Capital: Bu yeni ekonomik düzende alınması gerektiğini düşündüğünüz yeni önlemler var mı?
- Şu an gündemimizde yok. Önlemler gerektikçe, koordinasyon halinde
çalışarak alınır. Biz Merkez Bankası, SPK, Hazine ve TMSF ile çok
koordineli çalışıyoruz. Finansal istikrar komitesinde bu konular gündeme
geliyor, tartışılıyor. Bizim en önemli avantajımız, önlem alma
kabiliyetimiz var. Gerekirse hızlı karar da alabiliyoruz.
Capital: Son dönemde tüketici kredilerine ağırlık veriliyor. Burada denetimi nasıl yapıyorsunuz?
- Kredi kartlarında takibe dönüşüm oranı düştü, yüzde 6'lardayız.
Zamanında çok eleştirilen kredi kartı kanunu hayırlı oldu. Bu dünya
krizinde kredi kartından çok büyük bir stres yaşayabilirdik, kanun bunu
önledi. Kredi kartlarının artış hızı son 2 yıldır çok uslu. Bizim ve
bankacılarımızın istediği bir enstrüman haline dönüştü. Ancak, talep
tüketici kredilerine kaydı. Tüketici kredilerine hassasiyet göstermek
lazım, doğru. Bankalar nasıl veriyor, tüketici nasıl kullanıyor,
tüketicinin borçluluk oranı hangi düzeyde, bu borçluluğun GSMH'ya ve
mevduata oranlarına bakmalıyız. Krediler için denetimler yapıyoruz,
veriler sürekli kontrol ediyor. Niye bir bankada takibe dönüşüm oranı
daha yüksek, hangi bankada veriler ne olmuş şeklinde bakıyoruz. Bir
pazarlama hatası varsa o bankayı çağırır, "Neden böyle bankacılık
yapıyorsun? Kendini toparla' deriz. Bizim en büyük özelliğimiz banka
bazında önlem alabilmemiz. Denetimi yaparken iyi çalışan bankayla kötü
çalışanı aynı kefeye koymamak lazım. Kötü çalışanın hangi alanda
gerekiyorsa o alanda kulağını çekmek lazım.
Capital: Banka lisanslarında 2012'de yeni başvurular bekliyor musunuz?
- Banka lisanslarında 300 milyon dolar sermaye sınırı var. Bence bu iyi
bir rakam. Madem Türk bankacılığı iyi bir konumda, gelecek potansiyeli
var, bu alana girmenin bir pazara giriş değeri olmalı. Yatırımcının
niyetinin ciddi olup olmadığını görmek istiyoruz. Başvuran kurumun
itibarı, finansal gücü, bulunduğu ülkedeki bankacılık faaliyeti, o
ülkenin otoritelerinin görüşlerini değerlendirip, bir de 300 milyon
dolar sermayeleri var mı diye bakıp karar veriyoruz. BDDK'nin lisans
vermediği gibi bir önyargı var. Ancak, yazılan pek çok başvuru yok
zaten. Siemens ve Robabank'ın hiç başvurusu yok. Bank Audi için de ilk
aşama lisansı verdik. Bundan sonra personel alır, bütçeleme ve
projeksiyon yaparlar, 9 aylık bir süreleri vardır. Ardından bir inceleme
daha yapılır. Yeterli görülürse ikinci aşama izne karar verilir. Ben
2012'de de yeni girmek isteyen bankalar olabilir diye düşünüyorum. Bizim
kapımız her zaman açık. BDDK lisans vermiyor gibi bir yanlış algı var,
biz hiçbir zaman 'lisans vermiyoruz' demedik. 2012'de yerli ya da
yabancı talepler olabilir. Bankacılık alışkanlık yapıyor. Bazı kişiler,
hep bankacılık yapmak istiyorlar. Bu işi ya iyi biliyor ya da bu işi bir
prestij olarak görüyor. Ben bazen gelenlere "siz hiç damdan düşmediniz"
herhalde diyorum, çünkü bankacılık zor bir iş. Dışarıdan görüldüğü gibi
değil, 2011-2012'de bankacılıkta direksiyonu döndürmek gerçekten zor
iş.
Capital: Dünyada normların değişmesinden bahsediliyor. Bankacılık nasıl bir değişimden geçecek?
- Mezopotamya'dan beri bankacılık çok basit iş aslında. Kompleks düşünmeyi gerektirecek bir konu değil.
Yeni dönemde dünyada para kullandırımı daha kurallı hale gelebilir. Çok
dolandırmanın önünün kesildiği, dünya çapında türev ürünlerin izlenmesi
için belli mekanizmaların getirildiği, hızlı dönen paranın kontrollü
olduğu bir sistem gelebilir. Dünyada şunu göz ardı ediyorlar: Avrupa'nın
bazı ülkelerinin bugün krizle standartlarını indirmeleri lazım. Acı
çekmeleri lazım. Biz 2001 yılında çok acı çektik, şimdi onların da acı
çekmesi lazım. 2001'de bankada çalışan sayısı 180 bindi, 120 bine indi.
Şimdi yeniden 200 bine yaklaştı. Dünyadan, Avrupa'dan ilerde de bize
gelecek bir yenilik olamaz ama bizden onlara yeni düzenleme gidebilir,
bizden alacakları örnek kurallar olabilir.