"Kârlılık azalır rekabet artar"

“Kârlılık azaldığında rekabet iştahı da artar. Birtakım yan alanlar geliştirilmeye çalışılacak.”

1.10.2009 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
"Kârlılık azalır  rekabet artar"
Düşen faiz, kredilerde daralan talep ve bankaların ihtiyatlı tutumu, bu yıl sektörün geneline yüksek kâr getirdi. Ancak bankacılar, bu tablonun sürdürülebilir olmadığı görüşünde. Bugüne kadar krizde sağlam duruşuyla dikkat çeken sektör için yeni dönemin çok daha zorlu olacağı düşünülüyor. İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, değerlendirmeleri, krizin gelişmiş ülkelerde yaşanan finansal bölümünden Türk bankalarının az etkilendiği gibi sınırlı bir çerçevede yapmamak gerektiğini söylüyor. Krizin nedenlerinden ve sonuçlarından birinin de dünya ekonomisindeki yavaşlama olduğuna dikkat çeken yönetici, “Nitekim bu, Türk ekonomisine de yansıdı. Bu yavaşlamanın etkileri Türk bankacılık sektöründe ciddi sıkıntılara yol açacak” yorumunu yapıyor.
Ersin Özince, Türkiye’de serbest piyasa ekonomisinin temel unsurlarıyla çok daha sağlıklı çalışmasını temin etmek gerektiği görüşünde. Aksi takdirde bankacılık sektörünün son 10 yılda yakaladığı büyümeyi, önümüzdeki 10 yılda yakalayabileceğini düşünmediğini söylüyor. Bugünkü tablo itibarıyla, önümüzdeki 10 yılda sektörün iç konsolidasyon görebileceğine de dikkat çeken Özince, “Yeni sermayenin de büyük boyutlarda gelmeyeceği kaygısındayım” diye konuşuyor.
İş Bankası’nın ise yeni dönem hedefinde büyüme var. Bugüne kadar çok tedbirli politikalar izlediklerini söyleyen Ersin Özince, 2010 ve sonrası için daha agresif hedefler koymayı planladıklarını söylüyor. Büyümenin ise özellikle büyük ve kamu ağırlıklı projeler ile dış ticaret finansmanı tarafında yakalanabileceğini öngörüyor. İş Bankası’nın birkaç yıldır üzerinde çalıştığı verimlilik projelerinin de 2010 itibarıyla tamamlanacağına işaret eden Ersin Özince ile Türkiye’de bankacılığın geleceğini, İş Bankası’nın yeni dönem plan ve hedeflerini konuştuk:
Capital:  Bankaların krizden etkilenmediği, kârlılıklarının yüksek olduğu konuşuluyor. Gerçekten tablo böyle mi? Kriz sektörü nasıl, ne yönde etkiledi?
Evet kriz bankacılık sektörünü maddi koşullar açısından henüz çok kötü etkilemedi. Fakat zaman geçtikte olumsuz etkileri artacak. Değerlendirmeleri, krizin gelişmiş ülkelerde yaşanan finansal bölümünden bankaların az etkilendiğiyle sınırlı bırakıyoruz. Halbuki krizin nedenlerinden ve sonuçlarından biri de dünya ekonomisindeki yavaşlama. Nitekim bu, Türk ekonomisine de yansıdı. Bu yavaşlamanın etkileri Türk bankacılık sektöründe ciddi sıkıntılara yol açacak. Öncelikle sermaye ve sermayedar açısından değerlendirirsek en önemli zararı bankacılık sektörüne çok büyük primler ödeyerek girenler gördü diye düşünüyorum. Şu anda Türk bankalarının değerleri ve kârlılıkları iyi olabilir ama onlar Türkiye piyasasında bankacılığın çok daha çabuk, süratle büyüyeceği inancıyla çok önemli kaynaklar koydular. Ben en azından bir süre sabretmeleri gerekeceğini düşünüyorum. Üstüne üstlük bir de sermaye kuralları katılaşmaya doğru gidiyor. Olay bizim, “Basel 2 gelecek, OECD kalkacak” yorumlarımızın ötesine geçti.
Keşke bankacılık sektörünü uluslararası sermayeye daha erken açabilseymişiz. Gerçi burada benim ulusal bankacılıkla ilgili kişisel düşüncelerim mahfuz. Bunu ona alternatif olarak görmüyorum zaten ikisi farklı.
Bizim açımızdan en önemli konu sermaye. Diğerlerinin hepsi kısa vadeli ve geçici durumlar. Türkiye’nin büyüyebilmesi için kaynağa ihtiyacı var. Finans ve sermaye piyasalarının derinleşmesine ihtiyacı var. Bunların derinleşmesi için de sermayedarların sıkı durması lazım. İşte burada Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yeni ve büyük bir adım atarak Türkiye’yi kalıcı finansal yatırımcılar açısından arzulanan bir ülke haline getirmesi lazım. Biz bunu İstanbul Finans Merkezi projesi altında görüyoruz.
Capital:  Bankalar gelecek yıl için planlarını hangi senaryoya göre yapılıyor?
-  Benim şu ana kadar görebildiğim kadarıyla bankacılık sektörü için gelecek yılın, bu yıldan daha zor olacağı düşüncesi var. Bu yıl özellikle faiz oranlarının düşüşü, bankalara kâr sağladı. Gelecek yıl hem bu olmayacak hem faiz marjı daha daralmış olacak. ~
Yani bankalarımızın geçmişteki randımanlı aktiflerini yerlerine koyma imkanı olmayacak.
Ama önümüzdeki yıl, hem büyüme hem kârlılık açısından bankacılık sektörü performansının bu yıldan daha iyi olacağını düşünmüyorum. 2010’da sorunlu krediler konusunun etkilerinin hafiflemesi beklenebilir.
Capital:  Bu tablo bankalar arası rekabete nasıl yansıyacak? Rekabetin yeni yönü ne olacak?
-  Kârlılık azaldığında rekabet iştahı da artar. Birtakım yan alanlar geliştirilmeye çalışılacak. Örneğin en büyük dileğim sermaye piyasasının gelişmesi. Madem ki bugün Türkiye’de reel sektörün finansman ihtiyacı olduğundan söz edilmekte, sadece bankacılık sektörünün değil tahvil piyasasının da çalışabilmesi, bu piyasanın KOBİ’ler dahil her tür firma için erişebilir olması lazım. Türkiye bunu neden bekliyor, anlamak mümkün değil. 30 yıldır serbest piyasa ekonomisi uygulamaya çalışıyoruz, hala sermaye piyasamızın özel sektör tarafından kullanılmasını sağlayamadık.
Yan alanlar geliştirebilmek her bankanın harcı değil. Belki bir miktar konsantrasyon, yani payların belli ellerde toplanması söz konusu olabilir.  
Capital:  İş Bankası için tablo nasıl? Banka yılı nasıl tamamlayacak? Gelecek planları ne yönde?
2009 İş Bankası açısından 2001’den bu tarafa yaşadığımız en yavaş yıl oluyor. Son 10 yılda en olumlu gördüğüm husus, hızlı büyümemizdi. Aktif büyüklüğünde 100 milyar lirayı bulduk ama ben 100 milyar doların üzerinde bir Türk bankası çıkartabilmeliydik diye düşünüyorum. Bu hedefe ulaşacağız ama bu konudaki hızımız şu anda yavaşlamış durumda.
Diğer yandan teşkilatımızı büyütüyor, istihdamı artırıyorduk. Yavaşladık. Bu iyi bir şey değil. Çünkü, büyüme, İş Bankası’na da Türk bankacılığına da ciddi bir ölçek ekonomisi ve ivme sağlıyor. Büyümeyi yavaşlattığınız zaman tekrar hızlandırabilmek de zor.
Öte yandan bizim bugün geldiğimiz büyüklükler itibarıyla başka bankadan pay alarak, rekabet ederek filan büyümemiz zor. Bu büyüklüklerin sürdürülebilmesi için bankacılık sektörünün, ekonominin büyümesi lazım. Özetle İş Bankası’nda bu yıl hiç ummadığımız halde, konjonktürel gelişmeler nedeniyle kârlılık beklentilerimizin çok ötesinde gelişti.
Mevcut koşullar devam ederse bu yılı kâr açısından çok başarılı bitireceğimizi düşünüyorum. Diğer yandan İş Bankası, yaygın bankacılığın olumlu olduğu kadar olumsuz etkilerinden de nasibini alıyor. Örneğin ekonomik daralmadan ötürü küçük alacaklardaki sorunlarımız muhtemelen daha fazla oldu. Nitekim kredi kartlarıyla ilgili yapılandırmada, takip edebildiğim kadarıyla en yüksek rakamlara biz vardık.
Capital:  Uzun vadeli hedefte neler var? İş Bankası’nın gelecek stratejisi ne yönde?
-  Önümüzdeki 10 yıllarda her şeyden önemlisi sermaye ve sermayedar istikrarımızı koruyacağımıza inanıyoruz. İş Bankası, çalışanlarının stratejik sermayedarı olduğu bir banka olarak misyonunu başarıyla sürdürecek.  
Önümüzdeki dönemde iyi hizmeti en uygun fiyata üretmek mecburiyetindeyiz. Biz Türkiye’de uzun yıllar ilklerin bankası olduk. Şimdi bazı konularda ilk olamayabiliyoruz. Bundan da çok büyük bir rahatsızlığımız yok. Zaten ilkler ulusal menfaat ile bağdaşık değilse çok büyük bir anlam ifade etmiyor. Yoksa yenilik adına her gün bir şeyler yapmak mümkün.
Bunu kısa vadede müşterinin lehine yapılandırmak da mümkün. Biz uzun vadeli bakıyoruz ve arkasında durabileceğimiz işleri yapmaya çalışıyoruz. İş Bankası Grubu’nun bankacılık, sigortacılık, tek örneğini götürdüğümüz yatırım bankacılığı ve diğer finansal alanlarda lider kuruluşlarla devam edeceğini düşünüyorum. Biz maraton koşucusuyuz.~
 Gelecek yıl ya da sonrasında bizden büyük sürprizler beklemeyin. Bizde ne olumlu ne olumsuz sürprize yer yok.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz