Çıtayı Yüksek Tutmak İstiyoruz

Caner Öner / Oyakbank Yönetim Kurulu Başkanı   Caner Öner, Oyakbank’ın genel müdürü... Yoğun bir dönemi geride bıraktıklarını, neredeyse 12 bankayı bir bünyede birleştirdiklerini söylüyor. ...

1.09.2002 03:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

Caner Öner / Oyakbank Yönetim Kurulu Başkanı

 

Caner Öner, Oyakbank’ın genel müdürü... Yoğun bir dönemi geride bıraktıklarını, neredeyse 12 bankayı bir bünyede birleştirdiklerini söylüyor. Ancak, kısa sürede 212 şubeye, 3 bin 500 çalışana ulaştıklarına dikkat çekiyor. Yenilenen değil, “yeni bir banka” olduklarına dikkat çekiyor. Hedeflerinin ise oldukça yükseklerde olduğunu belirtiyor ve “İlk 3 banka içinde yer almak istiyoruz. Bu hedefe göre ilerlemek amacındayız” diyor.

 

Oyak, son iki yıldır finans sektöründe en çok konuşulan gruplardan biri. Bunun en büyük nedeni, kriz döneminde izlediği büyüme stratejisi. 10-12 şubeli Oyakbank’ın sahibi olan grup, BDDK bünyesindeki Sümerbank’ı alarak bir anda 150 şubeli, bin 500 çalışanlı bir bankayı yönetmeye başladı. Ağustos ayında gerçekleştirilen satın almanın ardından iki bankanın birleştirilmesi konusundaki çalışmalar başlatıldı. BDDK’ya verilen taahhütler çerçevesinde 1 Ocak’ta birleşme tamamlandı.

 

Birleşme çalışmaları devam ederken, grup genel müdürlük binası olarak Osmanlı Bankası’nın eski binasını satın aldı. Böylece yeni binada, yeni logoyla, finans sektöründe yeni bir başlangıç yapmış oldular.

 

Oyakbank Yönetim Kurulu Başkanı Caner Öner de, “Oyakbank şekil değiştirmiş bir banka değil. Yeni kurulmuş bir banka” diyerek, bunu ortaya koyuyor. Sıfırdan, yeni ve güçlü bir banka yarattıklarını söyleyen Öner, “Tüm kademelerde bunun heyecanını, aynı zamanda da zorluklarını yaşadık” diyor.

 

Hedeflerinin sektörün ilk üç bankası arasına girmek olduğunu söyleyen Caner Öner, yeni Oyakbank’ı ve geleceğe ilişkin hedeflerini Capital’e anlattı:

 

Oyakbank yıllardır küçük ölçekli bankalar arasındaydı. Sümerbank’ın satın alınmasından sonra sektörün en büyük bankaları arasına girdi. Satın alma sürecinden sonra Oyakbank’ta neler değişti?

 

Biz de çok şey değişti. Biz Sümerbank’ı ağustos ayı ortalarında aldık. Yıl sonuna kadar her iki banka kendi içlerinde birleşmeye hazır hale getirildi. BDDK’ya verdiğimiz taahhütler gereği, ocak ayı başında da birleşme gerçekleştirildi. Daha sonra birleşmenin gerçek faaliyete dönüşmesi dönemi başladı. Tabii bununla birlikte de yapılması gereken işler ardı ardına başlatıldı.

 

Bu arada, güzel bir tesadüf, Osmanlı Bankası’nın eski binası olan yeni genel müdürlük binamız satın alındı. Bu süreçte de Oyakbank’ın logosu değiştirildi. Yani yepyeni bir başlangıç yaptık diyebiliriz.

 

Aslında ne değişti derken, “Eskiden olan hiçbir şey kalmadı” demek daha doğru olur. Çünkü, değişen bir şey yok, yeniden yaratılan, yeni bir yapı var. Bu nedenle oldukça zor günler geçirildi. Sıfırdan bir şey yaratmanın hem heyecanını hem de zorluklarını yaşadık. Ekonomik krizde bu zorlukları bizim için biraz daha artırdı.

 

Yaşadığınız zorluklar hakkında bilgi verir misiniz?

 

Şube sayımız arttı. Birleştiğimiz zaman yaklaşık 150-160 şube civarındaydık. Şu anda 212 şubemiz var. Çalışan sayımız ise 3 bin 500’e ulaştı. Bu kadar kısa zamanda bu kadar çok şube açmak, çok kolay değil.

 

Özellikle insan kaynakları açısından bunun büyük sorunları oluyor. Her yerde insan bulmak, insanları aynı kültür içinde birleştirmek zamanımızı en çok alan şeyler. Hala da bunun üzerinde çalışmalarımız devam ediyor.

 

Banka A’dan Z’ye, logosundan binasına kadar yenilendi. Alt yapısı da yenileniyor. Bütün süreçler elden geçirildi. Yeni süreçler eklenmeye başladı. Hali hazırda tüm bu çalışmalar devam ediyor. Her iki bankanın da birleşmiş haliyle hüviyetleri çok farklı. Dolayısıyla, bizim yaşadığımıza değişim dememek lazım. Çünkü, değişim eski bir şeyin yeni hali. Oyakbank ise olmayan bir yapı. Biz, eski Sümerbank ya da eski Oyakbank değiliz. Oldukça yeni bir bankayız.

 

Krizin en ağır hissedildiği finans sektöründe, bu denli hızlı büyümek nasıl bir stratejinin parçasıydı?

 

Biz özellikle kriz dönemini ya da büyümeyi seçmemiştik. Ancak, kriz dönemiyle birlikte önümüze fırsatlar çıktı. Biz de o fırsatları değerlendirdik. Tabii ki kriz döneminde bu satın alma çok kolay olmadı, ancak bizi çok zorlamadığını da söylemek lazım.

 

Bu büyüme kriz döneminde değil de, normal bir dönemde de olsa yine aynı sorunları taşıyacaktı. Onun için krizin getirdiği daha fazla sorun burada söz konusu değil. Normal birleşmenin getirdiği sorunlar, kriz dönemlerinde de, kriz olmayan dönemlerde de sanıyorum aynı.

 

Oyakbank olarak sadece Sümerbank’ı değil, aynı çatı altında toplanan 6 bankayı satın aldınız. 7 bankanın kültürünü birleştirmek ve aynı yapı içinde buluşturmak sizin için zor olmadı mı?

 

Evet, biz sadece iki banka değil, sizin de dediğiniz gibi 7 bankanın kültürünü birleştirdik. Hatta Oyakbank çatısı altındaki birkaç bankanın çalışanlarını da düşündüğünüzde, 11-12 bankanın insanlarını bir araya getirdik diyebiliriz. İki banka olsaydı, işimizin çok daha kolay olacağını düşünüyorum. 11-12 bankanın çalışanlarının aynı kültür altında, aynı iş yapma yöntemlerine alışkın hale getirmek çok zor. Zaten bu konudaki çalışmalarımız hali hazırda devam ediyor. Bu epey de zaman alacaktır.

 

Oyakbank da bu arada kendi kültürünü oluşturuyor. Biz eskiden olan bir kültürü yerleştirmiyoruz. Çünkü, az önce de söylediğim gibi, biz yeni bir bankayız.

 

Kısa zamanda 60 civarında yeni şube açtınız. Bu büyüme stratejiniz önümüzdeki dönemde de sürecek mi? Kaç şubeli bir banka olmayı planlıyorsunuz?

 

Bizim için önemli olan şube sayısı değil. Şubelerin nerelerde olduğu önemli. Amacımız, her şehirde bir Oyakbank şubesi açmak. Çünkü, bizim yurt sathına dağılmış potansiyel müşterilerimiz var. Biz onların yanında olmak istiyoruz. Diğer bankaların verdiği hizmetleri, daha iyi ve onları tatmin edecek şekilde götürmek istiyoruz.

 

212 lokasyon bizim istediğimiz yerlerden biraz uzak. Bazı yerlerde yeni şube açmamız gerekiyor. Bu arada bazı şubelerimizin de yerleri değişebilir, bazıları kapatılıp yeni yerlere şube açılabilir. Şu anda ağırlıklı olarak İstanbul, Ankara ve İzmir’de şubelerimiz mevcut. Biz tüm yurt sathında olmak istiyoruz.

 

Peki alternatif dağıtım kanalları konusunda Oyakbank şu anda ne durumda?

 

Şu anda perakende hizmet veren herhangi bir bankada mevcut olan tüm alternatif dağıtım kanalları bizde de var. ATM network’ümüz gün geçtikçe yayılıyor. Elimizde henüz kurmadığımız bir çok ATM var. Bunların tamamı hizmete alındığında, Oyakbank Türkiye’nin en büyük network’üne sahip bankalardan biri olacak.

 

Bunun dışında telefonla hizmet veren bir çağrı merkezimiz ve internet bankacılığı hizmetimiz var. Şube sayımız gün geçtikçe artıyor. Burada ciddi bir rekabet söz konusu. Bu nedenle biz diğer bankalardan farklı şeyler yapmaya çalışıyoruz.

Şu anda üzerinde çalıştığımız bir sürü proje var ve yatırımlarımız devam ediyor. Çünkü, bunlar ileriye dönük yatırımlardır.

 

Bu arada alt yapımızı daha da güçlendirmek için sürekli çalışıyoruz. Çünkü, şube, ATM, çalışan insan sayısı ve iş hacmi arttıkça alt yapımızın da buna uygun hale gelmesi gerekir.

 

Oyakbank’ın müşteri segmentasyonu hakkında bilgi verir misiniz?

 

Müşteri segmentasyonumuzu tanımlamak çok zor. Çünkü, Sümerbank’tan gelen müşteri grubu var. Oyakbank’ın eski küçük haliyle mevcut olan bir müşteri portföyü vardı. Bunların ikisi bir araya geldi. Bunlara bir de birleştikten sonra, yeni gelen müşteriler eklendi. Dolayısıyla, çok farklı segmentlerden oluşan bir müşteri portföyümüz var.

 

Sizin hedef müşteri kitleniz de kimler var?

 

Aslında biz, bizimle çalışmak isteyen herkese hizmet vermek istiyoruz. Bunun için herhangi bir segmentasyon ve belirli bir grup hedefimiz yok. Ancak, çok belirgin bir hedefimiz var. Eski Oyakbank’ın çok az şubeli olması nedeniyle hizmet veremediği Oyak’ın kendi üyeleri.Artık bunlara hizmet vermemiz şart. Çünkü, bu banka bir yerden sonra onların bankası sayılır. Oyak üyeleri, banka içinde herkesin mutabık kaldığı ve elimizden geldiği kadar da aksatmadan hizmet vermeye çalıştığımız bir segment. Bunun dışında, bankamızı her türlü müşteriye, her zaman hizmet vermeye hazır hale getirmeye çalışıyoruz.

 

Krizle birlikte bankacılık sektöründe uzmanlaşma oldukça önemli hale geldi. Oyakbank’ın böyle bir planı var mı?

 

Biz hem bireysel hem de kurumsal bankacılıkta iddialı olmak istiyoruz. Şu andaki şube sayımızla zaten bireysel hizmet vermek zorunda olan bankalardan biriyiz. Anadolu’nun her yerinde olduğumuz için de ticari işlemler, yani kurumsal işlemlerimiz olmak zorunda. Dolayısıyla hem bireysel hem kurumsal, ikisi el ele, baş başa gidiyor.

 

Zaman içerisinde biri diğerini geçebilir. Ancak, şu anda her ikisine de aynı hızı vermek istediğimiz için aynı süratle yatırımlara devam ediyoruz. Bunun dışında uluslararası işlemler ve muhabir ilişkileri bizim için çok önemli. Bizim için fokus bir alan olarak gelişmeye devam ediyor.

 

Muhabir ilişkileri konusunda girişimleriniz başladı mı?

 

Tabii, Oyakbank’ın küçüklüğü ve Sümerbank’ın o günkü durumu ile çok fazla muhabir ağı yoktu. Ancak, bugün durum çok farklı. Yeni Oyakbank, biraz da isminin verdiği güven, 2001 yılında gösterdiği performansı hali hazırda devam ettirmesi ve arkasındaki güçlü grup nedeniyle muhabir ağını sürekli genişletiyor. Bunun önümüzdeki dönemde daha da artması bekleniyor.

 

Performansınızın iyi olduğunu söylüyorsunuz. Yılın ilk 6 ayını nasıl geçirdiniz? Yıl sonu hedefleriniz neler?

 

Biz ilk 6 ayı son derece iyi geçirdik. Yeni doğmuş bir banka olarak baktığınız zaman hakikaten iyi. Bu piyasa şartlarında daha iyi olur muydu, emin değilim. Haziran sonu itibariyle bilanço büyüklüğümüz 2.5 katrilyon liraya, mevduatımız ise 2 katrilyon liraya ulaştı. Karlı bir bankayız. Geçen yılı çok iyi bir performansla bitirdik.

 

Gördüğümüz kadarıyla geçen yılı karlı kapatan birkaç bankadan biriyiz. Dolayısıyla, o bakımdan çok memnunuz. Bu yılı da aynı şekilde bitirmek istiyoruz. En karlı banka olmamız mümkün değil. Çünkü, bizden çok büyük bankalar var. Amacımız, zarar etmemekti. Zarar etmeyeceğimizi biliyoruz.

 

İlk yıl bizim için yatırım, yeniden yapılanma ve kuruluş yılıydı. Bu nedenle yılı karlı olarak kapatmanın bizim için büyük başarı olacağını düşünüyoruz. Bunu başaracağımızı da görüyoruz.

 

2002 yılında ne kadar yatırım yapmayı planlamıştınız? Gelişmeler nedeniyle ertelediğiniz yatırımlar oldu mu?

 

Yılbaşında yaptığımız hesapları, yıl ortasında değiştirmek zorunda kaldık. Rakamları tam hatırlayamayacağım, ama bu yıl için planladığımız yatırımların yüzde 70-80’ini gerçekleştireceğimizi düşünüyorum. Bu yatırımların çoğu yapılması gereken şeyler. Bu nedenle söz konusu yatırımları yapmak zorundayız. Bu yatırımları mali açıdan yapabilir durumda olduğumuz sürece de devam edeceğiz.

 

Oyakbank’ın uzun vadeli hedefleri neler? Bankacılık sektöründe gelmek istediği nokta neresi?

 

Sektörde hedeflediğimiz, mümkün olduğu kadar ilk 3’ün içinde yer almak. Biz bu hedefe göre ilerlemek istiyoruz. Çıtayı yüksek tutmak istiyoruz. Banka sayısı giderek azalıyor ve sektör gün geçtikçe küçülmeye başladı. Buna karşın, rakipler, kalite, hizmet vs. olarak ciddi bir iyileşme var. Bu da işimizi çok zorlaştırıyor. Ancak, böyle bir hedefe ulaşırsanız başarılı olursunuz. Bu nedenle sektörün ilk üç bankası arasında olmak en önemli hedefimiz. Tüm çalışmalarımızı da bu yönde sürdürüyoruz.

 

Kriz nedeniyle özellikle mevduat müşterisinde güven en önemli kriter haline geldi. Bu nedenle de büyük bankalara bir yönelme oldu. Bu sizi nasıl etkiledi?

 

Sümerbank’tan gelen bazı müşterilerde çekilme yaşanmış olabilir. Ancak, bunu biz hissetmedik. Çünkü, sürekli olarak müşteri sayımız arttı. Tabii bununla birlikte mevduat miktarımız da arttı.

 

Bizim asıl etkilendiğimiz mevduatın kendi içindeki dengelerinin değişmesi oldu. Yani vadeliden vadesize geçiş, uzun vadeden, kısa vadeye, TL’den DTH’a dönüş gibi hareketler yaşadık.

 

Aynı güven sorunu nedeniyle sektör genelinde kredi kullanımının neredeyse durduğu söyleniyor. Oyakbank da durum nedir?

 

Eski küçük Oyakbank ve hiç kredi vermeyen Sümerbank’ın birleştiği düşünülürse, bu işe sıfırdan başladığımız söylenebilir. Portföyümüz gün geçtikçe artıyor. Bizimle çalışmak isteyen her müşteriye biz cevap verebiliyoruz. Hatta sistemlerimiz ve insan sayısı olarak yetersiz kalmaya başladık. Bu nedenle müşterilerimize cevap verme süreleri biraz uzamaya başladı. Yine de kurumsal müşteri sayımız da gün geçtikçe artıyor.

 

Ağırlıklı olarak hangi sektörlerden talep geliyor?

 

Tekstil sektöründen yoğunluklu olarak talep geliyor. Çeşitli üretim sektörleri ve kimyasal ürün sektörlerinden gelen talepler var. Aslında hemen hemen her sektörden talep geliyor. Ancak, ağırlıklı olarak tekstil diyebiliriz. Bu doğrultuda Oyakbank’ın da çok iyi ve çok kaliteli bir kurumsal müşteri portföyü oluşmaya başladı.

 

Grup olarak Pamukbank’ta inceleme yapmak üzere teklif verdiniz? Bankacılıktaki büyüme stratejinizi satın almalarla mı devam ettirmeyi planlıyorsunuz?

 

Dört grupla birlikte biz de Pamukbank’ta inceleme yapmak üzere başvurduk. Bu da önümüze çıkan bir fırsattır. Dolayısıyla, değerlendirilmesi gerekiyor. Diğer gruplar gibi biz de inceleme yapmak istiyoruz. Daha önce de birkaç bankayla ilgilendik, ama çeşitli nedenlerden olmadı. Zaten söz konusu bankalar hiçbir şey olmadı. Bu defa da Pamukbank’ı deneyeceğiz. Ne çıkacağını tabii bilemeyiz. Daha henüz hiçbir şey başlamış değil.

 

Muhabir ilişkilerini yeni yeni kurmaya başladığınızı söylediniz. Dolayısıyla yabancıların Türkiye’ye yaklaşımını da yakından takip ediyorsunuzdur. Şu anda yurtdışında Türkiye’ye karşı yaklaşım nasıl? Seçim kararı onları nasıl etkiledi?

 

Şu anda biraz tedirginler. Çünkü, ne olacağı, nasıl etkileneceğimiz belli değil. Politik gelişmeleri çok yakından izliyorlar. Dolayısıyla, “Ne olacaksa olsun, kararımızı ona göre verelim” yaklaşımı, yani “bekle-gör” politikası var. Bu da işlemlerde yaşanan yavaşlamayla net olarak görülüyor.

 

Ekonomik durum açısından çok büyük tedirginlikleri yok. Çünkü, Türkiye’nin ekonomik krizi çok uzun süredir devam ediyor ve bu artık bilinen bir gerçek haline geldi. Ancak seçim kararı çok yeni. Dolayısıyla, henüz beklentiler tam olarak oluşmuş değil. Bu nedenle de tedirginlik var.

 

“MİLLİ BANKA OLARAK KALACAĞIZ”

 

Yabancı ortaklıkların sıkça gündeme geldiği bir dönem yaşıyoruz. Sizin bu konuda bir planınız var mı?

 

Yabancı ortaklıkla ilgili şimdilik bir planımız yok. Çünkü, çok yeni kurulmuş bir bankayız. Evet uzun yıllardır piyasada olan bir bankaydık. Ancak, 10 şubeli, 500 çalışanı olan bir bankaydık. Bu nedenle de Oyakbank’ı tanıyanlar, sadece müşterimiz olanlar ve şubelerimizin olduğu yerde yaşayanlardı. Biz de hem kendimizi hem de vizyonumuzu tanıtmak için kampanya düzenledik ve “Ulusal bir bankayız, çağdaş hizmet veriyoruz, emrinizdeyiz” dedik. Burada ağırlıklı amacımız Oyakbank’ın ulusal bir banka olduğunu vermekti.

 

Dolayısıyla, bir bu ulusal banka kimliğimizi önümüzdeki dönemde de korumak istiyoruz. Bu hedef doğrultusunda da yabancı bir ortaklığa gitmeyi hiç düşünmüyoruz. Biz hep milli bir banka olarak yol alacağız.

 

“SEKTÖRDE FARKLILAŞMA BAŞLAYACAK”

 

Size göre, birleşme ve satın almaların ve yabancı bankaların sektöre girmeleri, bankacılıkta neleri değiştirecek?

 

Sektörde yaşanan birleşmelerin bankacılık sektörüne en büyük katkısı, mali yapıların daha da güçlenmesi oldu. Bazı şeylerin mükerrer yapılması engellendiği için, daha iyi ve kaliteli hizmet verilmesi sağlandı. Bunların yanı sıra, müşterilerin birazcık da kendi kendilerini eğitmelerine neden oldu.

 

Genel olarak baktığınızda birleşme ve yabancı bankaların gelişi hem Türk bankacılık sektörüne hem de iş hayatına olumlu katkıları oldu. En büyük katkı da, daha kaliteli, daha güçlü mali yapısı olan, daha iyi hizmet veren veya daha iyi hizmet vermek zorunda olduğunu hisseden bankaların ortaya çıkması oldu. Bu da sektör açısından son derece yararlı bir gelişme.

 

Bunun ardından segmentasyon gelecektir. Örneğin, daha çok perakende ağırlıklı, kurumsal ağırlıklı, dış işlem ağırlıklı bankalar oluşmaya başlayacak. Bu farklılaşma da sektör açısından son derece yararlı olur. Böylece herkes aynı işi yapmayacak, en iyi olduğu işi yapacak duruma gelecek.

 

“BİREYSEL EMEKLİLİĞE GİRECEĞİZ”

 

Finans sektöründe yeni alanlara girmeyi planlıyor musunuz?

 

Oyak Grubu olarak yeni alanlara yönelmek istiyoruz. Bu tamamen gelişmelere bağlı. Ama bizim her zaman söylediğimiz birkaç tane alan var. Daha önce de belirttiğimiz gibi, inşaat sektöründe bir şeyler yapma niyetimiz vardı. Bu hali hazırda devam ediyor. Elimizdeki şirketlerin yeniden yapılandırılması gündeme gelebilir. Ancak, bu tamamen ekonomik şartlara bağlı.

 

Şu anda üzerinde ağırlıklı olarak durduğumuz konu ise bireysel emeklilik. Bireysel emeklilik işi Oyak’ın yaklaşık 40 yıldır yaptığı bir iş. İhtisas sahibi olduğumuz, tecrübemizin çok güçlü olduğu ve kendimizi kanıtlamış olduğumuz bir alan. Dolayısıyla, bireysel emeklilik işine kesinlikle girmeyi planlıyoruz. Şu anda grup olarak tüm planlarımız bu yönde.

 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz