Emre Sayın’la fotoğrafçılık hobisini ve çektiği karelerden bazılarının hikayesini konuştuk...
Nil Dumansızoğlu
Fotoğraf çekmek, Global Ports Holding CEO’su EMRE SAYIN için dünyaya farklı bir gözle bakma fırsatı demek. “Aslında biz fark etmiyoruz ama her gün geçtiğimiz yerlerde birçok şeyi göz ardı ediyoruz. Fotoğraf çektiğiniz zaman algınız değişiyor, her şeyi daha önce gördüğünüzden farklı görmeye başlıyorsunuz” diyen yönetici, en çok insana dair anlar yakalamayı seviyor.
Küçük yaşlarda babasının fotoğraf makinesini eline almasıyla fotoğrafçılık merakı başlayan Global Ports Holding CEO’su Emre Sayın, profesyonel iş yaşamında Ara Güler, İzzet Keribar, Arif Aşçı gibi değerli fotoğraf sanatçılarından fotoğraf okuma dersi aldı. Onların da katkısıyla oluşturduğu perspektif, onu amatör fotoğrafçılığa kadar götürdü. Şimdilerde Fotoğraf Gezginleri grubuyla dünyanın çeşitli yerlerine fotoğraf seyahatleri yapan yönetici, fotoğraflarında insana dair anlar yakalamayı seviyor. Fotoğraf çekmenin kendisine farklı bir bakış açısı kazandırdığını belirterek “Fotoğraf çekme moduna girdiğiniz zaman algınız değişiyor. Her şeyi daha önce gördüğünüzden farklı görmeye başlıyorsunuz” diyor. Emre Sayın’la fotoğrafçılık hobisini ve çektiği karelerden bazılarının hikayesini konuştuk:
Fotoğraf çekmeye nasıl başladınız?
Babamın Pentax K 100 modeli bir makinesi vardı. Ben de aslında onun makinesiyle fotoğrafa başladım. Bazen izinsiz de olsa o makineyi alır fotoğraflar çekerdim. Ancak ilgimin artması, Kodak’ta genel müdürlüğe başladığım 2003 yılında oldu. O dönemde çok yarışma yaptığımız için profesyonel fotoğrafçılarla birlikte jürilerde bulunma imkanım oldu. Aslında fotoğrafçılığa, fotoğraf çekerek değil fotoğraf okuyarak başladım. Ara Güler, İzzet Keribar, Arif Aşçı gibi hepsi kendi alanında uzman ünlü fotoğrafçılardan fotoğraf okuma dersi aldım. Son 5-10 yıldır da amatör fotoğrafçılık yapıyorum.
Fotoğraf okuyarak başlamak sizin perspektifinizi nasıl etkiledi?
Bence fotoğraf, dünyaya kendi bakış açını aktarma fırsatı. Fotoğrafı nasıl gördüğünüz çok önemli. Bazen örneğin 15 kişilik bir grupla fotoğraf çekmeye gittiğinizde, küçücük bir alanda herkesin farklı bir şeyi çektiğini görüyorsunuz. Biri grafikli fotoğraf çekerken bir başkası insan fotoğrafı, bir başkası doğayı çekiyor.
Siz daha çok nasıl fotoğraflar çekiyorsunuz?
İnsan çekmeyi seviyorum. İnsan ve insana dair bir an yakalamayı seviyorum. Sokak fotoğrafı ve gezi fotoğrafı buna daha çok fırsat veriyor. Benim fotoğraflarımda insan olmasa bile mutlaka insana dair bir şey oluyor.
Bu sayede gittiğiniz yerlerde yeni insanlarla da tanışıyor musunuz?
Eğer insan fotoğrafı çekiyorsanız onlarla ilişki kurmamanız mümkün değil. Her fotoğrafın çekildiği anın dışında, çekilmeyen tarafın da bir hikayesi var. O insanla ilişki kurmak için doğru anı yakalamak, o anı yakalamak için gözlem yaparak en doğru zamanı saptamak için beklemek gibi… Bir fotoğraf tüm bunların birikiminden oluşuyor.
İstanbul içinde fotoğraf çekmek için nerelere gidiyorsunuz?
Ben İstanbul Erkek Lisesi’nde okudum. Eski şehri, Tarihi Yarımada’yı bildiğimi düşünürdüm. Ama fotoğraf çekmek için bu bölgelere gittiğimde daha önce hiç bilmediğim ya da görüp de dikkat etmediğim yerler olduğunu fark ettim. Fotoğraf çekme moduna girdiğiniz zaman algınız değişiyor, her şeyi daha önce gördüğünüzden farklı görmeye başlıyorsunuz. Aslında biz fark etmiyoruz ama her gün geçtiğimiz yerlerde birçok şeyi göz ardı ediyoruz.
Fotoğraf için özel seyahatler planlıyor musunuz?
İşimden dolayı çok fazla geziyorum. Daha önceki işlerimde de böyleydi. Ayrıca özel seyahatlerim de oluyor. Ancak arkadaşlarımla veya ailemle bir şehir gezmeye gittiğim zaman fotoğraf çekmeye konsantre olamıyorum. Bir fotoğrafı çekmek için bazen 30-40 dakika beklemeniz gerekebiliyor. Normalde gezmek için giden insanların yapacağı şeyler değil bunlar. Yanımdaki insanlara rahatsızlık vermekten biraz çekindiğim için genelde sadece fotoğraf çekmek için gitmeyi ve gezmeyi tercih ediyorum.
Kiminle gidiyorsunuz?
Fotoğraf Gezginleri diye bir grubumuz var. Onun da turları oluyor. Bu grupta yüzlerce kişi var. Hatta Küba için çektiğim fotoğraf, o grubun çektiği fotoğraflardan oluşan bir kitapta yer alıyor.
Gitmediğiniz, önümüzdeki dönemde gitmek istediğiniz yerler var mı?
Ocak ayında Myanmar’a gidiyorum. Yine bu grup içinden küçük bir grup arkadaşla gideceğiz. Myanmar, dünyada son dönemde açılan ve dünyaya entegre olmaya başlayan ülkelerden olduğu için fotoğraf açısından çok ilginç olacak, heyecanlıyım.
Fotoğraf çekmenin iş hayatınıza nasıl bir etkisi oldu?
Bir ortamın içine girip insanlarla bağlantı kurduğunuz zaman ne kadar farklı bir deneyim yaşayabileceğinizi görüyorsunuz fotoğrafta. Doğru düzgün bakmadan bir yerden 40 yıl geçseniz de bir gün dikkatli olunca çok farklı şeyler görebiliyorsunuz. İş de böyle biraz. Farklı baktığınız zaman bambaşka fırsatlar görebiliyorsunuz.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?