Capital: TMSF Başkanı 'Bankacılık sistemi 6-7 şiddetinde bir
depreme hazır ama 10'u karşılayamayabiliriz' demişti. Surlar ne kadar
yüksek?
- 10 şiddetindeki deprem, kıyamet senaryosu. O varsayımı hiç
konuşmayalım. 10 şiddetinde bir kriz olursa, herhalde dünyada hiçbir
banka kalmaz. 7-8 şiddetindeki depremler, stres testidir. BDDK olarak
bankalara bazı noktalarda şoklar vererek stres testleri yapıyoruz.
Dünyada şu anda X şiddetindeki bir depreme en dayanıklı ülkelerden biri
de Türkiye. Kanada ve Polonya ve Brezilya'da iyi durumda. Ama diğer
ülkelerin bizden çok daha düşük, artçı sarsıntılarda bile yüksek
riskleri olduğu bariz.
Capital: 2011'de bankaların performansını nasıl yorumluyorsunuz?
- 2011'de Merkez Bankası'nın aldığı tedbirler nedeniyle kârlılığın daha
düşük olduğunu göreceğiz. 2009 ve 2010 yıllarında olağanın üstünde bir
kârlılık vardı. Nitekim Ekim sonu rakamlarına göre, geçen yılın aynı
dönemine kıyasla kârlarda yüzde 13'lük bir düşüş var. Tahminim, geçen
yıl kârlılık 20 milyon TL civarındaydı; bu yıl da bu rakama yaklaşır.
Ama reel olarak baktığınızda kârlılık gerilemiştir çünkü bilançolar
aktif anlamda büyüyor. Yüzde 13-15 arası kârlılıklarda bir erime olacak
ki, bu da gayet doğal. Bankaların aktif getirisi geçen yıl Eylül ayı
sonunda yüzde 2,57'ydi. 2011 Eylül'ünde bu rakam 1,76 oldu. Geçen yıl öz
kaynak getirisi yüzde 21 iken, bu yıl Eylül'de yüzde 15,3 oldu.
Capital: 2012'de en önemli riskler neler olacak?
- 2012 için Avrupa'daki krizin daha şiddetleneceği, Türkiye'nin de
bundan etkileneceği tahminleri yapılıyor. Bu durum tabii ki bankaları da
etkileyecek. Ama çok menfi etkilemeyecektir diye düşünüyorum. Bankalar
2012'de bisikletin pedallarını biraz daha yavaş çevirecekler.
Kârlılıklar yine azalacaktır, ancak ne kadar azalacağına dair bir yorum
yapmak çok zor. Bankacılarımız çok zeki insanlar, nereden nasıl kâr
yapacakları buluyorlar, tahminler şaşabiliyor. Burada kredilerin
performansı önem taşıyor. 2012'deki en büyük risk, ülke riski.
Avrupa'daki gelişmelerin Türkiye'ye yansıması, oradaki bankaların
durumları ve global çapta yaratacağı etki bizim için risk. Bir de
dünyadaki genel durağanlığa paralel olarak kredi riski var. Kredilerdeki
geri dönüş riski olabilir.
Capital: O zaman bankaların fonlamayla ilgili de riskleri olabilir diyorsunuz, değil mi?
Bankalarımızın yurtdışında, son verilere göre toplam aldığı sendikasyon,
mevduat, repo gibi tutarların toplamı 98 milyar dolar. Bunun yaklaşık
25 milyar doları sendikasyon kredisi. Hatta bankaların uluslararası
merkezlerinden aldığı krediler de var, o tutar da 18 milyar dolar. Ben
gelecek yıl buralarda bir miktar gerileme olabilir diye düşünüyorum. Ama
unutmayın, krizin en yüksek olduğu 2008-2009 yıllarında bile bankalar
bir şekilde bunları döndürmeyi bildiler. Bu dönemde de başarabilirler.
Zaten dünyada da küçülme beklediğimiz için bankalardan da yüksek talep
gelmeyecektir. Bu nedenlerle fonlamada sıkıntı olmayacak diye
düşünüyorum.
Capital: Fonlama talebini kontrol etmek için yeni önlemler alacak mısınız?
- Hayır. Bankaların talebi, kendilerine aittir. Projeksiyonlarına göre
parayı getirir, TL'ye çevirir kredi kullandırır ya da kullandırmazlar.
Biz Türkiye'den para çıkışıyla ilgili önlem alıyoruz. Vadesi gelmeden
bir borcu ödemeye izin vermiyoruz. Örneğin bir banka yurtdışına
sendikasyon kredisi ya da ana bankasına kredi borcu varsa bunları
vadesinden önce ödeyemez.