Giderler, şirketlerin kârlılığını eriten en kritik kalem. Ciroda gider oranının yüzde 20-25 bandında kalması ideal kabul edilse de birçok sektörde bu oranlar hızla yukarı çıkıyor. Fast food ve turizmde gider oranı yüzde 90’a, restoran ve kafelerde yüzde 85’e, tekstilde ise yüzde 60’a ulaşmış durumda. Uzmanlara göre artan iş gücü, enerji ve hammadde maliyetleri karşısında giderleri kısmak da giderek zorlaşıyor. Bu tablo, CEO’ları verimlilik odaklı yatırımlar, teknoloji kullanımı ve yurt dışı açılımıyla yeni çözüm arayışına yöneltiyor.
Yeni dönemde şirketlerin manevra alanı iyice daralıyor. Yüksek enflasyon, iş gücü maliyetleri ve tedarik zinciri zorlukları şirketlerin operasyonel giderlerinin hızla artmasına neden oluyor. Geçen yıl ABD’de S&P 500 şirketlerinin operasyonel giderleri bir önceki yıla göre yüzde 18,5 artarak 942,5 milyar dolara ulaştı. Tüketici ürünleri sektöründe operasyonel gider artışı yüzde 97’yi geçti.
Ayçe Tarcan / [email protected]
Capital Dergisi / Ağustos 2025
New York Üniversitesi Finans Profesörü Aswath Damodaran, şirketlerin sabit giderlerinin yüksek olmasının ekonomik daralma dönemlerinde büyük risk yarattığını belirtiyor. Bu yıl birçok şirketin faaliyet giderlerinin yükseldiğini ve bunun sonucunda kârlılıkların azaldığını belirten Damodaran, bu durumun şirketlerin değer yaratma kapasitesini olumsuz etkilediğini ve yatırımcılar için ciddi risk oluşturduğunu ifade ediyor.
Türkiye’de de iş dünyasının en büyük problemlerinin başında hızla artan giderler bulunuyor. Artan operasyonel giderler ve azalan kârlılıklar nedeniyle pek çok şirket finansal risklerle karşı karşıya. Hızla artan giderler ve bunun sonucunda düşen kâr marjları ise şirketleri iflasa kadar sürüklüyor. CEO’lar ise tüm gider kalemlerini yakından takip ederek gider oranını azaltmaya odaklanıyor. Perakendeden yazılıma, inşaattan sanayiye kadar pek çok sektörde iş insanları giderlerdeki ideal oranı yakalamak için çalışıyor.
SEKTÖREL FARKLILIK
Ciroda ideal gider oranı her sektöre göre değişiyor. Örneğin gıda perakendesinde ideal gider oranı yüzde 20-25 olarak kabul ediliyor. Yüksek rekabet ve düşük marjlar nedeniyle gider kontrolünün kritik olduğu perakendede ideal oranın aşılması, kârlılığı azaltıyor.
Gıda perakendesinde giderlerini etkin yöneterek ideal oranın altına taşıyan örneklerden biri, BİM. Şirketin CEO’su Haluk Dortluoğlu, operasyonel giderlerinin ciroya oranının yüzde 14 ile sektör ortalamasının oldukça altında olduğunu belirtiyor. Bu da şirketin maliyet verimliliği konusundaki başarısını gösteriyor. “Her aşamada verimliliği daha fazla nasıl artırırız” diye düşündüklerini söyleyen Dortluoğlu, “Bu harcamayı yapmak gerçekten gerekli mi diye her zaman kendimize soruyoruz” diyor. Dortluoğlu, eskiden el ilanları dağıttıklarını son 2 yıldaysa maliyetleri azaltmak için bunlardan vazgeçtiklerini ifade ediyor.
Moda perakendesinde ciroda ideal gider oranı genellikle yüzde 33–38 bandında seyrediyor. Sektörde operasyonel gider oranını önemli ölçüde azaltan şirketler arasında Koton var. Şirketin operasyonel giderlerinin ciroya oranı yıllar içinde yüzde 38,6’dan yüzde 33,6’ya geriledi. 2024’te bir önceki yıla kıyasla yavaşlayan tüketici talebine rağmen büyümeye devam ettiklerini ve sektörden pozitif ayrıştıklarını söyleyen Koton CEO’su Dr. Bülent Sabuncu, giderlerdeki iyileşmeyi verimliliği artırarak sağladıklarını belirtiyor.
Bu yıl da her zamankinden daha fazla verimliliğe odaklandıklarını söyleyen Sabuncu, “Gerek operasyonel gerekse finansal verimlilik konularında çalıştığımız projelerle kârlılığımızı desteklemeyi planlıyoruz” diyor.
HANGİLERİNDE YÜKSEK?
Son yıllarda personel, ofis, hammadde giderlerindeki artışlar, yüksek enflasyon ve döviz kurları operasyonel gider oranında ideali tutturmayı zorlaştırıyor. Genel giderlerin ciroya oranının en yüksek olduğu sektörlerin başında emek yoğun sektörler geliyor. Turizm, yeme-içme, eğitim, sağlık, bankacılık, limancılık, inşaat, gayrimenkul gibi sektörlerde genel giderlerin ciroya oranı yüzde 80 ve üzerinde seyrediyor.
Gayrimenkul de operasyonel giderlerin ciroya oranın yüksek olduğu sektörler arasında. Gayrimenkulde ideal gider oranı yüzde 60-80 arasında belirtiliyor. Sektördeki yüksek giderlerin yatırım getirilerini düşürdüğünü ve konuta erişimi engellediğini söyleyen Dap Yapı ve Konutder Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Yılmaz, en büyük gider kalemlerinin arazi maliyetleri olduğunu belirtiyor. Yılmaz, “Gelişmiş ülkelerde arsanın toplam proje maliyeti içindeki payı yüzde 20’yi geçmezken, bizde özellikle İstanbul gibi büyük şehirlerde bu oran yüzde 40 ila 50 seviyelerinin altına düşmüyor” diyor.
Teknoloji ve hizmetler sektörlerindeki şirketlerin giderlerinin diğer sektörlerden yüksek olabildiğini söyleyen Figopara Kurucusu ve CEO’su Koray Bahar, “En büyük giderimiz insan kaynağı” diyor. Hızlı büyüme sürecinde olduklarından geçtiğimiz mart ayına kadar zarar ederek büyüdüklerini anlatan Bahar, uzun bir süre gelirlerinden daha fazla giderleri olduğunu söylüyor. Giderleri azaltmak için yapay zeka araçlarının kullanımını artırdıklarını belirten Bahar, bu sayede ciddi verimlilik sağladıklarını ifade ediyor. Bahar, “Yapay zeka yatırımı sayesinde yazılımcılarımızın da verimliliği 10 kat arttı” diyor.
İDEALİ YAKALAMA FORMÜLÜ
Ciroda ideal operasyonel gider oranının ne olması gerektiği konusunda fikir birliği yok. İdeal oran sektöre, şirketin büyüklüğüne ve çalışan sayısına göre değişebiliyor. Ancak farklı sektörlerde pek çok CEO artan maliyetler karşısında ciroda giderlerin oranını yüzde 20 ve bunun altında tutmaya odaklanıyor. ABB Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Başar Vural, üretim ve imalat sanayinde sabit giderlerin ciroya oranının yüzde 20-25’in üzerine çıkmasının istenmediğini belirtiyor.
Giderleri minimumda tutmak için geliştirilen stratejiler arasında teknoloji yatırımlarından operasyonel yapı değişikliklerine kadar çok sayıda verimlilik projesi dikkat çekiyor. Deloitte’un 2024 CEO Araştırması artan maliyetlerden dolayı CEO’ların yüzde 57’sinin yeni teknolojileri iş süreçlerine entegre etmeyi planladığını gösteriyor. Özellikle yapay zeka teknoloji ve robot kullanımı operasyonel verimliliği artırmak ve maliyetleri düşürmek için öncelikli alanlar arasında yer alıyor.
Şölen de artan giderlere yönelik bu tür önlemler alan şirketlerden. Şirket, dünya gıda sektöründe en fazla otomatik üretim hattına sahip şirketlerden biri. Fabrikalarında 430’a yakın üretim robotu olduğunu söyleyen Şölen CEO’su Erdoğan Çoban, işçilik maliyetlerinin yükseldiği bu dönemde zamanında yaptıkları üretim yatırımının avantajını yaşadıklarını ifade ediyor. Giderleri düşürdükleri için ürünü daha iyi fiyatla sunabildiklerini belirten Çoban, “Bu yıl ve 2024’te rakiplerimize kıyasla daha az faaliyet ve işçilik giderimiz var” diyor. Giderlerinin ciroya oranının turizm konutu sektörünün ortalamasından 2 kat daha iyi olduğunu söyleyen Ando Living Grubu Kurucu Ortağı ve Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Kodal da bunu teknoloji yatırımı sayesinde gerçekleştirdiklerini belirtiyor. Geliştirdikleri algoritmanın fiyatlandırmayı yönlendirdiğini söyleyen Kodal, “Talep arttığında fiyatları yukarı çekiyoruz. Bu sayede giderlerimizi daha verimli yönetebiliyoruz” diyor.
AŞAĞI ÇEKMEK MÜMKÜN MÜ?
Boston Consulting Group’un araştırması CEO’ların üretim, tedarik zinciri, iş gücü, ihracat, yurt dışı yatırım ve pazarlama gibi alanlarda gider yönetimine odaklandığını gösteriyor. Giderleri yüzde 20-25 bandında tutmaya çalıştıklarını söyleyen Orka Holding Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu, son dönemde bunun artan iş gücü ve hammadde fiyatlarıyla mümkün olmadığına giderlerin ciroya oranının yüzde 35’lerin üzerine çıktığına dikkat çekiyor. Giderleri aşağı çekmenin ancak online ihracatı artırarak mümkün olduğunu ifadene Orakçıoğlu, “Online ihracatın payını yüzde 10’lara çıkarmamız lazım” diyor.
Giderlerin ciroya oranının yüzde 35’lerde olduğunu söyleyen Colin’s İcra Kurulu Başkanı Yavuz Eroğlu da giderleri bu seviyede tutmak için tedarik zincirine ve üretime odaklandıklarını anlatıyor. Eroğlu, “En büyük giderimiz hammadde. Türkiye’de üretim pahalılaştığı için en uygun ve en kaliteli hammaddeyi yurt dışında arıyoruz” diyor. Endüstriyel modüler yapı sektöründe toplam giderlerin ciroya oranının yüzde 7-10 arasında değiştiğini söyleyen Consera Kurucusu ve Türk Yapısal Çelik Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Melih Şimşek de bu oranın endüstriyel üretimlerde talep arttıkça düştüğünü belirtiyor. Ciroda işletme giderlerini maksimum yüzde 10’larda tutmayı hedeflediklerini söyleyen Şimşek, gelecek yıllarda bu oranın, talep artışı, teknolojik yatırımlar ve özellikle yapay zeka odaklı çözümleri daha etkin kullanarak yüzde 5’lere kadar düşebileceğini öngördüklerini ifade ediyor.
RİSKLER NE?
Şirketler artan operasyonel giderler ve azalan kârlılıklar nedeniyle finansal risklerle karşı karşıya. Uzmanlar bu durumun şirketlerin sürdürülebilirliğini tehdit ettiğini ve etkin risk yönetimi stratejilerinin uygulanması gerektiğini belirtiyor. Sabit giderlerin yüksek olması şirketlerin esnekliğini azaltıyor ve onları ekonomik dalgalanmalara karşı daha savunmasız hale getiriyor. Artan operasyonel giderler ve azalan kârlılığın, özellikle yüksek borçlu şirketlerde iflas riskini artırdığını belirten New York Üniversitesi Stern School of Business profesörü Edward Altman, bu durumun şirketlerin finansal sağlığını olumsuz etkileyebildiğini söylüyor.
University of Southern Mississippi Ekonomi Profesörü Michael T. Dugan ise yüksek sabit gider oranlarının, özellikle ekonomik durgunluk dönemlerinde şirketlerin kârlılığını olumsuz etkileyebileceğini vurguluyor. Cumhuriyet Üniversitesi’nden Prof. Dr. Kıvanç Halil Arıç da aynı fikirde. Arıç, “Özellikle sabit giderlerin yüksek olduğu sektörlerde, ekonomik dalgalanmalara karşı şirketler daha savunmasız hale geliyor” diyor.
Dünyada da bu nedenle yüksek verimlilik, güçlü ölçek ekonomisi ve dijitalleşme sayesinde ciroda operasyonel giderlerin oranını yüzde 8-10’lara kadar düşürmenin yöntemleri tartışılıyor. Finberg Yönetim Kurulu Üyesi İhsan Elgin, “Genellikle yüzde 8’lik operasyonel gider oranını tutturan az sayıdaki şirket SaaS (Software as a Service) modeliyle faaliyet gösteren yazılım şirketleri oluyor. Düşük değişken maliyetler ve ölçek ekonomileri sayesinde yüksek EBITDA marjları elde edebiliyorlar” diyor. Verimliliğini artırmak isteyen şirketlerin oyun alanının genel giderler olduğunu belirten Elgin, bu nedenle pek çok şirketin finteklerle iş yapmaya başlayarak bayi ya da tedarikçilerini finanse etmeye başladığını, bu sayede gelirlerini artırarak giderlerini düştürmeye çalıştığını belirtiyor.
“DAHA UYGUN FİYATLI ÜRÜNLERE ODAKLANDIK”
ASLAN SARANGA
DOMINO’S PIZZA EURASIA GROUP CEO’SU
3 PUANLIK ARTIŞ
Fast food sektöründe genel giderler yüzde 85 seviyesinde. Ancak son dönemde artan dükkan kiraları ve işçilik maliyetleriyle giderlerde 2,5-3 puan artış oldu. Bizim hedefimiz ciroda giderlerin oranını yüzde 85’ler seviyesinde tutmak. Bunun için daha uygun fiyatlı ürünler çıkarıyoruz.
ÖLÇEK EKONOMİSİ
Giderlerimizi azaltmak için ölçek ekonomisi önemli. Daha fazla insanın ürünlerimizi almasını sağlayarak giderlerimizi düşürmeye çalışıyoruz. Bunun için sürekli inovasyon ve pazarlamaya yatırım yapıyoruz. Gıda ve işçilik maliyetlerimize çok dikkat ediyoruz.
YATIRIM MALİYETİ
Bir Domino’s dükkanın yatırım maliyeti yaklaşık 150 bin dolar seviyesinde. Bu yatırımın 3-5 yılda geri dönmesini istiyoruz. Bu da her açtığımız dükkanın yılda 30-50 bin dolar arasında para kazanması demek. Bunun için her dükkanın yüzde 15 kârlılık seviyesine gelmesi gerekiyor.
“3 YILDA GİDERLERİMİZ ÇOK ARTTI”
ÖZGÜR KALELİOĞLU
ARKAS HOLDİNG LİMAN GRUBU BAŞKANI
YÜZDE 20-25 ARTIŞ
3 yıl öncesine göre maliyetlerimizde minimum yüzde 20-25 artış var. Bu da hem bizim hem limancılık sektörünün operasyonel gider oranının yükselmesine neden oluyor. Giderleri azaltmak için şirketlerimizde çalışan arkadaşlarımızı azaltarak büyüme şansımız yok.
İSTİHDAM
Bu süreçte en önemli avantajımız fazla iş gücü istihdam etmemiz oluyor. Bu nedenle hiçbir zaman, “Fazla iş gücü alalım, daha sonra şirketi küçültelim veya çalışan çıkaralım” anlayışında olmadık.
İŞÇİLİK MALİYETİ
Dolar kurunun artmaması ve TL’nin değer kaybetmesi nedeniyle çalışanlarımızı mutlu etmek ve onların standartlarını korumak için piyasa şartlarının üzerinde ücret artışları yaptık. Bu da işçilik maliyetlerimizi ciddi oranda yükseltti.
İNŞAAT VE EKİPMAN MALİYETİ
Ayrıca son yıllarda dolar maliyetli ekipman fiyatlarının artması genel giderlerimizi artırdı. Giderlerimizi azaltmak için kalifiye insan kaynağımıza yatırım yapıyoruz. Yetenekli ve işi bilen yetenek havuzuna sahibiz. Bunun için genç yetenekleri alıp kendimiz yetiştiriyoruz.
“ENERJİ VE TEDARİKTE VERİMLİLİK SAĞLADIK”
GAMZE CİZRELİ
BIGCHEFS YÖNETİM KURULU BAŞKANI VE KURUCU
GİDERLER AZALDI
Bizim gibi emek yoğun sektörlerde giderler çok yüksek seyreder. Genel giderler kafe ve restoran kategorisinde genelde yüzde 80 ila 85 arasında değişiyor. Fast food sektöründeyse bu oran yüzde 85-90 bandında. Bizde bu oran sektör ortalamasının altında. Geçen yıl giderlerin ciroya oranını 1 puan iyileştirerek yüzde 78,5’ten yüzde 77,5’e çektik. Ev dışı tüketimin ve yeme içmeye olan talebin artması sektörün potansiyeli açısından çok önemli.
GÜNEŞ ENERJİSİ
Sektörde kâr marjlarını yükseltmek ancak giderleri azaltmakla mümkün. Bizim sektörde elektrik çok yüksek bir gider. Son dönemde enerji giderini azaltmak için güneş enerjisine geçtik. Şu anda yüzde 50’ler seviyesindeyiz. Yıl sonuna kadar tüm enerjimizi güneş enerjisinden karşılamış olacağız. Enerjiyle birlikte giderleri azaltmak için tedarik zincirine odaklandık. Merkezi satın almalarla lojistiği doğru yöneterek malzeme giderini aşağı çekmek için çalışıyoruz.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?