Murat
Ülker, babasından devraldığı holdingi 7 kat, Ferit Şahenk 2 kat
büyüttü. Nezih Barut ise ilaç sektöründe 32'nci sıradayken devraldığı
aile şirketi Abdi İbrahim'i pazar lideri yaptı. Başarılarıyla dikkat
çeken ikinci kuşak patronlar, büyümede daha agresif... Öncelikleri ise
yurtdışında büyüyüp global bir marka haline gelmek. Bunun için
kurumsallaşmaya, markaya ve ortaklıklara önem veriyorlar. Güçlü
yöneticilerden oluşan iyi yetişmiş ekipleri var. Babalarına göre
danışmanlardan daha çok yararlanıp AR-GE'ye, pazarlamaya ve yeni
teknolojilere daha fazla yatırım yapmaları ise dikkat çekici. Yeni
kuşağı çok başarılı buluyorum. Dünyadaki iş hayatını daha iyi biliyor ve
riskleri daha iyi tahlil ediyorlar. Bizim devremize göre tahsilleri de
daha iyi." Bu sözler, Borusan Holdingin onursal başkanı Asım Kocabıyık'a
ait. Duayen iş adamı Asım Kocabıyık'ın bu saptaması, 2'nci kuşağın
mevcut yüksek performansına ışık tutar nitelikte. Öyle ki bugün 50-60
yıl önce kurulmuş 2'nci kuşağın yönetimindeki birçok holding,
kurucularının dönemindekinden çok daha iyi durumda... Yıldız Holding'den
Doğuş Grubu'na Abdi İbrahim'den Çelebi'ye kadar 2'nci kuşağın
yönetimindeki gruplar, yüksek büyüme performanslarıyla dikkat çekiyor.
Uzmanlara göre, 2'nci kuşağın en önemli özelliği babalarına göre daha
agresif olmaları. Özellikle büyümede ve kârlılıkta daha hırslılar.
Kurumsallaşmaya, AR-GE'ye, tasarıma, pazarlamaya ve danışmanlık almaya
daha çok önem veriyorlar. Yaptıkları işlerde 1'inci kuşağı geçme
arzuları yüksek. Capital, babalarının kurdukları şirketleri büyüten,
yurtdışına açan 2'nci kuşağın performansını araştırdı. Birinci kuşağa
göre farklı liderlik özelliklerini, yönetim becerilerini ortaya koydu.
Tabloyu görmek için görsele tıklayın.
KENDİ EKİPLERİNİ KURDULAR
Günümüzde 2'nci kuşak patronlar, kurumsallaşma ve profesyonel yönetime,
babalarına göre daha fazla önem veriyor. Bugün Ahmet Kocabıyık'tan Ferit
Şahenk'e, Sinan Tara'dan Cem Boyner'e kadar başarılı olmuş 2'nci kuşak
patronların hemen hepsi kurumsallaşmaya verdikleri önemle tanınıyor.
2001 yılında Borusan Holding'de babası Asım Kocabıyık'ın yerine geçen
Ahmet Kocabıyık da işe önce kendine ayrı bir ekip kurarak başladı. Başta
6 sigma olmak üzere daha modern ve daha kurumsal yönetim modellerini
uyguladı. Aynı yıllarda Doğuş Grubu'nun başına geçen Ferit Şahenk de en
iyi profesyonellerden oluşan güçlü yönetim takımları kurmasıyla
tanınıyor. MCT Genel Müdürü Tanyer Sönmezer, "Şahenk, en iyi
profesyonelleri yanına toplayıp onlara karar ve icrada fırsat tanıdı.
Üst düzey yöneticileriyle çok sıkı dostluklar kurdu" diyor. ~
Aile şirketi Arzum'u 10 yılda 10 kat büyüten Murat Kolbaşı da "Yönetime
geçtikten sonra danışmanlık ve dış kaynak kullanımını artırdım. Bu
şekilde en iyi uygulamalar ve kanıtlanmış yöntemler şirket bünyesine
kazandırılmış oldu" diyor. Babası Celal Aras'ın ani vefatının ardından
genç yaşta Aras Holding'in başına geçen Evrim Aras da krize rağmen
holdingi yüzde 65 büyütmeyi başardı. Aras, zor dönemde elde ettiği bu
başarısını kurumsallaşmaya ve güçlü takımına bağlıyor. Aras,
"Kurumsallaşma, insana yatırım ve teknoloji son 4 yılda hızla büyümemizi
sağladı" diye konuşuyor.
EVRİM ARAS / ARAS HOLDİNG YKB
"İlk hedefim kurumsallaşmak oldu"
KURUMSALLAŞMAYI SAĞLADI
İçinde doğup büyüdüğüm şirketimiz kurucu neslin işi kurması ve
markalaştırması ile büyük bir yol almıştı. Ben de 2'nci nesil olarak bu
misyonla hareket ettim. Sistemi güçlendirerek markayı kurumsallaştırmak
ve bir dünya markası haline getirmek ideolojisi ile yola çıktım. HIZLI KARAR ALMA
2001 yılından bugüne şirkette aktif olarak rol almam sektör ve şirket
hakkında derin bir bilgi sahibi olmama olanak verdi. Bu durum aynı
zamanda, karar verici konumuna geldiğimde daha hızlı karar alıp harekete
geçmemi sağladı. Bugünkü pozisyonuma ilk geldiğimde ise çalışma
arkadaşlarımla birlikte yapılması gerekenleri önümüze koyduk. AİDİYET DUYGUSU
Öncelikli planlarımız arasına motivasyonu aldık. Aidiyeti yüksek bir
grup oluşturmak ana amacımızdı ve bu amaca ulaştık. Daha sonraki
planımız teknoloji üzerine ilerlemek oldu. Teknolojiyi doğru kullanmak
için adımlar attık. Yazılımlarımızı değiştirdik, sistemler entegre
ettik. Dolayısı ile ölçülebilir bir yapıya kavuştuk.
BÜYÜMEDE AGRESİFLER
İkinci kuşak, kurucu kuşağa göre büyümede ve yeni yatırımda da oldukça
agresif bir strateji izliyor. Hatta çoğu zaman yaptıkları cesur
yatırımlarla 1'inci kuşağı geride bırakıyorlar. Uzmanlara göre, bunun
iki nedeni var; Birincisi, kurucu kuşak daha temkinli hareket ederken
2'nci kuşak daha cesur yatırım kararları alıyor. İkincisi ise eski
kuşağın mevcut vizyonu, hızlı büyüme trendinin desteklenmesine
yetmeyebiliyor. Yönetim Danışmanı Doç. Dr. Uğur Zel, "İkinci kuşağın
babayı geçme arzusu hızlı büyümede etkili oluyor" diyor. Koç Holding
Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç'un "Birinci kuşak kurar, 2'nci
yönetir, 3'üncü batırır' derler biz Koç'ta bunu değiştirdik" sözleri de
işin başına geçen yeni jenerasyonun başarıda kurucuların gerisinde
kalmak istemediklerini ortaya koyuyor. İkinci kuşağın yönetiminde hızlı
büyüme sergileyen gruplara bir başka örneği de Yıldız Holding
oluşturuyor. Sabri Ülker, sıfır sermayeyle başladığı işinde oldukça
tedbirli bir strateji izleyerek şirketini büyütürken oğlu Murat Ülker,
çok daha cesur yatırımlara ve ortaklıklara imza attı. Murat Ülker'in
2007 yılında 850 milyon dolara Godiva'yı satın almasından sonra holding 1
yılda yüzde 30 büyüdü. Murat Ülker'in fiilen işin başına geçtiği 2000
yılından bu yana ise holdingin cirosu 7'ye katlandı ve 1 milyar dolardan
7 milyar dolara yükseldi. Sadece Ülker değil, Doğuş Grubu'nun yönetim
kurulu başkanı Ferit Şahenk de yönetim danışmanları tarafından 2'nci
kuşağın en başarılı isimlerinden olarak gösteriliyor. 2001 krizinde
izlediği akıllı stratejilerle Doğuş Grubu'nu hızla toparlamayı başaran
Şahenk, bankasının piyasa değerini 26 milyar dolara yükseltmeyi
başardı.~
NEZİH BARUT / ABDİ İBRAHİM YÖNETİM KURULU BAŞKANI
"Büyümeye odaklandım"
ŞİRKETİ YENİDEN KURDU
Babamın vefatının ardından işleri uzun bir süre eniştem yürüttü. Bir
dönem sendikayla anlaşmazlık çıkınca şirketi kapatmak zorunda kaldık. 2
ay sonra 7 işçiyi ve bir yöneticiyi işe geri alarak yeniden faaliyete
başladık. Ben de bu olaydan sonra 1976 yılında üretim bölümünde
çalışarak işe başladım. 3 ALANA YATIRIM YAPTI
1985 yılında yönetim kurulu başkanı oldum. O zaman Abdi İbrahim ilaç
pazarında 32'nci sıradaydı. Yönetimi devraldıktan sonra büyümeye
odaklandım. Fırsatları değerlendirdim, daha cesur adımlar attım. En çok
da AR-GE, üretim ve lojistiğe odaklandım. Üretim tesisimize, lojistik
merkezine büyük yatırımlar yaptık. PAZARDA LİDER OLDU
Sonuçta ilaç pazarında 32'nci sıradan liderliğe yükseldik. Ciromuz 800
milyon dolara yaklaştı. İş hayatımdaki bana göre en büyük başarım, Türk
insanının ilaç sektöründe pazarın lideri bir şirket yaratabileceğini
göstermek oldu. HEDEF GLOBAL OLMAK
Bugün 40 kadar ülkeye ihracat yapıyoruz ancak bu başarı yeterli değil.
Bundan sonra da en büyük hedefim dünyaya açılıp global bir marka
yaratmak. Bunun için de en büyük arzum molekül üretmek. Ayrıca
biyoteknoloji ürünleri üretmek istiyoruz.
KÜRESEL DÜŞÜNÜYORLAR
Büyük bölümü yurtdışında okuyan ikinci kuşak patronlar babalarına göre
daha küresel bir yönetim anlayışına sahip. Management Center Türkiye
Genel Müdürü Tanyer Sönmezer, "İkinci kuşak patronların hemen hepsi
mevcut pazarı genişletmenin yolunun yurtdışına açılmak olduğu bilinciyle
hareket ediyor" diyor. Sönmezer'e göre 1'inci kuşak ülke şampiyonu
olurken, 2'nci kuşak bölgenin şampiyonu olmaya çalışıyor. 3'üncü kuşak
ise dünyanın şampiyonu olmayı hedefliyor. Yönetim danışmanı Dr. Yılmaz
Argüden de Türkiye'deki 2'nci kuşak patronların 1'incilere göre en
önemli liderlik farkının küresel düşünmek olduğunu söylüyor. İkinci
kuşak patronlardan CSA Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Abalıoğlu da
başarılarında izledikleri global vizyonun etkili olduğunu söylüyor.
1999'da holdingin başına geçen ve ciroyu 156 milyon dolardan 1,6 milyar
dolar seviyesine çıkaran Abalıoğlu, "2000 yılında aldığımız stratejik
kararla sadece Denizli'de lokal faaliyet gösteren grubumuz uluslararası
bir grup haline geldi" diyor. Abalıoğlu'nun bugün Türkiye dışında ABD,
Romanya, Mısır ve İtalya'da üretim tesislerinin bulunduğunu söylüyor. 2
yıl önce İnci Holding'in yönetim kurulu başkanı olan Meral Zaim İnci de
holdingin cirosunu 450 milyon TL'den 2 katına çıkarırken izlediği yeni
pazarlara açılma stratejisinin etkili olduğunu söylüyor. İhracat
yaptıkları ülke sayısını 67'ye çıkardıklarını belirten İnci, "Göreve
geldiğim günden bu yana önceliğim yurtdışında yeni iş ve ortaklık
fırsatlarını geliştirmek oldu" diyor.
CAN ÇELEBİOGLU / ÇELEBİ HOLDİNG YKB
"En zor olanı seçtik"
EĞİTİM YARIM KALDI
1982 yılında babamız Ali Cavit Çelebioğlu'nun vefatı ile birlikte ben ve
kardeşim, henüz çok genç yaşta şirketin yönetimine geçtik. O dönemki
zorluklar ve sonraki süreçte kamudan gelen aşırı baskılar karşısında,
şirketi devretmek belki de çok kolay bir yoldu. Ancak biz zoru seçtik ve
zorluklar, baskılar karşısında adeta savaştık. Hatta o dönem
eğitimimizi bile nöbetleşe tamamlayabildik. "İLKLERİ GERÇEKLEŞTİRDİK"
Çelebi'yi bugünkü büyüklüğüne taşıyan, bizim yönetimimizdeki ilk ve
belki de en önemli mihenk noktası da bu oldu. Her zaman sektörümüzde
ilkleri gerçekleştirmeye, yurtdışına açılmaya odaklandık. Çelebi'nin
bugün 4 ülkede toplam 13 bini aşan çalışanı, 300 milyon doları aşan
cirosu ile uluslararası arenada önemli bir marka olmasının altında bu
önemli adımlar yatıyor. YATIRIMLAR ARTACAK
Önümüzdeki dönemde Türkiye ve Hindistan pazarlarındaki konumumuzu
güçlendirecek yatırım fırsatlarını değerlendireceğiz. Ayrıca gelişmekte
olan ve az gelişmiş ülkelerdeki yatırım fırsatlarına öncelik vereceğiz.
Bundan 5 yıl sonra geriye baktığımızda, yukarıda belirtilen başarı
hikayelerinin çok daha fazlasını ve etkileyicisini sayacağımıza olan
güvenimiz tam ve bu yönde çalışmalarımız artarak devam edecek.~
ORTAKLIĞI SEVİYORLAR
Uzmanlara göre, 2'nci kuşağın en önemli liderlik özelliklerinden biri de
hem yurtdışında hem yurtiçinde güçlü ortaklıklar gerçekleştirmeleri.
Uzmanlara göre yurtdışına açılma ve yabancılarla ortaklık konusunda son
dönemin başarılı 2'nci kuşak patronlarından biri de Arzum'un yönetim
kurulu başkanı Murat Kolbaşı. Kolbaşı, 1990'lı yılların başında Hong
Kong'da ofis açıp, başta Çin olmak üzere Uzakdoğu'da fason üretim
yaptırmanın markasını daha rekabetçi yapacağını görüyor. Çizdiği bu
başarılı rota sayesinde aile şirketinin son 10 yılda 10 kat değer
kazanmasını sağlayan Kolbaşı, son olarak da şirketin hisselerinin yüzde
49'unu İngiltere merkezli yatırım fonu Ashmore'a sattı. Kolbaşı,
"Danışmanlardan edindiğimiz bilgiler doğrultusunda daha fazla ancak daha
organize bir şekilde yerli ve yabancı üreticiyle çalışmaya başladık.
Bunlar da hem insan kaynakları hem de ürün çeşitliliğini hızla
artırabilme anlamında önemli bir bilgi birikimine sahip olmamıza neden
oldu" diyor. Yurtdışında kurduğu satın alma ve ortaklıklarla hızla
büyüyen holdinglerden biri de otomotiv yan sanayinde dünyanın önde gelen
grupları arasına giren Orhan Holding. Bu başarıda hiç kuşkusuz
holdingin ikinci kuşağı Halil Murat Orhan'ın küresel vizyonunun etkisi
büyük. Yurtdışında kurduğu ortaklık ve satın almalarla 17 yılda ciroyu
100 milyon Euro'dan 670 milyon Euro'ya çıkardıklarını söyleyen Orhan,
şöyle devam ediyor: "Son yıllarda krize rağmen büyümeye devam ettik.
Küresel yayılımı büyüme stratejilerimiz için önemli gördüğümüzden,
Rusya, Güney Kore ve Hindistan'dan sonra da en son olarak Çin'deki
yatırımımızla bulunduğumuz ülke sayısını 13'e çıkardık. Bugün itibarıyla
yurtdışı ciromuz grup ciromuzun üçte birini oluşturuyor."
ÇİLER YILDIZ / YÖNETİM DANIŞMANI
2'nci kuşağın farkı nerede?
İYİ EĞİTİM ALDILAR
İkinci kuşak genellikle çok iyi eğitim almış, küçük yaştan itibaren
geleceği bir ölçüde planlanmış, kısaca göreve "yetiştirilmiş" kişiler
oluyor. Oysa ilk kuşak işe "gönlünü ve hayatını vermiş" bir nesil.
Birçok açıdan ikinci kuşak daha donanımlı, pazarlama nedir, müşteri
ilişkisi nedir bunları görerek ve eğitimini alarak geliyor. GÖNÜL BAĞI YOK
Deneyerek öğrenmek yerine eğitilerek, parçası olarak öğreniyorlar ve
dünyaya daha açık oluyorlar. Bu da yönetim sistemlerine, vizyonlarına
yansıyor. Ancak ilk kuşaktaki "gönül bağı" eğitimle elde edilebilecek
bir faktör değil. O maalesef nesilden nesile aktarılamıyor.
ALTYAPIDAN YETİŞİYORLAR
Bugün 2'nci kuşak yöneticilerin başarılı sonuçlar elde etmesinin en
önemli nedenlerinden biri de işe küçük yaşlarda atılmaları. Yüksel
Holding'in CEO'su Emin Sazak, holdingde kuzenleriyle birlikte 2'nci
kuşak olarak işleri daha ileriye taşımalarını uzun yıllar 1'inci kuşakla
birlikte çalışmalarına bağlıyor. Sazak, "Başarımızda amcalarım ve
babamla birlikte çalışarak kazandığımız tecrübenin etkisi büyük oldu"
diyor. Kütahya Porselen ile Sunar Grup'ta da benzer durum söz konusu.
Kütahya Porselen Yönetim Kurulu Üyesi Erkan Güral da "İşi bugünlere
getirmemizde babamın yanında çalışarak kazandığım tecrübe önemli oldu"
diyor. Bugün Adana merkezli Sunar Grup'u 60 ülkeye ihracat yapar hale
getiren ve 20 yılda cirosunu 300 milyon TL'ye çıkaran ikinci kuşak
temsilcisi Hüşeyin Çomu da "Çocukluğumdan itibaren aile şirketlerinde
babamın ve çalışma arkadaşlarının yanında çalışarak iş hayatına ilk
adımımı attım" diyor.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?