Piyasanın
ilk portföy yönetim şirketi (PYŞ) olan Garanti Portföy, kurulduğu
günden bu yana, yüksek pazar payına sahip. Bundan sonraki süreçte de bu
performansın artarak devam etmesi hedefleniyor. Garanti Portföy Genel
Müdürü Zeki Şen, “Sektörde yüksek pazar payımızla, yatırımcılara piyasa
ortalamalarının üzerinde getirilerle ve yeni ürünlerle hizmet vermeye
devam edeceğiz” diyor.
Şen, başarı formülünü; performans odaklı
yönetim, risk anlayışı ve doğru satış pazarlama yaklaşımı olarak
açıklıyor. Garanti Portföy, 1997 yılında kurulmuş Türkiye'nin ilk
portföy yönetim şirketi (PYŞ). 31 Mart 2013 itibariyle toplam yönettiği
rakam 9,1 milyar TL. Yönettiği portföylere 4 ana işkolu olarak bakan
şirket bunları; yatırım fonları, BES fonları, özel portföy yönetimi ve
alternatif yatırım ürünleri şeklinde kategorilendiriyor. Yatırım fonları
pazarında yüzde 15,5 pay ve 5 milyar TL'lik bir büyüklük yöneten
Garanti Portföy bu alanda üçüncü sırada. 2005'te bu oran yüzde 11'di.
BES'te 3,6 milyar TL ve yüzde 16,1'lik pazar payıyla dördüncü sırada.
2005'te bu alanda payı ise yüzde 9.5'teydi. Her zaman liderliği
hedeflediklerini söyleyen Garanti Portföy Genel Müdürü Zeki Şen,
özellikle BES tarafında ciddi büyümeler bekliyor. Şen'le sektörü ve
Garanti Portföy'ü konuştuk:
Şirketinizin sektördeki yeri, büyüklüğü nedir?
Sektörde
Garanti Portföy olarak yüksek pazar paylarıyla faaliyetimizi
yürütüyoruz. Bunun yanında yeni ürünler çıkarma konusunda lider
konumumuzu sürdürmeyi hedefliyoruz. Bu bağlamda Türkiye'de kurulan ilk
serbest fon da kuruluşundan bu yana Garanti Portföy tarafından
yönetiliyor. İngilizce multiasset, Türkçe ise çeşitli varlık sınıflarına
yatırım yapabilen fonlar olarak çevrilen fon türlerinin bu dönem için
ideal olduğu görüşündeyiz. Biz de Garanti Portföy olarak çalışmalarımızı
bu yönde yoğunlaştırıyoruz. Flexi B tipi Değişken Fonumuz ile
yatırımcılarımızın birikimlerini farklı varlıklara dağıtarak risklerini
azaltmayı amaçlıyoruz.
Artan finansal okur yazarlık ile birlikte
aktif yönetilen yatırım fonlarımızın da hızla büyüyeceğine inanıyoruz.
Doğru ürün kurgulamasını başarabilecek şirketlerin, önümüzdeki dönemde
pazarın büyümesinden daha büyük pay alacağına inandığımızdan bu konuya
büyük önem veriyoruz. Artan rekabetin Garanti Portföy gibi buna
hazırlıklı şirketler için bir avantaj yaratacağı kanaatindeyiz.~
Sektörde hangi hizmetlerinizle fark yaratıyorsunuz?
Bir
PYŞ'nin başarı kurgusunun performans odaklı yönetim, risk anlayışı ve
doğru bir satış pazarlama yaklaşımına bağlı olduğunu düşünüyoruz. Bu
noktada en güçlü yönümüz insan kaynağı anlayışımız. İş sonuçlarımız ve
hedeflerimize uygun ekip yapılanmamız sayesinde, tüm ekip
paydaşlarımızla birlikte, yatırımcılarımıza uluslararası standartlarda
en uygun hizmeti verme çabası içindeyiz.
Garanti Portföy’ün sektörde bundan sonraki hedefleri neler?
Yatırım
Fonları ve BES Fonları rekabetinde, yerli/yabancı, bireysel/kurumsal
tüm yatırımcılarımızın tercih edeceği ana portföy yönetim şirketi olmayı
hedefliyoruz. Güçlü sermayemiz, tecrübeli kadromuz ile önemli bir
değişimin eşiğindeki sektörümüzün lider şirketlerinden biri olmayı
sürdüreceğiz.
Yeni ürünler çıkararak yatırımcının taleplerini
karşılamak ve sektörün gelişimine katkıda bulunmak Garanti Portföy'ün
diğer hedefleri arasında. Yatırımcıların ihtiyaçlarını yakından takip
etmek, sadece sınırlı sayıda ürün değil pek çok ürünle karşılarına
çıkmak önemli. Bunu yaparken diğer taraftan finansal okuryazarlığı
artıracak etkinliklerde bulunmak istiyoruz. Üniversitelerle işbirliği
yaparak veya diğer kanalları kullanarak finansal okuryazarlığı artırmak
konusunda kendimizi sorumlu hissediyoruz.
Türkiye’de portföy yönetim sektörünün yıllara göre durumu nasıl? Büyüme eğiliminden söz edilebilir mi?
İlk
portföy yönetim şirketinin kuruluşundan bu yana 15 yıl geçmesine rağmen
Türkiye'de portföy yönetimi sektörü, henüz hak ettiği yerde değil.
Sektör halen yapılanma aşamasında. Ayrıca sektördeki büyümenin finansın
diğer alanlarındaki büyümeye kıyasla yada GSMH'ye oranla oldukça sınırlı
kaldığı da görülüyor. Segment bazında bakıldığında; yatırım fonlarında
2007 yılından bu yana yıllık ortalamada sadece yüzde 2,7 oranında büyüme
olurken, BES tarafında bu rakam yüzde 34,8 oldu. BES fonlarının önemli
ölçüde desteklenmesi, aradaki farkta etkili.
Portföy yönetim sektörünün gelişmesi için nelerin yapılması gerekiyor?
Öncelikle
Sermaye Piyasası Kanunu'nun değişmesini çok önemsiyor ve sektörün
gelişimi için önemli bir adım olarak görüyoruz. Garanti Portföy olarak
sektörü geliştirecek her türlü girişimde yer almak istiyoruz. Türk
yatırımcısı, çok uzun yıllar yüksek faiz ile yaşaması sebebiyle
portföyünün büyük kısmını mevduatlardan ve sabit getirili menkul
kıymetlerden oluşturdu.
Güvenli liman olarak algıladığı altında
değerlendirdi. Yatırımcıya yeni dönemde çeşitli varlık sınıflarına
yatırım yapabilen fonlar sunmak önemli. Bu amaçla Garanti Portföy olarak
Flexi Fonu'muzu ön plana çıkartıyoruz. Dağıtım kanallarının gelişmesi
ve Takasbank bünyesinde faaliyet gösteren Fon Platformu'nun da tam
anlamıyla işlevsellik kazanması önemli. Reel ve nominal getiri konusu
ise oldukça hassas bir konu. Sektörün stopaj konusunda da desteklenmesi
gerekiyor.~
Sizce hangi ürünlerin Türkiye’ye gelmesi gerekiyor?
Sektörde
TL cinsinden varlıklara yatırım yapmak isteyenler için oldukça fazla
alternatif var. Ancak asıl konu en azından sektör açısından, bu fon
türleri içerisinde çeşitli varlık sınıflarına aynı anda yatırım imkânı
sağlayan fonların sayıca azlığı. Diğer taraftan hala çok büyük miktarda
birikim Likit Fonlarda. Bu paranın büyük bir kısmı zaman içinde gerçek
anlamda yatırıma yönlendirilmeli. Bir başka eksikliği hissedilen ürün
ise, yabancı menkul kıymetlere yatırım yapan başta gelişmekte olan
ülkelere yatırım yapan fon türleri. Yeni ürünler ile ilgili en kritik
nokta, bu ürünlerin yatırımcıya ulaştırılmasında izlenecek kurgu ve
yöntemlerdir kuşkusuz.
Bağımsız portföy şirketlerini değerlendirir misiniz?
Son
yıllarda sektöre yeni katılımların arttığını görüyoruz. Bunu, rekabetin
artması açısından olumlu buluyoruz. SPK'nın minimum sermaye konusunda
vereceği karar elbette sektörün bu anlamda şekillenmesinde belirleyici
unsur olacak. Ayrıca rekabetin her anlamda yatırımcının lehine olacağı
düşüncesiyle hareket edilmesinin sektörün sağlıklı büyümesi anlamında
önemli olduğunu düşünüyoruz. Sektördeki tüm portföy şirketlerinin, hangi
ölçekte olurlarsa olsunlar asli görevleri olan sürdürülebilir ve
tutarlı performans yaratmalarını sağlayacak her türlü düzenlemenin
destekçisi olmayı sürdürüyor olacağız.
Ayrıca İstanbul'un bir
finans merkezi olma yolunda atacağı adımlar sektörümüzün bölgesel
anlamda da yeni bir sorumluluğa yelken açması olarak algılanabilir.
Özellikle Kuzey Afrika, Orta Doğu ve Türki Cumhuriyetlere yönelik
sermaye akımlarının yönetilmesi anlamında bir fon yönetim merkezi olmaya
aday olduğumuza inanıyoruz. İstanbul bu anlamda bölgenin Londra'sı
olabilir düşüncesindeyiz.
Portföy yönetim şirketlerine
yönelik SPK yasasının ardından bazı tüzük değişiklikleri yapılıyor? Bu
yasa ve değişikliklerin sektöre etkisi nedir?
Son değişiklikler
sektör ve yatırımcılar açısından çok önemli. Değişikliklerin sektör
açısından önümüzdeki olası bir yüksek büyüme döneminde, Avrupa Birliği
müktesebatındaki fon endüstrisi ile ilgili UCIT kurallarına yakınsama
anlamında atılmış adımlar olarak algılanmalı.
Her ne kadar
vergisel farklar ya da fon yönetim ücretlerindeki farklılıklar sebebiyle
kısa vadede tam anlamıyla bir uyuşma söz konusu olmasa da yönetimimiz
altındaki fonlarımızın Uluslararası pasaport alma yolunda atılan bu
adımları yakından takip ediyoruz. İleride tam bir eşleşme olduğunda hali
hazırdaki fonlarımızın geçmiş performanslarını gösteriyor olabileceğiz
bu da zaman kazanma anlamında büyük fayda sağlayacaktır. Yatırım
fonlarının portföy yönetim şirketleri tarafından kurulması ve
yönetilmesi gibi diğer bazı maddeler de aslında sektörün önümüzdeki
dönemde ihtiyaç duyacağı hızlı karar alma ve uygulama gereksinimine
hizmet edeceği düşünülerek atılan adımlardır.~
Sermaye yeterlilikleri konusundaki düzenlemeleri değerlendirir misiniz?
Sermaye
yeterliliği konusunda taslak tebliğdeki hassasiyetin yatırımcıların
portföy yöneticilerine duyacağı güven anlamında önemli olacağı
görüşündeyiz. Tebliğ henüz taslak aşamasında olduğundan ve son hali
netleşmediğinden, nihai karar için bekleyip yorum yapmak daha doğru
olur.
Fonların ortalama getirinin altında olması durumunda, fon yönetiminin değişmesi konusunu değerlendirir misiniz?
Yeni
Yönetmelikte yer alan ve belirli bir süre aynı türdeki fonların
ortalama getirisinin altında kalan fonların yönetici şirketlerinin
değiştirilmesi konusu aslında rekabeti artırmayı amaçlayan bir adım.
SPK'nın birçok kez fon sektöründe rekabeti arttırmak amaçlı olarak bazı
yapısal değişiklikler planladığını ifade etmiş olması sebebiyle aslında
bu gelişmeyi sürpriz olarak algılamadık. Ancak, uygulamanın detayları
henüz belli olmadığı için net bir yorumda bulunmak zor. Özellikle
performans inceleme döneminin ne olacağı, ne kadar bir ayrışmanın
negatif algılanacağı, fonların türleri içinde neye göre sıralanacağı,
fon büyüklüğünün bir kriter olup olmayacağı gibi birçok belli olmayan
nokta var. Bunların netleşmesini bekliyoruz.
Fon Platformu sektörü nasıl etkiler?
Yatırım
fonları sektöründe rekabeti arttırmak için hâlihazırda Takasbank
bünyesinde faaliyet gösteren ancak beklenen sonuçların henüz alınamadığı
fon platformunun da tam anlamında işlevsellik kazanabilmesi için bazı
adımlar atılıyor. Fon Platformu yatırımcının istediği fona rahatça
ulaşmasını sağlayacak bir gelişme olarak karşımıza çıkmakta. Bunun
sonucunda yatırımcı talebi sektörde rekabeti artıracak sonuçları
sağlayacaktır.
