Caner Tunaman’la kariyer hayatında en fazla ses getiren işlerden biri olan Benckiser başarısını ve küçük bir şirketi bir dünya devi haline nasıl getirmeyi başardıklarını konuştuk.
YENİ SİSTEM DİNAMİZM GETİRDİ
Benckiser’de pek çok yeni sistem oluşturduk. Sigarayı 1 yasaklayan ilk
şirket olduk. Kravatı serbest bıraktık, isteyen taktı istemeyen takmadı.
Tüm sistemi oturtmamız 2-3 yılımızı aldı. Prim sisteminde de değişiklik
yaptık. Maaşın yüzde 70’ini prim olarak çalışanlara verme kararı aldık.
Burada şirket hedeflediği kârlılığa ulaştığında tüm çalışanlar yüzde 70
prim aldı. Bu sayede şirket içinde oluşabilecek pek çok yolsuzluğu da
önleme imkanımız oldu. Sonuçta çalışan herkesin amacı kârlılık oldu...
"İNSANA DOKUNMAYI SEVİYORUM"
Herkes bana ‘sen nesin’ diye soruyor. Ben iş adamıyım, dünya kurucusu,
Türkiye kurucusuyum, şirket ortağıyım, dünyadaki markalardan 2 tanesinin
mucidiyim. Ama en başında ben bir pazarlamacıyım. Başarımı da buna
borçluyum. Dünyaya bir kere daha gelsem yine pazarlamacı olurdum. Yalnız
pazarlama derken satış kısmından bahsetmiyorum. Ben insana dokunmayı
seviyorum. Sonuçta pazarlamacı serseridir, delidir, çok dikkatli kavga
eder, risk alır. Aynı zamanda romantiktir, arkadaştır, dosttur, iyi
müzisyendir, mavi ile kırmızı yan yana en iyi nerede bir araya gelir onu
bilir, fotoğrafçıdır, film çeker. İyi bir stratejisttir. Ancak bu
pazarlamacıların sayısı dünyada 10-15’i geçmez. Ben de onlardan biriyim
diyebilirim.