Son yıllarda giderek küçülen metrekarelerin yanında artık residans hizmetleri de talep ediliyor. Hatta ileride Uzakdoğu'daki gibi mutfaksız daireler görülmesi bekleniyor. Konut, ofis, AVM ve sosyal alanları birlikte sunan karma projelere alım talebi tırmanıyor. Çevre dostu yeşil binalar da yükselen bir trend. Hem inşaat firmaları hem tüketiciler yeşil ve depreme dayanıklı binalarda oturmak istiyor. Kentsel dönüşüm ile 10 milyona yakın binanın yenileceği bu dönemde, öne çıkacak projeleri bu yeni trendler belirliyor.
Ekonominin lokomotif sektörlerinden inşaat, gerek teknolojik gelişmelere gerekse müşteri talep ve beklentilerine göre sürekli değişim gösteriyor. Sadece dört duvarı olan konutlarla barınma ihtiyacını karşılamak çok gerilerde kaldı. Artık büyük şehirler ve Anadolu’da ki tüketicilerin yeni ihtiyaçları sektörün rotasını belirliyor. Zaman içinde gelişen ihtiyaçlarla sektör teknoloji ve tasarım anlamında çeşitlilik göstermeye başladı. Her alanda olduğu gibi inşaat sektöründe de tüketiciler çok daha bilinçli olarak karar alıyor. Günümüzün inşaat sektöründe satın alma kararlarında yeni trendler etkili oluyor. En öncelikli ihtiyaçlar arasında deprem sonrasında önem kazanan güvenli bina konsepti var. Aynı şekilde çevre bilinci oturdukça yeşil binalara da ilgi artıyor. Sadece ofislerde değil konut projelerinde de çevreye daha uyumlu, tasarrufu yüksek binalar tercih ediliyor.
Türkiye’de dış ticaret açığının büyük oranını enerji ithalatının oluşturduğu düşünülecek olursa yeşil konut ve ofis projelerinin artması da kaçınılmaz. Zamanla gerçekten sürdürülebilir yeşil yapılar üreten firmaların ön plana çıkması bekleniyor. Site hayatına alışan büyükşehir insanı için artık karma projelerde oturmak da önemli bir trend olarak görülüyor. Değişen toplumsal hayat şartları, az zamanda çok işi çözme talebi, metropol şehirlerdeki yoğun trafik problemleri gibi nedenler karma projelere talebi artırıyor. Aynı şekilde büyük şehirlerde önemli projelerle adını duyuran şirketlerin Anadolu’ya yayılmaya başlaması da güçlü bir trend olarak beliriyor.
GÜVENLİ BİNALAR ÖNEM KAZANIYOR
Deprem kuşağında yer alan Türkiye’de inşaat alanında her türlü trendin önüne şu anda can güvenliğini tehdit etmeyen yapı ihtiyacı geçiyor. Bu anlamda hızlı bir dönüşüm ihtiyacı var. Akşan Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Melih Şimşek, “Kişiler konut alacakları zaman önce güvenlik konusunu göz önünde bulunduruyor” diyor. Şimşek’e göre bu nedenle de geçmiş yıllara göre artık çelik yapıların da önemi artıyor. Şimşek, “Zira müşterilerimiz en dayanıklı, güvenilir yapı sistemini araştırdıklarında çelik yapılarla karşılaştırdıklarını dile getiriyorlar” diyor. Bu anlamda yapısal çelik sistemi dünya için yeni bir uygulama olmasa da ülkemiz için yeni bir sistem olarak karşımıza çıkıyor.
Dünyada deprem kuşağı üzerinde bulunan ülkelerde yapı malzemesi olarak çelik kullanılıyor. İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği’nin (İMSAD) verdiği bilgilere göre bugün yurtdışındaki yapılarda çelik kullanım oranları Japonya ve ABD’de yüzde 70, İngiltere’de yüzde 54. Almanya ve Fransa’da bile yüzde 30’un üzerindeyken Türkiye’de binalarda çelik kullanımı sadece yüzde 5.~
Bunun da ancak yüzde 1 kadarı konut yapılarına ait, kalanı endüstriyel yapılarda kullanıyor. Şimşek de Akşan Yapı olarak deprem kuşağı üzerinde yer alan ülkemizde yapılarda çelik kullanım oranını sosyal sorumluluk bilinciyle artırmayı hedeflediklerini dile getiriyor.
METREKARELER DEĞİŞİYOR
Son yıllarda Türkiye’de yalnız yaşayanların çoğalması ve öğrenci nüfusunun artması gibi nedenlerle talep edilen metrekarelerde ve istenen konut hizmetlerinde de ciddi bir değişim yaşanıyor. Teknik Yapı Holding Başkan Yardımcısı Umut Durbakayım, “Son 5-6 yıldır 100 metrekarenin altında daireler ve stüdyo, 1 + 1 ve 2+1 gibi konutlar en büyük trend olarak öne çıkıyordu. Özellikle spor ve sosyal alanları barındıran, özetle zaman kazandıran hizmetlere sahip toplu konut siteleri rağbet görüyordu. Son birkaç yıldır bu trende rezidans hizmetleri de dahil olmaya başladı. Küçük dairelere talebin önümüzdeki yıllarda da devam edeceğini öngörüyoruz. İleride Uzakdoğu’daki gibi sadece yaşam alanı sunan daireler yapılması olası. Buna en güzel örnek mutfaksız daireler olacak” diyor.
Aynı şekilde ev-ofis uygulamaları da giderek daha çok alıcı buluyor. Durbakayım, “Büyük şehirlerde yoğunlaşan trafik nedeniyle çalışma saatlerinin sekteye uğraması, alternatif çalışma koşullarını ortaya çıkardı. İşlevselliğinden dolayı artık ev-ofis tarzı dairelerin bir adım öne çıkacağını öngörüyoruz” şeklinde konuşuyor. Dumankaya İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Dumankaya da artık insanların hayatlarına dokunacak teknolojilere sahip yeni yaşam alanları geliştirmek gerektiğini belirtiyor. “Enerji, ulaşım ve iletişimi yönetebilecek yapıya sahip akıllı ev teknolojileri inşaat sektörüne yön verecek yeni bir trend. Biz de bu doğrultuda, daire sakinlerinin hayatlarına katma değer kazandırma ve konfor oluşturma amacıyla Dumankaya IQ akıllı ev teknolojileri sistemlerini oluşturduk” diyor.
KARMA PROJELERE TALEP
Özellikle arsa maliyetlerinin yüksek olduğu bölgelerdeki projelerde hem bireysel hem ortak kullanım alanlarında artık daha fonksiyonel çözümler ön plana çıkıyor. Akşan Yapı’dan Şimşek, “Projelerin sosyal donatıları yükselen bir trend olarak karşımıza çıkıyor. Mevcut projeleri incelediğimizde en az konutlar kadar hatta daha fazla yatırımın sosyal donatılara yapıldığını görüyoruz.
Yüzme havuzları, tenis kortları, yürüyüş alanları, yeşil alanlar, ortak kullanım alanları konut tercihlerinde ciddi pay sahibi olmuş durumda. Karma projelerin artış göstermesinin iki nedeni var. Birincisi konut ve kısmi ticari alan satışları ile proje ön finansmanı yaratılıyor. İkinci nedeni, insanların hemen hemen tüm ihtiyaçlarını tek birimde karşılama lüksünün cazibesi olarak görüyorum” diye konuşuyor.~
Umut Durbakayım da Şimşek’in görüşünü paylaşıyor: “Tüm çözümleri kendi içinde olan projelerin artması yaygınlaşan bir trend. Sosyal hayat, spor, alışveriş, iş hayatına yönelik ihtiyaçların proje içinde çözümlenmesi önem kazanıyor. Yeni yapılan büyük projelerin tamamına yakını karma proje olarak karşımıza çıkıyor. Bu trend büyük şehirlerde sürecek. Ancak bu tip projelerin Anadolu’da çok fazla yaygınlaşacağını söylemek biraz zor” diyor.
Uğur Dumankaya ise bu trendi şu nedene bağlıyor: “Teknoloji ile birlikte değişen ve hız kazanan günlük yaşantı ve yoğun geçen bir iş gününün ardından bireyler tüm ihtiyaçlarını tek bir yerde karşılama konforunu yaşamak istiyor. Bu sebeplegünümüzde karma projeler daha da fazla talep görmeye başladı. Gayrimenkul geliştirici firmalar da hayata geçirdikleri karma projeler sayesinde hem müşterilerinin taleplerini yerine getirmiş oluyor hem konut ve ofis kombinleri yaparak risk dağıtıyorlar.”
YEŞİL BİNALAR KONSEPTİ ARTACAK
Artık daha az enerji tüketen çözümler, geri dönüştürülebilir ve karbon ayak izi düşük olan malzemelerin kullanıldığı, suyu tasarruflu kullanan ve yenilenebilir enerjiyi entegre etmiş proje geliştirme uygulamaları da hayatımıza girmiş durumda. Akşan Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Melih Şimşek, “En sevindirici trendlerden biri ‘çevre dostu yeşil bina’ konseptinin artık daha fazla bilinmesi ve tercih edilmesi. Birçok inşaat şirketinin bu anlamda adımlar atması sektörümüz adına sevinç verici” diyor.
Türkiye’de son verilere göre yılın ilk 9 ayında dış ticaret açığının yüzde 70’ini enerji ithalatı oluşturuyor. İthalatın ise yüzde 25’i enerji ithalatından kaynaklanıyor. Hal böyle olunca inşaat sektörü yöneticilerine göre yeşil konut ve ofis projelerinin artması kaçınılmaz. Sadece binalarda enerji verimliliği sağlayarak yılda 15 milyar dolar tasarruf edilebileceği hesaplanıyor. Diğer taraftan Türkiye’de kentsel dönüşümle 10 milyon bina yeniden inşa edilecek. Bu binaların çevre dostu teknolojiler ile yeşil bina olarak inşa edilmesi durumunda yıllık yaklaşık 30 bin gWh enerji tasarrufu sağlanmış olacak.
Zamanla gerçekten sürdürülebilir yeşil yapılar üreten firmaların ön plana çok çıkması bekleniyor. İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Dündar Yetişener, “Yeşil bina uygulamaları ilk aşamada yüzde 2 oranında daha yüksek maliyet oluştursa da binanın yaşam süresi boyunca giderlerinde 10 katı kazanç sağlıyor. Türkiye İMSAD olarak binalarda enerji verimliliği konusunda son yıllarda çeşitli çalışmalar yürütüyoruz. EUbuild EE projemiz kapsamında 9 ülke, 49 ortak ve iştirakçi kurumla sektörler arası işbirliği gerçekleştirdik” diyor.
İNŞAAT SÜRELERİ KISALIYOR
İnşaat teknolojileri de her geçen gün daha fazla gelişiyor. İnşaat tekniklerindeki gelişme, inşaat yapım hızını da olumlu etkiliyor. Melih Şimşek, “Özellikle büyük projelerde proje sürecinde oluşan direkt olmayan giderler ve mobilizasyon maliyetleri önemli boyutlara ulaşıyor. Ayrıca özellikle dış finansman kullanan projelerde geri dönüşü hızlandırmak hayati önem taşıyor. Geleneksel sistemde her ne kadar kalıp ve çimento teknolojileri her geçen gün gelişse de inşaat hızının belli bir seviyenin altına inmesi mümkün değil. Çelik yapı gibi modern sistemlerde ise çok önemli inşaat hızı kazanımları oluşuyor. İnşaatı temelinden son malzemesine, ne kadar endüstriyel hale getirirseniz ve saha imalatlarını ne kadar azaltırsanız o kadar hızlı bir inşaat yapabilirsiniz” diyor.~
Teknik Yapı’dan Umut Durbakayım ise “Projelerin büyümesine bağlı olarak bir inşaatın yapım süresinin çok fazla kısalması mümkün olamayabiliyor. Kaba inşaatın hızla bitirilmesi, inşaatın çok fazla kısalması anlamına gelmez. Çünkü bir projedeki asıl zaman alan, ince işler... Tamamen emeğe ve insan gücüne dayalı bu işler nedeniyle bugün projelerin normal yapım süresi 24-36 ay arasında değişiklik gösteriyor” şeklinde konuşuyor.
KENTSEL DÖNÜŞÜM NE GETİRECEK?
EKSTRA KAZANÇ İÇİN ÇIKARILMADI
Kentsel Dönüşüm Yasası, 1999 depremi ile birlikte ortaya çıkan ve milyonlarca insanın hayatını yakından ilgilendiren riskli binaların yenilenmesi amacını taşıyor. “Bu amacı hiç unutmamalıyız. Bu yasa hiç kimseye ekstra bir kazanç sağlamak için çıkarılmadı” diyen Teknik Yapı Holding Başkan Yardımcısı Umut Durbakayım, “Bu nedenle bu yasayı hiç kimse ama hiç kimse bir talih kuşu olarak değerlendirmemeli. Yasanın bir diğer amacı deprem riski taşıyan binaların yenilenmesi için gerekli finansmanın kendi içinde sağlanması. Yasayla bölgelere göre ortaya çıkacak emsal artışları, yenilenecek binaların maliyetini karşılayacak. Eğer amacına uygun yapılırsa yeni binalar insanların can güvenliğini sağlarken, emsal artışından doğan diğer binaların satışıyla birlikte sağlanan vergiler devletin gelirini artıracak” şeklinde konuşuyor.
10 MİLYON BİNA YENİLENECEK
Kentsel dönüşüm yasasının çıkmasıyla Türkiye çapındaki 18-19 milyon konutun yüzde 55'lik kısmının yenilenmesi gündeme gelecek. Diğer taraftan İstanbul'un merkezi ama varoş niteliği taşıyan birçok semtinin de yenilenmesi gündemde. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kentsel Dönüşüm Dairesi'ne göre İstanbul'da 150 bin bina risk altında. Olası bir afette bunların 140 bininin ağır hasar alabileceğine dikkat çekiliyor. Proje bütünlüğü sağlamak için 150 bin binanın yanı sıra 100 binanın daha yıkılması öngörülüyor. Durbakıyım'a göre 20 yıllık süreçte yapılması planlanan dönüşüm için 700 milyar dolara ihtiyaç var. Bu rakam, her yıl 42 milyar dolarlık bir kaynağa tekabül ediyor. En büyük gelir beklentisi ise 20 milyar lira ile 2B arazilerinden gelmesi beklenen kaynak.
2013’E DAMGASINI VURACAK
Durbakayım, şöyle devam ediyor: “2013'ün özellikle ikinci yarısında kentsel dönüşümün önünü açacak yasaların çıkmasıyla birlikte art arda büyük projelerin çalışmaları başlayacak. Kentsel dönüşüme bağlı potansiyeli yüksek proje arzlarıyla karşılaştıracak olursak 2013'te gayrimenkul sektörünün yüzde 10-15 büyüyeceğini düşünüyorum. Özellikle Anadolu yakasında Kartal, Maltepe ve Tuzla üçgeni arasında kalan alan en dikkat çeken bölge olacak. Karadeniz yönünde ise Ağva'ya doğru Çekmeköy'den itibaren büyüme yaşanacak. Diğer taraftan Avrupa yakasında TEM yolunun iki tarafındaki gelişme devam edecek. Özellikle Mahmutbey-İkitelli-Silivri güzergahı dikkat çekecek diye düşünüyorum.”
20 YIL SONRASINI DÜŞÜNEREK
İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Dündar Yetişener de, “Global ekonomide büyüme daralırken, 20 yıl sonra Türkiye ekonomisinin yeni bir kentsel dönüşüm maliyetiyle karşı karşıya gelmemesi için güvenli malzemelerin kullanıldığı güvenli yapılar inşa etmek zorundayız. Kentsel dönüşüm kapsamında güvenli, dayanıklı, enerji verimliliği yüksek ve sürdürülebilir binaların bugün eksik olan ‘bina yönetmeliği' ile hayat bulacağını düşünüyoruz. Birbirleriyle veya standartlarla çelişen çeşitli yönetmelikler yerine, bu yönetmeliklerin hepsini kapsayacak ‘bina yönetmeliğine' ihtiyaç var” diyor. ~
YENİ PROJELERDE ANADOLU’YA KAYIŞ
İKİ ANA NEDENİ VAR
İnşaat alanında yeni projeler Anadolu'ya doğru kayıyor. Bu trendin devam edeceğini düşünen Akşan Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Melih Şimşek, “Burada iki neden sayabiliriz: İstanbul başta olmak üzere bazı büyükşehirlerde belli bir büyüklüğe sahip arsa geliştirmek her geçen gün zorlaşıyor. ikinci neden de büyük firmalar belli bir marka bilinirliği ve güven seviyesine ulaştıktan sonra bu konumlarını diğer şehirlerde yeni projelerinde değerlendirmek istiyor. insanların da bu firmalardan konut alma iştahının yüksek olması talep yaratıyor. Anadolu illeri nitelikli ve ulaşılabilir fiyatlarda konut üretmek için hem yüksek talep taşıyor hem arsa maliyetleri oldukça düşük seviyelerde seyrediyor. Önümüzdeki dönemde Ankara ve İzmir başta olmak üzere Bursa, Gaziantep, Kayseri, Eskişehir ve Kocaeli'nde önemli projelere tanıklık edileceğini düşünüyorum” şeklinde konuşuyor.
SİTE HAYATI CAZİP GELİYOR
Teknik Yapı Holding Başkan Yardımcısı Umut Durbakayım da Şimşek ile aynı fikirde. Durbakayım, “Arsa sıkıntısı nedeniyle toplu konut projelerinin yoğunlaştığı İstanbul'da yeni projelerin seyrekleşmesi, bu tip proje yapan yapı müteahhitlerini yeni bölge arayışına itiyor. Her daire için ihtiyaç duyulan sosyal donatı ve spor alanlarını ortak alanlarda toplayan site hayatı, hem yapımcı firma hem daire sahipleri için önemli avantajlar sağlıyor. Dolayısıyla Anadolu'da pek görülmeyen site tarzı yaşamı yaygınlaştırmak isteyen müteahhitler, başta Adana olmak üzere, Gaziantep, Bursa gibi yoğun nüfuslu şehirlerde benzer projeleri hayata geçirmeye devam edecek” diyor.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?