"5 yılda ciroyu 2'ye katlarız"

Namet Yönetim Kurulu Başkanı Tarık Kayar ile et sektöründe kendilerine liderliği getiren yolculuklarını ve bundan sonraki yol haritalarını konuştuk.

31.07.2017 12:47:000
Paylaş Tweet Paylaş
"5 yılda ciroyu 2'ye katlarız"

Nilüfer Gözütok Ünal

[email protected]

Beş kuşaktır et işiyle uğraşan Kayar Ailesi’nin markalaşma hikayesi ilk olarak 1992 yılında Aytaç’la başladı. Ancak deli dana krizi nedeniyle sektörün girdiği çıkmaz sonucu aile Aytaç’ı 1998’de Yimpaş Holding’e sattı. Bu satışa rağmen sektörle bağını hiç koparmayan Kayarlar, 2005 yılında 1929 kuruluşlu Namet’i satın aldı ve faaliyetlerini bu marka çatısı altında yürütmeye devam etti. Böylece ailenin sektördeki atılımı yeniden başladı. 2013 yılında Koç Holding’in Harranova’daki tesislerini, bir sonraki yıl da yine Koç Holding’e ait Maret’i satın almak da Namet’e ivme kazandırdı. Tüm bu alımlar şirketin konumunu çok daha güçlendirdi. Namet, bugün 1,5 milyar TL’lik cirosu, 2 bin çalışanı ve 50 bin ton et işleme kapasitesiyle sektörünün açık ara en büyük oyuncusu konumunda… Yüzde 5-6 oranında büyüyen pazarda yüzde 15-20 arasında büyüme temposuyla yol alan şirket, odaklı gitme stratejisine sadık kalmak niyetinde. Bugüne dek olduğu gibi bundan sonra da kırmızı et dışında hiçbir alana girmeden büyümeye devam edeceklerini belirten Namet Yönetim Kurulu Başkanı Tarık Kayar, şu anda gelecek 3-5 yılı satın alacak bir hazırlık döneminde olduklarını söylüyor. 2018’de hayata geçecek 50 milyon dolar yatırımı bedeli olan yeni bir tesis için çalıştıklarını anlatan Kayar, gelecek teknolojileriyle inşa edilen tesisin kendilerine yüzde 50 kapasite artışı sağlayacağını açıklıyor ve “5 yılda ciroyu da 2’ye katlayabiliriz” diyor. Namet Yönetim Kurulu Başkanı Tarık Kayar ile et sektöründe kendilerine liderliği getiren yolculuklarını ve bundan sonraki yol haritalarını konuştuk. 

  •  Kayar Ailesi olarak 4 nesildir et işi yapıyorsunuz. İlk günden bugüne sizi büyüten en kritik dönüm noktaları neler oldu?

 Biz sektöre hayvan yetiştiricisi olarak adım attık. Ben dördüncü kuşağım. Hayvan yetiştiriciliğinin ardından toptan et ticareti geldi. Daha sonra işi orta ölçekli sanayi boyutuna taşıdık ve sonra da büyük ölçekli bir sanayi haline geldik. Aytaç ortaklığı ilk önemli dönüm noktamız. İkincisi 2005’te Namet’i satın almamız. 2010 yılında 68 milyon dolarlık yatırımla Çayırova Üretim Tesisleri’ni devreye aldık. 7-8 yıldır teknolojik olarak tesise yatırımlarımız devam ediyor. 2013 yılında Koç Holding’in Harranova’daki tesislerini satın almak büyümemize yeni bir ivme kazandırdı. 2014 yılında da Maret’i aldık. Tüm bunların yanında bizi büyüten entegrasyon oldu. “Tarladan çatala” modelini 10 yıldan beri projelendiriyorduk ve 2-3 yıl önce tamamladık. Hammaddeyi Şanlıurfa’daki çiftliklerimizde kendimiz üretiyoruz. Girdimizi üretiyor olmamız pazar lideri olmamızda etkili. Ürünlerimizi dışardan destek almadan geliştirip üretiyoruz. Yenilikçiliğe yatırım yapıyoruz. 

  •  Sektörde liderliği ilk ne zaman aldınız? 

 Tüm liderliği almamız kademeli olarak gerçekleşti. Toptan karkas ette 30-40 yıldır lideriz. Sanayileşmiş ette 20 yıllık bir liderliğimiz var. Şarküteri ve diğer paketlenmiş ürünlerde de 2013 yılından itibaren pazar lideriyiz. Et, tabaklı et, döner, şarküteri ürünleri olmak üzere geniş bir ürün kategorimiz var. Sadece perakendeye değil ev dışı tüketime de hizmet ediyoruz, bütün kanallarda varız ve hepsinde de pazar lideriyiz. 

  •  Namet dediğimizde ne kadarlık bir cirodan, çalışan sayısından ve üretimden bahsediyoruz? 

 2016 yılını 1,5 milyar TL’lik ciro ile kapattık. 2 bin çalışanımız var. Yıllık 50 bin ton kırmızı et işliyoruz.

  • Sektörde nasıl bir rekabet var? 

 Sektörde canlı hayvan üretiminden şarküteriye uzanan bir entegrasyonda çalışıp, perakendenin yanı sıra “horeca” dediğimiz, otel, restoran ve kafelere de dağıtım yapan bizden başka oyuncu yok. Sadece et işi yapan ya da şarküteri üretimi yapanlarla birlikte pazarda toplam 10-15 oyuncu var. 

  • Pazarın büyüklüğü ne kadar?

 Nielsen raporlarına göre şarküteri pazarının büyüklüğü 77 bin 619 ton. Parasal hacmi 2 milyar TL. Kırmızı et pazarı ise tam ölçülemiyor. En son TÜİK verilerine göre kapasite 1 milyon 173 bin ton. Kişi başına kırmızı et tüketimi de 14 kilogram. Gelişmiş ülkelerde kişi başı tüketim 25-35 kilo arası. ABD’de ise kişi başı 40 kilogramın üzerinde bir tüketim var. Pazarın büyüme hızı son birkaç yılda yüzde 5-6’lık bir tempoda. 

  • Kişi başı tüketimin ideal seviyeye ulaşması için pazarın yüzde kaç düzeyinde büyümesi gerekiyor?

 Pazarı en az yıllık yüzde 10 seviyesinde büyütmemiz gerekiyor. Bakanlığımız gerek ırk ıslahı gerek hammadde tedariği konularında gayet iyi çalışıyor. Bunun meyvelerini 2018-2019’da yiyeceğiz. Fiyatlar son 2 yıldır enflasyon endeksli gidiyor. Daha önce çok inişli çıkışlıydı. Pazarı büyütmek için müşteri talebini karşılayacak, değişen tüketici taleplerine yanıt verecek yeni ürünlere odaklanmalıyız. 

  •  Tüketim alışkanlıkları nasıl değişiyor? 

 Yeni ürünler tercih ediliyor. Gramajlar düşüyor. Tek tüketimlik aç- kapa ürünlere yöneliş var. 60 gramlık bir ürünü iki üç kişilik bir aile tek seferde tüketebiliyor. 250 gram ürün almak isteyen bu ürünlerden 4 paket alıyor, porsiyon kontrolü sağlıyor. 60 gramlık ürünlerin satışları tüm blok ürünlerin satışlarının önüne geçti. 

  •  Son bir yılda kaç yeni kategoriye giriş yaptınız? 

 7-8 yeni kategoriye giriş yaptık. 

  •  Yenilikçi ürünlerin ciroya katkısı ne oldu? 

 Net bir oran veremiyorum ürün gamına göre ve pazarın talebine göre değişiyor. 

  •  Süt ve süt ürünleri gibi yeni alanlara girmeyi düşünmüyor musunuz? 

 Yok. Kırmızı et haricinde yeni alanlara girmeyi düşünmüyoruz. Biz buradaki durumumuzu hafifletmek istemiyoruz. Beyaz ete de girmedik. 

  •  Beyaz et sektörü şu anda satın almalar açısından hareketli… Orada fırsat var mı? 

 Bayağı fırsat var. Buna rağmen kesinlikle girmeyi düşünmüyoruz. Bizim uzmanlık alanımız kırmızı et, bunu geliştirmek, sanayileştirmek, markalaştırmak ve pazara yeni ürün sunmak istiyoruz. Etle ilgili Osmanlı’dan da Kafkas Türkleri’nden de kalsa yapılacak her şeyi ambalajda taze olarak yapmak niyetindeyiz. 

  •  Beyaz ette “Bizi alın ya da ortak olalım” şeklinde teklifler aldınız mı ya da alıyor musunuz? 

 Tabii ki geldiler ama değerlendirmeye bile almadık. Bize teklif gelmesinin önünü kestik. 

  •  Geçtiğimiz yıl yüzde kaç büyüdünüz? 

 Yüzde 20 oranında büyüdük. 

  •  Bu beklediğiniz, planladığınız bir oran mıydı? 

 Yüzde 12’lik büyüme planlamıştık. Beklentilerimizin üzerinde büyüdük. 

  •  Herkesin zorlandığı bir yılda bu büyümeyi ne sağladı? 

 Arz talep etkili oldu. Bu durum Türkiye’nin durumunun iyi olduğu anlamına geliyor. Tüketici de bilinçleniyor. 

  •  Bu yıl için büyüme hedefiniz nedir? 

 Yüzde 15. Geride bıraktığımız birkaç ayda ise bu oranın üzerinde büyüme yakaladık. 

 Pazar yine yüzde 5 büyür mü? n Son 5 yıldır pazarın büyümesi yüzde 5-7 arasında. Fiyat istikrarının devam etmesi bir avantaj. Örneğin ete yüzde 50 zam gelseydi eskiden olduğu gibi tüketim miktarı düşecekti ve pazar küçülecekti. Fiyat istikrarı devam ettiği için şu an için küçülme yok, ortalama yüzde 6 düzeyinde büyüme devam ediyor. 

 Geçtiğimiz yıl ne kadarlık bir yatırım yaptınız? Yatırımın adresi ne oldu? 

 Geçtiğimiz yıl 30 milyon dolarlık yatırım yaptık. Yatırımın adresi kapasite artırımı, teknoloji yenileme oldu. l Bu yıl yatırım ajandanızda neler var? n Bu yıl yeni bir tesis kuruyoruz. 2018’de hayata geçecek. Yatırım miktarı 50 milyon dolar. 

  • Bu yatırım kapasitenizi ne kadar artıracak?

 Yüzde 50 gibi kapasite artırımı sağlayacak. Biz gelecek 3-5 yılı satın alacak bir altyapı kuruyoruz. Şu an yüzde 100 kapasiteyle çalıştığımız için tıkanmış vaziyetteyiz, büyümeyi karşılamak için altyapı gerekiyor. Bunu da gelecek teknolojilerini kullanarak inşa ediyoruz. 

  •  Satışlarınızın yüzde kaçı ev dışı tüketimden yüzde kaçı perakendeden geliyor? 

 Satışlarımızın yüzde 60’ı perakende yüzde 40’ı ev dışı tüketim. Bu oranı da koruyacağız.

  •  2013 yılında Investcorp ile ortaklık yaptınız. Bu ortaklık yapısında herhangi bir değişiklik oldu mu? 

 İlk olarak yüzde 34’lük bir hisse almışlardı. Sonra bir yüzde 4 daha hisse aldılar ve ortaklık payları yüzde 38 oldu. l Ortaklığın gerçekleştiği dönemde beklentilerinizi açıklarken özellikle yurt içinde ve yurt dışında büyüme hedeflediğinizi söylemiştiniz. Beklentileriniz gerçekleşti mi? n Gerçekleşti. Amacımız ek yatırımların yapılması, entegrasyonun gerçekleştirilmesi ve büyümekti. Bunlar oldu… 

  •  Yurt dışına yönelik büyüme hedefleriniz gerçekleşti mi? 

 Et ve sütte Türkiye’nin Avrupa ülkelerine ihracatı yasak. Biz Körfez ülkelerine ve Türk Cumhuriyetleri’ne ihracat yapabiliyoruz. Kıbrıs’ta bayimiz var. Dubai, Abu Dabi, Suudi Arabistan’da çalışmalarımız var, belge almaya çalışıyoruz. Körfez ülkelerini büyüteceğiz. 

  •  Investcorp’un hisse oranlarını daha da artırma gibi bir talebi var mı?

 Var ama bizim için şu an ihtiyaç yok. Şirket kendi ivmesiyle büyüyor.

  •  En son Maret’i satın aldınız. Gündeminizde yeni satın almalar var mı? 

 Yeni satın almalar yok, mevcudu büyüteceğiz. l Teklifler var mı? n Tabii ki var ama değerlendirmiyoruz. Bize her dönem böyle teklifler geliyor, teklifleri incelemiyoruz. 

  •  Gelecek 5-10 yılda şirketinizi nereye taşımayı hedefliyorsunuz? 

 Şu anki 50 bin başlık hayvan kapasitemizle Türkiye’nin en büyük kapasitesine sahibiz. Aynı zamanda Ortadoğu ve Körfez’in de en büyük kapasitesi bizde. Türkiye’de en yakın rakibimizin kapasitesi 15 bin. Kapasiteye endeksli üretim yapıyoruz. 4 yıl önce hedefimiz kapasitemizi 17 binden 50 bine çıkarmaktı, onu yakaladık. Şimdi 70-80 bine çıkarmayı hedefliyoruz. 5 yılda ciroyu da 2’ye katlayabiliriz. Cironun 2’ye katlanması kapasitenin de katlanması anlamına geliyor. 

  •  Yurt dışına ilişkin gelecek planlarınız neler? Yurt dışında tesis ya da şirket açmayı düşünüyor musunuz? 

 Suudi Arabistan’da pazar var, oraya ileride bir tesis yapabiliriz. Körfez’de bir noktada üretim yapabiliriz, onun konuşmalarını yapıyoruz henüz. Ancak Türkiye’de daha çok iş var.


“GİZLİ AR-GE DEPARTMANIMIZ VAR” “
YENİ KATEGORİLERE GİRECEĞİZ” 
Bu yıl yeni kategorilere girme planımız var. Ancak henüz çalışmalar tamamlanmadan ve ürünler pazara çıkmadan isimleri vermiyoruz. Yeni ve sürpriz ürünlerimiz olacak. Bunlar şu anda çalışma arkadaşlarımın da bilgisi olmayan ürünler.
"SADAKAT YEMİNİ EDİYORLAR” Uzun süren ürün geliştirme çalışmalarında fikir çalma denen şeyler oluyor. Bu nedenle 2 tane Ar-Ge’miz var. Bir tanesi gizli bir departman olarak sadece yönetime bağlı olarak çalışıyor. Onlar sadakat yemini ediyor ve evde bile bu konulardan konuşmuyor.
“HAYATI KOLAYLAŞTIRACAĞIZ” Yeni gireceğimiz 4-5 kategoriyle birlikte çalışan kadınların hayatlarını kolaylaştıracağız. Bunlar taze gıda olacak. Biz kullandığımız ambalaj teknolojileriyle taze ürünün raf ömrünü uzatıyoruz. Yeniler arasında pişmiş ürünler de var ama donuk yok.



“MARET’TE GİDECEK ÇOK YOL VAR”
“ORGANİK BAĞ YOK”
Maret’i 2014 yılında aldık. Maret ve Namet markalarının birbiriyle organik bağı yok. Yönetim olarak şirket grubun içinde ama üretimden pazardaki raf yönetimine kadar tamamen iki ayrı rakip marka gibi görüyoruz.
“KAPASİTEYİ YÜZDE 100 ARTIRDIK” Maret, Türkiye’de en eski markalardan biri. Maret için çalışmalarımız devam ediyor. Maret’i aldıktan sonra kapasitesini yüzde 100 artırdık. Teknolojiyi yeniledik. Buranın standartlarına getirdik.
“PORTFÖYÜNÜ ZENGİNLEŞTİRDİK” 4-5 yeni ürün çıkararak portföyünü zenginleştirdik. Dilimli üründe yoktu dilimli ürüne girdi. Pratik küçük ambalajlı ürünler çıkardık. Daha gidilecek yolu var. Ürün gamını yenilikçi ürünlerle zenginleştirmeye devam edeceğiz. Dilimli paketli ürüne ağırlık vereceğiz. Yeni tesis yatırımımızın büyük bir parçası Maret üzerine…



KAYARLAR AİLESİ ET İŞİNDE NASIL BÜYÜDÜ?

  • Bu sektöre hayvan yetiştiricisi olarak girdik, sonra perakendeye yöneldik. 
  • Birinci dönüm noktamız Aytaç ortaklığı, ikincisi ise 2010’daki 68 milyon dolarlık yatırımımız oldu. 
  • Çayırova Üretim Tesisleri’nden sonra 7-8 yıldır teknolojik yatırımlarımız sürüyor.
  •  2013’te Koç’un Harranova’daki tesislerini alarak büyümemize ivme kazandırdık. 
  • 2014’te ise Maret’i aldık. Tüm bunların yanında bizi büyüten entegrasyon oldu. 
  • Toptan karkas ette 30-40 yıllık, sanayileşmiş ette ise 20 yıllık bir liderliğimiz var.
  •  Şarküteri ve diğer paketlenmiş ürünlerde de 2013 yılından itibaren pazar lideriyiz. 
  • 2016’yı yüzde 20 büyümeyle 1,5 milyar TL’lik ciroyla kapattık ve 2 bin çalışanımız var. 
  • 2017’de yüzde 15 büyümeyi hedefliyoruz. İlk 2 ayda ise bu oranın üzerine çıktık. 
  • 50 bin başlık hayvan kapasitemizle Ortadoğu ve Körfez’in en büyüğü biziz. 
  • Önümüzdeki 5 yılda ciroyu 2’ye katlayabiliriz. Cironun katlanması kapasitenin de katlanması demek.




“ETTE İSTİKRAR SÜT TÜKETİMİNE BAĞLI”
“İNEĞİN ANATOMİSİ İNSAN GİBİ”
Tarım Bakanlığı bilinçli çalışıyor. Sektörün büyümesi için hammadde lazım. Bizim hammadde tarıma dayalı. Bakanlık da teşviki tarım tarafına uyguladı, bizim sanayi üretimine değil. Hayvancılık olması için sütçülük olması lazım, sütçülüğün olması için süt tüketiminin olması lazım.
“TÜKETİM ÜÇÜNCÜ DÜNYA ÜLKESİNDEN AZ” Süt üreten bir tarım ülkesi olmamıza rağmen süt tüketimimiz üçüncü dünya ülkelerinden daha az. Süt fiyatı ile pet şişedeki su fiyatı birbirine yakın. Süt tüketimi fazla olursa dişi hayvan varlığı artacak, dişi artınca yavru olacak, yavru olursa et olacak. Büyükbaş hayvanlar çok doğurgan değil. Anatomileri insan gibi 9 ay 10 günde doğuruyorlar ve 2 yılda bir yavru yapabiliyorlar.
YENİ PROJELERİN ETKİSİ Dolayısıyla dişi hayvan varlığının çok olması, süt tüketiminin artması lazım. Ette istikrar süt tüketimine bağlı. Şu anda talep fazlası ürün olduğu için hayvan üretimi duruyor, bu da ete yansıyor. Bakanlık şimdi bunun üzerinde çalışıyor. Meralar açıyor mera teşvikleri yapıyor, hazine arazilerinde hayvansal teşvik veriyor. Bu 2-3 yıllık bir süreç, bugün yapması 2017’de fayda sağlaması anlamına gelmiyor. Bu yüzden 2-3 yıl sonrasını düşünmek lazım. Bu yeni projeler hayata geçirilirse ette istikrar olur.



“BEŞİNCİ KUŞAĞI YETİŞTİRİYORUZ”
 YÖNETİM DÖRDÜNCÜ KUŞAKTA
Namet’te aile üyesi olarak 6 kişiyiz. Beşinci kuşaktan 2, dördüncü kuşaktan 4 kişi şirkette çalışıyor. Yönetim dördüncü kuşakta. Üçüncü kuşak emekli oldu, şimdi onursal başkan konumunda. Beşinci kuşağı da yetiştiriyoruz.
YÜZDE 100 KURUMSALIZ” Kurumsallaşma çalışmalarımızı 2009 yılında tamamladık. Aile anayasamız var. Kurumsal yapımızı tamamlamamış olsaydık 2013’te yabancı ortaklık yapamazdık. Bizim şirketimiz bugün yüzde 100 kurumsal.



Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz