"Hedefimiz birinci lig"

ING Bank’ın CEO’su Wilfred Nagel, “Evrensel bankacılıkla 4-5 yılda sektördeki ilk 5-6 banka arasına gireceğiz” diyor.

17.07.2015 20:48:270
Paylaş Tweet Paylaş
"Hedefimiz birinci lig"
ING, Türkiye pazarına büyük vaatlerle girdi. Oyak Bank’ı satın aldıktan sonra yeni markanın lansmanına toplam 14 milyon Euro ayırdı. Hemen ilk yıl “2,4 milyar dolar kredi vereceğiz” açıklamasıyla dikkat çekti. Son 1 yıldır ise sessizdi. Bu yılın başında, bankanın genel müdürü Hakan Eminsoy görevinden ayrıldı. Yerine merkezden yeni bir yönetici atandı. 20 yıldır ING bünyesinde çalışan ve krediler kökenli bir bankacı olan yeni CEO Wilfred Nagel, başlangıçtaki planda, prensipte hiçbir değişiklik olmadığını söylüyor. “Sadece kriz nedeniyle bir miktar ertelendi” diyor. Şu anda aktif büyümesinden çok sağlam bir müşteri tabanı ve iyi bir ürün gamı oluşturmakla meşgul olduklarını söyleyen Nagel, önümüzdeki 1-1,5 yıl, büyümeyi hızlandırmak için kurumsal bankacılığa odaklanacaklarını söylüyor. Bu süreçte şube ağını genişletip dağıtım kanalına yatırıma da devam edeceklerine işaret eden yönetici, “Sonuçta buraya evrensel bankacılık yapmak için geldik. Bankacılığın her alanında faaliyet göstereceğiz. Perakende bankacılık işini de büyüteceğiz” diye konuşuyor. Wilfred Nagel, önümüzdeki 5 yılda sektörde iki grup banka kalacağı görüşünde. Birinci grupta evrensel bankacılık yapan büyük bankaların, ikinci grupta da niş oyuncuların olacağını söylüyor. “ING’nin hedefinde birinci lig var” diyor ve ekliyor: “Şimdilik organik büyüme hedefindeyiz. Uzun vadede pazarda konsolidasyon olursa biz de bu gelişmenin içinde oluruz.” CEO olarak kendi ajandasında ise öne çıkan 3 konu var. Pek çok yönetici gibi o da öncelikler listesinin başına insan kaynağını koyuyor. Belli alanlarda istihdamı artırmak hedefinde olduğunu söylüyor. Ayrıca bir de iddialı hedefi var: Önümüzdeki birkaç yılda ING çalışanlarını, sektörün en cazip bankacıları yapacağını söylüyor. Mortgage başta olmak üzere perakende bankacılığı çok önemsiyor. Kendisinden sonraki yönetim için de çalışma yaptığını söyleyen Nagel, bir sonraki CEO’nun Türk olacağı sinyalini veriyor. ING Bank CEO’su Wilfred Nagel, göreve geldikten sonra ilk röportajını Capital’e verdi. ING Bank’ın yeni dönem planlarını detaylarıyla anlatıp sektörün geleceğine yönelik değerlendirmelerini paylaştı:
CAPITAL: Bankalar 2010’a iyi başladı. İlk çeyrek sonuçları gayet iyi. ING için tablo nasıl?
- Yılın ilk çeyreğinde aktifte yüzde 2,3 oranında büyüdük. Kârımız 47,6 milyon TL düzeyinde gerçekleşti. Bu rakamlar, bir önceki yıla göre daha iyi olduğumuzu gösteriyor. 2009’da kriz nedeniyle bilinçli olarak bilançomuzu daraltmıştık. O dönemde müşterilerimizle ilişkilerimizde de çok aşama kaydedemedik. Ancak son dönemde yaptığım ziyaretlerde çok olumlu tepkiler alıyorum. Buradaki müşterilerimiz, bizimle işbirliği yapma konusunda çok açık ve bizi çok olumlu karşılıyor. ~
CAPITAL: Kriz ING’yi Türkiye’de nasıl etkiledi? Avrupa’daki merkezinizde son tablo nasıl?
- Türkiye’de güçlü sermaye yapımız nedeniyle krizden çok etkilenmedik. Sorunlu kredilerde çok ciddi bir sıkıntımız olmadı. Ancak tabii herkes gibi biz de bilançomuzu daralttık, risk iştahımızı düşürdük. Buna karşın burada büyüme konusunda merkezin desteği devam etti. Dürüst olmak gerekirse kriz Türkiye’yi dolaylı olarak etkiledi ama bu etki çok fazla olmadı. Avrupa’daki tablo da şu anda buradakinden farklı değil. Banka yeniden büyümeye başladı. Şu anda oradaki en büyük operasyon banka ile sigorta işini ayırmak üzerine. Bu projenin Türkiye’ye çok fazla etki edeceğini düşünmüyorum. Evet burada da sigorta şirketimiz var ama Avrupa’daki kadar güçlü değil. İşimiz de oradaki kadar karmaşık değil. Bugün ING için bir diğer öncelik de perakende bankacılığın gelişimi. Pek çok ülkede kurumsal ve perakende bankacılık birlikte yürüyor. Buralarda kriz döneminde perakende bankacılığı mümkün olduğunca kurumsal bankacılıktan ayırmaya, kurumsal taraftaki sıkıntıdan etkilenmeden yatırımlarını sürdürmeye gayret ettik.
CAPITAL: Türkiye pazarına 2,4 milyar dolarlık büyük bir kredi sözü ile girdiniz. O günden bugüne bu sözü ne kadar gerçekleştirebildiniz? Şimdi yeni dönem planı nasıl? Bu yıl ve sonrasında Türkiye’ye ne kadar kaynak sağlayacaksınız?
- Prensip olarak plan değişmedi. Sadece kriz nedeniyle bir miktar ertelendi. Global finansal sistemde meydana gelen değişiklikler, her tarafta olmasa bile bazı alanlarda, yapmak istediklerimizi farklı şekillerde yapmamıza neden oldu. Örneğin Türkiye’de, yurtdışından gelecek kaynakla ciddi bir aktif büyümesi bekliyorduk. Bu dünyadaki bütün bankalarda olduğu gibi bizde de değişti. Diğer yandan satın almadan sonraki ilk planda perakende bankacılık tarafına çok odaklanacağımızı söylemiştik. Bu değişmedi. Pazarda şu anda özel bankalar arasında öne çıkan bir dörtlü var. Bunların arkasından bizim de arasında bulunduğumuz ikinci bir grup geliyor. Üçüncü grupta ise daha çok niş oyuncular yer alıyor. Etkinlik, kârlılık gibi göstergeler açısından bu gruplar arasında bir karşılaştırma yapacak olursak çok açık olarak ilk grupta yer alan 4 bankanın öne çıktığını görüyoruz. Biz de ING’nin hedeflerini gerçekleştirebilmek için bu grupta yer almamız gerektiğini düşünüyoruz. Diğer yandan planlarımız arasında ING’nin dünyadaki teknolojisini, tecrübesini ve iyi uygulamalarını Türkiye’ye getirmek var. Yabancı bir yatırımcı olarak bunu yükümlüğümüz olarak görüyoruz. ~
CAPITAL: Ne gibi yeni uygulamalar gündemde?
- Biliyorsunuz internet bankacılığı konusunda ING Direct ile çok başarılı bir operasyona sahibiz. Burada sahip olduğu teknolojiyi ve tecrübeyi yeni pazarlara taşımak, ING’nin her zaman planları arasında. ING Direct’i Türkiye’de doğrudan lanse etmek gibi bir plan yok ama buradaki teknoloji ve tecrübeyi banka içinde kesinlikle kullanacağız. Krediler konusunda elbette ki bir bütçemiz, hedefimiz var. Ancak bu noktada sadece ilk plan dahilindeki hedeflerimizi koruduğumuzu söyleyebilirim. Benim açımdan en önemli olan ölçeği yakalamak. Bu da bir dizi farklı açıdan mümkün olabilir. Örneğin ürün portföyümüzü genişletiyoruz. Pazara yeni giren bir oyuncu olarak belli tehlikeler var. Bir kaynağı getirip uygun fiyatla pazara sunarsanız her zaman ilgi çeker. Ancak önemli olan bunu kârlı bir şekilde yapmaktır. Bunun için de çapraz satış olanağı sağlayacak ürünlere ihtiyacınız var. Bizim için şu anda en önemli öncelik, bütçe hedefimizi gerçekleştirmemize imkan sağlayacak ürün gamını oluşturmak yönünde. Sonuçta işi, sadece aktifi büyütmek olarak görmüyoruz.
CAPITAL: KOBİ bankacılığı tarafında da iddialı hedefleriniz vardı. Bu alanda yeni dönem planları nasıl?
- KOBİ’ler, pek çok nedenle çok önemli bir müşteri segmenti konumunda. Bu nedenlerden biri KOBİ kesiminin Türkiye ekonomisi için büyük önem taşıyor olması. Ayrıca düşünüldüğü gibi çok da riskli bir segment değil. Yerel dinamikleri doğru anladığımız ve doğru teknolojileri kullandığımız sürece burada kâr elde edebileceğimizi düşünüyoruz. İkincisi sahip olduğumuz dağıtım kanalı itibarıyla bu segmente kolay ulaşabilir durumdayız. Üçüncüsü de KOBİ bankacılığı alanında hem Avrupa’da hem dünyanın geri kalanında çok ciddi bir tecrübeye sahibiz. Şu anda hala Tayland’daki operasyonumuzun yönetim kurulu üyesiyim. Orada yaptığımız bankacılık, buradakine çok benziyor ve zaman zaman özellikle KOBİ bankacılığı alanında bazı uygulamaları paylaşabileceğimizi konuşuyoruz. Türkiye’de bugün 220 bin civarında KOBİ müşterimiz var. Bu sayının önümüzdeki dönem daha da artacağını düşünüyorum. Burada yıllık yüzde 10-15 düzeyinde bir büyüme öngörüyoruz.
CAPITAL: Şubeleşme tarafında planlar nasıl? Bu yıl ve sonrasında kaç yeni şube açacaksınız?
- Şu anda 334 şubemiz var. Önümüzdeki dönem potansiyel gördüğümüz belirli yerlerde şube açmaya devam edeceğiz. Bu yıl 25 yeni şube açmak hedefindeyiz. Ancak bizim için önemli olan çeşitli dağıtım kanallarıyla doğru bir karma yapabilmek. Şubelerin çok önemli bir kanal olduğu açık. Ama aynı zamanda alternatif kanalları da geliştirmek gerekiyor. Şube sayısı dağıtım kanalı etkinliği açısından artık yeterli bir gösterge değil. Şu anda işlemlerin önemli bir bölümü şubeler üzerinden yapılıyor. Fiziksel olarak bulunamadığımız bölgelerde müşterilerimize internet ve çağrı merkezimizle ulaşmak hedefindeyiz. Önümüzdeki birkaç yılda işimizin yarısının alternatif kanallar üzerinden döneceğini düşünüyoruz. Türkiye’de de alternatif kanalların gelişimi oldukça hızlı. Ayrıca pek çok açıdan gelişmekte olan bir pazar kabul edilse de Türkiye, perakende işinde gelişmiş ülkelerle rekabet edebilecek düzeyde. ~
CAPITAL: Son dönemde bankalar perakende bankacılığa odaklandı. Tüketici kredileri, mortgage gibi ürünlerin yıldızı parladı. Siz bu alanda neler hedefliyorsunuz?
- Biraz makro perspektifte bakacak olursak hedeflediğimiz ölçeğe ulaşmak için iki temel konuya odaklanmamız gerektiğini düşünüyorum. Bunlardan biri kurumsal bankacılık. Burada daha hızlı hareket edebiliyorsunuz. İhtiyacınız olan bir grup uzman insan ve kaynak. Bu pazar son derece rekabetçi. Ücretlendirme her zaman çok heyecan verici değil ama iyi bir kredi portföyü ve gelir açısından tatmin edici. Önümüzdeki 1-1,5 yıl, büyümeyi hızlandırmak için kurumsal bankacılığa odaklanacağız. Bu arada şubelerimizi geliştirmeye, alternatif dağıtım kanalları yaratmaya devam edeceğiz. Hedefimiz Türkiye’de evrensel bankacılık yapmak yani kurumsal bankacılıktan perakende bankacılığa, varlık yönetiminden KOBİ bankacılığına kadar bankacılığın her alanında faaliyet göstermek istiyoruz. Londra’daki varlık yönetimi şirketimiz üzerinden devam eden aracılık faaliyetlerimizi kısa süre içinde banka bünyesine getireceğiz.
CAPITAL: Uzun vadede hedefleriniz ne yönde? Gelecek 5-10 yılda ING Bank’ı nerede görüyorsunuz?
- Öncelikli hedefimiz yaptığımız yatırımın geri dönüşünü almak. Bunu da sözünü ettiğiniz süre zarfında rahatlıkla başarabileceğimizi düşünüyorum. İkincisi müşterilerimize ve çalışanlarımıza değer yaratmak hedefindeyiz. Önümüzdeki 4-5 yılda evrensel bankacılık yaparak sektördeki ilk 5-6 banka arasına girebileceğimizi düşünüyorum. Bu süreçte, müşterilerimizin gözünde iyi hizmet sunan bir banka, çalışanlarımızın gözünde de çalışılacak iyi bir kurum imajı yaratabilirsek mutlu bir adam olacağım. ING hem insan kaynağı hem kaynak anlamında bizi desteklemeye devam ediyor. Şu anda yeni yatırım planı yok. İhtiyacımız olanı aldığımızı düşünüyoruz. Bundan sonrası için şimdilik organik büyüme hedefindeyiz. Yapacak çok işimiz var. Ancak tabii uzun vadede pazarda konsolidasyon olursa biz de bu gelişmenin içinde oluruz.

“TÜRKİYE’DE KRİZ, HİÇ OLMAMIŞ GİBİ”

SEKTÖRÜN PERFORMANSI ÇOK İYİ Türk
bankacılık sektöründe etkileyici bir başarı görüyorum. Krizde sektör, mevcut koşulları düşündüğünüzde çok iyi bir performans gösterdi. Krizi bilmeyen biri olsanız ve Türk bankalarının mevcut rakamlarına baksanız hiç kriz olmamış diye düşünebilirsiniz. Bu tabloda Türk bankalarının güvenli varlıklara yatırım yapmış olmasının ve son birkaç yılda düşen faizlerle birlikte gösterilen yüksek performansın etkisi büyük oldu tabii.
YENİ DÖNEM NE GETİRECEK? Önümüzdeki dönemde kâr tarafında bir miktar baskı olabilir. Ayrıca bankaların bilanço yükümlülükleri artabilir. Ancak toplam GSMH’ye baktığınızda Türkiye’de finansal hizmetlerin penetrasyonu hala çok düşük. Orta vadede bankacılıkta hem büyüme hem iyi kâr imkanı görüyoruz. Ülkenin genç nüfusu gibi demografik göstergeleri de finansal hizmetlerin gelişimine işaret ediyor. ING’nin burada olmasının da en önemli nedeni bu. Bir başka neden de elbette gelişmiş pazarlarda artık çok da fazla büyüyemiyor olmamız. Bundan sonraki dönemde sadece Avrupa’da olmak yeterli değil. Türkiye, Rusya gibi ülkelere ihtiyacımız olduğu çok açık.
DÜZENLEMELERİN ARTMASI NORMAL İçinde bulunduğumuz kriz ortamında düzenleyici otoritelerle tartışmak anlamsız. Finansal sektöre global pazarda yeni düzenlemeler geliyor. Türkiye’de de bu düzenlemeleri görmek şaşırtıcı değil. Sektörü daha da güçlendirmek için düzenlemeleri geliştirmek istemeleri çok normal. Biz de adil bir şekilde yapıldığı sürece bunu memnuniyetle karşılarız. Uluslararası iş yapan bizim gibi bankalar için belli zorluklar zaten her zaman var. Her ülkede farklı düzenlemeler ve kurallar söz konusu. Dolayısıyla alışkınız. Sonuçta gerçekçi olmak gerekiyor. Dünyadaki durumun farkında olup faaliyet gösterdiğimiz sistemi sağlamlaştırmak iyidir. Sadece mümkün olduğunca uluslararası sisteme uyarak, düzenlemeleri hızlı bir şekilde yapmanın önemli olduğunu düşünüyorum. ~

“ÖNÜMÜZDEKİ 5 YILDA KONSOLİDASYON BEKLİYORUZ”

REKABETİN YÖNÜ DEĞİŞECEK
Önümüzdeki dönemde sektörün konsolide olacağını düşünüyorum. Sistemin toplam büyüklüğü ve mevcut banka sayısı, gelecek 5 yılda daha az sayıda bankanın faaliyette olacağını düşündürüyor. Dolayısıyla rekabet ortamı değişecek.
İLK GRUP ÖNE ÇIKACAK Dünyada bugün evresel bankacılığın modası geçti. Pek çok başarılı oyuncu ortadan kayboldu. Ancak Türkiye’de bugün ilk 5-6 banka arasına girmek için evrensel bankacılık yapmak gerekiyor. Niş oyunculara da her zaman yer olacağını düşünüyorum ancak evrensel bankacılık yapan büyük bankalarla aralarında fark olacaktır. Biz ilk grupta yer almak istiyoruz.
YENİ OYUNCULAR GELEBİLİR Kurumsal bankacılık tarafında bazı ürünlerde rekabet artacak. Örneğin orta vadeli yatırım sermayesi, proje finansmanı gibi ürünler bugün çok büyük değil. Önümüzdeki dönem burada önemli bir gelişim bekliyoruz. Kanunlar ve vergi sisteminin de bu gelişimi destekleyeceğini düşünüyoruz. Bu, Türkiye’ye bazı çok uluslu yeni finansal oyuncuların girmesine sebep olacak.

“AJANDAMDA ÖNE ÇIKAN 3 KONU VAR”

EKİBİ BÜYÜTECEĞİM
Kendi ajandamdaki en önemli öncelik insan kaynağı. Bankada çok iyi bir ekibimiz var. Ancak bu ekibe farklı uzmanlıklar kazandırarak katma değer sağlayabileceğimiz alanlar var. Örneğin Türkiye’de altyapı finansmanı, proje finansmanı gibi konularda büyük potansiyel görüyoruz. ING bu alanlarda uluslararası bir tecrübeye sahip. Yerel pazarda da bu işin uzmanları var ve ilk hedefimiz onları bünyemize katmak olacak.
YENİ CEO ARIYORUM İkincisi, bankanın benden sonraki potansiyel CEO’larını ortaya çıkarmak hedefindeyim. Bu hemen öncelikli bir iş değil ama stratejik önem taşıyor. Burada sonsuza kadar kalmayacağım. Bu benim kişisel fikrim değil, ING’nin planı böyle. Sonuçta bu bir Türk bankası ve Türk bir ekiple yönetilmeli diye düşünüyoruz. Bunun olmaması için de hiçbir neden yok. Çünkü burada çok yetenekli bankacılar var. Yöntemimiz açık: Yerel pazarda tecrübe kazandırmak, bir ING çalışanı yapmak ve sonraki aşamaya geçmek.
PERAKENDEYE ODAKLANACAĞIM Ajandamda öne çıkan bir diğer konu perakende bankacılık tarafında büyük potansiyel taşıyan birkaç ürüne odaklanmak. Örneğin mortgage, sadece Türkiye’de değil global pazarda da ING için çok önemli bir ürün. Dünyada bu konuda hemen her bankadan daha güçlü bir tecrübemiz var. Amerika’da çok büyük konut kredilerimiz bulunuyor. Hollanda’da ve Belçika’da çok büyüğüz ve Türkiye’yi de büyük potansiyel olarak görüyoruz. Son olarak elbette ING kültürünü banka içinde geliştirmek hedefindeyim. Önümüzdeki birkaç yılda ING’de çalışan bankacıları, sektörün en cazip bankacıları yapacağız.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz