İş dünyasındaki kâr merkezli anlayış yerini, daha toplumcu, insan odaklı, çözümün parçası olma yaklaşımına bırakıyor...
Nilüfer Gözütok Ünal
Şirketler, uzun yıllar boyunca büyüme ve kâr odaklı bir yaklaşımla hareket etti. Ancak yeni dünya düzeninde bunu sürdürmek pek mümkün değil. Tüketici, sadece “kâr” odaklı olan şirketleri yalnız bırakacağının sinyalini zaten veriyordu. Pandemi, ekonomik krizler, doğal afetler ise bu hassasiyeti iyice artırdı. Bugün dev grupları yöneten birçok iş insanı da artık kâr ve büyümenin tek amaç olamayacağı konusunda hemfikir. Bu nedenle iş dünyasındaki kâr merkezli anlayış yerini, daha toplumcu, insan odaklı, çözümün parçası olma yaklaşımına bırakıyor. Bülent Eczacıbaşı’ndan Zeynep Bodur Okyay’a, Ahmet Eren’den Adil Sani Konukoğlu’na kadar pek çok lider, “Önceliğimiz insan ve toplum” diyor.
Eren Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Eren’e göre kâr ederek şirketi büyütmek, asıl hedef olmasına karşın buna odaklanırken topluma yararlı olmak, gelişmesine katkıda bulunmak da ihmal edilemez konular. Özellikle Türkiye gibi eğitim seviyesinin düşük olduğu bir ülkede, eğitime iki koldan destek vermek gerektiğini düşünen duayen iş insanı, bu iki kolu da çalışanların işle ilgili eğitimi ve çalışanlar dışında genel eğitime destek olarak açıklıyor. “İşinizin ve üretiminizin sürdürülmesi sırasında çevreye karşı duyarlı olmak, çalışanlarınızın ve ürettiğimiz ürünü tüketenlerin haklarını göz ardı etmemek de bir iş liderinin temel niteliklerinden biri olmalı” diyen Ahmet Eren, bu konuda kendi yaklaşımını şöyle paylaşıyor: “Biz işimizi risk almadan büyütüyoruz. Bunu yaparken topluma katkı kulvarında özellikle eğitime hatırı sayılır ölçüde destek veriyoruz. Adımızı taşıyan Bitlis Eren Üniversitesi’ne yaptığımız büyük destek yanında, devlete bağışladığımız 6 lise ve öğrenci yurtlarının bakım ve onarımını da üstlenmiş durumdayız. 1.500’ü aşkın öğrenciye burs veriyoruz. Bu yıl İngilizce ve Çince bazlı eğitim verecek yatılı Eren Teknoloji Koleji de eğitime başlayacak.”
“SOSYAL ADALETİ GÖZDEN UZAK TUTMADAN ÇALIŞIYORUZ”
“Bize teslim edilen vatanımızı daha mamur hale getirmek, milletimizi refaha kavuşturmak ve çağdaş medeniyet seviyesinin üzerine çıkarmak için durmadan çalışmak bir vatandaşlık görevidir. Türk milletine olan borcumuz budur.” Bu sözler Güriş Holding Kurucusu ve Onursal Başkanı merhum İdris Yamantürk’e ait. Her zaman bu yaklaşımı benimsediklerini belirten grubun yönetim kurulu başkanı Müşfik Yamantürk, “Her şirket gibi Güriş’in de amacı büyümek. Ancak bu büyümeyi bir denge içinde ve her şeyden önce güvenilirliğini koruyarak sürdürüyoruz” diyor. Bu amaçla insana, topluma, çevreye saygılı ve duyarlı olarak, sosyal adaleti gözden uzak tutmadan çalıştıklarının altını çizen Yamantürk, “Genç nesillere üniversite eğitimleri sürecince karşılıksız burs desteklerinin en iyi şekilde yönetilmesi için 2017 yılında Yamantürk Vakfı’nı kurduk. Genç Yetenek ve staj programlarımızla gençlerin hayallerindeki kariyer yolunun bir parçası olup potansiyellerinin farkına varabileceği eğitim programları düzenliyoruz” diye konuşuyor.
“İLK ÖNCELİĞİMİZ ÇALIŞANLARIMIZ”
Sanko Holding Yönetim Kurulu Başkanı Adil Sani Konukoğlu’na göre iş dünyasının hedefi sürdürülebilir bir şekilde büyümek, çalışanlarının ve müşterilerinin ihtiyaçlarını karşılamak ve topluma fayda sağlamak olmalı. İş liderlerinin, şirketlerinin ürün veya hizmetlerinin kalitesini artırmak, müşteri deneyimini geliştirmek, değer yaratmak, işletme verimliliğini artırmak, çevresel sürdürülebilirliği sağlamak ve topluma katkı için çaba göstermesi gerektiğini savunan Konukoğlu, “Bu amaçlar, şirketin uzun vadeli başarısı için kritik öneme sahip. Şirketlerin sadece kâr amacı güderek toplumsal sorumluluklarından kaçınması, uzun vadede şirketin varlığını da olumsuz etkiler” diyor. Sanko’nun 120 yıldır bu topraklarda varlığını ve başarısını sürdürmesinin bu bakış açısı sayesinde mümkün olduğunu ifade eden Adil Sani Konukoğlu, kendi önceliklerini şöyle dile getiriyor: “Bizim için her zaman ilk önceliğimiz çalışanlarımız, müşterilerimiz, bulunduğumuz şehir ve ülkemiz oldu. Topluma fayda sağlamak için yaptığımız yatırımları sürdürülebilir modellerle yürütmeye gayret ediyor, şirketlerimizin sürdürülebilir bir şekilde büyümelerine odaklanıyoruz.”
“İŞ YAPIŞ ŞEKİLLERİ YENİDEN DÜZENLENMELİ”
IC Holding CEO’su Murad Bayar, en temel önceliğin insan olması gerektiğini savunuyor. Faaliyette bulunulan tüm alanlarda daha yaşanabilir bir dünya oluşturmaya katkıda bulunmaya odaklanmak gerektiğini ifade eden Bayar, “İklim değişikliği, değişen ve dönüşen teknoloji, krizler, pandemi ve afetler, sürdürülebilirliği bir iş yapış şekli olarak benimsemenin ve içselleştirmenin önemini bir kez daha ortaya koydu. Şirketlerin, çalışmalarını planlarken toplum ve tüm paydaşları için de değer yaratma sorumluluğu var. Bu gerçeklerden yola çıkarak iş yapış şekillerinin yeniden düzenlenmesi gerektiğini düşünüyorum” diyor. IC Holding olarak kendileri için rakamların sadece hayatına pozitif olarak dokundukları insan sayısı noktasında anlamlı olduğunu dile getiren yönetici, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Yaşanabilir bir dünyaya ne oranda katkıda bulunduğumuzu ölçmek önemli. Kurumsal sorumluluğu işimizden ayrı bir alan olarak görmüyor, iş stratejimizin merkezine koyuyoruz. Merkezi sürdürülebilirlik yönetim sistemimizle toplumsal cinsiyet eşitliği, insana yakışır iş, ekonomik büyüme ve iklim eylemi amaçları eksenindeki projelerle 4 Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amacına odaklanıyoruz.”
ODAKTAKİ ALANLAR
Kibar Holding CEO’su Haluk Kayabaşı, kâr elde etmek ve topluma katkıda bulunmak arasında bir denge kurmanın işletmeler için kritik bir zorluk olduğunu söylüyor. Bunun doğru akılla yönetilecek stratejik bir yaklaşım gerektirdiğini ifade eden Kayabaşı, “Kibar Holding olarak sürdürülebilir büyüme ve kârlılık hedeflerimizi gerçekleştirmenin sosyal sorumluluk ve çevre yönetimini teşvik etmekle olacağını biliyoruz. Aslında bu hedeflerin birbirine bağlı olduğuna ve uzun vadede birbirini güçlendirebileceğine inanıyoruz” diyor. Kibar Holding bu dengeyi sağlamak adına birkaç kilit alana odaklanıyor. Kayabaşı, bu odak alanları şöyle paylaşıyor: “İlk olarak şeffaflık, hesap verebilirlik ve etik davranışı vurgulayan güçlü bir kurumsal yönetişim çerçevesi uyguladık. İkinci olarak sosyal ve çevresel faktörleri iş faaliyetlerimize ve karar alma süreçlerimize entegre ettik. Üçüncü olarak da eğitim, sağlık ve çevrenin korunmasına odaklanan bir kurumsal sosyal sorumluluk anlayışıyla hareket ediyoruz.”
TOPLUMCU ANLAYIŞA GEÇİŞ
Alarko Holding CEO’su Ümit Nuri Yıldız, kapitalizmin kâr merkezli anlayışının yerini daha toplumcu bir anlayışa bıraktığını söylüyor. “Günün sonunda hepimizin üzerinde yaşadığı tek bir gezegen var. Onun iyileştirilmesine katkıda bulunmanın, elde edilen gücün bir kısmını bireylerin refah ve huzur seviyesinin artması için geri dönüşüm sistemine sokmanın geleceğimizin devamlılığını sağlamak için önemli olduğunu düşünüyorum” diyen Yıldız, bu konuda neler yaptıklarını şöyle anlatıyor: “Biz de geçmişten bugüne gerek vakfımız gerek katkı verdiğimiz ve vermeyi planladığımız projelerle kadın, çocuk ve gençlerimiz için eğitimde fırsat eşitliği yaratmaya destek oluyoruz. Bu yıl yaşadığımız deprem felaketinin ardından depremde anne veya babasını kaybetmiş çocuklarımız için 10 milyon TL tutarında bir fon ayırdık. Bunun dışında gelecek yıl Alarko Eğitim- Kültür Vakfımız üzerinden büyük bir burs projesi başlatmayı planlıyoruz. Çeşitli STK’larımızla ilköğretim seviyesindeki çocuklarımıza tamamlayıcı STEM eğitimi için destek ve kadın istihdamının artırılmasına yönelik çalışmalarımız da yürüttüğümüz diğer projeler.”
“KÂRIMIZIN YÜZDE 51’İNİ PAYLAŞIYORUZ”
Nef Yönetim Kurulu Başkanı Erden Timur, nüfus artışı, iklim değişikliği, kaynakların azalması ve gelir dağılımındaki dengesizliğin büyümesi gibi çevresel, sosyal ve ekonomik değişikliklerin günümüz toplumunun karşılaştığı en büyük sorunlar olduğunu düşünüyor. Bu sorunların çözümünün sadece devletlerden beklenemeyeceğini ifade eden Timur, iş dünyasına ve iş liderlerine de çok önemli sorumluluklar düştüğünü söylüyor. Bu nedenle Timur’a göre liderlerin, iş stratejilerini belirlerken topluma, çevreye, insana pozitif etki yaratması, sorumlu yatırımlara odaklanması öncelik taşıyor. “Bu da ‘değişim’den geçiyor” diyen iş insanı, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Şirketler kâr etmeyi ana amaç yapmamalı, ana amaç değer oluşturmak. Hangi derdi çözmek için varız, sorusunun cevabına odaklanarak gerçek amacını bulan şirketler rakipsiz oluyor.” Nef’i ‘sosyal bir şirket’ olarak tanımladıklarını ve her zaman toplumdan aldıklarını topluma vermek anlayışıyla hareket ettiklerini de dile getiren Timur, “Dağıtılabilir kârımızın yüzde 51’ini Nef Vakfı yoluyla toplumla paylaşıyoruz. Bu topluma olan borcumuzu ödemenin, iyiliği, güzelliği yaymanın bir yolu. Amacımız, özgün, yenilikçi ve kalıcı değerler oluşturarak dokunduğumuz insanların hayatında fark ve farkındalık yaratmak.”
“İŞ İNSANLARININ DERTLENMESİ GEREKİYOR”
Gürok Grup Yönetim Kurulu Başkan Vekili Esin Güral Argat’a göre iş liderlerinin hedefi bölgesel kalkınmaya odaklanmak olmalı. “Ekosistemin bir parçasıysan, ekosistemin tamamını destekleyici ve bütünleyici adımlar atmaya özen göstermek gerekiyor” diyen Argat, sadece bireysel ve kurumsal hedeflerin yetmeyeceği görüşünde. Özellikle sürdürülebilirliğin önemli bir başlık olduğuna değinen iş insanı, kendi önceliklerini şöyle sıralıyor: “Ülkemiz adına da bölgesel kalkınma farklılıklarının giderilmesi benim önceliklerim arasında yer alıyor. İş lideri olarak öğrenmek ve ömür boyu gelişimin önünü açmak, bunu bütün platformlarda yapmak, sadece iş hayatının içerisinde değil, hayatın tüm alanlarını tamamlayan önemli hedeflerim arasında yer alıyor. İş insanlarının dertlenmeleri gerektiğini düşünüyorum. İş dünyası liderinin toplumsal konulara duyarlılık gösterip sorunları dert etmesi, bu yolda çözüme odaklanması ve değer yaratması gerektiğine inanıyorum.” Topluma katkısı olmayan bir kârlılığı anlamlı bulmayan Esin Güral Argat, “Tüm paydaşlarla ve kendi çevremizden başlayarak bu halkayı genişleterek yaptığımız işlerden toplumsal değer yaratmayı önemsiyorum” diyor.
KONUŞULMASI GEREKEN KONU
Ünlü danışman Ichak Kalderon Adizes, “Kâr etmek nefes almak gibidir, nefes almadan yaşayamazsınız ama hayatın anlamı nefes almaktan daha fazlası olmalı” diyor. Polisan Holding CEO’su Mehmet Hacıkamiloğlu da üst düzey yöneticilerin şirketlere liderlik ederken Adizes’in dikkat çektiği “anlama” odaklanmaları gerektiğini savunuyor. “Liderlerin elde ettikleri finansal fayda, ancak ve ancak parçası oldukları topluma, çevreye sundukları katkı kadar anlam kazanır. Sosyal sorumluluk projesi geliştirmek, toplumsal fayda odaklı vakıflar kurmak, günümüz dünyasında bu amaca hizmet için kullanılacak iyi enstrümanlar. Aynı şekilde her bir çalışanın gelişimini sürekli desteklemek, bunu yaparken birer toplum gönüllüsü haline gelmesine yol ve kanal açmak da bir kelebek etkisi yaratabilir” diyor. Hacıkamiloğlu’na göre günümüz dünyasının sihirli kavramı sürdürülebilirlik. Büyümede sürdürülebilirlik, toplumsal faydada sürdürülebilirlik ve çevrede sürdürülebilirliğin yapılması en zor ama ideal olan olduğunu dile getiren yönetici, “Topluma ve dünyaya iyileştirici ve sürdürülebilir bir etki sağlamak istiyorsak yönetim kurumlarımızda bunları daha çok konuşmamız gerekiyor” diyor.
İŞ LİDERLERİNİN EN ZOR SINAVI BÜLENT ECZACIBAŞI ECZACIBAŞI HOLDİNG YÖNETİM KURULU BAŞKANI BAŞARISIZ KURULUŞLAR İş liderlerinin en önemli sorumluluğunun, başında bulunduğu kurumları iyi yönetmek olduğuna inanıyorum. İyi yönetilmeyen kuruluşlar ne ortaklarına ve çalışanlarına ne topluma veya ülke ekonomisine bir yarar sağlar. Başarısız kuruluşlar, ne yazık ki ülke kaynaklarını israf etmekten başka bir işe yaramaz. Bu sorumluluk çerçevesinde iş liderlerinin en zor sınavı para kazanmak değil, kendi bulduklarından daha ileri bir ülkeyi ve daha güzel bir dünyayı gelecek nesillere bırakmak. ÖNÜMÜZDEKİ EV ÖDEVİ Günümüz dünyasındaki önemli sorunların tümü, kuşkusuz iş insanlarını çok yakından ilgilendiriyor. Özel şirketler toplumsal düzenin kurucu unsurlarından biri olarak görülüyor ve sadece hissedarlarına karşı değil, tüm paydaşlarına karşı yükümlülükleri olduğu anlayışı yaygınlık kazanıyor. Bizi bekleyen en önemli küresel sorunların çözümü için şirketlerin sorumluluklarını görmezlikten gelemeyiz. Önümüzdeki ev ödevi belli: Şirketlerimizi yönlendiren temel amaçları, hemen kâr maksimizasyonu paradigmasının kalıpları dışına çıkarmak. “TOPLULUK STRATEJİMİZ” Paydaşlarımız için nasıl ve hangi hedefler doğrultusunda değer yaratacağımızı, ekonomik amacımızla uyum içinde belirlemeli ve tüm stratejilerimizi buna göre tasarlamalıyız. Hem de hiç vakit kaybetmeden… Aksi halde yakın bir gelecekte kaynak sağlamak için başvurduğumuz finans kurumlarının kapısından giremeyeceğimiz gibi işe almak istediğimiz yetenekli gençler kurumlarımızı tercih etmeyecek, ürünlerimizi satmak için müşteri de bulamayacağız. Eczacıbaşı Topluluğu’nun stratejisini ise kurucumuz Nejat Eczacıbaşı’nın bundan 50 yıl kadar önce girişimcilik anlayışını ifade ettiği ve paydaş kapitalizminin özünü ortaya koyduğu, “Özel girişimde gerçek ölçü, toplumun varlığını artırmaktaki başarı düzeyidir” cümlesi özetliyor. |
“BÖLGESEL KALKINMAYA KATKI SAĞLIYORUZ” FUAT TOSYALI TOSYALI HOLDİNG YÖNETİM KURULU BAŞKANI “HERKESE GÖREV DÜŞÜYOR” Dünya özellikle son 10 yıldır büyük bir dönüşümden geçiyor. İklim krizi ve küresel ısınma başta olmak üzere birçok küresel sorun var ve bunlar doğrudan hayatımıza etki ediyor. Bu sorunların çözümü için bireylerden kurumlara, devletlerden şirketlere kadar herkese görev düşüyor. Dünyanın temel meselelerine, toplumun sıkıntılarına sırt çevirip bir şirketin tamamen kârına odaklanması bu yeni dünya düzeninde artık mümkün değil. “YENİ BİR DÜNYA İNŞA ETMELİYİZ” Bir şirketin temel hedefi, tüm paydaşları için fayda yaratmak olmalı. Merkezinde sürdürülebilirliğin olduğu yeni bir dünya inşa etmeliyiz. Çevreyle, toplumla ve tüm canlılarla uyumlu, sürdürülebilir bir yaşam ve buna uygun bir ekonomi ancak şirketlerin fayda odaklı bir yaklaşıma sahip olmasıyla mümkün. Biz holding olarak sadece Türkiye’nin değil dünyanın sayılı demir çelik şirketlerinden biriyiz. Üç kıtada iş yapıyoruz. Birçok ülkede binlerce paydaşımız var. “5 YILLIK GÜNDEM MADDEMİZ” Bulunduğumuz tüm coğrafyalarda mutlaka toplumsal hayata değer katacak sosyal projeleri önceliklendiriyor ve bu projelerin, eserlerin hayata geçmesi için tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz. Okullar, sağlık kurumları ve daha birçok eserin topluma kazandırılması için çalışıyoruz. Ülkemizde ve yurt dışında faaliyette bulunduğumuz ülkelerde sadece kendi işimizi yaparız demiyor; organize sanayi ve endüstri bölgelerine öncülük ederek kümelenme modeliyle yerel ve bölgesel kalkınmaya da katkı sağlıyoruz. Uzun süredir ana gündem maddemiz sürdürebilirlik ve önümüzdeki 5 yılda da böyle olacak. |
“SEZGİSEL LİDERLİK YAPMAYI ÖNEMLİ BULUYORUM” ZEYNEP BODUR OKYAY KALE GRUBU YÖNETİM KURULU BAŞKANI VE CEO’SU KRİTİK KARARLAR Küresel sorunlarla boğuştuğumuz, yoğun bir rekabet ortamında faaliyet gösterdiğimiz böylesi bir dönemde, ben bir iş liderinin en güçlü yönlerinden birinin sezgileri olduğuna inanıyorum. Önümüzde günlük kararların yanı sıra sahip çıkacağımız yeni konular, önemli yatırımlar veya dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek için yakalamamız gereken fırsatlar gibi kritik kararlar da bulunuyor. Her ne kadar gerçeklerin, verilerin ve mantıksal analizin ağır bastığı bir dönemde yaşıyor olsak da sezgilerimiz bize yol göstermeli. Sezgilerini yönetim ve karar verme sürecine entegre eden liderler, yüksek riskli durumlarda bile iç huzuru yaşar. Bu noktada şahsen sezgisel liderlik yapmayı da önemli buluyorum. ETKİ ODAKLI PROJELER Biz Anadolu’nun küçük bir kasabasında temelleri atılan, bugün faaliyetleri tüm Türkiye ve dünyaya yayılan bir grup olarak 66 yıllık geçmişimiz boyunca ekonomik katma değer yaratırken tüm faaliyetlerimizde insanı önceliklendirdik. Doğduğumuz ve doyduğumuz topraklara geri kazandırmayı hep temel ilke olarak benimsedik. Buradan aldığımız ilham ve güçle bundan sonrası için de yine insan ve etki odaklı projeler geliştirmeye yöneliyoruz. Bu yaklaşımı, iş modelimize de entegre etmeye çalışıyoruz. Kale Grubu’nu, sürdürülebilirlik ve etki yatırımını, tüm iş modelinin temeli yapmış, her faaliyetiyle toplumda pozitif etki yaratan küresel ölçekte bir grup haline getirmeyi hedefliyoruz. |
“EN ÖNEMLİ SORUMLULUK DEĞİŞİMİN ETKİLERİNİ İYİ ANLAMAK” FEYHAN YAŞAR YAŞAR HOLDİNG YÖNETİM KURULU BAŞKANI “ÇÖZÜM ÜRETMEK ZORUNDAYIZ” Dünya hızlı bir değişim süreci içinde. Liderlerin en önemli sorumluluğunun bu değişimlerin etkilerini iyi anlamak, iyi anlatmak ve iyi yönetmek olduğunu düşünüyorum. Bugünün sorunlarına çözüm bulurken gelecek için de bugünden çözümler üretmek zorundayız ve bunu ancak hep birlikte başarabiliriz. Hepimizin ortak hedefi, iyi bir gelecek için çalışmak, üretmek, toplumu geliştirmek ve geleceğin güçlü toplumuna giden adımları atmak. İş liderleri olarak operasyonlarımız farklı olsa da son dönemdeki gündemlerimiz aynı. YATIRIM ALANLARI Hepimiz ortak geleceğimiz için kalıcı değerler üretmenin, toplumsal refahı artırmanın ve gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmanın öneminin farkındayız. Dünya için kritik öneme sahip enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji, yine hepimizin gündeminde olan konular, biz de bu alanlarda yatırımlarımıza devam ediyoruz. Dijital alt yapının ve büyük verinin etkin yönetimiyle veriden yeni değerler üretilmesi de önceliğimiz. İnsan kaynağına yatırımın da iyi bir liderin hedeflerinin arasında hatta ön sıralarda olması gerektiğine inanıyorum. |
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?