CEO'nun 2014 ajandası

“CEO Profil 2014” araştırmasına bu yıl 106 CEO katıldı. CEO’ların yüzde 70,9’u, bir kriz riskinin var olduğu görüşünde. Ancak CEO’lar, 2013’e göre 2014’e daha pozitif bakıyor.

25.03.2014 13:55:280
Paylaş Tweet Paylaş
CEO'nun 2014 ajandası
Türkiye ekonomisi oldukça hareketli günlerden geçiyor. Peki bu ortamda CEO’ların ajandasında neler var? Capital’in gelenekselleşen “CEO Profil 2014” araştırması, iş dünyasına dair pek çok sorunun arttığı bu dönemde önemli konulara ışık tutuyor. Araştırmaya katılan 106 CEO’nun yüzde 60’ı gelecek yıl işlerin iyi, yüzde 7’ye yakını ise çok iyi gideceğini düşünüyor.

CEO’ların yüzde 70,9’u hala bir kriz riskinin var olduğu görüşünde. Yine de Avrupa’dan gelen olumlu sinyallerin ihracatı artırarak büyümeyi destekleyeceğini öngörenler de var. CEO’ların gündeminde ise yine ilk sırada verimlilik var. Ajandanın diğer önemli maddeleri ise büyüme ve sürdürülebilirlik...

Tabloları görmek için görsellere tıklayın.


Aslında Türkiye, 2013 yılını oldukça hareketli geçirdi. İlk yarıda Türkiye’nin büyüme oranı yüzde 3,7, faizler yüzde 5 seviyesinde gidiyordu. Türkiye’nin notu yatırım yapılabilir olarak güncellendi.  Yılın ikinci yarısında ise önce Gezi olayları ardından FED’in parasal genişlemeyi azaltma kararı, kurlardaki volatilite ve yıl sonunda yaşanan soruşturma piyasaları sarstı. 2014’teki yerel seçimler ise hem siyasi hem ekonomik gündemi hareketlendirmeye 2013’ten başladı.

Peki tüm bunlar CEO’ların ajandasında neleri değiştirdi? 2013’e temkinli bir iyimserlikle giren CEO’lar, tüm bu tabloya rağmen ABD ve Avrupa’dan gelen toparlanma sinyalleriyle 2014’e çok daha pozitif bakıyor. Hatta iş dünyasının nabzını tutan ve Capital’in gelenekselleşen “CEO Profil 2014” araştırmasına katılan 106 CEO’nun yüzde 60’ı gelecek yıl işlerin iyi, yüzde 7’ye yakını ise çok iyi gideceğini düşünüyor. Ancak tüm bu iyimserliğe rağmen CEO’ların yüzde 70,9’u hala bir kriz riskinin var olduğu görüşünde.~
Avrupa’dan gelen olumlu sinyallerin ihracatı artırarak büyümeyi destekleyeceğini düşünenler de var. Araştırmaya katılan CEO’ların yüzde 91,5’i 2014 içinde Türkiye’nin mutlaka Avrupa’daki büyümeden olumlu etkileneceği görüşünde. CEO’ların gündeminde ise yine ilk sırada verimlilik var. Ajandanın diğer önemli maddeleri ise büyüme ve sürdürülebilirlik...

FİNANSAL RİSKLERE DİKKAT!
2014’te pek çok finansal risk var. Araştırmaya katılan CEO’ların tamamı bu risklere karşı temkinli olacağını belirtiyor. CEO’ların önlem alacağı en önemli risk ise kurdaki oynaklığa karşı olacak. CEO’ların yüzde 21,3’ü “Kurdaki oynaklıklara karşı önlem alacağız. Future, swap ve opsiyon işlemlerini kullanacağız” diyor. Index Group CEO’su Erol Bilecik de bu isimlerden biri. Bilecik, “Kur farkı ve bunun enstrümanı olabilecek gelişmeleri, en önemli finansal risk olarak görüyorum.

Forwarding dediğimiz, mutlaka TL karşılığı olan bir yapıyla bu sorunun önüne geçmeye çalışıyoruz” diyor. FED’in parasal genişlemeyi sona erdirmesiyle tüm dünyada gelişmekte olan ülkelerden para çıkışı bekleniyor. Akfen CEO’su Süha Güçsav, “Türkiye gibi yüksek cari açığından dolayı büyümesi dış finansmana bağlı bir ülke için bu, oldukça önemli bir gelişme. Bunun sonucunda 2013’te gördüğümüz gibi faizlerde yaşanan artış, fonlama maliyetini artıran oldukça önemli bir risk” diyor.

Parasal genişlemenin sona ermesinin yarattığı bir diğer önemli risk de TL’nin değer kaybetmesi. Bu da yabancı parayla borçlanmış olan yerli şirketlerin bilançolarını olumsuz etkiliyor. Bu durum ayrıca, iç talepte baskıya yol açıyor ve daha yüksek enflasyon anlamına geliyor. Kibar Holding CEO’su Ali Kibar da FED kararları baskısının kur fiyatlarının volatilitesini yükselttiğine dikkat çekiyor ve şöyle devam ediyor:

“Piyasalarda parite değerlerinin stabil bir sürece girmesinin özellikle ilk 6 ayda bir kur riski yaratacağını ve bu riskin çok iyi yönetilmesi gerektiğini düşünüyoruz. 2014 yılında hammadde, kur gibi ürün ve piyasalardaki yön arayışları nedeniyle volatilite riskiyle karşı karşıya olacağımızı belirtmek isterim.”~

AJANDADA VERİMLİLİK VAR
Dünyada tüm yöneticilerin ajandasında verimlilik ilk sıralarda yer alıyor. EY’nin Oxford Analytica ile 21 ülkede 641 şirketin yöneticisiyle yaptığı riskler ve fırsatlar araştırması da bu savı destekliyor. Araştırmaya göre global kriz kaynaklı geriye gidişin ne kadar süreceğinden emin olamayan ve daralan piyasa şartlarında ayakta kalabilmek için yeniden konumlanmaya çalışan şirket sayısı artıyor.

Şirketler bir yandan maliyetleri kontrol altında tutmaya ve yeni ürünler geliştirmeye odaklanırken, diğer yandan yeni satış imkanları ve fırsatlar bulmak için gözlerini hızlı büyüyen pazarlara çeviriyor. En büyük risk ise fiyat baskısı. Hemen ardından maliyet düşürme ve kâr baskısı geliyor. Bu durum da dünyada şirketleri verimliliğe yöneltiyor.

Mevcut durumu çok doğru özetleyen bu ifadeler, Capital’in CEO Profil Araştırması’nın sonuçlarıyla da örtüşüyor. Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de CEO’ların ajandasında artık ilk sırada verimlilik var. CEO’ların yüzde 35,8’i ajandasının ilk sırasında “verimlilik”, yüzde 19,8’i büyüme ve yüzde 17’si sürdürülebilirlik olduğunu belirtiyor. Verimliliğin nasıl sağlanacağına gelince...

CEO’ların yüzde 62’si maliyetleri düşürme ve tasarruf taraftarı. Yüzde 7,4’ü yatırımları kısacağını söylüyor. Dış kaynak kullanımına karar verenlerin oranı ise yüzde 6,6. Migros Genel Müdürü Özgür Tort da ajandasında ilk sırayı verimliliğe vermiş durumda.

Tort verimlilik stratejisini şöyle özetliyor: “Verimlilik esaslı yaklaşımla çift haneli büyüme, en fazla noktadan en çok sayıda müşteriye dokunma ve müşterilerimize sunduğumuz farklılıklarla her birine gerçek bir alışveriş deneyimi yaşatmak ajandamızın daimi maddeleri arasında.”~
DHL Supply Chain Genel Müdürü Hakan Kırımlı’nın ajandasının ilk sırasında da verimlilik var. Kırımlı, daha verimli olmak için yatırım yapacaklarını söylüyor ve “Teknoloji yatırımlarına devam ediyoruz. Son 3 yılda 20 milyon Euro’dan fazla değerde tesis ve altyapı yatırımı gerçekleştirdik. 2014’te 9 milyon Euro yatırım yapacağız” diye konuşuyor.

ORGANİK Mİ İNORGANİK Mİ?
Büyüme de CEO’ların ajandasında ilk sıralarda yer alan bir başka madde. Peki ama şirketler nasıl büyüyecek? 2013, birleşme ve satın almalar açısından oldukça hareketli bir yıldı. İlk 3 çeyrekte 132 işlem gerçekleşti. Bu işlemler içinde endüstriyel üretim, perakende, hizmet, enerji ve finansal hizmetler öne çıktı.

Peki 2014’te CEO’lar bu konuda ne düşünüyor? Organik büyümeyi mi inorganik büyümeyi mi tercih edecekler? 2014’te hangi sektörlerin öne çıkacağını düşünüyorlar? Fırsatlar için hangi bölgelere bakıyorlar?

CEO Profil araştırmasına göre CEO’ların yüzde 51 ’i 2014’te organik büyüyeceklerini söylüyor. Yüzde 24 oranında CEO, şirket satın alma ihtimalleri olduğuna dikkat çekerken, CEO’ların yüzde 9’u üretim tesisi ya da fabrika alabileceklerini, yüzde 6’sı marka satın alabileceklerini belirtiyor. Herhangi bir büyüme planı olmadığını belirtenlerin oranı ise yüzde 2.

PWC Türkiye Başkanı Haluk Yalçın, 2014 için CEO’ların inorganik büyümeye neden mesafeli yaklaştıklarını şöyle açıklıyor: “FED politikaları doğrultusunda finansman maliyetlerinin artması, 2014 ve 2015 yıllarında dünya genelinde şirketlerin inorganik büyüme konusunda daha ihtiyatlı ve seçici olmasına neden olabilir.”~

Raiffeisen Investment Yönetici Direktörü Gökçe Kabatepe ise 2014’ün birleşme ve satın almalar anlamında verimli olacağını düşünüyor. Kabatepe şöyle devam ediyor: “Özellikle, ilaç, hastane, perakende ve enerji gibi sektörlerde satın almaların artarak sürmesini öngörüyoruz. Yabancı yatırımcılar büyüme ve stabilitenin bir arada olduğu yatırım yapılabilecek ülke bulmakta zorlanıyor. Türkiye bu açıdan yatırımcılara ciddi fırsatlar sunuyor.”

CEO Profil araştırmasına katılan CEO’lara göre enerji en popüler sektör. CEO’ların yüzde 22,2’si gelecek 3 yıl içinde en iyi performansı enerji sektörünün göstereceğini düşünüyor. CEO’ların yüzde 10,6’sı bankacılık, yüzde 8,8’i ise telekomünikasyon sektörlerinden umutlu. Fırsatlar içinse gözler Asya ve Uzakdoğu’da.

AVRUPA'NIN ÇIKIŞI BAŞLADI MI?
CEO Profil araştırmasına göre CEO’lar Avrupa’dan gelen olumlu sinyallerin Türk ekonomisini 2014’te olumlu etkileyeceğini düşünüyor. CEO’ların yüzde 49,6’sı olumlu yansımaların yılın 2’nci yarısından itibaren, yüzde 28,6’sı 2’nci çeyrekten itibaren, yüzde 13,3’ü ise ilk çeyrekten itibaren görüleceği kanısında. Araştırmaya katılan CEO’lar bu olumlu etkiler hakkında ise şöyle düşünüyor: CEO’ların yüzde 52,8’i Avrupa’dan gelen olumlu sinyallerin Türk ihracatına hareket getireceğini düşünüyor. Henüz büyüme için erken diyenlerin oranı ise yüzde 33.  Yine CEO’ların yüzde 8,5’i Avrupa’dan Türkiye’ye yeni sermaye gelebileceği görüşünü paylaşırken, yüzde 5,7’si de yeni finans kaynakları oluşabileceği fikrinde. İnci Holding CEO’su Hakan Göral, büyüme tahminleri pozitife dönmüş bir Avrupa’nın, ticari partner olarak Türkiye için önemli bir beklenti oluşturduğunu söylüyor.~
PwC Türkiye Başkanı Haluk Yalçın ise Avrupa’dan gelen olumlu sinyallerin Türkiye’ye en çok dış ticaret kanalında fayda sağlayacağına dikkat çekiyor ve şöyle devam ediyor: “Öyle ki Euro krizi öncesi Avrupa, Türkiye'nin toplam ihracatının içinde yüzde 50 paya sahipti. Avrupa’da işlerin kötü gitmesiyle birlikte ilgili oran yüzde 38 seviyelerine kadar geriledi. Son dönemde ise bu oranın yüzde 41 ’leri aştığını görüyoruz. Avrupa'da ekonomik aktivitenin canlanması, Türkiye'nin ihracatının artması anlamına geliyor.”

YATIRIMLARIN YONU
CEO Profil araştırmasıyla Capital, her yıl CEO’ların yatırım planlarını da ortaya koyuyor. Buna göre 2014 yılında CEO’ların yüzde 25’i 10-50 milyon dolar bandında, yüzde 21,1 ’i 1-5 milyon dolar arasında yüzde 20,2’si ise 5-10 milyon dolar arasında yatırım yapmayı hedefliyor. Bu yatırımların detaylarına gelince...

“Ajandamızın ilk sırası yatırım” diye konuşan Yıldız Entegre Genel Müdürü Hakkı Yıldız, her yıl büyük çaplı yatırımlara imza attıklarını söylüyor. Orman ürünleri alanında Türkiye’deki yatırımlarını tamamladıklarını belirten Yıldız, yeni yatırım planları konusunda şöyle konuşuyor: “Artık hem bu sektörle ilgili yurtdışına açılacağız hem farklı bir sektöre yatırım yapacağız. Mevcut tesislerimizde verimlilik ve iyileştirme çalışmaları da devam ediyor. Önümüzdeki yıl inorganik bir büyüme beklemiyoruz. 2014 yılı bizim için çok heyecan verici başlangıçlara şahit olacak.

Şirketini yeni pazarlarda yeni mağazalarla büyüyeceklerini açıklayan Dagi Genel Müdürü Şeniz Katgı şöyle konuşuyor: “Irak, Dubai, Kazakistan, Arabistan, Azerbaycan ve Kıbrıs’ta mağazalarımız bulunuyor. Bu ülkelerdeki ve bölgelerdeki yatırımcılardan talepler oldukça fazla. Rusya, hem birçok yeni AVM projesiyle hem perakende sektörünün hızla büyümesi sebebiyle hedef ülkelerimiz arasında.

Yine CIS ülkeleri ile Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkelerinde de pazarda daha büyük bir yer edinmeyi hedefliyoruz. İran da yakın takibimizde olacak. Ayrıca bu coğrafyalarda büyük perakende gruplarıyla da görüşmelerimiz sürüyor.” ~
ALİ KİBAR / KİBAR HOLDİNG CEO’SU
"AVRUPA'NIN TOPARLANMASI ÇOK ÖNEMLİ"
CARİ AÇIK KONTROL EDİLMELİ

Avrupa en önemli ticari ortağımız. Bu coğrafyada görülen toparlanma Türkiye’nin ihracatına doğrudan katkı sunacak. Türkiye ekonomisi 2014 yılında enflasyonist baskılara maruz kalacak. Bu nedenle iç tüketimde talep daralması riskinin ön plana çıkacağını ancak artması beklenen ihracat rakamlarıyla yüzde 4-4,5 bandında bir büyüme rakamının yakalanabileceğini öngörüyoruz. Ancak, büyümede özel sektör lokomotif rol üstlenmeli ve büyüme esnasında cari açığı kontrol edici politikalar yürütülmeli.

VOLATILITE RİSKİ
Piyasalarda parite değerlerinin stabil bir sürece girmesinin özellikle ilk 6 ayda bir kur riski yaratacağını ve bu riskin çok iyi yönetilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Gelişen ülkelerde yasanan ucuz enerji gelişmeleri ve petrol üreticisi ülkelerdeki siyasi gelişmeler enerji fiyatları üzerinde belirleyici bir rol oynayacak. 2014 yılında hammadde, kur gibi ürün ve piyasalardaki yön arayışları nedeniyle volatilite riski ile karşı karşıya olacağız.

BURAK TANSAN BCG TÜRKİYE GENEL MÜDÜRÜ VE YÖNETİCİ ORTAĞI
"NORMALLEŞME DÖNEMİNDEYİZ"

YENİ DÖNEMİN GETİRDİKLERİ
Geçtiğimiz 5 yılda, Türkiye ekonomisi oldukça hızlı bir büyüme yasadı. Ancak artık büyüme oranlarında revizyon veya "normalleşme" yasadığımız bir dönemdeyiz. Önceden hızlı büyümenin getirdiği, kısmen ölçek ekonomisi etkisinden de kaynaklanan, kâr rakamlarının durağanlaşmaya başlamasıyla sürdürülebilirlik ve verimlilik daha da önem kazandı.~
TÜKETİCİNİN İSTEDİĞİ GİBİ
Verimlilik ve sürdürülebilirliğin bir de çevrecilik ve sosyal boyutu var. Tüketiciler de müşterisi oldukları şirketlerin çevre politikaları ve iş yapış şekillerini takip ediyor ve seçimlerini yaparken bunları göz önünde bulunduruyorlar. Bu trend henüz Türkiye'de çok belirgin olmamakla beraber yakında ülkemizde de daha ön plana çıkacak bir akım olacak.

SATIN ALMA ZAMANI
2014'ün inorganik büyüme adımlarının atılacağı bir yıl olmasını bekliyoruz. İyi planlanmış ve uygulamaya geçirilmiş satın almaların özellikle bu tür dönemlerde pazar payı kazanımı, rekabeti proaktif olarak azaltmak ve sinerjiler yoluyla değer yaratmak için biçilmiş kaftan olduğu kanısındayım.

BÜYÜK OYUN NEREDE?
Önümüzdeki dönemde FED kararlarının dünyaya yön veren en önemli etkenlerden biri olacağını düşünüyoruz. Ayrıca gelişmekte olan ülkelerin önemini koruyacağını ve uzun vadeli düşünebilen şirketler için bu ülkelerde yer bulmanın son derece önemli olduğu kanısındayız. Yeni dönemde global iş dünyasındaki "büyük oyun" gelişmekte olan ülkelerde oynanacak.

DÜNYAYI DEĞİŞTİRECEK TRENDLER
TEKNOLOJİNİN HIZI Önümüzdeki üç yılda dünya çapındaki piyasaları hangi etkenler değiştirecek? Bu soruyu CEO Profil araştırmasına katılan CEO’ların yüzde 19,7’si teknolojideki değişim, yüzde 15,1’i artan rekabet, yüzde 12,4’ü ise global istikrarsızlık olarak yanıtladı. Peki Türkiye’nin önde gelen yönetim danışmanları, danışanlarına bu konuda neler söylüyor?~

ENERJİ VE İNOVASYON
MCT Danışmanlık Yönetici Ortağı ve Yönetim Kurulu Üyesi Tanyer Sönmezer, “Enerji ve teknolojide düşünülenden hızlı gelişmeler olacak. Bunlar da enerji fiyatlarını aşağıya doğru çekecek. Bu durum belli endüstrileri değiştirecek. Öte yandan inovasyon hala batıya ait. Gelecek 3 yılda da inovasyona yakın ülkeler büyüyecek. İnovasyonun üretiminin yapıldığı yerler tamamen fason tedarikçi olarak kalacak” diyor.

GLOBAL İSTİKRARSIZLIK
Deloitte Türkiye CEO’su Hüseyin Gürer ise “Bildik riskler devam ediyor. Son veriler oldukça olumlu ama gelişmiş ülkeler büyümeye devam edecek mi, kamu borç yükü yüksek ülkeler tekrar sorun yaşar mı, Avrupa bankacılık sisteminde stres testleri nasıl sonuçlanacak izlemek gerekiyor. Gelişmekte olan piyasa ekonomileri de artık eskisi gibi rağbet görmüyor. Dünya, 100 yılın krizinden çıkıyor, yeni dengeye gidiyoruz, bu kolay değil.”

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz