Sonunda beklenen olacak gibi... Global kriz, terör, deprem derken sıkıntıları aşamayan turizm, 2000 yılında canlanacak. Tahminler tutarsa 7 milyar dolarlık gelire ulaşılacak. İşte bu tablo şimdi ta...
Sonunda beklenen olacak gibi... Global kriz, terör, deprem derken sıkıntıları aşamayan turizm, 2000 yılında canlanacak. Tahminler tutarsa 7 milyar dolarlık gelire ulaşılacak. İşte bu tablo şimdi tam 40 sektörün iştahını kabartıyor. Çünkü, 7 milyar dolar, bu sektörler arasında paylaşılacak. Nasıl paylaşılacağı ise pazarlama, ürün geliştirme ve satış stratejilerine bağlı.
1999´u kötü geçiren turizm sektöründe 2000 yılı beklentileri çok olumlu. Hükümet, 1999´da 4.5 milyar dolara düştüğünü tahmin ettiği turizm gelirlerini, 2000 yılında 7.2 milyar dolara yükseltmeyi hedefliyor. Turizm sektöründeki yetkililerin bir kısmı bu hedefin de aşılabileceğini ve 2000 yılı turizm gelirlerinin 10 milyar doları bulabileceğini düşünüyor.
Türkiye´de turizmden yaklaşık 40 sektör ekmek yiyor. Turizm pastasından en büyük payı seyahat acenteleri, ulaştırma, konaklama ve eğlence sektörleri alıyor. Gıdadan giyime, sağlıktan eğitime, haberleşmeden otomobil kiralamaya, hediyelik eşyadan makyaj malzemelerine kadar pek çok sektör de turizm pastasından irili ufaklı dilimler almayı başarıyor.
İşler açılacak
2000 yılında turizm gelirlerinin artması, bu sektörlerde de işlerin açılmasına yardımcı olacak. Bu nedenle söz konusu sektörlerde faaliyet gösteren firmaların da 2000 yılı planlarını yaparken turizmdeki beklentileri dikkate almalarında fayda var.
Capital dergisi uzmanları, turizm pastasından pay alan sektörlerde faaliyet gösteren firmalara yardımcı olmak için bir araştırma yaptı. Uzmanlarımız, ilk aşamada 1996-98 dönemi verilerini inceleyerek turizm gelirlerinin hangi sektörler arasında pay edildiğini hesapladı. Ancak, 1999 yılı verileri, henüz belli olmadığı için kullanılamadı.
İkinci aşamada, ilk aşamada elde edilen sonuçlar hükümetin 2000 yılı turizm hedefine uyarlandı. Böylece 2000 yılında turizmden kimlerin ne kadar pay alabileceği ortaya çıkarıldı.
Çok önemli bir uyarı
Bu araştırmada ulaştığımız sonuçların yüzde 100 gerçekleşeceğini de söylemek olanaksız. Araştırmayı, geleceğe yönelik bir fikir oluşturmak, projeksiyonlara katkıda bulunmak amacıyla hazırlıyoruz.
Turizm gelirleri hükümetin hedefinin altında kalırsa, gerçekleşmeler daha düşük olabilir. Gelir, kimi yetkililerin tahmin ettiği gibi 10 milyar dolara dayandığı takdirde ise turizm pastasının dilimleri bu çalışmanın gösterdiğinden çok daha büyük olabilir.
Turizm harcamalarının harcama türleri arasındaki dağılımının değişmesi de, bizim çalışmamızın gösterdiğinden farklı sonuçların doğmasına yol açabilir. Ancak bu dağılım yıldan yıla çok büyük değişiklik göstermediği için, ortaya çıkabilecek hata kabul edilebilir düzeyi aşmaz.
Bu çalışma, hükümetin turizm geliri hedefi tuttuğu takdirde, bundan hangi sektörün aşağı yukarı ne kadar pay alabileceğini gösteriyor. Söz konusu sektörlerde faaliyet gösteren firmalar, 2000 yılı planlarını yaparken bu çalışmanın sonuçlarından faydalanabilir.
Paket turun getirisi
Turist akını nisan ayından itibaren başlayacak. Çünkü, Türkiye´de turizm sezonu nisan ayında açılıyor. Esas hareketlilik ise mayıstan sonra görülecek. Haziran ile ekim arasındaki 5 aylık dönem ise turizmde ``hasat dönemi''ni oluşturacak. Turistlerin yüzde 60´tan fazlasının haziran-ekim arasında gelmesi, bu döneme verilen önemi de haklı çıkarıyor. Turizm gelirlerinin üçte ikisi de sözünü ettiğimiz aylarda elde ediliyor.
Turizm pastasından en büyük payı paket tur hizmeti veren seyahat acenteleri alacak. Çünkü paket turlara ödenen paranın turizm gelirlerine oranı yüzde 28.5´i buluyor. Hükümetin 7.2 milyar dolarlık turizm hedefi tutarsa, paket turlara 2000 yılı içinde tam 2 milyar 50 milyon dolar ödenecek.Tabii paket turlar için ödenen paranın hepsi seyahat acentalarının cebinde kalmayacak. Paket tur içinde yer alan konaklama, ulaşım, yeme, içme gibi hizmetlerin finansmanı nedeniyle, bu paranın önemli bir kısmı diğer sektörlere akacak.
Aslan payı ulaştırmaya
Turizm sektöründe sistemin işleyişine bakıldığında, zincirin ilk halkalarından birinin ``ulaştırma`` olduğu görülecektir. Bu nedenle turistlerden para kazanan ilk sektör de ulaştırma olacak. Turistler Türkiye´ye gelip, konaklama tesislerine yerleşmek için ulaştırma sektörüne 430 milyon dolar dolayında para ödeyecek.
Bu paranın yarısından çoğunu otobüs firmaları alacak. Turistlerin ulaştırma için harcayacakları paranın yüzde 30´a yakın kısmını ise Türkiye´de kurulu havayolu şirketleri elde edecek. Demiryolu ve denizyolu için ödenen para ise cüzi miktarda kalacak.
Turistler, konaklama tesislerine yerleştikten sonra da ulaştırma sektörüne para kazandırmaya devam edecek. Ülkemize gezip görmek amacıyla gelen turistler, yurtiçi tur hizmetleri için 190 milyon dolara yakın para harcayacak. Bu harcamadan aslan payını yine karayolu ile tur düzenleyenler alacak. Mavi tura çıkan turistler de 50 milyon dolara yakın para bırakacak.
Konaklamaya ne kalacak?
Turizm sektörü deyince ilk akla gelen konaklama tesisleri bu yıl pastadan 1 milyar dolar dolayında bir pay alacak. Bu paranın yüzde 90´dan fazlası otel, motel ve pansiyonlarda kalmak için harcanacak. Geri kalan kısmı ise ev kiralayarak tüm yazı Türkiye´de geçirmek isteyen zengin turistler harcayacak.
Hükümetin turizm geliri hedefi tutarsa, turistlerin beslenmek için harcayacakları para 1.4 milyar doları aşacak. Turistler, ``Türkish kebap, döner, ayran, raki'' muhabbeti için lokantalara 770 milyon dolara yakın para dökecek.
Tabii beslenme harcamaları lokantalarda yapılanlarla sınırlı kalmayacak. Turistler, gezip tozarken de yiyecek ve içecek maddelerine ihtiyaç duyacak. Turistlerin lokantalar dışında gıda maddeleri için harcayacakları para 430 milyon doları aşacak. Lokantalar dışında içecek maddeleri için harcanacak para ise 230 milyon dolara yaklaşacak.
Sağlık turizmi
Yeni başlasa bile, Türkiye´de sağlık turizmi konusunda oldukça önemli mesafeler alındı. Şimdilik sağlık turizminin öncülüğünü kaplıca benzeri tesisler yapıyor. Bu nedenle Türkiye´ye çeşitli rahatsızlıkları nedeniyle kaplıcalardan yararlanmak için çok sayıda turist geliyor. Yabancı turistler 2000 yılında turizmin bu alanına 12 milyon dolarlık harcama yapacaklar. Diğer sağlık hizmetleriyle birlikte turistlerin sağlık için harcayacağı para ise 50 milyon doları aşacak.
Ülkemize seminer ve toplantılara katılmak için gelecek turistlerin harcayacağı para ise 25 milyon dolar dolayında olacak. Kongre turizmi diye bilinen bu turizm çeşidinden kazanılan paranın büyük kısmı İstanbul´da harcanacak.
Turistlerin kültürel faaliyetler ve eğlence için harcayacakları para 210 milyon doları aşacak. Sportif faaliyetler karşılığında da 50 milyon dolar kazanacağız.
Hediyelik satışı
Turistler, hediyelik eşya, giyim ve ayakkabı, oto kiralama, haberleşme, kuaför, makyaj malzemesi gibi mal ve hizmetlere ise 1 milyar 750 milyon dolar dolayında para harcayacak.
Örneğin, turistlerin Türkiye´den dönerken yakınlarına götürmek için alacakları hediyelik eşyaların tutarı 600 milyon dolara yaklaşacak. Turistler, konfeksiyon ürünleri ve ayakkabı için 625 milyon dolar dolayında para harcayacak. Oto kiralama şirketlerinin turizm pastasından alacağı pay ise 60 milyon dolar dolayında olacak.
Ülkemizi ziyaret eden yabancılardan kazandığımız para sadece turizm gelirleriyle sınırlı kalmıyor. Turistler ülkelerine geri dönerken yanlarında gıda, giyecek gibi ürünler de götürüyor. Bu ürünlerin tutarı ortalama olarak turizm gelirlerinin yarısına ulaşıyor.
Turistlerin bu yıl da yanlarında aynı oranda mal götüreceğini varsayarsak, yaklaşık 3.7 milyon dolarlık bir kazancımız da buradan olacak. Bu paradan 1.4 milyar dolarlık aslan payını konfeksiyon sektörü alacak.
TURİZM PASTASININ BÖLGESEL DAĞILIMI
EGE:Hem güneş, kum ve denizi hem de tarihi yerleri sayesinde turizm pastasından aslan payını bu bölgenin alması bekleniyor. Çünkü Türkiye´deki 3 bin 300´e yakın konaklama tesisinin ve 530 bin yatağın yüzde 35´lik bölümü Ege Bölgesi´nde yer alıyor. Bölgenin önemli turizm merkezlerini Muğla, Aydın, İzmir ve Denizli oluşturuyor.
AKDENİZ:Turizm pastasından ikinci büyük payı Akdeniz alacak. Çünkü Türkiye´deki konaklama tesislerinin yüzde 28´i, yatak sayısının ise yüzde 35´i bu bölgede. Bölge turizmdeki bu ağırlığını neredeyse sadece Antalya´ya borçlu. Konaklama tesisi ve yatak sayısı açısından Türkiye´de ilk sırada yer alan Antalya´da 790 tesis ve 170 bin yatak var.
MARMARA:Marmara bölgesinde Türkiye´deki konaklama tesislerinin yüzde 19´u, turistik yatak sayısının ise yüzde 18´i bulunuyor. Ağırlık tabii ki İstanbul´da. İstanbul, tarihi yerleriyle olduğu kadar, kongre turizmi vasıtasıyla da turist çekiyor. Balıkesir ve Bursa´da da gözardı edilemeyecek bir turizm potansiyeli var.
İÇ ANADOLU:Ege, Akdeniz ve Marmara´ya göre mütevazi ölçüde kalmakla birlikte, turizm pastasından bu bölge de pay alacak. Bölgenin önemli turizm merkezleri başkent Ankara ve peri bacalarına evsahipliği yapan Nevşehir.
KARADENİZ:Bolu-Kartalkaya´daki kış turizmi tesisleri ve yayla turizmiyle gündeme gelen bu bölgenin turizmden alacağı pay yüzde 5´i geçmeyecek gibi.
DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU:Bu iki bölgemizde, Erzurum´daki kış turizmi tesisleri, Van Gölü, Ağrı Dağı ve Adıyaman´daki Nemrut Dağı gibi potansiyel turizm merkezleri var. Ancak terör nedeniyle turistler yıllardır bu bölgelerden uzak duruyor. Terörün yenilmesi halinde önümüzdeki yıllarda turizmden ciddi pay alması söz konusu olabilir.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?