Aslında finansal rakamlarına bakıldığında tablo pek parlak değil… Bu yıl
da Türkiye’nin en büyük şirketi olma özelliğini koruyan Tüpraş, 2009’da
ciroda yüzde 33,1 ve net kârda yüzde 24,2 erime yaşadı. Ama Tüpraş
Genel Müdürü Yavuz Erkut, gelişmiş ülkelerde kapanan büyük rafinerileri
hatırlatarak, “2009 performansı için Tüpraş ekibi olarak işimizden gurur
duymamak mümkün değil” diyor. Gerçekten de Tüpraş, bu süreçte dünyada
çok az sayıda artı kâr açıklayan rafinerilerden biri olması nedeniyle
başarılı. Erkut “Açıkçası 2008 krizi başladığında biz yönetimsel olarak
krize geç mi tepki verdik endişesini taşıdık. Ancak 2009’da çeyrek
sonuçları açıklandıkça, uluslararası piyasayla rakamlarımızı
karşılaştırdığımızda farkı anladık. 2009 yılının dördüncü çeyreğinde
15’e yakın rafineri şirketinden bir tek Tüpraş ve Polonya’daki 2
rafineri artıda kalmıştı” diye konuşuyor. Tüpraş, kriz sürecinde hızlı
ve doğru kararlar vermeyi de öğrendi. Erkut, hızlı karar almalarını
sağlayan uygulamalarını şöyle anlatıyor: “Kriz öncesi ayda bir rafineri
koordinasyon toplantısı yapılırdı; şimdi 5 kez daha geniş katılımla
toplanıyoruz. Takım çalışması çok önemli. Merkez yönetimi olarak her
akşam beyin fırtınası şeklinde toplantı yaparız. Ayrıca tüm gelir,
gider, üretim, stok verilerini, enerji tüketimini eş zamanlı
izleyebiliyoruz. Artık günlük bazda hareket edebilecek noktadayız.”
Tüpraş Genel Müdürü Yavuz Erkut ile kriz döneminde yönetimde olmanın
zorluklarını, belirsizlik ortamında hızlı ve doğru karar alma
metodlarını, şirketin sürdürülebilir büyüme için planlarını konuştuk:
Capital: Bu tip belirsizlik ortamlarında yönetim olarak hızlı ve doğru karar almak adına neler yapıyorsunuz?
-Kriz döneminde çok şey öğrendik. Eskiden ayda bir defa
rafinerilerin koordinasyon toplantısı yapılır, o ay ve sonrasındaki iki
ayın programı üzerine çalışılırdı. Şu an bu toplantılara ilave ayda 5
kez daha geniş katılımla toplanıyoruz. Tabii eğer ihtiyaç duyarsak buna
yeni toplantılar da ekleniyor. Piyasa şartlarına göre optimizasyonu
sağlamak adına rafinerilerin çalışma şartlarını belirlemek zorundayız.
Örneğin 2009 sonu-2010 yılı başı Kırıkkale ve Batman rafinerilerini
durdurduk. Tüpraş tarihinde bu ilk defa oldu. Tabii bu noktalardaki ürün
satışımıza ara vermeden devam ettik. O dönem için İzmit Rafinerisi’nde
kapasiteyi daha fazla kullanıp verimliliği artırmak, bu iki rafineride
enerji tasarrufu sağlayıp o bölgelere ürün transfer etmek daha optimum
görünüyordu ve bu nedenle iki ay boyunca üretim durdu. Dönüp
baktığımızda tüm bu süreci doğru yönettiğimiz görülüyor. Bu doğru
kararların alınmasında gerçekten takım çalışması çok önemli. En alt
çalışandan en üsttekine kadar düşünce ve iş yapış konularında değişiklik
yaşadık. Yaptığımız toplantılarda rafineriler, bu ay ne program yapmış,
ne gerçekleştirmiş, maddi olarak neler artı neler eksi, tüm bu
noktalara bakıyoruz. Aslında burada, rafinerinin de yanında olmanın da
lojistik ve stratejik avantajını kullanıyoruz.
Şu an tüm çalışanlar enerji verimliliği ve stok yönetimini eşzamanlı
izliyor. Bilgi sistemleri bize inanılmaz bir gelişim ve hız sağladı. Tüm
gelir, gider, üretim verilerini, enerji tüketimini eş zamanlı ve tüm
kademelerde görebiliyoruz. Bu da hızlı karar almamızda artı etki
sağlıyor. Artık günlük bazda hareket edebilecek noktadayız. O nedenle
2009 performansı için Tüpraş ekibi olarak işimizden gurur duyuyoruz.
Hızlı ve etkin iletişim, olayları birlikte analiz etme, özveri ve takım
çalışması ile hızlı ve doğru karar alıyoruz diye düşünüyorum.
Capital: Bu toplantılardan etkin kararlar çıkması için uyguladığınız bir yöntem var mı? - Bu rafineri koordinasyon toplantılarının yanında merkez
yönetimi olarak biz de her akşam, genel müdür yardımcıları ve belli bir
konu ile ilgili durum varsa o departmanın yöneticisi ile birlikte beyin
fırtınası şeklinde toplantı yaparız. Rafineriler ve genel müdürlük
olarak programı etkin takip ediyor muyuz, aksaklık var mı gibi konuların
üzerinden hızlıca geçeriz.~
Neticede dinamik bir sistem ve arızalar çıkabiliyor; hızla tedbirler
almak gerekiyor. Bu toplantılarda dünyadaki ve bölgemizdeki siyasi
gelişmeler de dahil tüm gelişmeleri gözden geçiriyoruz.
Capital: Hızlı ve etkin karar alma noktasında dünyada rakiplerinizden örnek aldığınız en iyi uygulamalar oluyor mu? - Açıkçası bu dönemde bunun tersi oluyor. Rakiplerimiz bizden
hızlı karar alma taktikleri alıyor. Global bir petrol şirketiyle
‘işletme mükemmelliği’ adı altında 3 yıllık bir program yürütüyoruz.
Hızlı karar verebilmek için kendi içlerinde reorganizasyona gittiler.
Aynı şekilde İsrailli bir şirketten uluslararası bir toplantıda
“Piyasada sizin attığınız adımları, kararlarınızı izliyoruz” şeklinde
bir övgü aldık. Şu anda Akdeniz piyasasında gerçekten referans olarak
izlenen bir rafineri şirketi olmak bizim için gurur verici.
Suriye devlet şirketi de rafinerilerimizde neleri nasıl yaptığımızı
incelemek için üst düzey bir heyet gönderdi. Tabii biz de verimi
artırmak, süreçleri daha iyi yürütmek ve işletme mükemmelliğini sağlamak
adına teknik anlamda danışmanlardan yardım alıyoruz. Ancak yönetimsel
olarak herhangi bir danışmanlık almıyoruz.
Capital: Peki petrol piyasasında dalgalanmalar yaşanırken bu alanda
kararları hangi kriterleri göz önüne alarak veriyorsunuz? Tüpraş bu
ortama kendini nasıl adapte ediyor? - Açıkçası piyasadaki birçok sinyali takip ediyoruz. Yatırımcı
İlişkileri ve Stratejik planlama bölümümüz bütün dünya piyasasını
yakından izliyor. Tüm göstergeleri bir araya getirdiğimizde neye
odaklanarak karar vereceğimiz zaten olgunlaşıyor. Kapasitenin ne zaman
artırılacağını, ne zaman duracağını doğru zamanda belirlemek bizim için
kritik nokta.
Capital: En çok dikkat ettiğiniz, gösterge hangisi? - Tüpraş için rafineri marjı çok önemli bir gösterge.
Uluslararası piyasada rafineri marjının daha iyiye gittiğini görüyoruz.
Ancak halen çok kırılgan olduğu da açık.
Bizim rafineri marjımız 9 doların üzerinde. Zaten yıllık tahminimiz de
böyleydi. Tabii burada kapasite kullanımı da önemli bir faktör, düşük
kapasitede birim maliyeti de artırıyor. Dolayısıyla net marja
baktığınızda, Tüpraş olarak Akdeniz piyasasının üzerinde ortalama 6-7
dolar rakamlarını yakalıyoruz. Şu an varil başına 10,2 dolar brüt
rafineri marjımız var.
Capital: 2009 yılı sonuçlarınızdan memnun olduğunuzu dile
getiriyorsunuz… Ancak ciroya bakıldığında yüzde 33,1’lik bir erime
görünüyor. Bu ciro kaybının nedeni nedir? - Ana nedeni ham petrol fiyatlarının düşmüş olması… Ham petrol
fiyatları düştüğü zaman bizim ciromuz düşüyor, arttığı zaman da
yükseliyor. Dolayısıyla aslında rafineri işinde ciroya pek bakmayız,
ciro kendiliğinden oluşan bir sonuç... Cironun paralelinde ürün
fiyatları, oranlar ve rafineri marjı verilerine bakarız. Rafineriyi
işletmek kârlı mı değil mi onu inceleriz.
Capital: Ama 2009 kâr rakamlarınızda da yüzde 24,2’lik bir düşüş yaşanmış… - Doğru... Ancak unutmayın, 2009’da dünyada 20’ye yakın rafineri
kapandı. Biz geçtiğimiz yılı artı bir kâr rakamıyla kapatmış
olduğumuzdan ‘iyi iş yaptık’ diye düşünüyoruz.
Aslında şunu da açıklamakta fayda var: İşletme mükemmelliği programında 3
yılda elde edilen artı rakam 244 milyon dolar. Geçen yılki solo kârımız
420 milyon dolar. Bu rakamın 80 milyon doları işletme mükemmelliği
programının bu yıla olan yansıması. 30 milyon dolar enerji tasarrufundan
ve 80 milyon dolar da genel tasarruftan artı elde ettik. Yani kârın
yüzde 40’ı işletme şartlarının iyileştirilmesi ve enerji verimliliğinin
sağlanmasıyla yakalandı. ~
İşletme giderimizin yüzde 50’sini enerjiden kaynaklanıyor, yıllık 400
milyon dolar enerji harcamamız var. Burada verimliliği sağlamak
istiyoruz, 2013’te uluslararası standartlarda enerji yoğunluğu
endeksinde (EIE) en üst sıralara çıkmak istiyoruz. 2006 yılı öncesi
130’larda olan bu endeksi bugün 89-90’lara düşürdük.
Capital: 2009 yılını kriz nedeniyle istisna olarak alırsak,
özelleştirme sonrası her yıl ciddi büyüme rakamlarına erişiyorsunuz.
Sizce Tüpraş daha ne kadar büyüyecek? - Büyümeyi ham petrol işleme kapasitesini değil, beyaz ürün
verimliliğini artırmak olarak değerlendiriyoruz. Yeni Fuel Oil Dönüşüm
Projesi ile şu anda yüzde 70’lerde olan beyaz ürün verimi 2014’te yüzde
80’lerin üzerine çıkacak. Bugünkü şartlarda, motorin ile fuel oil
arasında tonda 230 dolar fark var. Bu da bu projenin kârlılığımızı
artıracağını ortaya koyuyor.
Bizim yapmamız gereken, fuel oil’u ülkemizde ihtiyaç olan motorine
dönüştürmek. Şu an Türkiye’nin motorin ihtiyacının yüzde 60-70’ini
karşılıyoruz ama halen 6-7 milyon ton motorin ithalatı yapılıyor. Yeni
projemizle 4,5 milyon tonluk fuel oil’u alıp 3,2 milyon ton motorin
üreteceğiz. Aslında önümüzdeki 10 yıl benzin arz sıkıntısına düşmüyor.
Bizim açımızdan büyüme, ürün verimliliği ile birlikte geliyor. Bu da
bahsettiğim gibi ilk 5 yılda 10 puan artmış olacak. Eğer ihtiyaç
duyulursa uzun vadeli senaryoda da İzmir’de benzer bir proje daha
kurulabilir. Bu da ürün verimliliğini bu sefer yüzde 90’ının üzerine
taşıyacaktır. Bu gelecek planımız olarak arka planda duruyor.
Capital: Dikey entegrasyona geçilmesi ve bu anlamda petrol
üretimine başlanması da Tüpraş’ın büyümesinin sürdürülebilir olmasını
beraberinde getirir mi? - Bu konu, strateji anlamında Koç Holding’in kararlarına
bağlıdır. Bu da büyümemizde muhakkak artı sağlar. Rafinerisi olan her
grup, petrol üretimini her zaman düşünür, petrol arama sahasına girmeyi
planlar. Koç Holding zaten bu alanda uygun şart ve fırsatları her zaman
izleyecektir.
Capital: Gelecekte büyüme sınırlarına erişilmesi, CEO olarak sizde bir baskı yaratır mı? - Hayır, sanmıyorum. Açıkçası kişisel olarak da ben bir baskı hissetmiyorum.
Benim için zor zamanlarda geminin kaptanlığını yapmak iyi bir tecrübe
oldu. Baktığınızda 2005’e kadar Tüpraş için koruma vardı, serbest
koşullarına geçiş benim için yeni bir deneyim oldu. 2009’da tüm dünyanın
sallandığı bir dönemden geçmek de farklı bir deneyimdi. Zaten aslında
Fuel Oil Dönüşüm projesi de büyüme baskısını hissetmemizden
kaynaklanıyor. Hem ürün kalitelerinin değişmesi hem çevresel kısıtların
gelmesi bizi bu yatırıma yönlendirdi.
Capital: Kapanan rafinerilerden çıkardığınız dersler oldu mu? - Var tabii… Stok yönetiminin, buna bağlı piyasa şartlarına
hızlı yanıt vermenin önemini öğrendik. Geçtiğimiz yıl stoklarını
yönetemeyen, piyasaya hızlı yanıt vermeyenlerin hepsi tökezledi.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?