Şekerbank geçtiğimiz birkaç yıldır hızlı büyüme trendinde. Kazak ortağı Turan Alem Bank’ın katkısıyla özkaynak büyüklüğünü 1 milyar TL’nin üzerine taşıdı. Şekerbank Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Bas...
Şekerbank geçtiğimiz birkaç yıldır hızlı büyüme trendinde. Kazak ortağı Turan Alem Bank’ın katkısıyla özkaynak büyüklüğünü 1 milyar TL’nin üzerine taşıdı. Şekerbank Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Basri Göktan, 2012’de sektörün en büyük aktifli ilk 10 özel bankası arasına girmeyi hedeflediklerini söylüyor. Bu hedefe ulaşmada mikro kredilerin ve niş ürünlerin katkısı olacağını söyleyen yönetici, “Anadolu’daki şube sayımızı artıracağız. 35-40 yeni il hedefliyoruz. Buralarda bankacılıkla tanışmamış kesime ulaşarak büyüyeceğiz” diyor.
Şekerbank, 1953 yılında şeker pancarı üreticisinin finansal ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla Pancar Kooperatifleri Bankası adı altında Eskişehir'de kuruldu. 1956 yılında Ankara'ya taşındı. Şekerbank adını aldı. 1997 yılında halka arz edildi. 2004’te merkezini İstanbul'a taşıyarak yepyeni bir çehre kazandı.
Şekerbank’ın 2003'te 73 milyon lira olan sermayesi bugün 1 milyar 200 milyon TL’ye ulaşmış durumda. Şekerbank Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Basri Göktan, 2012 yılına kadar da aktif büyüklüğünde ilk 10 özel banka arasına gireceklerini söylüyor.
Şekerbank son birkaç yıldır Anadolu bankacılığı yaklaşımıyla hareket ediyor. Göktan bu yaklaşım kapsamında, bankacılık hizmetlerinin ulaşmadığı yerlere, bugüne kadar bankacılık hizmeti almamış kitlelere ulaşarak büyümek hedefinde olduklarına dikkat çekiyor.
Gelecek hedefini şöyle özetliyor:
“Niş ürünler yakalamak istiyoruz. Küçük ve orta ölçekli işletmelere yöneleceğiz. Bireysel, yöresel krediler, ipotekli konut kredileri gibi alanlarda büyüyeceğiz. Rakamsal bir hedef koymadık. Bankacılık hizmeti almayan kesimlere en çok hizmet götüren banka olmak istiyoruz. Şu anda aktif nüfusun yüzde 35-40’ı potansiyel teşkil ediyor. Bu kesimin hala bankada hesabı, kredi kartı yok.”
Şekerbank Yönetim Kurulu Hasan Basri Göktan ile bankanın performansını, yeni döneme yönelik plan ve hedefleri konuştuk. Bankacılık sektörünün gelişimine yönelik de önemli açıklamalar yapan yöneticinin sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:
*Şekerbank geçtiğimiz birkaç yıldır bilanço kalemlerinde rekor büyümelere imza atıyor. Bu yıl tablo nasıl? Yılın ilk 6 ayında önceki yıllara oranla performans nasıldı?
- 2007’de 5 yıllık bir plan yaptık. O planda da her yıl sürekli büyüyerek 2012’de Türkiye’de aktif büyüklükte kamu hariç ilk 10 özel banka arasında yer alma hedefi koyduk. Ayrıca Anadolu bankacılığı yapmak ve KOBİ’lerin lider bankası olmak yönünde bir misyon üstlendik. Bu çerçevede geçtiğimiz yıllarda hızlı, göze çarpan şekilde büyüdük. Bu planlarımızı, 2009’a münhasır olmak kaydıyla kriz nedeniyle biraz yavaşlattık. Ancak buna rağmen Şekerbank ilk 6 ayda büyümesini sürdürdü. Özellikle aktiflerimizde çok hızlı bir büyüme elde ettik. Biz Şekerbank olarak istikrarlı ve muhafazakar bir bankayız. Kredilerde daha tedbirli devam edebilmek için biraz frene bastık. Buradaki büyüme planımızı biraz yavaşlattık. Geçtiğimiz yıl sonuna göre ilk 6 ayda net kârda yüzde 20 artış sağladık. Faiz gelirlerinde yüzde 32 artış elde ettik. Kredi hacmimiz yüzde 12 büyüdü. Aktif büyümemiz yüzde 17 oldu. Mevduatta yüzde 25 düzeyinde büyüme sağladık. En önemli artışı da özkaynaklarımızda yaşadık. Büyüme planımız doğrultusunda sermaye yapımızı güçlendirmemiz gerekiyordu. Bunun için bir sermaye artırımı yaptık. Sonuçta ilk 6 ayda enflasyonun 6 puan üzerinde bir büyümeyi yakalamış olduk.
Şekerbank’ın 2009 karnesi nasıl olacak? Yıl sonu tahminleriniz nasıl? Bu yıl da sektörün üzerinde büyüme bekliyor musunuz?
Kriz olmasaydı bu yıl da yüzde 35-40 düzeyinde büyüme öngörmüştük. Ama planlarımızı revize ettik ve toplamda yüzde 15 büyüme hedefledik. Bu hedefi bugünden yakalamış durumdayız. Kredilerde yüzde 15 büyüme hedefliyoruz. Dolayısıyla ikinci yarıda burada biraz daha fazla büyüyeceğiz. Buna bağlı olarak kârlılığımız biraz daha artacak. Özkaynak kârlılığımız yükselecek. Aktifte yüzde 20 büyüme yakalayabiliriz. Mevduatta yüzde 10 büyüme öngörüyoruz. Sonuç olarak 2009 yılını da büyüyerek geçirmiş olacağız.
2012 için koyduğunuz hedefe bugün itibarıyla be kadar yaklaştınız? Bu hedefi yakalamak kolay olacak mı?
Özkaynaklarımız 1 milyar dolara yakın bir büyüklüğe ulaştı. Dolayısıyla özkaynak bakımından şu anda ilk 10 özel banka arasına girmiş durumdayız. Aktifte şu anda 12’nci sıradayız. Ekonominin normal büyüme seyrine geçmesinden sonra, 2009’da büyüme performansımızdan yaptığımız fedakarlığı kapatarak 2012 yılında koyduğumuz hedeflere ulaşmış olacağız. 2010 açığı kapatmak açısından yoğun geçecek ama henüz gelecek yıla ilişkin şimdiden yorum yapmak mümkün değil. Sonbaharı görmek gerekiyor. Eylül ayında oturup bütçemizi yeniden gözden geçireceğiz. İş planımıza göre yıl sonu için belki ufak tefek revizyonlar yapacağız. Ekonomi dünyada, buna bağlı olarak Türkiye’de olumlu seyrediyor. Dolayısıyla bizim yapacağımız revizyonlar da olumlu olabilir. Krize karşı gerekli tedbirler alındı. Çok daha derinleşmesi engellendi. Ancak geleceği çok iyi planlamak gerekiyor. Gelecek yıllarda bir miktar büyüme olacak ama bu ancak belki son 2 yılın kayıplarını telafi edecek. Diğer yandan bu büyümenin kontrolsüz olmaması lazım. Piyasadaki likidite bolluğu sel haline dönüşürse ekonomi boğulabilir.
Şekerbank’ı hedefine ulaştıracak alanlar hangileri olacak? Beklenen büyüme en çok nereden gelecek?
Anadolu bankacılığı diye bir kavram geliştirdik. Bankacılık hizmetlerinin ulaşmadığı yörelere, bugüne kadar bankacılık hizmeti almamış kitlelere ulaşarak büyümek hedefindeyiz.
Niş ürünler yakalamak istiyoruz. Küçük ve orta ölçekli işletmelere yöneleceğiz. Bireysel, yöresel krediler, ipotekli konut kredileri gibi alanlarda büyüyeceğiz.
Rakamsal bir hedef koymadık. Bankacılık hizmeti almayan kesimlere en çok hizmet götüren banka olmak istiyoruz. Şu anda aktif nüfusun yüzde 35-40’ı potansiyel teşkil ediyor. Bu kesimin hala bankada hesabı, kredi kartı yok.
Şekerbank Anadolu’da kaç şube ve ne büyüklükte bir ekiple faaliyette? Anadolu’daki müşterilerinizin sayısı ne kadar?
Anadolu’nun her yerinde varız. Çok geniş bir network’e sahibiz. 250 şubemiz var. 70-80 bin küçük işletmeye hitap ediyoruz. Şu anda 4 bin kişilik bir ekiple çalışıyoruz. 6 yeni şube açmak için hazırlıklarımız devam ediyor. Yıl sonuna kadar 4 şube daha açarak şube sayımızı 260’a ulaştırmayı planlıyoruz. Bizim bir özelliğimiz de Anadolu’da sürekli olmamız. Gelişen ekonomik seyre göre bir bölgeye gidip ekonomi daraldığı zaman o bölgeden çıkmıyoruz. Anadolu’daki şubelerimiz, Anadolu’nun belirli yerlerinde 50-60 yıldır var. Birçoğu adres oluşturmuş durumda. Bazı sokaklar, meydanlar Şekerbank ile anılıyor. Babadan toruna 3 kuşak müşterilerimiz var. Şekerbank Anadolu’da iyi bilinen, sağlam bir marka.
Son dönemde evlilik kredisi, eko kredi gibi ilginç yenilikçi ürünler sundunuz. Bunların devamı gelecek mi? Planlanan yeni ürünler var mı?
Piyasada fark yaratmazsanız ürününüzü pazarlayamazsınız. Bugün piyasada ürün sunarken 2 yaklaşım oluyor. Ya mevcut bir ürünü kopyalıyor ve onunla beraber rekabet ediyorsunuz ya da yeni bir ürün yaratıyorsunuz. Bizim örneğin eko kredi adı altında çıkardığımız yeni bir ürün. Bu bizim niş bir alanımız. Önümüzdeki dönem de böyle niş alanlara ve bu alanlara yönelik ürünlere odaklanacağız. Küçük enerji projelerine yönelik bir ürün çıkarma planımız var. Küçük otel, eğitim, sağlık tesislerine yönelik ürünlerimiz olacak. Belki ileride gençliğe yönelik birtakım ürünlerimiz olabilir. Yeni ürünler konusunda çalışmalarımız devam ediyor.
Kredi kartları tarafında Bonus ile işbirliğiniz var. Burada performansınız nasıl gelişiyor? Bundan sonraki döneme yönelik plan ve hedefler ne yönde?
Kredi kartı pazarında bugün ciddi bir rekabet ve doygunluk var. Biz müşterinin ihtiyacını karşılamak üzere kredi kartı veren bir bankayız. Şu anda 200 bin adet kartımız var. Önümüzdeki dönem kredi kartında agresif bir büyüme planı yapmıyoruz ama bu alanda da büyüme devam edecek. Bugün biliyorsunuz kredi kartı pazarında çeşitli sorunlar var. Geri ödemeler sorunlu. Çok kart nedeniyle takipler yükseliyor. Faiz oranlarına müdahale var ve bu sürekli kamuoyunda gündeme getiriliyor. Biz bu nedenlerle bu pazara ihtiyatlı bakıyoruz. Belki önümüzdeki dönemde bize mahsus niş bir kart çıkarma planımız olabilir.
Tarım bankacılığında iddialısınız. Bugün bu segmentte ne kadar sayıda müşteriye hitap ediyor, ne kadarlık bir hacim yaratıyorsunuz?
Tarım bankacılığı sadece iddialı olduğumuz bir alan değil bizim ana işimiz, kuruluş gerekçemiz. Gelecek dönemde mümkün olursa bütçemizin büyük bir kısmını bu alana ayırmak istiyoruz. En azından kredilerimizin yüzde 10 gibi bir bölümünü tarıma yönelik kullandırmak niyetindeyiz. Burada yeniliklerimiz de devam ediyor. Son olarak hasat kartı çıkardık. Bunun yanında seracılık, damlama sulama, aracılık hizmetleri gibi alanlarda kredilerimiz var. Özellikle pancar çiftçilerinin bulunduğu alanlarda onlara yönelik temlik kredileri veriyoruz. Onların kooperatiflerinin kredilendirmelerini yapıyoruz.
Tarım Türkiye’de ilgi gösterilmesi gereken, biraz da ihmal edilmiş bir alan. Biz Şekerbank olarak bu alana çok önem veriyoruz. Gördüğüm kadarıyla bu işle ilgilenen sektörde de birkaç banka var. Bunlar kredilerinin yüzde 1-2 gibi oranını bu işe ayırıyorlar. Türkiye’de dağıtılan toplam kredinin yüzde 5’i kadarı tarıma ayrılıyor diyebiliriz. Ancak bu yeterli değil. Tarım destelenir ve gelişirse, bu alandaki nüfus azalır verimlilik artarsa tarımın bankacılık kesiminden aldığı kredinin miktarı da artacaktır.
Sektörde yoğun bir rekabet var. Şekerbank’ı bu ortamda farklılaştıran unsurlar neler?
Şekerbank’ı farklılaştıran en önemli unsurlar köklü eski bir banka olması, tecrübesi ve çok iyi bir müşteri ilişkisi olması diyebilirim.
Kazak ortağınız Turan Alem, Şekerbank’ın performansını nasıl buluyor? Bu ortaklığın faydasını krizde gördünüz mü?
Kazak ortağımız bizden kriz yönetimini öğrendi. Onlar genel olarak işlerimize, işin stratejik yanı dışında pek fazla müdahale etmiyor. Şekerbank bizim iyi aktifimiz, işi iyi yapan bir ekip var diye düşünüyor ve bize sadece nasıl yardım edebileceklerini soruyorlar. Çok kısa süre önce bir sermaye artırımı yaptık biliyorsunuz. Türkiye’de başka hiçbir banka krizde sermaye artırımı yapmadı. Bizim Kazaklar getirip para koydu. Şu anda bankanın fazlasıyla yüksek sermayesi var. Ancak ekonomi çok hızlı büyürse bizde de yeniden bir sermaye artırımı olur.
Şekerbank’ın iştiraklerinde tablo nasıl? Sigorta ve bireysel emeklilik gibi alanlara yatırım planı var mı?
Şekerbank’ın iştiraki olan 3 şirket var. Bunlar leasing, faktoring ve yatırım şirketleri. Bu şirketler ekonominin seyrine ve bankanın büyümesine paralel olarak ortalama yüzde 12 civarında büyüyor. Kanun değişikliğinden sonra leasing sektöründeki daralma devam ediyor. Bizim şirketimiz buna rağmen yıllık yüzde 20 büyüme gösteriyor. Faktoringde de riskler son dönemde arttı biliyorsunuz. Ama faktoring şirketimiz bütçe hedeflerini gerçekleştirmeye devam ediyor. Yatırım şirketimizde de işler iyi. Borsa yükseldikçe kâr hacmi artıyor. Ayrıca yeni ürünler de büyümeye ve kârlılığa destek oluyor.
Banka olarak bir sigorta iştirakimiz yok. Ancak bankanın ana ortağı olan Şekerbank Munzam Sandığı’nın SBN adlı bir sigorta şirketi var. Sandık bu şirketi geçen yıl almıştı. Şirket yılı kârlı kapattı. Bu yıl bir miktar daha sermaye artıracak. Yıl sonu için de kâr ve sektörün üzerinde büyüme hedefliyor. Bireysel emeklilik tarafında ise bir girişim planı yok. SBN Sigorta ile işbirliğimiz devam edecek.
“Anadolu’nun 45 İlinde Lideriz”
Şube Sayımız Artacak
Mikro kredi uyguladığımız 40-45 il var. Bu illerde Anadolu bankacılığında lideriz. Bizim yaptığımız işi yapan başka banka yok. Önümüzdeki dönemde bu illerin sayısını artırmak istiyoruz. Kriz olmasaydı Anadolu’daki şube sayımızı 70-80’e ulaştırmak niyetindeydik. Mikro kredileri tüm Anadolu’ya yaymak istiyoruz. Önümüzdeki yıl sonunda 100 şubeye ulaşmak hedefindeyiz. Bu da 35-40 yeni il anlamına geliyor.
2012 Hedefi
Toplam kredilerimizin bugün yüzde 10’unu mikro krediler oluşturuyor. Hedefimiz bu oranı 2012’ye kadar yüzde 25’e taşımak yönünde. Mikro kredileri basit aile şirketlerine, zanaatkarlara, manav, berber gibi esnafa, 2 dönüm çilek eken üretici gibi üreticilere veriyoruz. Bu kredilerin miktarı da 5 bin ile 30 bin TL arasında değişiyor. Bu alana yaptığımız yatırımdan çok memnunuz ve gelecek dönemde de burada iyi bir performans yakalayacağımızı düşünüyoruz.
Kredi Pazarı Hangi Sektörler İçin Açıldı?
İç Pazara Hizmet Veren Etkilenmedi
Türkiye’de KOBİ çok geniş bir yelpazede tanımlanıyor. 1 milyon dolarlık ciro yapan da 15 milyon dolar ciro yapan da KOBİ sayılıyor. Bizim ilgilendiğimiz KOBİ’ler daha ziyade iç piyasaya mal ve hizmet üretiyor. Tarım, turizm, yerel küçük esnaf gibi hedef sektörlerimiz var. Türkiye’de ihracata yönelik çalışan KOBİ’ler krizden etkilendi. Ancak iç piyasaya hizmet sunanlarda çok ciddi etkilenme olmadı.
Takip Oranları Yükseldi Ama Tolere Edilebilir
Ama tabi bu krizde genel olarak hem büyük işletmeler hem KOBİ kesimi etkilendi. Bu da bankaların takibe düşen kredi miktarlarını artırdı. Bizde de tüm sektörde olduğu gibi yüzde 3,5-4 düzeyinde seyreden bu oran bugün yüzde 6’lara çıkmış durumda. Ama bu tolere edilebilen bir artış.
Biz krizde hiçbir müşterimizin kredisini kapatmadık, kesmedik, geri çağırmadık. Aksine müşterilerimizi krizden etkilenmemeleri için desteklemeye devam ettik. Ama yeni kredilerde tabiî ki ihtiyatlı davrandık.
İyileşmenin Başladığı Yerler
Kredi konusunda elimiz her zaman bol. Kredi verdiğimiz müşteriye her zaman iş ortağı olarak bakıyoruz. Onların büyümesini ekonominin büyümesi olarak görüyoruz. Bugün evet bir canlanma var. Son dönemde özellikle konut kredilerinde, bireysel kredilerde canlanma görülüyor. Büyük işletmelerin kredi taleplerinde bazı sektörlerde hareketlilik var. Özellikle proje kredilerinde talep var. Örneğin enerji sektöründe talep hiç kesilmedi. Diğer yandan tekstil, gemicilik, nakliye gibi bazı sektörlerde tablo hala iyi değil. Taşıt kredileri tamamen durmuş görünüyor.
“Bankacılık Görüldüğü Kadar Kârlı Değil”
Özkaynak Kârı Düşük
Bankaların kârlılıkları neden tartışılıyor anlamıyorum. Zarar etse daha mı iyi? Bugün aslında Türkiye’de çok kârlı diye bakılan bankacılık sektörünün özkaynak kârlılığı sadece yüzde 15’ler düzeyinde. Bundan 3 ay öncesine kadar hiçbir iş yapmadan parasını bankaya yatıran biri yüzde 15 getiri elde ediyordu. Türkiye’de hiç kimse yüzde 15 kârla çalışmıyor. Ancak büyük bir bölüm kârını göstermediği, sürekli yatırım yaptığı ya da kayıt dışı çalıştığı için göze batmıyor. Türkiye’nin kayıt içindeki tek sektörü olan bankacılık ise göze batıyor. Siz tasarruf sahibi olsanız yüzde 15 kâra bu kadar risk almazsınız. Türkiye’de çok daha yüksek kârlı, daha az riskli işler var.
Büyüme Yüzde 10-15 Olur
Bence bankacılık sektörü bu dönemde normal bir kâr yaptı. Bankacılık da kâr etmeseydi kriz Türkiye’de daha değişik boyutlara gelebilirdi. Bu yıl bankacılık sektörü yüzde 10-15 daha büyüyebilir. Türkiye’de bankacılık sektörünün aktif büyüklüğünün milli geliri geçmesi gerekiyor. Bugün bütün batı ülkelerinde milli gelirin 2-3 katı kadar bir hacim var. Türkiye de bu oranları yakalamak zorunda.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?