Patronların dikkat reçetesi

Piyasaların aşırı volatil olduğu bu dönemde her patronun kendine özgü bir dikkat reçetesi var.

1.02.2014 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Patronların dikkat reçetesi
İş dünyası, 17 Aralık’ın ardından temkinli tavrını sürdürüyor. Yine de yeni dönemde bazı konulara dikkat edilmesi gerektiği konusunda da hemfikirler. Her patronun yeni döneme ilişkin “dikkat reçetesi” farklı. Örneğin Ali Ülker, maliyet kontrolü ve likiditeye, Sani Şener borçlanmaya, Mustafa Boydak ise nakit akışına dikkat etmek gerektiğini düşünüyor. Borç oranının cironun yüzde 20’sini geçmemesi, panik yapmamak, çalışanların moralini bozmamak da patronların dikkat ettiği diğer maddeler arasında. Farklı senaryolara göre risklerini belirleyip aksiyon planlarını hazırlayan patronların gündeminde B planı yapmak da var.

İnsanlarının 17 Aralık krizinden sonra dikkat ettikleri konular ise farklılık içeriyor. Kısacası patronların bu dönemde zor duruma düşmemek için tavsiye ettikleri “dikkat reçeteleri” oldukça çeşitli... Banka kredilerinin vadesi, risklerin tespiti, borç ve stok oranı, satış ve kârlılık rakamları reçetelerdeki en önemli kalemler arasında yer alıyor.

ÇOK SENARYOLU DÖNEM
Ünlü yönetim uzmanı Peter Drucker’a göre kriz dönemlerinde risk yönetimi yapıp farklı senaryolara göre stratejiler hazırlamak gerekiyor. Stratejik planlamanın önemine her fırsatta değinen Drucker, stratejinin “Belirsiz bir yarın için bugün ne yapmalıyız” sorusuna cevap verme işi olduğunu belirtiyor. Patronların da bu dönemde en çok dikkat ettiği konuların başında “riskler” geliyor. Politik, ekonomik ve sosyal riskleri belirleyip buna göre senaryo hazırlamaya dikkat ediyorlar. Kötü günler için B ve C planları hazırlayıp, kasada bir miktar nakit tutmaya da özen gösteriyorlar.

Daikin CEO’su Hasan Önder de son dönemde en çok riskleri belirlemeye ve bunlara göre senaryolar üretmeye dikkat ettiğini söylüyor. 2014’ün kolay bir yıl olmayacağını söyleyen Önder, şirketlerin tedbirli olması gerektiğinin altını çiziyor. “Şirketler 2014’e daha dikkatli yönetilmesi gereken bir yıl olarak başladı” diyen Önder’e göre bu dönemde farklı risk faktörlerini belirleyip bunlara uygun tedbirler geliştirmek şart.

Özyeğin Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim üyelerinden Yrd. Doç. Dr. Remzi Gözübüyük de belirsizliğin yüksek olduğu dönemlerde büyük şirketlerin riskler çerçevesinde senaryo planlamaya odaklandığını belirtiyor.~
Gözübüyük, “Dünyanın önde gelen pek çok şirketi senaryo planlama yöntemini kullanıyor. Bu teknik çerçevesinde tanımladıkları ‘uyarı işaretlerini’ düzenli takip ediyorlar” diyor. Yard. Doç. Dr. Mehmet Erdem Genç de yaklaşan bir krize senaryo planlamasıyla hazırlanmanın kriz sırasında şirketler için önemli avantajlar sağladığını söylüyor.

NAKİT AKIŞINA DİKKAT
Patronların bu dönemde en çok dikkat ettiği konulardan biri de hiç şüphesiz Mustafa Boydak’ın da belirttiği gibi nakit akışı... MV Holding Başkan Yardımcısı ve THY Yönetim Kurulu Üyesi Muzaffer Akpınar da son 10 yılda yaşanan sermaye bolluğunun sonuna gelindiğini belirtiyor ve büyük harflerle “Nakit akışına dikkat” diyor.

Akpınar, nakit akışı yetersizliğinden dolayı şirketlerin büyük bir krize sürüklenebileceğini de söylüyor. Yıldız Holding Başkan Yardımcısı Ali Ülker de son dönemde kârlılıktan ziyade nakit akışına dikkat ediyor. Ülker, “Enflasyonla beraber piyasalarda bir yavaşlama olabilir. Bu dönemde kârlılıktan çok nakit akışı daha önemli hale geldi” diyor.

Ülker’in nakit akışını verimli yönetmek için reçetesi ise satışı canlı tutmak. Bunun için satışı artırıcı kampanya ve promosyonlardan yararlanmayı öneriyor. “Maliyetleri artırmadan satış destekleri sağlamak başarı getirir” diyen Ülker, perakende şirketlerinde servis kalitesine, rafları dolu tutmaya, müşteriye daha iyi hizmet vermeye, stok seviyesini düzgün tutmaya dikkat ettiklerini söylüyor.

İnanlar İnşaat’ın yönetim kurulu başkanı Serdar İnan da yeni dönemde nakit akışına özen gösterdiklerini söylüyor. İnan, “Nakit akışı bozulan şirketler itibar kaybına uğrar ve kredibilitesi ciddi anlamda bozulur” diyor. İnan’ın nakit akışı sıkıntısı yaşamamak için reçetesi ise basit: “Mutlaka fon akışı tablosu yapın. Hedeflediğiniz gelirler gelmezse B planı yapın ve kasada kötü günler için yeterli miktarda nakit bulundurun.” Dumankaya İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Dumankaya da “Çok kârlı olup da nakit akışını yönetemeyip batan birçok şirket var” diye konuşuyor.~
MALİYET KONTROLÜ KRİTİK
Son 10 yıldır düşük kura göre stratejilerini oluşturan şirketlerin önümüzdeki dönemde en önemli problemlerinin başında maliyet geliyor. 10 yıldır devam eden düşük kur trendinin değişecek olması yüksek kur, yüksek faiz dönemine girilmesi patronları da maliyetler konusunda daha dikkatli davranmaya zorluyor.

Starpet Yönetim Kurulu Başkanı Murat Okalın, “İçinde bulunduğumuz dönemde en çok döviz kuruna ve faiz oranına dikkat ediyoruz” diye konuşuyor. Oka-lın, önümüzdeki dönemde faiz oranlarının artacağı, bunun da şirketler için dikkat edilmesi gereken önemli bir risk kalemi oluşturduğu kanısında.

Türkiye’deki şirketlerin borçtan değil nakit akışını iyi yönetemediklerinden battıklarını söyleyen İHKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi de bundan dolayı maliyet kalemlerine dikkat edilmesini gerektiğini belirtiyor. Tanrıverdi, “Şirketlerin içinde bulunduğumuz dönemde talepte daralma, girdi maliyetlerinin yükselmesi ve kur istikrarsızlıklarına karşı önlemler alması gerekiyor” diye konuşuyor.

Borçlanma maliyetlerini düşürme ve daha az borçlanma da patronların en çok dikkat ettiği konular arasında... Sun Grup Yönetim Kurulu Başkanı Sabri Ünlütürk’ün dikkat reçetesinde borçluluk oranının cironun yüzde 20’sini geçmemesi hedefi bulunuyor. Ünlütürk, “İşletme sermayesi ihtiyacını minimumda tutabilmek için stok yönetimine dikkat ediyorum” diyor.

Etsun Genel Müdürü Adalet İnanç da borçlanma maliyetinin önemli olduğunu söylüyor. Borçlanma maliyeti konusunda şirketlere uzun vadeli kredi temin etmelerini öneriyor ve ekliyor: “Şirketlerin kredi kullanmaları gerekiyorsa riskten korunmak için mümkün olduğunca faiz oranları belli, uzun vadeli kredi temin etmeye dikkat etsinler.”

İHRACAT ODAK OLMALI
Yeni dönemde herkes yurtdışı yatırımların seyrinin öneminin de farkında. Özellikle kurdaki yukarı yönlü gidiş nedeniyle ihracattaki potansiyeli iyi değerlendirmenin önemi üzerinde duruluyor. Gıdada önemli oranda yurtdışına ihracat yapan Sunar Grubu da bu şirketlerden biri.~
Sunar Grup Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Çomu, “İçinde bulunduğumuz dönemde ihracat odaklı firma konumunda olmak ve çalışmak büyük önem taşıyor” diyor. Bu nedenle son dönemde en fazla konsantrasyonu ihracat operasyonlarına ve bunların verimliliğine verdiklerini söylüyor.

Çomu, dövizin çok dalgalandığı dönemlerde, riski dağıtmanın daha fazla önem kazındığını da sözlerine ekliyor. Bu konuda kendi dikkat reçetesini ise şöyle aktarıyor: “İhracat odaklı şirketlerin bile Türk lirası ve döviz ile borçlanmalarında, satışlarında daha fazla dikkatli olması gerekir. Sonuçta Türkiye piyasa koşullarında yaşıyoruz. Sadece dövizle alım-satım yapılıyor olunsa bile şirketler risk alıyor. Dövizin düştüğü dönemlerde satış yapıp dövizin yükseldiği dönemlerde alım pozisyonunda olmak bile riskli. ”

Ali Ülker de bu dönemde dikkat ettikleri konular arasında yurtdışı yatırımlarının olduğunu söylüyor. Ülker, “Türkiye’deki dalgalanmalardan çok etkilensek bile yurtdışı yatırımlara ağırlık verdiğimiz için grubumuz
riskli dönemlerde dahi denge içinde kalabiliyor” diye konuşuyor.

MORALİ YÜKSEK TUTMAK
Patron ve CEO’ların bu dönemde dikkat ettiği konulardan bir diğeri de panik olmadan şirket içi motivasyonu yüksek tutmak. Vodafone Türkiye CEO’su Gökhan Öğüt de bu dönemde en çok panik havası yaratmamaya ve şirket içinde ani değişiklikler yapmamaya dikkat ettiğini söylüyor. Öğüt, “Makro ekonomik olaylar karşısında panik olup stratejide çok ani değişiklikler yapmamak lazım” diyor ve ekliyor: “Şirketler, krize giriyoruz diye stratejik planlarından şaşmasın. Kısa dönemde panikle yapacakları hareketler uzun dönemde onlara zarar verir.”

Ode Yalıtım’nın patronu Orhan Turan da riskli dönemlerde kurum için motivasyona dikkat edenlerden. Turan, “Bu dönemde şirketlerin en çok risk yönetimine, moral ve motivasyona, nakit akışına dikkat etmesi gerektiğini düşünüyorum” diyor. Satışlarda tahsilatın da iyi yönetilmesi gerektiğini belirtiyor.

Index Grup CEO’su Erol Bilecik de bu dönemde özel sektördeki birçok kişiden farklı olarak şirket içi motivasyona dikkat ettiğini söylüyor ve ekliyor: “Piyasaların kriz yaşadığı dönemlerde yüksek motivasyon taşıyabilen şirketler kalabalıkların arasından daha rahat sıyrılabiliyor.”~

Human Group Genel Müdürü Gaye Özcan da zor dönemlerde şirketlerin çalışanlarıyla iletişime ve kurum içi motivasyona daha çok dikkat etmesi gerektiği düşüncesinde. Özcan, krizde motivasyonun önemini şöyle anlatıyor: “Şirketin içinde bulunduğu durum her zaman çalışanlarla paylaşılmalı. Çalışanlar kriz gibi olağanüstü durumlarda işimi kaybeder miyim endişesine değil, şirkete nasıl değer katarım konusuna odaklanmalı. Motivasyon üst düzeyde tutulmalı.”

ALİ ÜLKER / YILDIZ HOLDİNG BŞK. YRD.

"MALİYET KONTROLÜ YAPIN"
MALİYET BASKISI

Perakende sektöründe tüketiciler, fiyat geçişlerini kolay kabul etmiyor. Maliyetlerin artmasına karşın önümüzdeki dönemde fiyatları artırmak kolay olmayacak. Maliyet baskısı daha da artacak.

KONTROL ÖN PLANDA
Marjlar baskı altına girdiğinde şirketler daha zorlanacak. Kârlılığı idare ettirebilmek kolay olmayacak. Bunun için de kontrol ön plana çıkacak. Maliyetlerin kontrolü konusunda hassasiyet göstermek gerekiyor.

VERİMLİLİK ÖNEMLİ
Makro ekonomik risklerle birlikte tüm dünyada hammadde fiyatları artış gösteriyor. Türkiye'nin de önünde ciddi kuraklık riski oluşmaya başladı. Bazı tarım ürünlerinin fiyatları artış gösterdi. Bu konuda dikkatli olmak lazım. Risklerin arttığı bu dönemde kaynakları mümkün olduğu kadar verimli kullanmak gerekiyor.

LİKİDİTEYE DİKKAT!
Şirketler, bu dönemde gereksiz yatırımlardan kaçınıp likitte durmaya çalışsın. Bazı yatırımlar ertelenebilir. Pazarın büyümesine paralel büyümeye gitmekte fayda var. Firmalar eğer çok cazip ve hızlı büyüyen bir alanda değillerse biraz tedbirli olmalarında fayda var.~

SANİ ŞENER / TAV CEO’SU
"KÖTÜ BORÇ ŞİRKET BATIRIR"
İYİ-KÖTÜ KOLESTEROL

Şirketler borçtan batar. Ancak iyi borç değil kötü borç şirketleri batırır. Borçluluk kolesterole benzer. Tıpta iyi kolesterol, kötü kolesterol olduğu gibi ticarette de iyi borç, kötü borç vardır.

ANA İŞE ODAKLANIN
Kötü borç, bir proje için kullanılmayan ana işinizle alakası olmayan işlere harcanan borçtur. Şirketlerin ana işleriyle alakası olmayan borçlanmadan kaçınması gerekir. Bunun için her zaman ana işinize odaklanın.

NAKİT AKIŞI
Kriz döneminde nakit akışını iyi yönetmek çok önemli. Nakit akışına dikkat ederken aynı zamanda operasyonunuzu da çok iyi yönetmelisiniz. Eğer bir şirketin nakit akışı çok iyi ancak kârı yoksa operasyonunuzu değiştirmenizi öneririm.

FİNANSÇIYI DEĞİŞTİRİN
Kârlıysanız ancak naktiniz yoksa o zaman finansçınızı değiştirmeniz gerekir. Kriz dönemlerinde operasyonel ve finansal raporları aynı anda okuyup gerekli tedbirleri alabilen şirketler her zaman ayakta kalır.

GELİR VE GİDER KONTROLÜ
Her şirketin alacağı tedbir kendi finansal, operasyonel raporlarına göre değişir. Şirketlerin finans kalemlerine ve operasyonlarına çok hakim olup gelir ve gider merkezlerini çok iyi yönetmeleri gerekir.

EROL BİLECİK / INDEX GRUP CEO
“KRİZİ FIRSATA ÇEVİRMELİ"
“ÇEVİKLİĞE BAKIYORUM”

İçinde bulunduğumuz dönem itibarıyla bana göre dikkat edilmesi gereken en önemli konu, şirketlerin çevikliklerini korumaları ve artırmalarıdır. Şirketlerin çevik olması hem bilanço hem de iş faaliyetleri açısından ele alınmalı.~

AVANTAJ SAĞLAMAK
Kârlılıklarını artıran, sürekli verimlilik analizi yapan, satışlarıyla orantılı bir şekilde düşük ürün stokları taşıyan, masraf yapılarının ve borç stoklarının da düşük yüzdelerle gerçekleşmesini başaran şirketler bu dönemden avantajlı bile çıkabilir.

YÖNETİCİNİN BAŞARISI
 Kriz döneminde şirketlerin yöneticilerine daha fazla sorumluluk düşecek. Özellikle yöneticiler, "Kriz aynı zamanda fırsattır” anlayışıyla çalışırsa şirketlerini avantajlı duruma geçirebilirler.

HANTALLAŞMAYIN
Kriz döneminde işlerini istikrarla sürdüren şirketler avantajlı konuma gelecek. Özellikle orta ve küçük ölçekli şirketler, asla hantal bir yapı içinde olmamalı. Bunun için de şirket içinde alınacak kararların ertelenmemesi, herhangi bir gecikmeye uğramaması sağlanmalı.

ŞENOL ŞANKAYA / YEŞİM TEKSTİL CEO’SU
“ACIK POZİSYONA DİKKAT"
GÜNLÜK BAZDA TAKİP

Bu dönemde şirketler öncelikle bütçe konusuna daha fazla odaklanarak gelir ve giderlerini aylık bazda sorgulamalı. Yıllık nakit akışını haftalık bazda yaparak yönetmeliler, Şirketin gelir-gider pozisyonuna göre bunu günlük baza da indirip takip etmeliler.

RİSK TAKİBİ
Bu dönem politik riskler de söz konusu olduğu İçin bu risklerin iyi analiz edilip firmaların buna göre kendilerini konumlandırması gerekiyor. Öte yandan bu dönemde kâra da dikkat etmek gerekiyor, Ciroda kayıp olmamasına ve giderlerin bütçeye göre olumsuz yönde sapmamasına da özen göstermek şart. Her yıl yönetilebilir bir büyüme hedeflenmeli.~

GELİR-GİDER HESABI
Bütçenin gelir ve gider ayaklarını da ilgili para cinsleriyle yapmak önemli, Hangi para cinsine karşı şirketin açık pozisyonu varsa bu açıklardan doğacak zararları engellemek için önlemler alınması gerekiyor.


Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz