Bu sayfalardan önce Bain, Cuneo E Associati´nin araştırmasını okudunuz. ABD ve Avrupa´daki şirketlerin performansını ortaya koyuyor, ``sürdürülebilir büyümeyi`` yakalama düzeyini gösteriyordu. Biz ...
Bu sayfalardan önce Bain, Cuneo E Associati´nin araştırmasını okudunuz. ABD ve Avrupa´daki şirketlerin performansını ortaya koyuyor, ``sürdürülebilir büyümeyi`` yakalama düzeyini gösteriyordu. Biz de Türk şirketleri için benzer bir çalışma yaptık. İMKB´de işlem gören şirketler arasında gerçekleştirdiğimiz araştırma, sürekli büyümeyinin zorluğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
Aslında bu sayfalardan önce yer alan araştırma, dünyadaki trendi açıkça gözler önüne seriyor. ABD ve Avrupa´da 25 bin şirketin, 8 yıllık performansını inceleyen araştırma, bunlardan sadece yüzde 7´sinin sürekli büyüme sağlayabildiğini ortaya koyuyor.
Gerçekten de sürekli büyümeyi sağlayabilmek çok zor... Büyümeyi ortaya koyan kriterler değişse de, bu zorluk ortadan kalkmıyor. Bazı uzmanlar kardaki reel artışı, bazı uzmanlar gelirdeki yükselişi esas alıyorlar.
Örneğin ünlü guru Gary Hamel´ın da benzer bir değerlendirmesi var. Hamel ve ekibi de ``Fortune 1000`` listesi üzerinde benzer bir çalışma yapmışlar. Burada ise şirketlerin hissedarlarına dağıttığı kar payı dikkate alınmış. Hamel´ın ekibi araştırmada şu sorunun yanıtını aramış: ``Bu bin şirket içinden kaç tanesi 10 yıl boyunca hissedarlarına yıllık yüzde 35 oranında kar getirdi?``... Hamel, ``Sonuç çok şaşırtıcıydı; çünkü bin şirketten sadece 17´si bu kritere uyan performans yakalamıştı. Bundan sonra döndük ve k^arlılığa baktık. K^arlılıklardaki artış sadece yüzde 17 idi. ``
Hamel´ı şaşırtan, ABD´nin bu en büyük şirketlerinin bile hissedarlarına yeteri kadar kazanç sağlayamamış olmaları. Oysa, hepsi gösterişli binalarda faaliyet gösteriyor, milyonlarca dolarlık cirolarıyla iş dünyasını yönlendiriyorlar. Parlak gibi görünen bilançolarına rağmen, gerçek performans kriterinde hayal kırıklığı yaratabiliyorlar.
Hamel´ı şaşırtan tablo
Ünlü gurunun dikkat çektiği bu gelişme, doğal olarak sadece ABD ya da Avrupa´daki şirketlere özgü değil. Türkiye´deki şirketlerin de benzer sorunları var. Capital olarak bu açıdan Türk şirketlerini değerlendirmek amacıyla, İMKB´de işlem görenler üzerinde bir çalışma hazırladık. Ancak, Türkiye´de araştırma yapmak, şirketlerle ilgili verilere ulaşmak gerçekten çok zor.
Şirketlerin performansını ortaya koymak için başvuracağımız kaynaklar sınırlı. İMKB verileri, Capital 500 ve İSO 500 araştırmaları, belli başlı üç kaynak. Biz burada İMKB´nin verilerini, 1989 yılına kadar gittiği ve hemen hemen aynı şirketleri kapsadığı için tercih ettik.
1989-98 yılları arasına kapsayan bu araştırmada, enflasyonun üzerinfde k^ar artışı kriterini ele aldık. Bu dönemde, kaç şirketin k^ar artışını sürdürebildiğini, 10 yıldan ne kadarında reel olarak büyüdüğünü saptadık.
Araştırma nasıl yapıldı?
Araştırmayı yaparken, önce 1989-98 yılları arasında borsada işlem gören ve bilançoları bu dönemde açıklananları değerlendirmeye tabi tuttuk. Elimizde tam 10 yılın k^ar artışları tablosu vardı. Buradan hareketle, kaç şirketin, bu 10 yılın tamamında enflasyonun üzerinde kar artışı sağladığını hesapladık.
Elde edilen sonuca geçmeden araştırmanın yöntemiyle ilgili birkaç konuya dikkat çekmekte yarar var. Analiz yaparken, kardan zarara, zarardan kara geçişleri gözardı etmek zorunda kaldık. Reel büyümeyi hesaplamak içinse, Devlet İstatistik Enstitüsü´nin (DİE) tüketici fiyatları endeksini esas aldık. O yılın tüketic fiyat artışının altında k^ar artışı sağlayan şirketleri, tablomuzun dışında tuttuk. Bunun yanında, bilanço dönemlerinin farklı olmasıy nedeniyle, bazı şirket ve holdinglerin verilerini de araştırmaya dahil etmedik.
Türkiye´deki son tablo
Sonuç, Gary Hamel´ın çizdiği tablodan daha kötü... İMKB´deki şirketlerden hiçbiri bu 10 yılın tamamında reel k^ar artışına ulaşamamıştı. Sadece Migros, 10 yılın, 9´unu reel büyümeyle geçirebilmişti. Türkiye´de perakendeciliğin öncüsü olan ve borsada her zaman yabancı yatırımcılardan büyük ilgi gören Migros, 1 yıl dışında, sürekli reel k^ar artışı sağlamayı başarmıştı. Migros´u ise 8 yıllık performasıyla Ünye Çimento izliyordu.
Bu sayfada gördüğünüz tablo, sözünü ettiğimiz değerlendirme sonucu ortaya çıktı. Tabloyu hazırlarken, 1989-98 yılları arasındaki 10 yılda borsada işlem gören yaklaşık 250 şirketi analiz ettik. Tabloya ise bu 10 yıldan en az yarısınd 5´inde reel k^ar artışı sağlayanları aldık. Sonuçta 250 şirketten sadece 60´ının bu performansı yakaladığı ortaya çıktı.
İkinci grubun analizi
Araştırmamıza, 1991 ve 1992 yıllarından sonra borsada işlem gören, bilançoları bu tarihlerden sonra açıklanan şirketleri de dahil ettik. Örneğin 1991 sonrasında borsada işlem gören şirketler arasında, 8 yıllık dönemde sürekli reel k^ar artışına ulaşan olmadı. Sadece Facto Finans, Finans Leasing, Koniteks, Bursa Çimento ve Ege Profil, 5 yılı reel artışla kapattılar. Leasing şirketlerini ise son 2 yıldır yaşanan olumsuz tablo etkiledi.
1992 sonrasında halka açılanlarda ise 7 yıl boyunca sürekli reel k^ar artışı sağlayan olmadı. Ancak, Mutlu Akü, Tukaş, Çumra Kağıt (Işıklar Ambalaj) ve Merko, 5 yıllık düzeyini yakalayabildiler.
Hangi sektörler önde?
Reel k^ar artışı ligi olarak nitelendirilebilecek bu tabloda, Migros ve Ünye Çimento´nun ardından Aselsan, Çimsa, Enka, Erciyas Bira, Kent Gıda ve Net Holding geliyor.
Tablodaki şirketler incelendiğinde, gıda, çimento, holding, inşaat ve elektronik sektörlerinin yüksek performansdikkati çekiyor. Listede tam 8 çimento şirketi, 10 gıda şirketi yer alıyor. Gıdalarda ise Erciyas, Güney, Tuborg gibi şirketler öne çıkıyor. Son dönemde halka açılmış olmaları nedeniyle, 10 yıllık tabloya dondurulmuş gıda şirketelrinin girdiği gözleniyor.
Buna karşılık listede tekstil ve konfeksiyon şirketlerinin yer almadığı dikkati çekiyor. Uzmanlar, bunu, Türkiye´deki tekstil ve konfeksiyon şirketlerinin henüz profesyonel yönetime geçmemesine bağlıyorlar.
Bankaların performansı
Araştırmada bankaları ayrı bir değerlendirmeye tabi tuttuk. Burada iki kategori var; birincisi 8 yıldır borsada işlem görenler, ikincisi de sonraki yıllarda borsaya girenler. 8 yıllık bankalardan Akbank, Garanti Bankası, İş Bankası ve Finansbank´ın bu dönemin her yılında reel k^ar artışına ulaştıkları görülüyor.
Bu bankaları ise 7 yıl ile Dışbank izliyor. Dışbank, kriz yılı olan 1994 dışında genelde iyi bir performans çizmesiyle dikkat çekiyor.
Yapı ve Kredi Bankası ise 8 yılda sadec 4 yılda enflasyonun üzerinde k^ar artışı sağlayabilmiş. TSKB, Tütünbank, Tekstilbank, 8 yılın 5´ini reel k^ar artışıyla geçirdiler.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?