Tekne tutkunu CEO'lar

Hiç kuşkusuz CEO’ların en çok keyif aldığı hobiler arasında tekne en üst sıralarda geliyor.

18.01.2016 14:26:020
Paylaş Tweet Paylaş
Tekne tutkunu CEO'lar
Hiç kuşkusuz CEO’ların en çok keyif aldığı hobiler arasında tekne en üst sıralarda geliyor. Bu yüzden çoğu iş insanının kendisine ait teknesi var… Deniz ve tekne tutkunu CEO’lar, kendi tekneleriyle seyahate çıkmanın keyfinin başka olduğu görüşünde. Sonuçta belirledikleri rotalarda aile ve arkadaşlarıyla beraber vakit geçiriyor, tatillerine kendileri yön veriyorlar. Bazısı kendi teknesinin kaptanı olurken, bazısı da teknesinde özel ekip bulunduruyor. Genelde tekne tutkunu CEO’ların favori rotaları Ege sahilleri ve Yunan Adaları oluyor. En büyük istekleri ise bir gün tekneyle dünya turu yapabilmek… CEOLife olarak tekne tutkunu olan CEO’ları araştırıp onların bu tutkularını, sevdikleri rotaları, deniz seyahatlerindeki unutulmayan anılarını sorduk. 22 AYDA DÜNYA TURU İş dünyasında tekne tutkusuyla bilinen en ünlü isimlerden biri Rahmi Koç. Koç, 2004 yılında Nazenin IV adlı teknesiyle dünya turu yaparak çoğu deniz tutkunu insanın hayalini gerçekleştirdi. 22 ayda dünyanın etrafında dönen Nazenin IV teknesi, ABD’de inşa edilen 37,5 metrelik motorlu-yelkenli bir tekneydi ve sekiz mürettebatla denize açılmıştı. Rahmi Koç’un ilk teknesi ise Paşabahçe’deki tersanede yapımı beş yıl süren ve 1977 yılında denize indirilen Nazenin isimli motorlu-yelkenli 20 metrelik bir tekneydi. Rahmi Koç, bu tekneyle 1978 yazında Yunan adaları, İtalya ve Fransa sahillerine açılmıştı. Rahmi Koç’un son olarak 52 metre boyundaki son teknesi Nazenin V’in inşası da Tuzla’daki RMK Tersanesi’nde 2,5 yılda tamamlandı. Rahmi Koç, hem hobisi için teknesi olan hem de yapımını gerçekleştiren şirketi bulunan iş adamlarından biri. 
ÖZEL YAPIM TERCİH EDİYOR
Doğuş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk de, Gladiator ve Capricorn isimli iki tekne sahibi. Marina yatırımı olan ve yarışlara da katılan işadamı, özel tasarımları tercih ediyor. Capricorn, 33,2 metre uzunluğunda 7,1 metre genişliğinde. Ferit Şahenk, teknesini, holdingin turizm yatırımlarından D-Hotel’in de bulunduğu Marmaris’te Maris Koyu’nda demirliyor. Kalabalık tatilden hoşlanan Şahenk’in yanında eşinin ailesi ve kendi ailesi oluyor. Arkadaşlarını da mutlaka teknesine davet ediyor. Güneşin altında saatlerce yatmaktan hoşlanmıyor. Ailesi ve dostlarıyla uzun sohbetleri ve teknede kitap okumayı tercih ediyor. Maris dışında Hırvatistan ve yine marinasının olduğu Yunanistan tekneyle açıldığı koylar arasında. Mustafa Koç da yelkenli tutkunlarından. İşadamının, deniz tutkusu çocukluk yıllarında başlıyor. Mustafa Koç, ilk olarak 8 yaşındayken 1,5 beygirlik Johnson bir motor sahibi oluyor. Ünlü iş adamının şu anda yatı dışında Papili isimli özel yapım bir yelkenlisi var. Papili, arkası geniş ve açık, kullanımı kolay bir tasarım. Akkök Holding Yönetim Kurulu’ndan Ömer Dinçkök, dümen başına geçip yazları iş stresini ailesini teknede gezdirerek atıyor. Yazın fırsat buldukça soluğu Ege’de demirli teknelerinde alan Akkök Holding Yönetim Kurulu Üyesi Raif Dinçkök’ün teknesinin ismi ise Magnum 56. Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı da tekneyle açılmayı seviyor. Eşiyle yaz aylarında özellikle Bodrum’da teknelerinde tatil yapıyorlar. Ege koylarını tercih ediyor ve global platformlarda yer alan önemli yabancı konuklarını da Bodrum’da ağırlıyorlar. Abdi İbrahim Yönetim Kurulu Başkanı Nezih Barut da yaz aylarını ailesiyle teknesinde Ege sahillerinde geçiriyor. Barut ailesinin Splash isimli bir teknesi bulunuyor. Genelde tekneyi Bodrum’a demirliyorlar. Densa Denizcilik Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Sabancı da eşi Arzu Sabancı ile birlikte kendilerine ait teknede koy koy dolaşıp ayrıca arkadaşlarına özel davetler düzenliyor. Onlar da en çok Bodrum’u tercih ediyor. Vakko Yönetim Kurulu Başkanı Cem Hakko, genelde her yaz Bodrum’da teknesiyle tatil yapıyor. Balık tutmayı çok seven Hakko, yazın neredeyse hep denizde ve tekne üstünde. ~OKYANUSU GEÇTİLER
Mudo’nun kurucusu Mustafa Taviloğlu’nun tekne tutkusu o kadar büyük ki seyahat ve balık tutmak için ayrı iki teknesi bulunuyor. Black Sea adlı gezi teknesinin yarı sıra bir Boston Whaler’ı bir de İstanbul’da balık tutmak için bir teknesi de Sarıyer’de duruyor. Mustafa Taviloğlu, çoğu deniz tutkununun yapmak istediği okyanusu tekneyle geçme hayalini de gerçekleştirenlerden. Mustafa Taviloğlu, Burhan Karaçam ve Halis Komili denizci arkadaşları Murat Duran’ın teklifiyle Atlantik Denizi’ni aştı. Altı kişilik mürettebatla toplamda 2 bin 950 mil kat ettiler ve 4 gün motorla, sonraki 9 gün yelkenliyle yolculuk yaptılar. 5 Aralık 2013 günü yolculuğa başlayan ekip, hedefleri Karayipler’deki Saint Marten Adası’na 13 Aralık’ta ulaştı.
BALIK AVINA ÇIKIYORLAR
Taviloğlu’nun balık tutma arkadaşı Cem Boyner’in ise BMW Group Designworks USA tarafından tasarlanan spor-gezi teknesi var. 8,95 metre boya ve 2,99 metre genişliğe sahip teknede, tavan yüksekliği 1,85 metre olan çift kişilik bir kamara bulunuyor. Cem Boyner, ayrıca son yıllarda balık tutmak için de tekneyle denize açılıyor. Mustafa Taviloğlu ile orkinos avına birlikte sıkça çıkıyorlar. Orjin Grubu kurucularından Zafer Kurşun da geçtiğimiz yıllarda balık tutmak için 44 fitlik yeni bir tekne aldı. Kendisi kullanmak istediği için kaptanlık ehliyeti de alan Kurşun, tekne turu ve balık avı için Gökova Körfezi’ni tercih ediyor. Arkadaşlarıyla balığa çıkmayı çok seven Kurşun’un kendi balık ekibi de var. Beraber kılıç, sinarit, lagos gibi balıkları avlıyorlar. Gökova Körfezi, Göcek, Marmaris ve İzmir’de Sığacık Körfezi gibi yerlere açılıyorlar.
YILIN 4 AYI DENİZDE
Çelebi Holding Yönetim Kurulu Başkanı Can Çelebioğlu, 2006 yılında edindiği tekneyle deniz tutkusunu ilerletmiş. Her yaz dört aylık zaman diliminde vakit buldukça denize açılıyor. İşleri yürütebilmek adına artık hobilerine daha fazla vakit ayırdığını söyleyen Çelebioğlu, “Deniz hayatım tam 8 yıl önce başladı. Artık denize daha fazla zaman ayırmak istiyorum. Şu anda teknemizle her yaz açılıyoruz. Yaz dönemini kaçırmadan tatilimizi yapıyoruz. Yaz aylarında olabildiğince tekneyle gezerek vakit geçiriyorum. Hatta artık yılın dört ayını denizde geçirmek önceliğim” diyor ve ekliyor: “Eşim ve14-16 yaşında olan çocuklarımla okul tatillerinde mutlaka açılıyoruz. Fakat sevdiğimiz arkadaşlarımızla da yeni rotalar çizmek keyifli oluyor. Kendi turumuzu kendimiz belirliyoruz. Denizin dinlendirici olması kadar heyecanı da var. Kötü havalarda zaman zaman istemediğiniz şekilde kötü şartlara da maruz kalıyorsunuz. Bu da işin heyecanı. Ege ve Akdeniz benim için en kolay ve sevdiğim rotalar. Türkiye’de bile gitmediğim görmediğim yerleri görmek büyük mutluluk. Hedefim İspanya’ya kadar ilerleyebilmek. Akdeniz sınırında değişik noktalar da var hedefimde. Teknemiz saatte 15- 20 mil yol yapabiliyor. O nedenle fazla açılmak istemiyorum. Kaptanlık ehliyetim var. Teknede iki ayı gidip gelerek geçiriyorum. Hedefim iki ay boyunca hiç dönmeden tekne turu yapabilmek. Akdeniz veya Ege’de daha uzak noktalara gidebilmek.

~TEKNE TRENDLERİ
İş dünyasının önemli isimleri tekneleriyle yolculuk yapmayı seviyor. Teknelerde ise daha çok 50 ft - 80 ft aralığı olarak adlandırılan kategoriler tercih ediliyor. Bu tekneler deniz üzerinde daha fazla zaman geçirmek, daha uzun süre konaklamak ve daha uzak mesafelere seyir yapmak amacına hizmet ediyor. İş ve sanat camiasına özel yatlar tasarlayan Deniz Yatçılık’ın Genel Müdürü Mehmet Soydan, tekne tasarımlarının günümüz trendlerine göre gerçekleştiğini söylüyor. Önümüzdeki dönemde daha az yakıt kullanarak daha fazla yol almak üzerine geliştirilen gövdeler, daha az yakıt sarf eden eko motorlar, tekne içinde geçirilen gün sayısını artırmaya yönelik dört mevsim kullanılabilen tasarımlara doğru genel bir eğilim olacağını belirtiyor. Sarp Yatçılık da bu dönemde özellikle tekne gövdesinin iki tarafına açılan geniş balkonların ve iç mekan ile dış mekanı tamamen birleştiren böylelikle tek bir alan oluşturan tasarımların rağbet gördüğünü belirtiyor. Artık ana makine ile değil süper sessiz doğaya duyarlı, emisyon seviyeleri çok düşük olan jeneratörler vasıtasıyla elektrikli yatlar üretilmeye başlandı. Bununla beraber belirli bir yaşta yürüme zorluğu çeken ama deniz aşamını seçmek isteyen müşterileri de göz önünde bulundurarak onların deniz ve tekne yaşamını kolaylaştıracak çözümler de sunuluyor. Örneğin Sarp Yatçılık’ın portföyünde en alt kattan en üst kata asansör, duvarlarda görmede güçlük çekenler için ilerleyebilecekleri özel motifler ve izler gibi özellikler bulunuyor. Bir de özellikle yatın gövdesine açılmış iki büyük balkon vasıtasıyla kamaradan direkt çıkıp denizden 1 metre yukarıda gün doğuşunun veya batışının zlenebildiği özel alanlar sunuluyor.

“YENİ KOYLAR KEŞFETMEK KEYİFLİ”
HAKAN YEDİER / PETRA GENEL MÜDÜRÜ
DENİZİ FARKLI İZLİYORUM
 
Çok zengin bir kültürel mirasa sahip, coğrafi olarak eşsiz bir ülkede yaşıyoruz. Böyle bir ülkede yaşayıp denize bir sevgi beslememek sanıyorum imkansız. Ancak bu sevginin gerçek anlamda bir tutkuya dönüşmesi ve tekne hobimin oluşması 2007 yılına rastlıyor. Son sekiz yıldan beri denizcilik ve yatlarla ilgili amatör de olsa bir tutku besliyor ve çok sevdiğim denizi farklı gözlerle izliyorum diyebilirim. 
SADELİK VE ZERAFET BİR ARADA 
Teknemin ismi Petraworld. Beneteau Oceanis 43 sınıfı olan bu yat, aslında yelkenli bir tekne. 13 metre boyunda üç kabini ve iki banyosu var. Sadelik ve zarafeti bir arada sunuyor. Bir yandan sadece iki kişilik bir mürettebat ile bile kullanılabilecek kadar basit, öte yandan boyutu itibarıyla ve üç kabiniyle nispeten kalabalık bir misafir grubunu ağırlayacak rahatlıkta dizayn edilmiş. Teknemin ana özellikleri radar, chartplotter ve ana direğe sarma yelkene sahip olması. Hem açık deniz hem de koy gezintileri için ideal bir tekne. 
BÜYÜK KEYİF 
Seyre elverişli hava ve deniz koşulları olduğunda ve yoğun iş tempomdan fırsat bulduğum her zamanda yelkenli teknemi kullanmaktan büyük keyif alıyorum diyebilirim. Ama tekneyi en çok yaz mevsiminde, arkadaşlarla beraber gezmek, yeni yerler keşfetmek ve spor amaçlı yelken yapmak için kullanıyorum. Yeni koylar keşfetmek, seyrin verdiği dinginlik ve denizle iç içe olmanın sağladığı huzur kesinlikle vazgeçilmez bir keyif. Zaten bunu basit bir yelken merakı olmaktan çıkarıp tutkuya dönüştüren de bu keyif ve dinginlik oluyor. Teknem Bodrum’da bağlı olduğundan doğal olarak en çok gittiğim rotalar Ege sahilleri ve Yunan Adaları. İş temposunun ve yaşamın izin verdiği ölçüde zaman zaman daha uzun rotalar izlemek ve açık denize çıkmak da keyifli oluyor. 
BEKLENMEDİK FIRTINA 
2011 yazında Korsika adasının Bonifacio limanından çıkıp Sicilya’ya gece seyrindeyken yaşadığımız beklenmedik fırtına sanıyorum en unutulmaz maceram. Gece başlayan fırtına ve seyrin açık denizde olması bizi alternatifsiz bırakmıştı. O noktada seyre devamdan başka şansımız yoktu ve fırtına içinde yaklaşık dört saat boyunca can yelekleri ve emniyet halatlarıyla tekneye bağlı bir şekilde seyir yaptık. Bu macerayı en unutulmaz yapan şeylerden birisi, tecrübesiz kişilerin yaşadıkları heyecan ve korku yüzünden teknede artan gerilimdi. Zaten sanırım o kişiler bir daha bir tekneye binmediler.~“TEKNEYE ADIMIMI ATTIĞIM AN TATİLİ HİSSETMEYE BAŞLARIM”
CELAL OKTAY / FASDAT GENEL MÜDÜRÜ
SANDAL KULLANIRDIK

Sahil çocuğu olmam nedeniyle tekne hobim çocukluğumdan beri var. Son sekiz yıldır kullandığım teknemin adı Cloud 9, 34 feet Hunter yelkenli. Ondan önceki sekiz yıl Catalina 250 yelkenliydi ve ismi Derviş’ti. Bir önceki tekne ise 5,70, yarım kamaralı 50 beygir bir sürat teknesi, ismi Zeyhan’dı. Çocukluğumda ise evimizin önünde aile fertlerinden birinin sandalı mutlaka dururdu ve biz bu sandalları kullanırdık.
TEKNEM FENERBAHÇE MARİNADA
Son teknem geçtiğimiz iki yıldır Fenerbahçe marinada, ondan önceki altı yıl Marmaris Martı Marina’da kaldı. Hisarönü körfezindeki iklimin mutedilliği ve Yunan adalarına yakınlık yüzünden her sene iki veya üç hafta Ege denizinde seyir imkanı buluyordum. Onun dışında yazın ayda iki veya üç, kışın da yaklaşık bir hafta sonu Hisarönü körfezinin güzellikleri arasında dolaşıyordum. Ancak son iki yıldır maalesef tekneyi İstanbul’da Fenerbahçe marinada ve genellikle hafta sonları kullanabiliyorum, yazın bazen akşamları da uğruyorum.
GENÇLİK HAYALİM
İstanbul’da genelde Boğaz, Adalar bazen Çınarcık en çok gittiğimiz rotalardır. Ancak 1-2 yıl içinde 40 feet civarı bir katamaran alıp teknemi tekrar güzellikler diyarı Hisarönü veya Gökova körfezine bağlamayı düşünüyorum. Bundan sonraki hedeflerimden biri, gençlik hayalim olan tekne ile dünya turunu eşimle birlikte önümüzdeki 3-4 yıl içinde gerçekleştirebilmek. İnsan teknede dostlarıyla, ailesiyle yaptığı gezilerde birçok macera yaşıyor ama denizlerde en çok akılda kalanlar fırtınalardır. İki yıl önce Marmaris’ten Fenerbahçe’ye yeni dönmüştüm, 14 yaşındaki küçük kızım ve eşimle Çınarcık’a uzandık.
FIRTINAYA YAKALANDIK
Ancak ertesi gün saat 10:00’dan sonra havanın patlayacağı bilgisini aldım, fırtınaya yakalanmamak için ertesi sabah 7:00’de Çınarcık’tan çıktık. İstanbul’a dönerken yolu yarıladığımız sırada 38- 40 knot havaya yakalanınca her ne kadar beni pek rahatsız etmese de eşimin ve özellikle küçük kızımın yaşadığı korku ve endişe, mide bulantısı beni çok üzmüştü. Heybeliada Çamlimanı’na girdiğimiz ve sakin sulara demirlediğimiz zaman, küçük kızımın yüzündeki rahatlamanın bana verdiği huzuru hiç unutmayacağım.”

“DENİZDE OLMAK KURTULUŞ”
ORHAN TURAN / ODE YÖNETİM KURULU BAŞKANI

GENÇKEN BAŞLADI 

“Deniz tutkum gençliğimden bu yana sürüyor. Ailemle birlikte her yaz tekne kiralayıp mavi yolculuk yapardık. 10 yıl boyunca haziran ve temmuz aylarında bir hafta denize açılıyorduk. Bu hiç aksamadan 2005 yılına kadar sürdü. Çok keyifli geçiyordu. “Artık kendi teknemiz olsun” diye düşünmeye başladık ve 2005 Mart ayında ilk teknemi aldım. Tekne sahibi olunca herkes gibi, “Bu bize küçük geliyor” dedik ve iki yıl sonra onu satarak, daha büyük bir tekne aldık. Deniz benim için bir tutku, tekne seyahatlerimi 2005 yılından bu yana sürdürüyorum. 
OĞLUMUN ADINI VERDİM 
OZZY isimli bir teknem var. Oğlumun adı Ozan olduğu için onu çağrıştırsın diye adını Ozzy koyduk. İlk teknemin adı da Ozzy idi. Teknem bir yelkenli. 50 feet, Grand Soleil, İtalyan. Teknem, benim ikinci adresim. Orada hem dinleniyorum, hem yaşıyorum, hem de işlerimi takip ediyorum.Genellikle yaz aylarında tatil yapmak için ailem ve arkadaşlarımızla tekne seyahatlerine çıkarız. Yelken yapmak da bizim için ayrı bir zevk. Açıkçası denizde olmak benim için bir kurtuluş. Sanırım çok yoğun çalışan insanlar için genelde böyledir. Yazları her hafta sonu teknedeyim. 
HEM İŞ HEM DİNLENME 
Ben teknede hem dinleniyorum, hem yaşıyorum, hem de işlerimi takip edebiliyorum. Sabah erkenden kalkarım, denize girerim. Sonra kahvaltımı yapar bilgisayarı açarım. Önemli işlerimi tekneden yürütürüm. Teknedeyken bol bol kitap okuyorum. İstanbul’dayken bu pek mümkün olmuyor. Teknedeyken kafam boşalıyor ve kendimi o kadar dinç ve enerjik hissediyorum ki adeta enerji depoluyorum. Ağırlıklı olarak yaz aylarında teknede olsam da kışın çalışmak için de zaman zaman gidiyorum. Uzun vadeli, kritik kararlarımda sağlıklı düşünebilmek için mutlaka tekneye giderim. Orada iyice düşünür, en son kararımı öyle veririm. 
FAVORİ ROTALAR 
Hisarönü, Yunan Adaları, Marmaris, Göcek en çok gezdiğim rotalar. Tekne Göcek’te durduğu için genelde o taraflarda oluyorum. Fethiye, Göcek, Marmaris civarındaki koylarda geziyorum. Daha yukarılara, Bodrum’a kadar çıktığım oldu. Yunan Adaları’na gidiyorum. Ancak çok fazla uzun yol yapmadım. Erkek grubu, 4-5 tekne hep birlikte Yunan Adaları’na yaptığımız gezilerin unutamadığım tekne maceralarımdan olduğunu söyleyebilirim. Erkekler tekne ve denizcilik konularında ilgili olduğu için daha önce bilmediğimiz, deneyimlemediğimiz şeyleri paylaşıyoruz. Epey keyifli oluyor. Bu gibi seyahatlerde bulunduğumuz bir adadan, daha önce gitmediğimiz bir adayı görmek için beş saat yol kat edip, sadece bir kahve içip geri dönmüşlüğümüz bile var.”  ~TEKNELER VE ÖZELLİKLERİ
KLASİK YELKEN

Ethereal adlı klasik yelken kategorisindeki yat, Royal Huisman Shipyard BV tarafından inşa edilmiş. 58 metre genişliğinde olan yatın yapımı 2009 yılı. 5 kabini bulunan ve 10 kişilik ekibi taşıyacak olan yatın hızı ise 10.00 knot. Klasik yelkenin fiyatı ise 225.000 dolar. www.y.co
SPORTSFISHER
Polar Star adlı spor lüks yat, Lurssen tarafından inşa edilmiş ve tasarım ise Esper Oeino’ya ait. 63.40 metre uzunluğunda olan yat, 2005 ile 2011 arasında inşa edildi. Çelik ve alüminyum malzemeden yapılan yatın hızı ise 13 knot. 12 kişilik misafir ağırlanabilen ve 6 kabine sahip olan yatın 17 kişilik ekip bulundurma kapasitesi var. Jakuzi, bar ve barbekü ile açık hava sinema alanına sahip yat, özel çalışma odasıyla birlikte panoromik görünüme sahip süite de sahip. Fiyatı 62.000.000 dolar. www.camperandnicholsons.com
MEGAYAT
Megayat kategorisindeki Nirvana, Oceanco serisinin en yeni ve en geniş yatlarından biri. Sam Sorgiovanni tarafından dizayn edilen yat, misafirlere özel 3D sinema alanı, üç metre yüzme havuzu, güneşlenme alanı, skiboat ve jetskiye sahip. Altı adet kamarası bulunan yatın, 1 master, 1 VIP, 4 tane de çift kişilik kamarası bulunuyor. 16 knot hız gücüne sahip yat 88.50 metre uzunluğunda ve 2012 yapımı. Fiyatı 225.445.000 dolar. www.edmiston.com
PHINISI STİLİ YELKEN
20 metrelik Phinisi Yelken, 2012 yılında demir ve ağaç malzemelerinden Endonezya Bulukumba’da inşa edildi. Mitsubishi 6 Cylinder D 14 motora sahip yatın, 8 yolcu için 4 çift kişilik kamarası bulunuyor.4 kişilik ekip için kapasitesi bulunan yatın fiyatı 175.000 dolar. www.boatbuildingindonesia.com 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz