Bekleyen CEO'lar

Aslında her biri son döneme adını yazdırmış önemli yöneticiler...

1.02.2013 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Bekleyen CEO'lar
Başında bulundukları şirketten ayrıldıktan sonra da yaptıkları işler, girdikleri sektörler yakından takip ediliyor. Bu nedenle şirketlerinden ayrıldıktan sonra uzun bir süre iş dünyasının gözleri onların üzerinde oluyor. Bu yöneticilerin önemli kısmı artık icraatın içinde yer alacakları pozisyonları da takip etmiyor. Çünkü onlara hem üst yönetim için hem yönetim kurullarında bağımsız üye olmaları için teklif yağıyor. Tabii hepsinin bu tekliflere yaklaşımı farklı. Örneğin Ziya Akkurt ve Turhan Talu, aktif iş hayatında CEO pozisyonuna sıcak bakıyor. Aynı şekilde Ahmet Ünlü ve İbrahim Kanburoğlu da yeniden aktif yöneticiliğe dönmek için sabırsızlanıyor. Cahit Paksoy ve Murat Eroğlu gibi isimler ise kendilerini heyecanlandıracak yöneticilik pozisyonları peşinde.
Tabloyu görmek için görsele tıklayın.

Tatmin edici şartlara "Evet"
Pek çok eski CEO, gelecek planlarında CEO’luk pozisyonuna açık kapı bırakıyor. Ancak tabii iş hayatında belli tatminleri yaşadıktan sonra bu pozisyonlarda da seçici oluyorlar. Öyle ki her CEO’nun kendine göre farklı iş kabul kriterleri var. Dedeman Holding’den geçtiğimiz yıl ayrılan Murat Eroğlu için bu kriter, İstanbul’un şehir karmaşasından uzak bir ilde CEO pozisyonlarını yeniden değerlendirmek oluyor. Eroğlu, “Çok yoğun, 30 yılı aşan uzun ve tempolu bir iş hayatım oldu. Artık İstanbul gibi bir şehirde aktif olarak çalışma hayatında olma fikrine sıcak bakmıyorum. Yakın gelecekte İzmir’e taşınabiliriz. Orada CEO olarak çalışabilirim. Ya da bilgi ve tecrübemden faydalanabilecek şirketlere yönetim kurulu üyeliği ve danışmanlık yapabilirim diye düşünüyorum. Son dönemde üretim sektörlerinden şirketlerle ve girişim sermaye firmalarıyla görüşmelerim oldu” diye konuşuyor. Doğan Holding’deki görevinden ayrıldıktan sonra Tufan Darbaz da geleceği için aynı düşüncede. “CEO’luk pozisyonunu tadında bırakmış biri olarak çok tatmin edici koşullar yoksa tekrar bu pozisyonu düşünmem” diyor. Darbaz için bu koşullar maddi olmaktan ziyade sahiplerin büyüme, yeniden yapılanma ve kurumsal yönetim gibi konulardaki heyecan ve iştahlarıyla ilgili. Bu heyecanı gördüğü şirketlerde CEO olmaya yeşil ışık yakıyor. Darbaz, inşaat, gayrimenkul, finans ve uluslararası ticareti şirketlerinden teklifler aldığını da belirtiyor.

"CEO OLMAYA ENERJİM VAR"
Geçtiğimiz yıl başında Doğan Holding’den ayrılan Ne-bil İlseven ve Kasım 2010’da Philip Morris/Sabancı ile
yollarını ayıran Turhan Talu da iş hayatlarındaki deneyimlerini yeniden CEO pozisyonunda kullanmak istiyor. Nebil İlseven, kariyer hedefini üretim veya hizmet sektöründe faaliyet gösteren gruplarda yeni yapılanma ve iş alanlarının genişletilmesi faaliyetlerine odaklı yöneticilik görevleri üstlenmek olarak açıklıyor. “Hem yönetim hem mesleki birikimlerime dayalı olarak son dönemde yükselen sektörlerde süreçlere olumlu katkıda bulunabileceğimi düşünüyorum. Bir üst yöneticilik görevini zevkle ve her bakımdan verimli olarak üstlenebilirim” diyor. Turhan Talu da aktif olarak arayış içinde olmasa da CEO olarak iş hayatına dönmek istiyor.~
Talu, gelecek planlarını şöyle aktarıyor: “Hayatının büyük bir kısmını profesyonel yönetici olarak geçiren biri olarak tabii ki CEO'luğa tekrar dönmek isterim. İş birikimim, yetkinliklerim, yönetim stilim, hayat görüşüm ve aktif yapım buna imkan sağlıyor. Ama belli olgunluğa eriştiğimiz bu konumda insan biraz seçici oluyor. Ben 24 yıl sadece sigara sektöründe çalışmışken, şimdi Yaşar Holding'de gıda, boya, temizlik kağıtları, balık ve su ürünleri alanlarını öğreniyorum. Yönetim kurullarında yapılan işteki bu çeşitlilik cazip” diyor.

"ÇOK TEKLİF GELİYOR"
İş hayatında başarılarını kanıtlamış isimlere farklı sektörlerden teklif yağıyor. Koton genel müdürlüğünden ayrılan İbrahim Kanburoğlu, şu an Çelebi Grubu yönetim kurulunda rol alıyor. “46 yaşındayım ve şu an üçüncü işimde çalışıyorum” diyen Kanburoğlu, “Firmaların, sektörlerin iç dinamikleri çok farklı olabilir. Ancak yöneticilik yapıyorsanız genel prensipler pek değişmiyor. Dolayısıyla kafamda sektör ayrımı yapmıyorum. Gidilmek istenen nokta, vizyon ve benim firmaya katma değer yaratıp yaratamayacağım konuları daha önemli. Çok değişik sektörlerden, tepe yöneticiliği dahil birçok teklif alıyorum” şeklinde konuşuyor. Nobel İlaç’tan ayrılan Ahmet Ünlü de tekrar CEO olarak çalışma hayatına devam etmeyi düşünüyor. Gelecek 10 yıllık planında aktif yöneticilik bulanan Ünlü, Ağustos 2012’de görevinden ayrılmasıyla başlayan süreci şöyle aktarıyor: “Kısa bir süre içinde 12 şirketten davet aldım. On firma yaklaşık 30 yıldır çalıştığım ilaç sektöründen oldu. Diğerleri kozmetik ve medikal sektördendi. Teklif edilen pozisyonlardan 10’u CEO’luk üzerineydi. En yakın zamanda da yeniden CEO olarak işbaşı yapacağım.” Şubat ayında Saka Su genel müdürlük görevinden ayrılan Suat Atalay da daha yoğunluklu olarak hızlı tüketim, inşaat ve proje bazında yapılandırma konularında iş teklifleri aldığını açıklıyor. Atalay, “titre takılmadan” CEO, bağımsız yönetim kurulu ��yesi veya yönetim danışmanı olarak değer yaratabileceği şirkette hizmet vermek istediğini de belirtiyor.

"GÖREVİ TESLİM ETMEYİ DE BİLMEK GEREK"
Tek işe saplanmadan farklı sektörlerde daha rahat bir ajanda ile çalışmanın tadını alanlar ise CEO’luktan soğuyor. O yüzden eski CEO’ların bazıları, yeniden aktif iş hayatına dönmeme konusunda gayet net. Örneğin, 2009 yılında Coca-Cola’dan ayrılan Ahmet Burak, bir daha CEO pozisyonuna dönmeyi hiç gündemine almadığını açıkça ifade ediyor. Burak, kendine farklı bir kariyer planı çiziyor: “Türk şirketlerine misyon ve vizyon geliştirmelerinde ve özellikle markalaşma süreçlerinde destek olmaya devam edebilirsem çok mutlu olurum.” Burak, bir noktadan sonra CEO pozisyonunu gençlere teslim etmek gerektiğinin altını şöyle çiziyor: “CEO olarak 7 gün 24 saat tüm işle ilgilenmek, günlük ve uzun dönemli bakış açısıyla görev almak çok önemli ve zevkli. Ancak zamanı geldiğinde çalışanlara da şans vermek gerekiyor! Çalışanlarınızı o olgunluğa eriştirdiğinizde görevi teslim edip bir üst sorumluluğu alabilmelisiniz. Ben bu bakış açısıyla yönetim ve icra kurullarında yer almak isterim. Tüketiciyle direkt teması olan hızlı tüketim ürünleri şirketlerinden bu yönde davetler alıyorum. Bu da beni çok mutlu ediyor.”~

"YEREL ŞİRKETLERDE CEO OLMAK ZOR"
Türkiye’de özellikle aile şirketlerinde yönetimsel sorunlar olduğunu gören yöneticiler de yeniden o günlere dönmeyi tercih etmiyor. Eti’nin ilk CEO’su titrini alan Hazım Ellialtı da bu fikri paylaşanlardan... “Hayatın neler getireceğini öngörmek mümkün değil, büyük konuşmak istemem ama planımda CEO’luk gibi bir göreve tekrar dönmek yok” diyen Ellialtı, bu kararının nedenleri şöyle açıklıyor: “En önemli nedeni, iş hayatına danışmanlık yaparak daha çok katkıda bulunduğumu düşünmem. Ayrıca uluslararası şirketlerin bürokrasisini, yerel şirketlerin yönetimsel zorluklarını yaşamak istemiyorum. Ben aktif olmayan, sadece fikrini söyleyip geri çekilen bir görev için uygun değilim. Mutlaka kararlara ve kararların uygulanma kalitesine katkım olsun istiyorum. Dolayısıyla icraya yakın bir yönetim kurulu üyeliği bana daha uygun. Hiç tecrübem olmayan sektörler dahil olmak üzere hem operasyonel hem yönetim kurulu üyeliği veya danışmanlık teklifleri alıyorum.”

"TEKLİF VAR AMA DÜŞÜNÜYORUZ"
Yaşar Holding’den ayrıldıktan sonra kendi danışmanlık şirketini kuran Hasan Denizkurdu da Ellialtı gibi düşünüyor. Hem kendine, hobisi yelkene hem de ailesine zaman ayırmak isteyen Denizkurdu’nun aklında yeniden CEO olmak yok. “Bu pozisyon için iki önemli şirketten teklif aldım. Parasal açıdan reddi zor iki teklifi de kabul etmedim” diye konuşuyor. Denizkurdu, neden tekrar aktif yönetime geçmek istemediğini ise şöyle açıklıyor: “Türk şirketlerinde gerçek anlamda CEO’luk yapamazsınız. Adınızın önünde CEO yazar ama yönetim aile fertleri tarafından size pek bırakılmaz. Benim gibi işine karışılmasını sevmeyen bir icra başkanının olduğu şirketlerde enerjinin büyük kısmı aileyle uğraşmakla geçer.” HP Türkiye’nin eski CEO’su Şahin Tulga da Deniz-kurdu ile aynı fikri paylaşıyor. Bugün yönetim kurulu üyeliği, yönetim danışmanlığı, üst düzey yöneticilere koçluk ve mentorluk yapan Tulga, eski CEO günlerine neden dönmek istemediğini şöyle açıklıyor: “Yaptığım işlerle daha çok değer kattığımı hissediyorum. Ayrıca yaşım 59 oldu. CEO pozisyonlarının daha genç yaştaki yöneticiler tarafından daha iyi doldurulacağına inanıyorum.”

DANIŞMANLIK FORMDA TUTUYOR
CEO olmak çok büyük sorumluluk gerektiren ve aileye, kendine zaman ayırmayı zorlaştıran bir görev. Bu görevi yıllarca yerine getiren isimler, bir süre sonra iş dünyasından kopmadan tecrübelerini aktarabilecekleri bir alana yani danışmanlığa geçmeyi özellikle tercih ediyor. Mehmet Buldurgan ve Cengiz Solakoğlu da bu mantıkla kariyerlerine danışman olarak devam etmeyi seçtiklerini açıklıyor. 1,5 yıl önce mbco Strateji Danışmanlığı’nı kuran ve İstanbul ile Adana’da iki ofiste çalışan Mehmet Buldurgan, yönetim kurulu üyelikleri ile şirket birleşme ve satın almalarına odaklanıyor. Buldurgan, “CEO olarak geri dönmek, işlerimden tamamen vazgeçip tek bir şirkete tam zamanlı vakit ayırmak anlamına geliyor. Bu, benim için çok fedakarlık gerektirir diye düşünüyorum. Oysa değişik endüstri ve iş modelleri yöneticiyi formda tutuyor ve yenilenmesini sağlıyor” diyor.~
Aynı şekilde Koç Holding’den altı yıl önce ayrılan Cengiz Solakoğlu da iş hayatında günlük işlerin dışında yönetim kurullarında üye olarak etkin olmayı seviyor. “10’lu yaşlarda atıldığım iş hayatım sağlığım elverdiği sürece devam edecek” diyen Solakoğlu, “Koç Holding’de edindiğim bilgi birikimini bugün değişik şirketlerin yönetim kurullarında değerlendirmeye çalışıyorum. Bir kurumun günlük işlerine talip olmak yerine ihtiyacı olan şirketlerin yönetim kurullarında özellikle kurumsal yönetim alanında katma değer sağlamanın daha doğru olacağını düşündüm. Farklı sektörler tanımak ve değişik aile şirketlerinde bulunmak onlara bir nevi yönetim koçluğu yapmak bana heyecan veriyor” şeklinde konuşuyor.

EMRE BERKİN
BENİ HEYECANLANDIRACAK BİR FIRSAT DÜŞÜNEMİYORUM"
3  ALANA YOĞUNLAŞTIM

Şu anda 3 kulvarda paralel ilerliyorum. Yönetim kurullarında, şirket evlendirmeleri ve satın almaları ile melek yatırımlar üzerine çalışıyorum. Anadolu Grubu ve Doğuş Grubu şirketleri, Pegasus Havayolları, Thomas Cook Group, Alcatel Lucent Teletaş gibi farklı alanlardaki kurumlarda yönetim kurulu üyesi görevindeyim. Uzun bir süre daha da bu şekilde devam etmeyi planlıyorum. Hiçbir zaman katiyen hayır dememek lazım ama şu andaki iş ve çalışma düzenimi değiştirecek kadar beni heyecanlandıracak bir fırsat düşünemiyorum.
ÜYELİK TEKLİFLERİ GELİYOR
Kendi işimde kazandığım özgürlük ve hareket etme kabiliyetini kaybetmemek için CEO olmayı yeniden düşünmüyorum. Zaten mevcut durumda yurtiçinde ve yurtdışında bir sürü şirketin yönetim kurulundayım. Değişik sektörlere açık olmak, bilgi ve tecrübelerinizi işe koşmak ve aynı zamanda da yeni şeyler öğrenmek çok tatmin edici geliyor. Şirket alım-satım, birleştirmelerinde danışmanlık ve yönetim kurulu üyelikleri için teklifler alıyorum. Geçtiğimiz temmuz ayında TTK’nın değişmesi öncesi çok bağımsız yönetim kurulu üyeliği teklifleri geliyordu. Ama aralarından sadece 2’sine aday oldum ve sonunda da birini kabul ettim.

HEYECAN VERİCİ BİR SEKTÖRDE CEO OLABİLİRİM"
REEL SEKTÖRDE DENEYİM

Şu anda bankacılıkta edindiğim engin tecrübenin yanı sıra reel sektörde de önemli bir deneyim kazanıyorum. Bunun büyük bir şans olduğunu düşünüyorum. Koşullar elverdiği müddetçe, heyecan verici bir sektörde CEO olarak yönetime geçmeyi düşünebilirim. Bulunduğunuz pozisyon ne kadar yüksekse topluma karşı sorumluluğunuz o oranda artıyor. Bu nedenle benim için çalıştığım kurum veya yaptığım işte, önce o kuruma veya organizasyona sonra da topluma ve ülkeme değer katmaya çalışmak öncelik taşıyor.~
NE YAPTIĞIM ÖNEMLİ
Her zaman yapabileceğimin en iyisini, en seçkin organizasyonlarda yapma hedefim var. Banka genel müdürlüğünden ayrıldıktan sonra geriye baktığımda toplumda bir değer yaratabildiğimi gördüm. Bunu devam ettirmek en büyük idealim... Sadece belli fonksiyon ve görevleri yerine getirmekten ibaret bir işte CEO olmak benim için çok heyecan verici değil. Benim için işin ne olduğundan ziyade ne yaptığım veya neyi nasıl yapacağım önemli. Yönetim kurulu başkanı veya CEO olabilirsiniz... Çalışanlara, topluma ve hissedarlara katma değer yaratamadıktan sonra pozisyonun adı önemli değil.
TEKLİFLER YAĞIYOR
İmalattan hizmet sektörüne kadar farklı sektörlerden teklifler alıyorum. Finansta en tepeye çıkmış ve yıllarını vermiş bir kişi olarak reel sektörün her alanının ilginç ve öğrenilmesi gereken deneyimlerle dolu olduğunu görüyorum. Bankacılık kariyerimden dolayı tüm sektörler hakkında genel bir bilgi sahibiyim ama daha derinine inmek çok daha ilginç. Düşünmenin ve yaratmanın sınırlarını zorlamak oldukça eğlenceli. Pozisyon olarak da yönetim kurulu üyeliğinden CEO’luğa kadar çeşitli kademelerde teklifler alıyorum.

İSTEDİĞİM ŞEYLERİ YAPMAKTAN COK MEMNUNUM"
TAYFUN BAYAZIT
17  YIL ÜST YÖNETİMDEYDİM

Mühendis olarak eğitim aldım ama MBA sonrası kendi seçimimle kendimi finans sektörünün içinde buldum. 30 yıl bankacılık ve finans alanında aktif yöneticilik yaptım. Bunun son 17 yılında da çalıştığım tüm finansal kurumlarda Interbank, BCP, Dışbank, Fortis ve son olarak Yapı Kredi’de tepe yöneticiliği görevini üstlendim. Yapı Kredide genel müdür yardımcılığından yönetim kurulu başkanlığına kadar toplam 14 yıl görev yapmaktan büyük bir keyif aldım. Kurumumla ve başarılı gelişimiyle gurur duyuyorum. Geçen yıl aktif çalışma hayatımın bundan sonraki döneminde kişisel girişimlerime ve danışmanlık alanına yoğunlaşma kararı aldım. Üzerinden bir yıl geçen bu kararımın son derece isabetli olduğunu görüyorum.
YOĞUNLUĞUM AZALMADI
Girişimlerim ve danışmanlık dışında sektörlerinde lider üç kuruluşta Doğan Holding, TAV ve Migros’ta bağımsız yönetim kurulu üyeliği görevini üslendim. Ayrıca Marsh & Mc Lennan Grubunun Türkiye'de faaliyet gösteren Oliver Wyman, Mercer ve Marsh şirketlerinde ülke yönetim kurulu başkanlığı görevine de getirildim. Başta TÜSİAD ve TKYD olmak üzere sivil toplum örgütlerinde aktif yönetim kurulu üyesi olarak çalışmaya devam ediyorum. Gelecek yıldan itibaren Koç Üniversitesi’nde part-time öğretim üyeliği görevi de alacağım. Özetle yoğunluğum azalmasa bile çalışma hayatımın 30’uncu yılında istediğim şeyleri yapıyor olmaktan çok memnunum.~
CAHİT PAKSOY
"CEO'LUĞA DÖNMEM ŞARTLARA BAĞLI"
İŞ HAYATIM 6 DÖNEM

Ben çalışma hayatımı 6 dönemde yaşamayı planladım. İlk dönemi, üniversite sonrası başlayıp 14 yılımı alan devlete karşı mecburi hizmetlerin olduğu, yetişme, büyüme, olgunlaşma dönemi aldı.İkinci dönem kendi işimi yaptığım ve para kazanmaya başladığım 7 yıllık bir süreç oldu. Bu dönemde ticaret hayatını ve iş dünyasını tanıma fırsatı buldum. Ardından tekrar profesyonel hayata döndüm, 10 yıl boyunca önemli işlere imza attım. Bu dönemde dünya ölçeğindeki şirketleri sıfırdan başlayıp yönetme, büyütme ve değer haline getirme fırsatı yakaladım.
20 YIL DAHA ÇALIŞACAĞIM
Şu an ise dördüncü etaptayım. Tekrar kendi işimi yapıyorum. İlk kendi işimi yapma döneminden farklı olarak, birikmiş tecrübelerimden diğer şirketlerin faydalanması anlamında bazı yönetim kurulu üyelikleri ve danışmanlıklar üstleniyorum. 20 yıl daha çalışmayı planlıyorum. Bu dönem içerisinde kendi işim veya profesyonel olarak Türkiye’den dünyaya bakabilen, rekabet edebilen işlerle ilgileneceğim.
SEKTÖR AYRIMIM YOK
Şu anda kendi işlerimi yapıyorum. Günün birinde profesyonel hayata tekrar döner miyim, bilemiyorum. Bu, o günkü şartlara ve heyecana bağlı... Yönetim ya da icra kurullarında görev alıyorum, almaya da devam edeceğim. Bunu Türkiye’deki şirketlerin hızlı büyümeleri, dünya rekabetine hızlı uyum sağlamaları ve de kurumsallaşmaları açısından önemli görüyorum. Benim için sektör ayrımı yok, bugüne kadar sekiz ayrı sektörde hizmet verdim.


Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz