Özen, “MB, Faizi Düşürmemeli” DiyorGaranti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen, Kocaeli’de gerçekleşen ‘Garanti Anadolu Sohbetleri’ toplantısındaki konuşmasında Merkez Bankası’nın (MB) faiz indirimleri...
Özen, “MB, Faizi Düşürmemeli” Diyor
Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen, Kocaeli’de gerçekleşen ‘Garanti Anadolu Sohbetleri’ toplantısındaki konuşmasında Merkez Bankası’nın (MB) faiz indirimleri konusuna ve bunun döviz piyasasına olası etkilerine değindi. Bu açıklamalar, piyasada büyük yankı buldu. Özen’in değerlendirmeleri şöyle:
Mevduat Faizi Düşmez
Yüzde 1,90 olan ticari kredi faizlerini, yüzde 1,50-1,60'a düşürebiliriz. Fakat MB gecelik faizleri ne kadar aşağı indirirse indirsin, bankalar mevduat faizlerine daha fazla yansıtamaz. Mevduat faizi yüzde 13 seviyelerinde. Bankacılık sektörü olarak bundan sonra MB’nin faiz indirimlerini yansıtmakta zorlanabiliriz. Çünkü stopajı da çıkarttığınız zaman mudinin eline geçecek parada çok ciddi düşüş olacak. Dolayısıyla böyle bir sorun var.
Dolarizasyon Korkusu Arttı
MB, 1 puan indirimle faizi yüzde 10,50’ye düşürdü diye, mevduat faizinin yüzde 12’nin altına düşürüleceğini düşünmüyorum. Bu seviyeye inmez. Yoksa, TL’deki para döviz hesaplarına dönebilir. Dolarizasyon korkusu, bugün itibariyle artıyor. (Şirketlerden gelen döviz talebi) aynı kapıya çıkar. Bugüne kadar faiz indirimlerine karşı çıkmadık, sesimizi çıkarmadık. Çok gerekli indirimler yapıldı. Ancak bundan sonrası kritik nokta.
Faiz İndirimi Yavaşlamalı
Faiz indirimlerinin bundan sonrası için ciddi yavaşlaması gerektiği uyarısını yapan Ergun Özen, “Yüzde 8’e iner diyenler de var fakat ben faiz telaffuz etmeyeceğim. Hakikaten kritik seviyeler. Yıl başında benim 2009 sonu için tahminim yüzde 11’ler idi. Fakat şu anda yüzde 10,50’ye geldik. MB’nin politikasını doğru bulduk, destekledik. Fakat bu seviye kritik.”
VOB
Riskinizi Hedge Edin
Tüm dünyada ekonomiyi canlandırma paketleri ve finans sektöründeki kilitlenmeyi açmaya ilişkin önlemler önemli boyutlara ulaştı. Ortalama etki süreleri de göz önünde bulundurulduğunda bunların sonuçlarının 2009’un sonbahar aylarında görülmeye başlayacağı tahmin ediliyor. Yine iç piyasada, seçim sonrasında IMF anlaşmasının olmasına yönelik beklentiler artmış durumda. Bu beklentilerin, VOB kontratlarına yansımakta olduğu görülüyor.
Bunun yanında analistler, kurlardaki yüksek volatiliteye de dikkat çekerek özellikle kur riski taşıyan kurumsal ve bireysel yatırımcılara risklerini hedge etmelerini tavsiye ediyor. VOB’la ilgili bir diğer beklenti de SPK onayını bekleyen hisse kontratlar. Yeni SPK başkanının atanmasıyla bu konuda da gelişme bekleniyor.
Borsa
Borsayı Bankalar Tutar
Kötü makro ekonomik verilerin gelmeye devam edeceği bir dönem geçireceğiz. Bu veriler yılın ikinci ve üçüncü çeyrek verileri için de gösterge olacak. Nisan ve mayıs ayında ABD ve AB’deki makro gösterge açıklamaları da yakından izlenecek. Yine krizin bilançolara yansıması önemli gösterge olacak. Tüm bu şartlar altında endekste tekrar bir dip arayışı yaşanma olasılığını yüksek gören Gedik Yatırım Araştırma Müdürü Onur Mutlu, “Belki endeks daha önceki dip seviyeleri olan 20.000 düzeyine gerilemeyebilir. Ancak, bankacılık dışındaki hisseler 20.000 endeks seviyesindeki fiyatlarına inebilir. Bankalar endeksin düşüşünü engeller” diyor. Mutlu, risk profiline bağlı olarak, hisse senedine yatırım yapmak isteyen yatırımcıların zamana yayılmış, “biriktirme” şeklinde bir yatırım stratejisinin uygun olacağını sözlerine ekliyor.
