En Beğenilenlere giriş zorlaştı

Eğrioğlu ile araştırma sonuçları ve doğru İK politikaları üzerine konuştuk...

8.01.2018 11:52:000
Paylaş Tweet Paylaş
En Beğenilenlere giriş zorlaştı

Nil Dumansızoğlu

[email protected]

“En Beğenilen Şirket” unvanını almak uzun yıllar doğru bir stratejiyle çalışmak ve yoğun emek istiyor. Bu şirketlerin en belirgin özelliklerinden biri de İK politikalarını değişen dünyaya adapte edebilmesi. İş gücü piyasasının küresel seviyede tanımlanmaya başlandığının altını çizen Adecco Group Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Türkiye Bölge Başkanı , TİBET EĞRİOĞLU “Dijital teknolojilere yatırım yapan şirketler, iş yapış şekillerini daha etkin hale getirerek rekabette öne çıkıyor” diyor. Tüm bu eğilimleri doğru okuyarak yükselen “En Beğenilen” şirketlere çalışan ilgisi de artıyor. Şirketlerin işe giriş kriterleri sıkılaşıyor. Eğrioğlu, bu koşullar altında bu köklü şirketlere girişin daha da zorlaştığını sözlerine ekliyor.

Capital Dergisi’nin gelenekselleşen “En Beğenilen Şirketler” araştırmasının bu yıl ki sonuçları belli oldu. Koç Holding’in son üç yıldır zirveye oturduğu araştırmanın sonuçlarını değerlendiren Adecco Group Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Türkiye Bölge Başkanı Tibet Eğrioğlu, en beğenilen şirketlerinin en belirgin özelliklerini, “Kurum kültürlerine bağlılık, çalışanlarına sundukları eğitim ve gelişim fırsatları, başarı odaklı olup başarıyı paylaşmaları, kurum içi bağlılık ve çalışan mutluluğu” olarak sıralıyor. En çok beğenilen şirketler, çalışanlarına sadece bugünkü ihtiyaçları ve görevleriyle ilgili değil, gelecekleri için de birçok imkan sunuyor. “Bu şirketler çalışanlarını, adaletli bir kariyer patikası için gerekli eğitimleri ve tecrübeyi sağlayarak geleceğe hazırlıyorlar” diyen Eğrioğlu ile araştırma sonuçları ve doğru İK politikaları üzerine konuştuk: 

  • “En Beğenilen Şirketler” araştırmasından birinciliği alan Koç Holding, benzerlerinden hangi yönleriyle ayrışıyor?

 Ülkemiz ekonomisinin yaklaşık yüzde 18’ini temsil eden Koç Grubu’nun bu araştırmada birinci sırada yer almasını doğal karşılıyorum. Çalışanına değer veren, sürdürülebilir, kurum kültürüne ve evrensel değerlere sıkı sıkıya bağlı bir İK stratejisi mevcut. Başarılı İK yapılanmasıyla birçok önemli kurumunda da üst düzey görev yapan yöneticilerini kendi içinden yetiştirdiğini görüyoruz. Demografik dönüşüm, yakınsayan teknolojiler, global mobilite ve çeşitlilik trendlerini çok iyi yakalayan İK stratejilerini geliştirmekte başarılı bir kurum. Her çalışanının geleceğini ayrı ayrı düşünerek standart eğitimlere değil, alana ve ihtiyaca göre kariyer gelişim fırsatı sunmayı hedefleyen bir yaklaşımı benimsiyor. Üstelik son yıllarda teknolojinin İK stratejisinde önemi anlayarak farklı kuşaklardaki çalışanlarını uyumlamalarının, bu yıl da zirvede olmalarında önemli bir katkısı olduğuna inanıyorum. 

  • Listede ilk 5’te yer alan şirketleri değerlendirir misiniz?

 Arçelik ve Unilever, gerek şirket politikaları gerek İK politikalarıyla Türkiye’de en beğenilen şirketler arasında yer alıyor. Arçelik’in çalışanlarına sunduğu yan hakların, çalışan bağlılığını artırıp motivasyonu korumada önemli bir etken olduğunu söyleyebilirim. Garanti Bankası’nın ise uzun yıllardır en beğenilen şirketler arasında yer almasında büyük ölçüde başarılı çalışanlar yetiştiren İK politikalarının etkili olduğunu düşünüyorum. THY’nin yıllardır sürdürdüğü müşteri odaklı anlayış ve kendilerini sürekli gelişime adamaları bu sıralamaya girmelerini sağladı. Hem yurt içi hem de yurt dışı başarı öyküleri ve başarılı tanıtım faaliyetleriyle organizasyon olarak İK açısından önemli bir yetenek çekimine sahip. 

  •  En beğenilen şirket olma yolunda yapılması, izlenmesi gereken politikalar nedir? 

 En beğenilen şirket olmak elbette uzun yıllar çalışma ve emek istiyor. Şirketin arkasında istikrarlı bir strateji olmalı ve üst yönetim/ sermayedar buna inanmalı, mutlaka desteklemeli. Türkiye’deki ve dünyadaki en beğenilen şirketleri incelediğimizde, bu şirketlerin, piyasadaki yetenekli iş gücünü kendine çekebilme ve istihdam etme kapasitesi, yönetim ve liderlik kalitesi, şirketin içinde bulunduğu topluma ve çevreye karşı olan sosyal sorumluluğu gibi konularda başarılı olduklarını görüyoruz. Bu özelliklerinin yanı sıra yenilikçi yapılara, kaliteli ürün ve hizmetlere sahip olduklarını, kurumsal varlıklarını kârlı bir şekilde değerlendirerek öne çıktıklarını fark ediyoruz. Ayrıca sağlam bir finansal yapıya ve global düzeyde iş yapma etkinliğine sahip olduklarını görüyoruz. Şirketlerin en beğenilenler listesine girebilmek için bu konu başlıklarında kendilerini geliştirmeleri gerekiyor. 

  •  Bu şirketlerde işe girme bariyeri size göre yüksek mi? “Bazı itibarlı şirketlere girmek Harvard’da okumaktan daha zor” deniliyor. Siz buna katılıyor musunuz?

Değişen iş dünyasıyla birlikte şirketlerin işe alım süreçlerinde de büyük değişimler gerçekleşti. İş başvuru talebinin de fazla olması şirketlerin işe alımcılarını etkiledi. En uygun adayı bulma yarışını hızlandırdı ve çalışabilecek çok yönlü adaylara olan talep arttı. Adaylar açısından aldığı eğitimin kalitesi, birçok dil bilmek gibi konuların yanında sosyal beceriler de hız kazandı. Büyük şirketlere hem fazla talep olması hem de aranan kriterlerin artması sonucu bu şirketlere giriş daha da zorlaştı. 

  •  Son dönemde Türkiye’de ve dünyada İK’da hangi politikalar öne çıkıyor? 

 Kişiye özel, esnek, yaratıcı İK stratejisine yönelmek çok kritik bir hal alıyor. Kadın çalışan politikası, küresel çeşitlilik, yeni jenerasyonların taleplerini dikkate alan çalışma modelleri, yakın zamanda İK’yı etkisi altına alacak diğer trendler. Teknolojiyi süreçlerine adapte etmiş, yaratıcı ve esnek çalışma modellerini benimsemiş, verimlilik ve çalışan bağlılığını aynı anda yönetmeyi başarabilen küresel vizyona sahip İK uygulamalarına ve çalışanlarına ihtiyaç var. İş gücü piyasasının küresel seviyede tanımlanmaya başlandığı bir döneme giriyoruz.

  • İK’da dijital dönüşüm konusunda şirketler en çok hangi konularda zorlanıyor? 

 Dijital teknolojilere yatırım yapan şirketler, iş yapış şekillerini daha etkin ve donanımlı hale getirerek rekabette bir adım öne çıkıyor. İnsan kaynakları departmanları, organizasyon yapılarında “İK Teknolojileri” birimleri oluşturarak bu süreci en iyi şekilde yönetmeyi hedefliyor. PwC tarafından bu yıl yayımlanan “İnsan Kaynakları Dijitalleşme Endeksi”ne göre araştırmaya katılan şirketlerin yarısından fazlasının teknolojik olgunluk seviyesinin “düşük-düşüğe yakın” olarak çıktığı görülüyor. Bu kurumlarda İK süreçleri ağırlıklı olarak manuel yöntemlerle yürütülüyor ki bu da operasyonel iş yükü fazlalığına ve verilerin hataya açık olmasına sebep oluyor. Araştırmaya göre kurumların yalnızca yüzde 11’inin teknolojik olgunluğu “yüksek/yükseğe yakın” seviyede bulunuyor. 

  •  2017’de Türkiye istihdam piyasası nasıldı? 

 Yılın ilk yarısının biraz durgun geçmesinin ardından, yaz aylarında daha hareketli bir piyasa gözlemledik. Yaz aylarının bitmesiyle de alışık olduğumuz hareketliliğe geri döndük. Askıya alınan projelerin ve yeni işe alımların hayata geçmesi piyasada olumlu bir hava yarattı. Bu olumlu havanın yıl sonuna kadar devam etmesini bekliyoruz. 2017’de gösterdiğimiz başarılı performansın 2018’de artarak sürmesini bekliyoruz. Hükümetin geçen günlerde açıkladığı 2018 programı kapsamında, ekonomide gelecek yıl uygulanacak politikalar ve alınacak tedbirlerle istihdamın 1 milyonun üzerinde artırılması hedefleniyor. İş gücüne katılma oranının son 15 yılın en yüksek seviyesine çıkmasının öngörüldüğü programda, işsizlik oranının ise 2017 tahmini olan yüzde 10,8’den yüzde 10,5’e gerileyeceği tahmin ediliyor. Bu rakamlardan yola çıkarak 2018’in, 2017’ye göre istihdam piyasası açısından daha umut verici olacağını söyleyebiliriz.

~


GENÇ KUŞAK ŞİRKETLERDEN NE BEKLİYOR?

GÜÇLÜ LİDER
Deloitte tarafından yapılan Y Kuşağı Araştırması’na göre gençler, iş dünyasında liderlerin kendilerini net şekilde ifade etmesini, dışlandığını düşünen kesimlerin sesi olmasını, görüşlerini tutkulu bir şekilde dile getirmesini ve değişimler konusunda hızlı davranmasını istiyor.
EMEĞE SAYGI Bir başka araştırma şirketi olan Ipsos’un araştırmasına göre ise Y kuşağının işverenlerinden öncelikli beklentileri arasında, harcanan çabanın ödüllendirilmesi, gelişim olanakları, çalışma koşulları ve daha az hiyerarşik bir organizasyon beklentisi yer alıyor.
İNSANA DEĞER Günümüz genç kuşağı yaratıcılığı, yenilikçiliği, yüksek teknolojiyi kullanan şirketlere karşı çok ilgili. İK ve Ar-Ge birimleri aktif çalışan şirketler onları çok etkiliyor. Bir diğer önemli talepleri de insani öğelere değer veren, insanı önemseyen, karar mekanizmasının merkezine insanı koyan bir yönetim anlayışı olması.



EN BEĞENİLEN CEO'LARIN ÖZELLİKLERİ

DOĞRU LİDER 
Başarılı bir şirket olmanın yolu doğru lideri seçmekten geçer. Başarılı bir liderde öne çıkan özellikler; sonuç odaklılık, doğru önceliklendirme, kurum kültürüne örnek olma, kriz yönetimi, etkin iletişim, değişime ve pazar ihtiyaçlarına göre organizasyonu geliştirmek, dijital gelişim ve yaratıcılığı özendirmek, şirket genel stratejilerini doğru belirlemek ve sürdürülebilir olmasını sağlamak olarak sıralanabilir.
ÇALIŞANA YATIRIM Binlerce kişinin çalıştığı, milyarlarca Euro gelirin yönetildiği grupların CEO’larından öğreneceğimiz şüphesiz birçok özellik var. Çalışanlarının eğitim ve gelişimine yatırım yapan, performansı baz alarak başarıyı paylaşan, alınan kararlarda çalışanlarının arkasında duran CEO’ların başarıyı istikrarla yönettiği biliniyor, en beğenilen şirketlerin ortak özelliklerinde de bu var.
İK STRATEJİSİ Kendi sektöründe lider olan şirketlerin, çok gelişmiş insan kaynakları stratejileri mevcut. “İnsanı” merkezine koyan yönetim anlayışı genç kuşağı pozitif anlamda etkiliyor. X ve Y kuşağını harmonize ederek çalışan CEO’ların, hem kendilerini teknoloji alanında geliştirmeleri hem de şirketin İK alanında daha çok teknoloji yatırımı yapması önemli rol oynuyor.



GELECEKTE HANGİ POZİSYONLAR GÖZDE OLACAK?

BEKLENTİLER DEĞİŞİYOR 
Dijitalleşmeyle birlikte ihtiyaçlarımız ve beklentilerimiz değişiyor. Bu ihtiyaçların ve beklentilerin doğrultusunda iş tanımlarımız yeniden belirleniyor, yeni iş tanımları ortaya çıkıyor. İleride, bugün ilkokulda okuyan çocukların yüzde 65’i henüz adını bile duymadığımız, keşfedilmemiş işlerde çalışacak.
GELECEĞİN LİDERİ Teknik bilgi ve beceri açısından pozisyona uygun her aday, kurum kültürüne uygun olmayabiliyor. İşe alımda en önemli konulardan biri, adayın kuruma uygun olması. Küreselleşmeye ve dijitalleşen yaşam tarzına ayak uydurabilen yaratıcı çalışanlar, geleceğin liderleri olacak.
HANGİ POZİSYONLAR? 2018’de otomotiv sektöründe, ana üretici şirketlerde ve spesifik bilgi birikimi gerektiren teknoloji temelli rollerde işe alımlar yoğun olacak. Geçen yılın aynı dönemine göre yapılan karşılaştırmada yüzdesel olarak bakıldığında ilk sırayı yazılım uzmanlığının aldığını, onu insan kaynakları uzmanlığının takip ettiğini görüyoruz.
İSTİHDAMDA DÖNÜŞÜM 4’üncü sanayi devrimine can verecek sektörler ve iş kolları, önümüzdeki dönemde ön plana çıkacak. Hizmete ve teknolojiye dayalı mesleklerin yanı sıra bilişim teknolojilerine duyulan ihtiyaç kapsamındaki iş kollarının önem kazanacağını düşünüyoruz. Gelecekte robot, yapay zeka ve yenilenebilir enerji kullanımı teknoloji temelli pozisyonların artmasına sebep olacak.


Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz