YATIRIMLAR TOPARLANIYOR
İlk
çeyrekte yatırım harcamalarındaki düşüşün de durduğuna işaret eden
göstergeler var. Bu açıdan en önemli gösterge olan reel sermaye malı
ithalatı, ocak ayında yüzde 7,9 ve şubat ayında yüzde 6,1 artış
gösterdi. Mart ayı ve dolayısıyla ilk çeyrek verileri belli olduktan
sonra muhtemelen, bu göstergede beş çeyrektir süren düşüşün yerini
yeniden yükselişin aldığını göreceğiz. Şirket kuruluşlarında da benzer
bir gelişme var. Şirket kuruluşlarında altı çeyrektir süren düşüş, bu
yılın ilk çeyreğinde durdu ve yüzde 1,6’lık yükseliş yaşandı. Yatırım
cephesinin bir başka göstergesi olan ticari araç satışlarındaki düşüş
ise ilk çeyrekte de devam etti, ama bu düşüş iyice yavaşlayıp yüzde 1’e
kadar indi.
Özel yatırım harcamalarının GSYİH içindeki payı
tüketim harcamaları kadar yüksek değil ve yüzde 20 civarında. Fakat bu
harcamaların yüksek oynaklık göstermesi büyümeyi neredeyse tüketim
harcamaları kadar etkilemesine neden oluyor. Nitekim geçen yıl özel
yatırım harcamalarındaki düşüş yüzde 4,5’i bulmuş ve ekonomideki
büyümeye 1 puanlık negatif etkide bulunmuştu. Bu bakımdan yatırım
harcamalarındaki düşüşün sona ermiş gibi görünmesi de ekonomideki büyüme
açısından olumlu bir gelişmeyi oluşturuyor.
DIŞ TALEP ZAYIFLIYOR
İç
talebin önemli bileşenleri olan özel tüketim ve yatırım
harcamalarındaki olumlu gelişmelere karşılık dış talepte olumsuz
gelişmeler var. Türkiye İhracatçılar Mec-lisi’nin (TİM) öncü gösterge
niteliğindeki verileri, ilk çeyrekte ihracattaki artışın yüzde 2,8’de
kaldığını gösterdi. Reel ihracatta ocak ve şubat aylarında yaşanan
artış, tek hanede kaldı ve ilk çeyrekteki performansın geçen yıla göre
düşük olduğu sinyalini verdi. Ocak ve şubat ayı verilerine bakılırsa
hizmet ihracatında ise yüksek performans sürüyor gibi görünüyor.
Dış
talepteki yavaşlama, en önemli ihracat pazarımız olan Avrupa’daki
resesyonun hala sürüyor olmasından kaynaklanıyor. Bu bölgede 2011’in
sonlarında resesyon başladığında bir süre alternatif pazarlara yönelerek
durumu idare etmiştik. Daha sonra ise gerçekte ihracattaki performans
düştüğü halde altın ihracatının devreye girmesi, sorunun gözlenmesini
engellemişti. Şimdi altın ihracatı hızını kaybedince ihracattaki
performans düşüşü açıkça ortaya çıktı.
Geçen yıl ekonomideki
büyümenin büyük kısmı dış talepten kaynaklanmıştı. Mal ve hizmet
ihracatındaki artış olmasa muhtemelen yüzde 2,2’lik büyümeyi de
göremeyecek ve ekonomide küçülmeyle karşılaşacaktık. Geçen yıl ekonomiyi
ayakta tutan dış talebin bu yıl zayıflamakta olması, elbette ki büyüme
açısından olumsuz bir anlam taşıyor.