Faiz
Düşük Faiz, Yüksek Kur Dönemi
MB’nin bugüne kadar izlediği faiz politikasını desteklemekle birlikte faiz indirimine başlama konusunda bir miktar geç kaldığını söyleyen Global Menkul Değerler Hazine ve Fon Yönetim Müdürü Abdullah Selim Kunt, 100 baz puanlık son faiz indiriminin büyüklük olarak tatmin edici boyutta olduğunu belirtiyor. Son dönemlerde yaşanan ekonomik sıkıntılar çerçevesinde, MB’nın fiyat istikrarının yanı sıra ekonomiyi canlandıracak birtakım adımlar da atmaya başladığını anlatan Kunt, üst üste gelen sert faiz indirimlerini bu çerçevede değerlendiriyor. Bu noktada son açıklanan ekonomik paket haricinde MB’nin ekonomik aktiviteyi canlandırma noktasında yalnız bırakıldığını söyleyen Kunt, “Önümüzdeki dönemde MB’nin faiz indirimine vites küçülterek devam etmesini bekliyorum. Gösterge faizi öncelikle yüzde 10 seviyesine çekerek bir süre bu seviyede tutar ve yaz aylarında dış piyasalar da destek olduğu takdirde tek haneli rakamlara yönelebilir” diyor. MB, gösterge faizi ilan ediyorsa da bunun bono piyasasında oluşan ve gerek bankaların mudilerine verdiği faizden farklı olduğu belirten Kunt’un beklentileri ve yatırımcılara tavsiyeleri şöyle:
“Önümüzdeki dönemde bono, mevduat ve kredi faiz oranlarında bir gevşeme yaşanacak. Ancak bu gevşemenin MB’nin gösterge faizinin ineceği seviyeye kadar düşebileceğini söylemek zor. MB’nin son dönemlerde izlediği hızlı faiz düşürme politikasının alışkın olduğumuz “yüksek faiz–düşük kur” döngüsünden bir çıkış olduğunu ve hatta yeni dönemim “düşük faiz–yüksek kur” dönemi olarak algılanabileceğini söylemek mümkün. Ancak bununla birlikte bu dönemin bir dolar krizine yol açacağını söylemek için henüz erken. Önümüzdeki dönemde piyasaların yavaş yavaş toparlanma eğilimine girmesiyle birlikte özellikle yaz aylarında dolar talebinin azalmasını ve yakın vade için 1,80-1,85 bandının dolar/TL için bir tavan oluşturduğunu düşünüyorum.”
Eurobond
Kısa Vadeli Kağıt Öneriliyor
Dünyada özellikle de ABD’de yaşanan gelişmelerin etkilediği Eurobond piyasası, Mart ayının sonlarında FED’in son paketinin etkilerini izledi. Altın ve dolara olan talebin azalmaya başlamasıyla ve risk iştahının artmasıyla 2030 vadeli gösterge kağıt, 137 dolar seviyelerini gördü. Eurotahvil piyasasında yurtdışı piyasalara bağlı seyrin devamı bekleniyor. Kısa vadeli (2010 itfalı) Eurotahviller için ‘al’ önerisi verilirken, orta vadeli pozisyon almak isteyen yatırımcılar için 2016 vadesi tavsiye ediliyor. Uzun vadeli kıymetler ise şu aşamada önerilmiyor. Çünkü kredi riskine duyulan hassasiyetin uzun vadeli kıymetlerin getirileri üzerinde baskı oluşturduğu kaydediliyor.
Altın
Altın Güvenli Liman
Belirsizliklerin artmasıyla birlikte Şubat ayında ons fiyatı bin doları test eden altının ateşi, mart ayında ABD hükümetinin ekonomiyi toparlamanın yanında piyasalarda güveni tesis etmeye yönelik çabaları sonucunda söner gibi oldu. Hisse senedi piyasaları canlandı. Bir ara 900 dolar seviyesini aşağı yönlü test eden altın, sonrasında, global kaynaklı endişelerin devam edeceğinin işaretinin alınmasıyla yeniden yönünü yukarı çevirdi.
Alınan önlemlerle finansal piyasalarda krizin ateşi düşürülse bile reel sektördeki sıkıntı hemen bitecek gibi görünmüyor. Bu nedenle orta uzun vadeli güvenli liman olarak altın önerilmeye devam ediliyor.
Döviz
Dövizde Temkinli Olun
Geçen ay dolar kurunun 2 TL seviyelerini test edip etmeyeceği konuşulurken, ayın sonlarına doğru özellikle yurtdışındaki havanın olumluya dönmeye başlamasıyla ‘1,60 altı test edilir mi’ sorusu gündeme geldi. Turkish Bank Döviz Masası Yönetmen Yardımcısı Can Mete ise sepet olarak bakıldığında aslında TL’de riskin devam ettiğini söylüyor. Normal zamanda 1,70- 1,75 bandında olan sepet kurun şimdi 1,95 seviyelerinde olduğunu anlatan Mete sözlerine şöyle devam ediyor:
“Olası olumsuz gelişmelerde dolar kuru 1,75 eski zirvesini kolaylıkla geçip 1,80’leri test eder. Yatırımcılar yurtdışı seyre göre temkinli hareket etmeye devam etmeli. Kurda volatiliteden daha çok kat edilen marjlara ve sepet kuruna bakılmalı. Dövizde yatırım stratejisi bu şekilde belirlenmeli.”
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?