, geniş tarım arazilerine karşılık olarak su kaynakları kısıtlı olan Konya ovasına, dış havzadan su aktarımını sağlaması açısından hayati önem taşıyor. Bahsettiğim projelerin tamamlanmasıyla Konya ovasına yılda 414 milyon metreküp su aktarılacak.

Tarım sektörü açısından önemli bir proje daha hayata geçiyor. 22 milyon metrekare genişliğinde Türkiye’nin en büyük hayvancılık bölgesi ilimizde kuruluyor. Entegre biçimde hayvancılık faaliyetlerinin yürütüleceği bölgede şu sıralarda 6 firma yatırım çalışmalarına devam ediyor. Tarım sektöründe Konya’yı daha etkili bir oyuncu haline getirmek için özellikle tohumculuk sektöründe önemli çalışmalar yapıldı, konunun daha fazla ticarileşmesi için de 2011 yılından itibaren “Konya Tohumculuk Fuarı” düzenlenmeye başlandı.~

Enerji sektöründe de geçtiğimiz üç yıl tam bir hazırlık zamanı olarak değerlendirildi. Geçmişte enerji sektöründe kayda değer bir ağırlığı olmayan Konya, 2012 yılında Bakanlar Kurulunca Karapınar ilçemizde “Enerji İhtisas Endüstri Bölgesi” ilanı avantajıyla makus talihini yenmiş gözüküyor. Endüstri bölgesi ilanı, Konya ilini ülkemizin yenilenebilir enerji üssü haline getirecek bir gelişmedir. Yaklaşık 60 milyon metrekare arazi, başta güneş enerjisi santrali yatırımları olmak üzere, enerji yatırımları için ayrıldı. Aynı bölgedeki 1832 milyar tonluk linyit rezervleri ayrı bir avantaj olarak karşımızda duruyor. Önümüzdeki birkaç yılda Konya on milyarlarca dolarlık enerji yatırımına ev sahipliği yapacak.

Sanayi sektöründe de önemli atılımlar gerçekleştirildi. 2010 ve 2011yıllarında Konya İstanbul’dan sonra en fazla yatırım teşvik belgesi alan il oldu. Nitekim mevcut sanayi alanlarına bu dönemde binlerce dekarlık ilaveler yapıldı. Yabancı sermaye de Konya’daki bu gelişmeleri fark etmiş olacak ki çok önemli uluslararası şirketler yatırım yapmaya ikna oldular. Turizm sektörü de geçtiğimiz 5 yılda baş döndürücü bir gelişme gösterdi, çok sayıda yeni konaklama ve yeme içme tesisi hizmet kervanına katıldı.

Konya’nın en önemli sorunları neler? Bunların çözümü için planlarınızdan bahseder misiniz?
Ülkemizin en büyük yüzölçümüne sahip ili olan Konya’nın tarım alanında en büyük sorunu, su arzında sürdürülebilirliğin sağlanmasıdır. Konya Kapalı Havzası’nın su kaynakları kısıtlıdır. Bu itibarla dış havzalardan Konya Kapalı Havzası’na su aktarılması ve mevcut suyun iyi yönetilerek en verimli ve modern sulama yöntemlerinin kullanılması önem taşıyor. Gerek merkezi hükümet, gerekse yerel birimler Konya’nın bu alandaki sorununu çözme noktasında tam bir hedef birliği içerisinde çalışmaktalar. Tamamlanan ya da inşa halindeki baraj, depolama, tünel ve kanal projeleri, önemli miktarda suyun Konya Kapalı Havzası’na aktarılmasını sağlayacaktır. Diğer yandan mevcut sulama sistemlerinin rehabilitasyonu için çeşitli kaynaklardan son iki yılda 200 milyon liralık kaynak ayrıldı. Bunu çok önemsiyoruz. Çünkü mevcut su kaynaklarının verimli bir şekilde kullanılmasıyla dış havzalardan getirilecek su kaynaklarından daha fazla bir su tasarrufu sağlanmış olacak. Bu bağlamda 2023 yılına kadar halen vahşi sulama yapılan alanların tamamının basınçlı sisteme dönüştürülmesi planlanıyor.

Konya’nın bir başka sorunu ise lojistik. Konya sanayisi sürekli gelişiyor. İlin 2012 yılı ihracatı içerisinde imalat sanayinin payı yüzde 93’tür. Günümüzde kıyasıya bir rekabetin yaşandığı dünyada, kaliteden ödün vermeden maliyetleri düşürmek, rekabet üstünlüğü açısından zorunlu görünüyor. Diğer taraftan dünya ticaretinin yaklaşık yüzde 90’ı denizyoluyla gerçekleşiyor. Bu açıdan sanayimizin rekabet gücünün artırılması, en uygun biçimde limanlara ulaşmasına bağlı.~

Bu çerçevede Konya, gerek hammadde temininde gerekse ürünlerini dünya pazarlarına sunarken, özellikle Akdeniz limanlarına (Mersin ve Taşucu), Marmara denizindeki limanlara (Derince ve Tekirdağ) ve Karadeniz limanlarına ihtiyaç duyuyor. Ancak Konya’ya en yakın liman Mersin limanıdır. Bu açıdan önceliğimiz Mersin ilindeki limanlar. Ancak diğer liman bağlantılarının da iyileşmesi gerekiyor.

Bu bağlamda Konya-Mersin demiryolunun, Konya-Eskişehir-İstanbul (Derince limanı) demiryolunun ve Konya-Ankara-Samsun demiryolunun ıslahına bu öncelik sırasına göre ihtiyaç duymaktayız. Sözünü ettiğimiz projeler, TCDD 2023 demiryolu planlamasında var olan ve üzerinde halen iyileştirme çalışmaları devam eden projeler. Bununla beraber biz Konya olarak, gelecekte Taşucu limanının daha etkin kullanılmasını temin bakımından, 2023 planlamasına Konya-Karaman demiryolu hattına yapılacak 145 kilometrelik bir ilavenin alınmasına gayret ediyoruz.

İnanç turizmine yönelik çalışmalardan bahseder misiniz? Şehirde turizm tesisleri hakkında bilgi verir misiniz?  Bunlar yeterli mi ve yeni turizm yatırımları gündemde mi?
Konya’yı yalnızca inanç turizmi açısından incelemek eksik bir yaklaşım olur. Konya’yı, Hz. Mevlâna ve Selçuklu’nun başkenti olarak, inanç ve kültür turizminin birbirinin içine geçtiği bir yapıda görmek durumundayız. Dediğim gibi ulaştırma sektöründe sağladığımız önemli gelişmeler Konya’yı daha erişilebilir kılıyor. Hedefimizde 2023 yılında 2,5 milyonu yabancı 10 milyon turisti Konya’da ağırlamak var. Dolayısıyla hazırlıklarımızı buna göre yürütüyoruz. İlin hazırlanması sürecini iki biçimde anlamak ve yürütmek lazım geliyor. Öncelikle kentlerimizi ve turizm destinasyonlarını daha cazip hale dönüştürmeye yönelik çalışmalar yapılması, daha sonra diğer kentsel altyapı tedbirleri alınarak ticari kuruluşların, bir başka ifadeyle sektörün hazırlanması gerekiyor.

Gerek yerel yönetimlerimiz, gerek merkezi hükümet ve onun taşra kuruluşları tam bir işbirliği içinde bütün değerlerimizi yeni bir anlayışla rehabilite etmeye çalışıyoruz. Bu çalışmalar gözle görülecek ve ayırt edilecek hale geldi. Bu tedbirler aynı zamanda kentin markalaşmasına katkı sağlarken turizme ilişkin yatırım değerini de artırıyor.

Sektörün yatırım değerinin artışına paralel olarak, neredeyse her yıl birkaç nitelikli 4-5 yıldızlı otel ile tarihi binaların dönüşümüyle sağlanan butik oteller sisteme dahil oluyor. Şimdilik 3 adet 5 yıldızlı otelimiz hizmet veriyor, çok yakında bunların sayılarının 10’a doğru yaklaşacağını düşünüyorum. Çok sayıda konulu müze projesi önümüzdeki birkaç yıl içinde tamamlanacak.~

Şüphesiz şehrin Hz. Mevlâna ve felsefesini ziyaretçilerine anlatmasına destek olacak organizasyona sahip olmanız gerekiyor. Şehir yerel yönetimleri, üniversiteleri, STK’ları ve diğer paydaşlarıyla yılın her döneminde nitelikli ve yıllar boyunca devam edecek projeleri hazırlamaya gayret ediyor. Burada bir hassasiyetimiz var. Biz Hz. Mevlâna’yı doğru anlatacak, gerçekten dünyaya değer katacak projelerle ilgileniyoruz. Amacımız ticaret yapmak değil, değer katmak. Bu nedenle 22-30 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirdiğimiz Mistik Müzik Festivali veya 7-17 Aralık tarihlerinde yaptığımız Şeb-i Arus törenleri gibi çok sofistike işler yapıyoruz. Her iki organizasyon da dünya çapında ses getiren, çok nitelikli organizasyonlar.

“ÜNİVERSİTENİN ŞEHRE KATKISI BÜYÜK”
Hiç kuşkusuz şehirlerin kalkınmasında üniversitelerin payı büyüktür.Hatta kalkınmada lokomotif görevini üstlendiklerini söyleyebiliriz. Üniversiteler her şeyden önce nitelikli beşeri sermayenin oluşmasında vazgeçilmez kuruluşlardır.Ayrıca bugünün dünyasında en değerli kaynak bilgidir.Üniversiteler gerçekleştirdikleri bilimsel faaliyetlerin sonuçlarını toplumla paylaşarak,bilginin topluma yayılmasına zemin hazırlıyorlar. Üniversiteler ile piyasanın kuracağı işbirliği, tüm sektörlerin gelişmesi için yeni fırsatların ortaya çıkmasını sağlayacak. Diğer taraftan üniversite öğrencilerinin de bulundukları şehre katkılarından bahsedebiliriz. Konya özelinde konuşacak olursak, Konya’daki üniversitelerde okuyan yaklaşık 90 bin öğrenci,ilimizin ekonomik, sosyal ve kültürel hayatına önemli bir katkı sağlıyor.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz