Godiva, TAV, Sabiha Gökçen, Vestel, Turkcell ve diğerleri… Bütün bu işlerin ortak bir özelliği var.
“İTİBARIMIZI KAYBEDERİZ korkusuyla TAV’ı bırakmıyoruz. Önemli
olan itibar, para değil. Para da itibar için olmalı. Mersin Limanı da
Atatürk Havalimanı kadar büyük bir iş, ama insanlar beni Atatürk
Havalimanı ile tanıyor. Mersin, aynı itibarı vermiyor. Bazı varlıkları
diğer alışverişleri yapmak ve itibarı kaybetmemek uğruna tutarsınız.”
Bu sözler, son dönemde kendi bünyesindeki pek çok şirketi satışa çıkaran
Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın’a ait. Akın
yönetimindeki Akfen, Tunus’un yüzde 15’ini, Havaş’ın yüzde 35’ini,
TüvTürk’deki hisselerinin de tamamını sattı. Ancak Hamdi Akın, TAV
konusunda daha temkinli davranıyor. Uzmanlara göre de TAV, bugün Akfen
Holding’e prestij getirmiş önemli bir değer. Şirketin, özellikle finans
çevrelerindeki kredibilitesi de TAV’la birlikte artmış durumda. Hatta
Akfen Holding’in kamuoyu ve paydaşları nezdindeki bilinirliğinin
artmasını da yine TAV’a bağlayanların sayısı hiç de az değil. Gerçekten
de günümüzde kimi oyuncular, inovatif bazı markalar yarattıktan ya da
değerli ve bilinir bazı şirketleri satın aldıktan sonra kulvar
değiştirebiliyor. Yurtiçinde bilinirliği yüksek olmasına rağmen
kendisini global arenada konumlandırmak üzere Godiva satın almasını
gerçekleştiren Ülker, iş çevreleri tarafından Sabiha Gökçen Havalimanı
ihalesinin ardından tanınırlığını artıran Limak, tekstilde önemli
başarılara imza atarak buradan elde ettiği kaynakları Vestel’le
elektroniğe başarıyla aktaran Zorlu Holding bu örneklerden sadece
birkaçı...
FARKLI SEKTÖR İTİBAR GETİRDİ
Kendi sektörü içinde tanınıp farklı bir iş koluna geçerek daha fazla
kitleye ulaşmayı başarmış örnekler de var. Kibar ve Çukurova Holding, bu
alanda en çarpıcı gruplar olarak ön plana çıkıyor. Kendi
sektörlerindeki konumları sağlamken Kibar Holding Hyundai ile yaptığı
anlaşma sonrasında, Çukurova Holding ise Turkcell’le telekomünikasyon
sektörüne attığı adımla kamuoyu nezdindeki bilinirliğini ve prestijini
artırmayı başardı.
Başarılı ve inovatif markalar yaratan örnekler ise yine değerini
itibarlı işleriyle katlayanlar listesinde ön plana çıkıyor. Uzmanların
çoğu, Doğuş Holding-Garanti Bankası ve Çukorova Holding-Turkcell
örneğinin bu kulvarda değerlendirilebileceği görüşünde. Onlara göre bu
şirketler zaten başarılıydı. Ancak Doğuş Holding Garanti’yle son dönemde
her inovasyon çalışmasında anılmayı başararak, Çukurova Holding ise
Turkcell’deki iş modeliyle kendine artı değer katarak farklı bir kulvara
oturmayı başardı. Prestijli işler tablosunda yer alan her bir marka ya
da şirket örneğinin, özellikle son 15 yıldır başarılarıyla da sürekli
gündemde olması dikkat çekici. Uzmanlar da bu markalara ya da şirketlere
sahip grupların bilinilirlik, kredibilite, prestij ve itibar anlamında
artı değer elde ettiği konusunda hemfikir.
Hangi işin kime ne kazandırdığını görmek için görsele tıklayın
KULVAR ATLATAN İŞLER
Son dönemin en itibarlı ve prestijli işleri dendiğinde hiç kuşkusuz
Ülker’in Godiva’yı satın alması akla gelen ilk örneklerden. Sabancı
Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi Direktörü Cüneyt Evirgen de bu
görüşte. Ona göre Ülker, bu satın almanın ardından kulvar değiştirdi. En
önemlisi büyük resmi gördüğünü de herkese kanıtladı.
Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker de Godiva’yı ilk satın
aldıklarında, “Benim için Godiva, çikolata pazarının Kaşıkçı Elması”
benzetmesini yapmıştı. Gerçekten de Godiva, Ülker’e hem yurtiçinde hem
de yurtdışında önemli bir itibar kazandırdı. Ülker Grubu Başkanı Ali
Ülker’e göre ise Godiva’yı satın almak gruba pek çok açıdan avantaj
sağlamış durumda. Bunların ilki, ABD perakende zincirlerinin ve dev
dağıtım organizasyonlarının içine nüfus etmek… Bunun yanında Ülker’in
üretebileceği diğer markalı ürünlerde ABD’de ciddi anlamda yer alma
şansı yakalaması da bu satın almanın ardından oluşmuş bir başka avantaj.
~
Ali Ülker, Godiva’dan global deneyimli oyuncu olma yönünde öğrenecekleri
çok şey olduğunu da düşünüyor. Her fırsatta Godiva’nın ana
sektörlerinden birinde faaliyet gösteriyor olmasını bir avantaj olarak
nitelendiriyor ve “Godiva’nın dünya çapında bir prestije sahip olması,
global oyuncu olma yönündeki sürecimizi hızlandıracaktır” diye konuşarak
bir anlamda Godiva’nın Ülker için bir üst segmente geçişi
simgelediğinin de altını çiziyor.
SIFIRDAN GLOBAL MARKAYA
Algoritma Consulting Kurucusu Ali Özgenç, itibarlı işleri giriş
bariyerleri yüksek, daha büyük sermaye isteyen, uluslararası görünürlüğü
olan işler olarak tanımlıyor. Özgenç’e göre itibarlı işler, şirketlerin
farklı bir lige çıkmasını da sağlıyor. Bu da o şirketin prestijini ve
kredibilitesini artırıyor. Aynı zamanda şirketin bir marka olarak daha
iyi tanınmasına da katkıda bulunuyor. Uzmanlara göre bu kapsamda
değerlendirilebilecek bir başka itibarlı iş örneği de Vestel. Şirket
bundan 16 yıl önce Zorlu Holding tarafından satın alınmadan önce oldukça
kötü durumdaydı. Tekstilde zaten başarılı olan Zorlu Holding ise bu
alandan elde ettiği kaynakları doğru bir şekilde Vestel’e aktararak
dünya çapında bir işe imza atmayı başardı.
Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Zorlu, Vestel’i satın
aldıklarında şirketin 150 milyon dolar cirolu bir şirket olduğunu, bugün
ise 4 milyar doları aştığını belirtiyor. Vestel’in 30-32 milyon adet
cihaz üretim kapasitesiyle 127 ülkeye ihracat yapmasına dikkat çekiyor
ve “Vestel’i satın aldığımız 1994 yılında 60 bin metrekare olan kapalı
alan, bugün yurtdışı dahil 1 milyon metrekare kapalı alana ulaşmış
durumda. Dünyanın en büyük şirketleri ile yarışacak büyüklüğe ulaşmış
durumdayız. Vestel, bugün dünyanın güçlü markalarından biri” diye
konuşuyor.
İTİBAR NE KAZANDIRDI?
Limak Holding ise İstanbul Sabiha Gökçen (İSG) Havalimanı ihalesi ve
terminalin tamamlanması sonrasında itibarını önemli ölçüde artıran bir
diğer örnek. Limak Holding Yönetim Kurulu Üyesi Ebru Özdemir, itibarın
sürdürülebilir büyüme için en önemli ve vazgeçilmez unsurlardan bir
tanesi olduğuna inandıklarını söylüyor. İtibarın bir şirkete
katacaklarını ise şöyle özetliyor:
“İtibarınız yüksekse en iyi insan kaynaklarını kendinize çekebilir ve
motive bir şekilde bünyenizde tutabilirsiniz. Piyasadaki en iyi
tedarikçilerle en uygun şartlarda çalışabilirsiniz. En güçlü ve
güvenilir yerli ve yabancı firmalarla ortaklık yapabilirsiniz. Sivil
toplum kuruluşları sizinle birlikte hareket etmek ister. Tüketiciler ise
size güven duyarak ürün ve hizmetlerinizi satın alır.”
İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı özelinde bilinirlik ve
algı araştırmaları gerçekleştirdiklerini de belirten Özdemir, İSG’nin
algısının, yeni terminalin açılışıyla çok yüksek oranlarda pozitif
çıktığını gördüklerini söylüyor. Ona göre şu anda İSG sadece Türkiye’nin
değil, tüm dünyanın trafiği en hızlı büyüyen havalimanları arasında yer
alıyor. “Geniş kitlelerle buluşan ve yüksek kalitede hizmet sunan bir
eser olarak İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı’nın Limak’ın
bilinirlik ve itibarına önemli ölçüde katkı sağladığını söyleyebilirim”
diyen Özdemir, bunu web sitelerinin tıklanma oranının gün geçtikçe
artmasından da anladıklarını söylüyor. “Limak isminin bilinirliği ve
prestiji sayesinde yurtdışında birçok projeye de davet ediliyoruz” diye
konuşuyor.
YABANCI İLGİSİ DE YÜKSEK
İtibarlı ve prestijli bir işe sahip olmak aynı zamanda o şirketin
yabancı alıcılar gözündeki çekiciliğini de artırıyor.
PricewaterhouseCoopers ortaklarından Hüsnü Dinçsoy, bu anlamda Assan
markasını ve Kibar Holding’i çok başarılı bulduğunu söylüyor.~
Şirketin fabrikasının dünya ölçeğinde olduğunu belirtiyor ve “Şirkete
Hyundai ile yaptığı ortaklık da önemli bir bilinirlik kattı. Ancak Assan
markası da dünya çapında oldukça prestijli bir iş” diye konuşuyor.
Prestij kavramına finansal bakış açısıyla bakmak gerektiğini de söyleyen
Dinçsoy, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Sonuçta şirketler için değer yaratan ve daha az değer yaratan işler
vardır. Örneğin Akfen Holding’de yönetim kurulu başkanı bakış açısıyla
TAV değer yaratan bir iş olarak görülüyor. Bugün gerçekten de Akfen ismi
geçtiğinde, ilk akla gelen şirketlerden biri marka değeri anlamında
TAV’dır.”
Şirketlerin itibarlı işlerini satamayacakları görüşüne katılmayan
Dinçsoy, sonuçta her işe değer bazında bakılması gerektiğini belirtiyor.
Son dönemde değer yaratan işler arasında ise Pegasus örneğinin çarpıcı
olduğuna değiniyor ve ekliyor: “Pegasus, çok başarılı bir iş modeli. Şu
anda 2 numaraya oturmuş durumda ve Esas Holding’e de önemli değer katan
bir iş.”
SÜRDÜRÜLEBİLİR İTİBAR ÖNEMLİ
Farklı iş yapma tarzı ve inovatif çalışmalarıyla ön plana çıkan
şirketlerden Garanti Bankası da uzmanların çoğunun itibarlı işler
sıralamasına girmiş durumda. Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme
Birimi Direktörü Cüneyt Evirgen, Garanti Bankası’nın kendisini
yenilikçi, girişimci, atak ve modern bir çizgide tutmayı başarmasının
Doğuş Grubu’na artı değer kattığını söylüyor. Elde edilen başarının
sürdürülebilir olmasının da büyük önem taşıdığına dikkat çekiyor ve
ekliyor:
“Bir şirketle ya da markayla prestij ya da itibar elde edebilirsiniz ama
bunu sürdüremezseniz o zaman elde ettikleriniz hiçbir işe yaramaz.
Dönem dönem parlayan gruplar sonradan sönebiliyor. İtibar getiren işlere
de bu kapsamda bakmak lazım.”
Deloitte Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi ve Ortağı Sait Gözüm ise itibarlı
işlerin hepsinin kendi alanlarında proje sahiplerini sanayi veya ticaret
haritasına yerleştiren önemli işler olduğunu söylüyor ve “Bu işler
sahiplerine bilinirlilik sağlayan veya çalıştıkları sektörde güç ve söz
sahibi yapmalarıyla da dikkat çekiyor” diye konuşuyor.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?