2023 VİZYONUNDA BES’DE NE BEKLİYORSUNUZ?
"Şu
anda 22 milyar TL olan Bireysel Emeklilik Fonları büyüklüğünün 2023
yılında 250 milyar TL'ye ulaşması beklenebilir. Şu anda GSMH'nın yüzde
1,4'ü büyüklüğünde olan Bireysel Emeklilik Fonları büyüklüğünün bu
sayede yüzde 8 seviyelerine ulaşmasını bekliyoruz. OECD istatistiklerine
göre gelişmiş ülkelerde bu oran yüzde 80 seviyelerinde, gelişmekte olan
ülkelerde ise yüzde 15 seviyelerinde. Demek ki daha gidecek çok yolumuz
var. Türkiye Şili ve Avustralya gibi Bireysel Emeklilik Sistemlerinin
gelişmişliği anlamında global alanda öne çıkmaya aday ülkelerden biri
olacaktır.
Biliyorsunuz Devlet Katkısı sağlayan yeni düzenleme
ile Bireysel Emeklilik 18 yaş üstü herkes için avantajlı hale geldi. Bu
da sektör açısından hedef kitlenin 18 milyondan 59 milyon kişiye
yükselmesi anlamına geliyor Şu anda 3,1 milyon olan katılımcı sayısının
2023 yılında 10 milyon kişiye ulaşmasını beklemekteyiz. Özetle Bireysel
Emeklilik Sektörü büyümenin lokomotifi olmayı sürdürecek.”
“SEKTÖRE YABANCI İLGİSİ ARTACAK”
Yabancı
PYŞ'lerin Türkiye fon pazarına ilgileri henüz oldukça sınırlı. Ancak
pazarın büyüme potansiyeli ile Brezilya, Polonya ve Güney Afrika gibi
ülkelerde edindikleri deneyim sebebiyle, bu cazip pazara ilgisiz
kalamayacaklar.~
Fon Platformu ve Açık Mimari uygulamaları bu
anlamda bu şirketlerin ilgisinin artmasına ön ayak olacaktır Ayrıca bu
şirketler hali hazırda yurtdışında kurmuş oldukları ve yönettikleri
fonları da Türk yatırımcısı ile buluşturmak isteyecekler Bu anlamda da
ilginin olacağını düşünüyoruz. Diğer gelişmekte olan ülkelere yatırım
yapan fonlar olmak üzere, Emtia Fonları ve bazı Serbest Fon türleri bu
esnada yerli yatırımcıdan ilgi görebilir. Ek olarak sigorta ve
bankacılık sektörüne olan ilgiyi görünce, en az bu sektörler kadar cazip
büyüme potansiyeli olan sektörümüze kayıtsız kalmayacaklarını
düşünüyoruz.
YATIRIMCI İÇİN GETİRİ NEREDE?
Faizli
enstrümanlarda reel getiri oldukça düşük. Mevduat elbette her zaman
ciddi bir alternatif olmayı sürdürecek ancak bu tarafta da reel getiri
düşük. ÖST taşıyan fonların getirisi, Hazine Bonosu fonlarının üzerinde
olacak. Farklı varlık sınıflarına (multi-asset) yatırım yapan fonlar ön
plana çıkacak. Özellikle doğrudan hisse senedi yatırımı yapmak yerine
içinde belirli oranda hisse senedi barındıran, dengeli bir risk
anlayışına sahip olan fonlar, mevduata alternatif arayan yatırımcılar
için uygun. Düşen faizler ve azalan faiz farkları, dönem dönem TL'den
dövize kayışlar olabileceğini bize gösteriyor
Hisse senedi en
önemli alternatif. VOB'da piyasa riskini de hedge etmek mümkün olduğu
için, artık hisse senedi seçimi daha da öne çıkıyor. Değerleme anlamında
İMKB'yi ucuz bulmamakla birlikte, hisse seçiminin doğru yapılması
durumunda potansiyel var Elbette bu yatırımcıların kendi başlarına
yapabilecekleri bir yatırım olmaktan biraz uzak bir beklenti. Bu sebeple
de Yatırım Fonları aracılığıyla yapılmasını tavsiye ediyoruz.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?