Asansör,demir çelik, kırtasiye...

Asansör,demir çelik,kırtasiye,kimya,ticari araç,taşımacılık sektörlerine bakış.

17.07.2015 20:48:230
Paylaş Tweet Paylaş
Asansör,demir çelik, kırtasiye...
ASANSÖR
5 YIL GERİYE GİTTİ

Asansör alanında faaliyet gösteren 60’dan fazla irili ufaklı firma var. Ancak en büyük 5 şirket, sektörde aslan payını alıyor. Sektör büyüklüğü, yıllara göre değişmekle birlikte olağan yıllarda 500 milyon Euro civarında seyrediyor.
Sektör, 2004 yılından itibaren büyüme trendine girdi. 2007’ye kadar her yıl ortalama yüzde 25 seviyesinde büyüyen sektörü, inşaattaki ivme yukarıya taşıdı. Ancak krizde inşaat yatırımlarının gerilemesi, özellikle de AVM yatırımlarının duraklama dönemine girmesi olumsuz etkiledi. Çünkü özellikle AVM yatırımları, sektöre ciddi bir ivme kazandırıyor. Türkiye’de faal olarak kullanılan 9 bin yürüyen merdivenin yüzde 70’inin son 5 yılda yapıldığı düşünülürse iki sektör arasındaki ilişki daha net anlaşılıyor.
Asansör sektörü, 2008 yılında bir önceki yıla göre yüzde 17 küçüldü. Ancak krizin ağır etkisi 2009’da yaşandı. Sektörün 2009’u, bir önceki yıla göre yüzde 35 seviyesinde bir daralma ile kapattığı tahmin ediliyor. Ciroya paralel olarak son iki yılda üretimde de gerileme yaşandı. 2006’da 15 bin olan yıllık asansör üretimi, 2007’de 16 bin, 2008’de 15 bin 500, 2009’da ise 10 bin adet oldu.
Son yıllarda en fazla talep gören asansör sınıfı ise daha az hızlı olan konut asansörleri oldu. Homelift adı verilen kişisel asansörlerin satışında da artış yaşandığını söyleyen Asansör ve Yürüyen Merdiven Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sefa Targıt, “Müstakil binalardaki artış ve yaşlanan kişilerin merdiven çıkmakta zorlanması, bu sınıftaki talebin artmasına neden oldu” diyor.
İnşaat sektörünün yavaşlaması asansörcüleri de olumsuz etkiledi. 2010 yılında, ancak 2009 yılı seviyesinin korunacağı tahmin ediliyor. Yani 350 milyon Euro civarında bir ciro beklentisi bulunuyor.

DEMİR ÇELİK
İYİLEŞME SİNYALLERİ GELİYOR

Demir çelik, krizin etkisini en fazla hisseden sektörlerden biri oldu. 2000-2008 yılları arasında her yıl yüzde 11 oranında büyüyen sektör, 2009’da küçülme trendine girdi. 2008’de 26,7 milyon ton olan demir çelik üretimi, 2009’da yüzde 6 oranında daralarak 25 milyon tona geriledi.
İhracatta da dış talebe bağlı daralma yaşandı. 2008’de 19,4 milyar dolar ihracatla otomotivin ardından Türkiye’nin en fazla ihracat gerçekleştiren ikinci sektörü olan demir çelikte, 2009 sonu itibarıyla ihracat yüzde 43 gerileyerek 11 milyar dolara düştü.
2009’un ikinci yarısında teşvik paketlerinin, özellikle otomotiv ve beyaz eşya talebini artırmasıyla biraz olsun iyileşme trendine giren demir çelik üretiminin, 2010’da 27 milyon tona, ihracatın da 15 milyar dolar seviyesine yükselmesi bekleniyor.~
Türkiye’nin 25 milyon ton demir çelik üretimiyle dünyanın 10’uncu, Avrupa’nın ise 2’nci büyük üreticisi olduğunu söyleyen Türkiye Demir Çelik Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Veysel Yayan, “2010’dan itibaren uluslararası piyasalardaki talep iyileşmesi ve yeni yatırımlarla birlikte üretim tekrar artış eğilimine girecek” diyor. İhracat artışı ise özellikle Kuzey Afrika, komşu ülkeler ve Uzakdoğu gibi yeni pazarlardan sağlanacak. Ancak eskisi gibi yüzde 11’lik büyüme rakamlarının 2011’den önce gerçekleşmesi zor görünüyor.
Bu yıl, demir çelik ihracatının yeniden artış trendine gireceği ve 15 milyar dolar seviyesinde gerçekleşeceği tahmin ediliyor. Üretimin ise 25 milyondan 27 milyona çıkması bekleniyor.

KIRTASİYE
2010 DAHA İYİ OLACAK

Kırtasiye ve ofis ürünlerinin cirosu, 2008’de 2,5 milyar Euro seviyesinden 2009’da yüzde 8 oranında büyüyerek 2,7 milyar Euro’ya ulaştı. Bu yıl ise sektörün tahmini büyüklüğünün 2,9 milyar Euro olacağı tahmin ediliyor. Büyüme oranın da yüzde 7 seviyesinde gerçekleşmesi bekleniyor. İthalatın sektörün toplam cirosu içindeki payı yüzde 50. İhracat oranının ise yüzde 20 olduğu belirtiliyor.
Sektörün en önemli sorunlarının başında düşük kâr marjları ve uzun vadelere yayılan alacaklar geliyor. 2009’da sektörde krizin etkisiyle düşük kâr ve uzun vadelerde satış riskini kaldıramayan şirketler, kapanmak zorunda kaldı. Bu durum üretimden toptan dağıtıma ithalattan perakende kanalına kadar sektördeki pek çok şirketi etkiledi.
“2010’un, 2009’a kıyasla daha iyi geçeceğini düşünüyoruz” diyen TÜKİD Başkan Yardımcısı Erol Aykut, sektörle ilgili şu değerlendirmeyi yapıyor:
“Kriz, her sektör gibi kırtasiye sektörünü de olumsuz yönde etkiledi. Sektörümüzün iç dinamikleri ve kendine has ticaret yapısı gereği bu yansımaları pek çok sektörle eş zamanlı yaşamadık. Ayrıca sektör olarak ağırlıklı eğitim ve öğretime yönelik çalışmamız bizim her an tüm değişikliklere adapte olabilen bir yapıya sahip olmamızı sağlıyor. En önemli artımız dinamik yapımız.”
Kırtasiye ürünleri krize rağmen 2009’da küçülmedi. 2009’da 2,7 milyar Euro olan pazarın hacminin, bu yıl 2,9 milyar Euro’ya ulaşması bekleniyor.
~
KİMYA
EN BÜYÜK KAYIP AB PAZARINDA

Otomotivden sanayiye, deterjandan tekstile kadar birçok farklı alana girdi sağlayan kimya, son yıllarda Türkiye’nin yükselen sektörlerinin başında geliyordu. Ancak küresel kriz, kimya şirketlerini de olumsuz etkiledi. Krizle birlikte hızlı bir kan kaybı yaşayan kimya sektöründe, 2009’un ikinci yarısında olumlu sinyaller görülmeye başlandıysa yılın yüzde 37 gerileme ile kapandığı tahmin ediliyor. Tahminler gerçekleşirse 2008 yılında 15,9 milyar dolar olan ihracat, 2009’da 10 milyar dolara kadar düşmüş olacak.
İhracat yapılan bölgeler arasında en önemli pazar kaybı ise AB ülkelerinde yaşandı. Sektörün en önemli pazarı olan AB’de talep daralmasıyla nedeniyle ihracat yüzde 25 ila 30 arasında daraldı. Buna karşın 2009’un ikinci yarısında Kuzey Afrika ve Ortadoğu gibi yeni pazarlara girilmesiyle ihracattaki sert düşüş biraz olsun durdurulabildi.
Kimya Sektör Platformu’nun raporuna göre 2009 yılı kimya ihracatının sürpriz gelişmesi ise plastikte yaşandı. Kimya sektörü ihracatında 2008 yılını ikinci sırada kapatan plastik şirketleri, 2009 Ocak ayında liderlik koltuğuna oturdu. Plastik sektörünün direkt ihracatı, 2009 yılında 2 milyar 946 milyon dolara ulaştı.
Kimya sektörünün 2009 cirosunun mineral yağlar ve akaryakıt hariç 30 milyar dolar olduğunu söyleyen Türkiye Kimya Sanayicileri Derneği Başkanı Timur Erk, “2009’da sektörün ihracatı 10 milyar dolar seviyesinde gerçekleşecek. 2010’da bu rakam yüzde 10 artış gösterebilir” diyor.
2008’de 15,9 milyar olan sektörün ihracatının 2009’da 10 milyar dolara gerilediği düşünülüyor. Bu yıl ise ihracatta yüzde 10 artış yaşanması bekleniyor. Sektörün toplam cirosu 30 milyar dolar.

TİCARİ ARAÇ
KRİZ AĞIR TİCARİ ARAÇLARI VURDU

Otomotiv sektöründe yaşanan daralma en çok ticari araç pazarını etkiledi. 2009’un 11 aylık döneminde ticari araç pazarı, hafif ticari araçlarda yüzde 9,4, ağır ticari araçlarda ise yüzde 50 gibi önemli bir oranda daraldı. 2008’in ilk 11 ayında 507 bin 561 olan ticari araç üretimi ise 2009’un aynı döneminde 313 bin 820’ye geriledi. Bu kategoride en büyük düşüş ise ağır ticari araçlarda oldu. Kamyon ve otobüsleri kapsayan ağır ticari araç talebinde ÖTV indirimin yetersiz kalması, üretimin 6 yıl öncesine gerilemesine neden oldu. Büyük kamyon üretimi 65 bin adet ile 2002 yılı düzeyinin de altında kaldı.
Hafif ticari araçlarda ise pazar kaybı kamyon ve otobüs pazarına göre daha az oldu. Özellikle geçen yılın kasım ayında hafif ticari araçlarda düzenlenen kampanyalar, biraz az olsun satışları artırmayı başardı. Bir önceki yılın~ aynı dönemine göre pazar yüzde 12 arttı. Özellikle orta ve ağır ticari araçlarda yeterli önlem alınmaması sonucu, talepte ve dolayısıyla üretimde önemli kayıplar yaşanmaya devam ettiğini söyleyen Otomotiv Sanayi Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Ercan Tezer, sektörle ilgili şu değerlendirmeyi yapıyor:
“Ağır ticari araçlarda ise ÖTV oranları çok düşük olduğu için yapılan indiriminin etkisi yetersiz kaldı. Üretimdeki daralmaya paralel olarak ağır ticari araç üreten tesislerde ve tedarikçilerinde çalışma günlerinin 3’te 2’sinde üretime ara verildi.”
Talepte düşüş devam ediyor. 2010’un ikinci yarısından önce iyileşme beklenmiyor. En iyimser tahminlere göre 2010’da hafif ticari araç pazarı yüzde 10, ağır ticari araçlarda ise yüzde 5 büyüme bekleniyor.

TAŞIMACILIK
ŞİRKETLER RUSYA VE ORTADOĞU’YA YÖNELDİ

Krizden en çok etkilen sektörlerden biri de taşımacılık oldu. 2009’da sektörün cirosu 7,7 milyar dolardan 6,6 milyar dolara geriledi. İhracat ve ithalattaki daralmayla birlikte hem karayolu ve hem deniz taşımacılığında önemli oranda küçülmeler oldu. Bu durumdan en çok Avrupa ülkelerine ithalat ve ihracat mallarını taşıyan taşımacılık şirketleri etkilendi. Karayolunda 11 bin araç seferlerden çekildi. Böylece hem tırlar hem de ithalatçı ve ihracatçı şirketlerin iptal edilen siparişleri için özel depo ve garajlara ihtiyaç doğdu. Geçen yıl, sektördeki tek olumlu gelişme Ortadoğu bölgelerine yapılan karayolu taşımacılığının yüzde 6 artması oldu. 2009’un ilk 9 ayında 284 bin 909 araç bu bölgeye ihracat yükü taşıdı. Denizyolu taşımalarında da benzer trend yaşandı. Limanlardaki Türk bandıralı gemi sayısı yüzde 4, yabancı gemi sayısı ise yüzde 10 azaldı.
Sektörün yüzde 30’lara varan dış ticaret daralmasını atlatamadan geçtiğimiz yılın eylül ayında sel felaketiyle önemli zarara uğradığını söyleyen UND Başkanı Tamer Dinçşahin, şu değerlendirmeyi yapıyor:
“2011’den önce sektörde iyileşme beklemiyoruz. 2009’da 6,6 milyar dolar olan taşımacılık gelirlerinin 2010’da 5,6 milyar dolara gerileyeceğini düşünüyoruz.”
2011’den önce toparlanma beklenmiyor. AB’yle ticaret azaldığından dolayı sektördeki oyuncular, Rusya ve Ortadoğu’ya yöneldi. Sektörün 2010 ciro hedefi 5,6 milyar dolar.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz