Garanti Bankası 2001 krizinin ardından en hızlı koşan bankalardan biri oldu. Her yıl sektörün üzerinde büyüme göstererek pazar paylarını 5-6 kat artırdı. Sektörün önde gelen oyuncuları arasında üst...
Garanti Bankası 2001 krizinin ardından en hızlı koşan bankalardan biri oldu. Her yıl sektörün üzerinde büyüme göstererek pazar paylarını 5-6 kat artırdı. Sektörün önde gelen oyuncuları arasında üst sıralara yerleşti. Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen, bu başarıda sadece ürün ve hizmetleri değil iş süreçlerini de kapsayan yenilikçi yaklaşımın etkili olduğu görüşünde. 2009’da da aynı yaklaşımla hareket edeceklerini söyleyen Özen, “Bu yıl yüzde 10 büyüme bekliyoruz. Kârlılıkta ise kesinlikle geçen yılın üzerine çıkacağız” diye konuşuyor.
Bankacılık, 2001 yılındaki büyük yeniden yapılanma nedeniyle, bu kez krize en dayanıklı sektörlerin başında geliyor. Hatta olumsuz koşulların devam ettiği içinde bulunduğumuz dönemde, reel sektöre güven kaynağı oluyor. Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen, sektörün 2009’da büyümeye devam edeceği görüşünde. Mart ayından itibaren kredilerdeki sıkışıklığın açılacağına işaret eden yönetici, 2009’un kârlılık açısından da iyi bir yıl olacağını söylüyor.
Ergun Özen’e göre, yılın ilk 6 ayında krizle ilgili olumlu sinyal göremeyeceğiz. İyileşmenin 2010’un ikinci yarısından itibaren başlayacağını söyleyen Özen, “Türkiye için kıpırdanmanın 2009 sonunda başlayacağını öngörebiliriz. İhracatta bir kıpırdanma görürsek bunun verdiği cesaretle ve faizlerin de düşmesiyle iç tüketimde canlılık başlar” diyor.
Garanti Bankası, bu yıl yüzde 10 büyüme hedefinde. 2009’un Garanti Bankası için geçtiğimiz yıldan daha kârlı olacağına dikkat çeken Ergun Özen “Verimli çalışan, işini iyi yöneten firmaların kriz dönemlerinde de büyüyebileceğini düşünüyorum” diyor ve ekliyor:
“Biz bu yıl 35-50 arasında yeni şube açacağız. 250-400 arasında da yeni eleman alabiliriz. Her alanda pazar payımızı artıracağız. Özellikle mevduatta iddialı hedeflerimiz var.”
Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen ile bankacılık sektörünün gelişimini, Garanti Bankası’nın yeni dönem plan ve hedeflerini konuştuk. Krizin seyriyle ilgili de önemli tahminler yapan Ergun Özen’in sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:
*Garanti Bankası, 2002 yılından bu yana hızlı büyüdü, aktifini, pazar payını, şube sayısını artırdı. Bu dönemde nereden nereye geldi?
Garanti Bankası, bireysel bankacılığın çok önemli oyuncularından biri haline geldi. Bunu da çok yenilikçi bir banka olmasına bağlıyorum. Ama biz inovasyonu sadece ürün ya da hizmetlerde yapmıyoruz. Süreçlerdeki inovasyonu da çok önemsiyoruz. Bence en önemlisi iş yapış modelimizdeki yenilikçiliğimiz. Örneğin, bireysel bankacılıkta alternatif dağıtım kanallarını çok iyi, akıllıca kullanmış bir bankayız. Bir çağrı merkezinin çok maliyetli olduğunu görüp burada inanılmaz devinimler sağladık ve bir satış kanalı haline getirme başarısını gösterdik.
Bugün internette her 4 kişiden biri Garanti şubesinden işlem yapıyor. Alternatif dağıtım kanallarında, hiçbir bankada olmayan pazar paylarına ulaştık.
Garanti Bankası 2001 yılında mevduatta yüzde 2-2,5 gibi çok küçük bir paya sahipti. Bu oran bugün yüzde 11-12’lere geldi. Hemen her alandaki pazar paylarımızı 5-6 katına çıkardık. Bireysel kredilerde bugün yüzde 10 düzeyinde bir pazar payına sahibiz. Konut kredilerinde yüzde 13’lere, otomobil kredilerinde yüzde 15’lere yakın pazar paylarımız var.
Sektörden her zaman daha fazla büyüdük. Hatta son yaşadığımız krizde en fazla Garanti Bankası’nın pazar payı aldığını düşünüyorum.
2009 için plan ve hedefleriniz nasıl? Aktif, krediler, mevduat, kârlılık gibi kalemlerde büyüme hedefiniz ne yönde?
Şu anda yıla esnek bir bilançoyla girmiş olmanın keyfini çıkarıyoruz. Minumum riskli, son derece esnek bir bilanço yapısında 2009’a girdik. Garanti Bankası için operasyonel ritm çok önemlidir. Bu ritm, merkezi operasyonuyla, çağrı merkeziyle, genel müdürlüğüyle tıkır tıkır işler. Bu da rakamlara yansımaya devam edecek.
Biz öncelikle kendi çalışanımızı memnun etmemiz gerektiğini düşünüyoruz. Memnuniyetsiz çalışanlardan, müşteriyi memnun etmesini beklemek yanlış olur. Bugün birçok şirkette hala bu hatanın yapıldığını görüyorum. Mutsuz insanlardan müşteriyi mutlu etmesi bekleniyor.
Bu mümkün değil. İnsana yatırım yapmak gerekiyor, biz de bunu yapıyoruz. Garanti Bankası’nda kişi başına yılda yaklaşık bin dolarlık bir eğitim bütçesi düşüyor. Bir çalışan yılda ortalama 8 gün eğitim alıyor.
Verimli çalışan, işini iyi yöneten firmaların kriz dönemlerinde de büyüyebileceğini düşünüyorum. Bu yıl 35-50 arasında yeni şube açacağız. 250-400 arasında da yeni eleman alabiliriz. Ancak, bütçeyi önümüzdeki 6-8 aylık dönemde her 2 ayda bir yenileyeceğimizi düşünüyoruz. Yani bu rakamlar değişebilir.
Gelecek 5-10 yıl için planlarınız nasıl?
Uzun vadede, Garanti Bankası olarak verimlilikte birinci olmak istiyoruz. Şube ve müşteri başına düşen rakamları artırmak hedefindeyiz. Özkaynak kârlılığı bizim için çok önemli. Zaten yakın rekabete baktığımız zaman son 2 yıldır özkaynak kârlılığı açısından liderliği ele geçirmiş durumdayız ve gelecekte de bunu sürdürmek hedefindeyiz.
1000 şube hedefimiz de devam ediyor. Cep bankacılığını, mobil bankacılığı çok önemsiyoruz. Buradaki işlem sayıları bize çok cesaret veriyor. 3G ile yepyeni bir dönem başlayacak. İnternette bazı ürünlerde yüzde 35’lere varan pazar paylarına sahibiz. Bunları daha da artırmak için çalışacağız.
Serbest sermayesi en yüksek bankalardan biri konumundasınız. Bunun etkileri bu yıl ve gelecek yıl ne olur?
Serbest sermayesi en yüksek ikinci banka konumundayız. İlk sırada Akbank var. Bugün bizim özkaynak büyüklüğümüz 10 milyar TL, serbest sermayemiz ise 8 milyar TL düzeyinde. Garanti Bankası olarak bu noktaya gelebilmek için inanılmaz bir çaba harcadık. Serbest sermayemizi eksilerden bu noktaya getirdik ve krizde bunun faydasını göreceğiz.
Sonuçta serbest sermaye maliyeti olmayan bir paradır. Çok güzel, çok kolay para kazandırır.
2009’da pazar payınızı artırmaya devam edecek misiniz? Özellikle hangi ürünlerde payınız artacak?
Mevduatta pazar payımızı ciddi ölçüde artıracağımızı düşünüyorum. Nakit ve gayrinakdi krediler toplamında en büyük banka olma özelliğimizi koruyoruz. Kredilerde de bu yıl pazar payımızı artırmak hedefindeyiz. Aslında her alanda pazar paylarımızı artırmaya çalışıyoruz ve bunu da başarabiliyoruz. Burada insan kaynağımızın ve sahip olduğumuz teknolojinin rolü büyük çünkü biz bu alanlarda sektörün bir tık üzerindeyiz.
Diğer yandan Hazine işlemlerinden de para kazanıyoruz ama önceliğimiz her zaman müşteriden para kazanmak yönünde oluyor. Bu yıl da esas amacımız müşteri kârımızı daha fazla artırmak olacak.
Kredilerde sektör genelinde ciddi daralma yaşandı. Garanti Bankası’nda bu daralma ne ölçüde oldu? 2009’da dağıtmayı hedeflediğiniz kredi miktarı ne kadar?
TL kredilerde bu yıl yüzde 7-8 büyüme hedefliyoruz. Ama bunun daha üzerine de çıkabileceğimizi düşünüyorum. Yılbaşında çok muhafazakar hedefler koyduk. Ama ocak ayında bütçenin çok üzerinde hacimlere ulaştık. İlk aylara bakarsanız Garanti Bankası’na kriz hiç uğramamış gibi duruyor.
Otomobil kredilerinde sektörün genelinde olduğu gibi bizde de sorun var. Hacim yapamıyoruz. Bireysel kredilerde hacim yapıyoruz. TL ticari kredilerde hacim yapacağımızı düşünüyoruz.
Diğer yandan kredi talebi hakikaten çok ciddi bir şekilde düşmüş durumda çünkü cirolar düşüyor, yatırım isteği azalıyor. Hiçbir banka başka bankanın kredisini kapatmak için kredi vermiyor, bundan imtina ediyor. Sonuçta önümüzdeki dönem ile ilgili net konuşabilmek için IMF ile anlaşmayı, kurdaki artışın bilançolara etkisini, reel sektörün özkaynak kapasitesini görmemiz lazım. Bankacılık sektörü olarak bu yıl biraz fazla dikkatli davrandığımızın farkındayız ama krize girmememiz de bundan kaynaklanıyor. Yoksa elimizdeki fazla nakit bizim için de zararlı. Şu dönemde basiretli bir tüccar gibi davranmamız gerekiyor ama bu süreç uzun sürmeyecek.
Kredilerde büyüme yeniden ne zaman hızlanır?
Mart, nisan, mayıs aylarında kredilerde rakamları yukarıya doğru çıkaracağımızı düşünüyorum. Yılın ikinci yarısında krizden çıkış anlamında bir sinyal göremeyeceğiz. Ancak ben Türkiye’nin bu krizden en hızlı çıkacak ülkelerden biri olduğunu düşünüyorum. Eğer global anlamda krizden 2010’da çıkacağımızı söyleyebiliyorsak Türkiye için kıpırdanmanın 2009 sonunda başlayacağını öngörebiliriz. Biz ülke olarak daha esneğiz. İhracatta bir kıpırdanma görürsek bunun verdiği cesaretle ve faizlerin de düşmesiyle iç tüketimde bir canlılık başlar diye düşünüyorum.
Diğer yandan gerçekten halimize şükretmemiz lazım. Amerika’da kredi notu 3A olan firmalar bile bugün işletme sermayesi ihtiyacını devletten karşılamak zorunda kalmış durumda. Ticari finansman bonolarını devletler satın alıyor. İşte güven krizi böyle bir şey.
“Kriz Olmasa Yüzde 30 Büyürdük”
2009 Planı
Garanti Bankası olarak kısa süre önce bilançomuzda kâr açıkladık, piyasa payımızı artırdık. 2009’un, bankanın hızlı koşusu açısından önemli bir yıl olacağını düşünüyorum. İddialı bir şekilde söyleyebilirim ki bu yıl, 2008 yılından çok daha fazla kâr edeceğiz. Esnek bilançomuzun faydasını ilk 2 ayda da gördük. Büyümeye devam ediyoruz.
Büyüme Hedefi
Garanti Bankası’nda kârın kalitesi çok yüksektir. Biz 1 ya da 2 değil, 5-6 ayrı iş kolundan kâr ediyoruz ve hemen hepsinden yüzde 20-25 gibi eşit oranda kâr ediyoruz. Bu nedenle bilanço yapımız krizlere çok dayanıklı. Kriz olmasaydı bugün yüzde 30 büyüme konuşuyor olabilirdim ama bugün yüzde 10-15 aralığında büyüme rakamları telaffuz ediyorum. Fakat bu oranlar bize piyasa payı kazandırmaya yetecektir.
Özgüvenimiz Arttı
Geçmişle kıyasladığım özgüven ve cesaretimiz arttı. Geçmişte bazı yabancı bankalarla aramızda çok büyük farklar vardı. Bilançoları bizden 10-15 misli büyüktü. Bizim 10-15 mislimiz kâr ediyorlardı. Piyasa değerleri bizim bankalarımızın 20 misliydi. Bu bankaları nasıl yakalayacağız diye ümitsizliğe kapılıyordum. Ana nasıl kâr ettiklerini gördük. Gerçek işlemlerden kâr edilmiyormuş. Kârın kalitesi son derece düşük, bilanço büyüklükleri de son derece şişirilmiş bilanço büyüklükleriymiş.
Global Pazardan Pay Alabiliriz
Şimdi bu bankalar küçülüyor ve aramızdaki fark hızla kapanmaya başladı. Piyasa değerleri de şu anda bizden en çok 3-4 kat fazla. 2009, Türk bankalarının global piyasada pazar paylarını artırdıkları bir yıl bile olabilir.
Sektörde Büyüme Sürecek
2008’de İyi Sınav Verdik
Sektör 2008’i 550 milyar dolar aktif büyüklüğü ile kapattı. Bu da fena bir rakam değil. 2007’ye göre büyümenin devam ettiğini gösteriyor. İlk 9 ayki büyüme çok çok daha iyi iyiydi ama yılın son çeyreğinde, ilk 3 çeyrekteki sonuçları elde edemedik. Ancak yine de, bütün dünyada olan muazzam krizde Türk bankacılık sektörü iyi bir sınav verdi diye düşünüyorum.
Yüksek Marj Kalıcı Olmaz
Bu yıl az da olsa büyüme göreceğiz. Kârlılık açısından da yılın ilk yarısı iyi geçecek diye düşünüyorum. Hızlı faiz düşüşlerini yansıttık. Marjlarımızın 2008’in son çeyreğinden daha iyi olacağını düşünüyorum. Ama tabi bu kalıcı olmayacak. Yılın ikinci yarısından itibaren marjlar üzerinde ciddi baskı oluşacak.
Büyüme Hedefi
İlk 6 ayda olumlu sinyal beklememeliyiz. Belki son çeyrekte iyiye bir işaret alabiliriz ama genel olarak 2009’u feda edilmiş bir yıl olarak görmek lazım. İşlerin 2010’da ikinci yarıdan itibaren hızlı bir şekilde olumluya döneceğini söyleyebiliriz. Biz Garanti Bankası olarak bu yıl yüzde 10 düzeyinde bir büyüme öngörüyoruz. Sektör geneli için bu rakam biraz daha düşük olabilir.
Sıralama Değişmez
Yurtdışında bankalar arasındaki sıralama değişti. Biz benzer bir tabloyu 2001’de gördük. Bugün hala olma ihtimali var ama çok düşük. Hele öyle yurtdışındaki gibi büyük bir değişimin olması pek mümkün görünmüyor.
Diğer yandan yurtdışında bankacılık sistemindeki hareketlilik oturmadığı sürece oranın buraya etkilerine de göremeyiz. Yabancı sermaye tarafında da herkes Türkiye’den çok memnun olduğunu söylüyor. Çıkma niyeti olmadığını ifade ediyor.
“Kurumsal ve Ticari Bankacılığı İhmal Etmemek Lazım”
Mortgage’da 3 Yıldır Kâr Yok
Türk bankacılık sektörü, son 3 yılda mortgage kredilerinden para kazanamadı. Şimdilerde biraz kazanıyoruz ama son 3 yılda gerçekten çok zorlandık. Mortgage, otomobil gibi kredilerde bankalar çok ciddi riskler alıyor. Bu riskler de vade uyumsuzluğundan kaynaklanıyor. 1 aylık mevduatla 10-15 yıl vadeli konut kredilerini, 3-5 yıllık taşıt kredilerini fonluyoruz. Türkiye’de ben vadeli mevduatın vadesinin hiçbir zaman da çok uzayacağını zannetmiyorum. Buradaki riski hedge etmek işini yine sermaye piyasalarında yapmaya devam edeceğiz.
Para Kazanılacak Alanlar
Son dönemde ciddi bir bireysel bankacılık atılımı oldu. Ben de Türk bankacılık sektörünün bireysel bankacılık tarafında büyüyeceğini düşünüyorum. Ama bankacılık sektörünün kurumsal ve ticari bankacılıktan da para kazanabileceğini unutmamak gerekiyor. Bunu bu krizde çok net gördük.
Türkiye’de bankaların kurumsal ve ticari bankacılık faaliyetleri çok köklüdür. Dolayısıyla bu faaliyet alanlarının hiç ihmal edilmemesi gerektiğini, ihmal edenlerin büyük yanlış yapacaklarını düşünüyorum. Bu alanlardan para kazanmaya devam edeceğiz.
Hande D. Süzer
[email protected]
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?