Petrol fiyatları düşük kalırsa...

Hükümetlerin kendilerini bir süreliğine daha ucuz bir petrol dünyasına hazırlaması şart.

13.03.2015 12:16:590
Paylaş Tweet Paylaş
Petrol fiyatları düşük kalırsa...
Bu aslında dünyanın her bölgesinde ilgiyle takip edilen tek hikaye. Petrol fiyatları, hazirandan bu yana yarı yarıya düştü ve bu seviyelerde kalma ihtimali yüksek. Fiyatları yukarıya doğru zıplatacak herhangi bir sürpriz talep artışı da bekleyemeyiz. Suudilerin de önümüzdeki haftalarda kesintiye giderek petrol arzını sınırlama ihtimalleri çok düşük. Çünkü yeni kral, global üretim artışını engellemek ve rakip üreticileri, özellikle de İran’ı zor durumda bırakmak istiyor. Peki Brent petrolü yılın geri kalan döneminde varil başına 50 dolar seviyesinde gezinirse ne olur? Sürekli düşen petrol fiyatları, Putin’inin aklını başına getirmeyecektir. Çünkü onun popülaritesinin temelinde, dozajını giderek artırdığı Batı’ya meydan okuması yatıyor. Düşük fiyatlar ayrıca İran’ın dini lideri nükleer programı hakkında yeni bir anlaşmayı kabul etmeye zorlamaya da yetmeyecek. Ancak düşük fiyatların sürekliliği, ithalat yapan 4 ülkedeki ekonomik reform çabalarına ivme kazandıracak: Çin, Japonya, Endonezya ve Hindistan. 
ÖNCE İYİ HABERLER Bugün dünyada hiçbir ülke Çin kadar düşük petrol fiyatlarından kazançlı çıkamaz. Başkan Xi Jinping, Çinli tüketicileri, Çin ürünlerini daha fazla satın alacak şekilde güçlendirmek için reformlar peşinde koşuyor. Düşük petrol fiyatları ise bu reformların Çin’in büyüme ve istihdam yaratma yeteneğine vereceği zararın etkilerini hafifletecek. Düşük petrol fiyatları aynı zamanda Japonya’da da Başbakan Shinzo Abe’nin tartışmalı politik değişiklikler için kamuoyu desteği sağlamaya çalıştığı bir zamanda, tüketiciler ve şirketler için maliyetleri düşürerek iç ekonomik reformların hızlandırılmasına yol açacak. İhtiraslı reform planlarından, yerine getirilmeyen değişim vaatleriyle yıllarca oyalandıktan sonra büyümeyi yeniden canlandırma sözü veren liderlerin başa geldiği Hindistan ve Endonezya da kazançlı çıkacak. Hindistan Başbakanı Narendra Modi ile Endonezya Başkanı Joko Widodo’yu bekleyen en büyük meydan okumalardan biri de maliyetli petrol sübvansiyonlarını azaltarak hükümetin finansmanındaki dengeyi yeniden tesis etme gereksinimi olacak. Düşük petrol fiyatları finansal şokun düşük fiyatlarla absorbe edildiği bir zamanda hükümetlerin bu yükü tüketicilerin ve şirketlerin üzerine yıkmalarına olanak sağlıyor.
KÖTÜ HABERLERE GELİNCE Düşük petrol fiyatlarının gelir için petrol ihracatına bağımlı olan hükümetler için iyi bir haber olmayacağı aşikar. Ancak bazıları diğerlerine kıyasla çok daha savunmasız. Suudiler ve diğer Körfez İşbirliği Örgütü üreticileri, gelirlerinde azalma hissedecek. Baş rakipleri olan ve ağır yaptırımlara maruz kalan İran’a bunun politik maliyetlerinin çok daha yüksek olacağının farkındalar. Mısır ise Arap baharından sonra Suudi Arabistan’ın güvenini yeniden kazanmış durumda. Suudi Arabistan herhangi bir fırtınaya karşı durabilmek için elinde halen yeterince nakit rezerv bulundurmanın keyfini sürüyor. Nijerya ve Rusya’nın işi, çok daha zor. Nijerya’da Boko Haram militanlarından kaynaklanan tehdit, bu ülkedeki kutuplaşmayı artıracak ve başkan Goodluck Jonathan’ın yüzleşmek zorunda kalacağı meydan okumalara bir yenisini ekleyecek. Rusya’da uzatmalı bir düşük petrol fiyatları süreci zaten Batı’nın uyguladığı müeyyideler, yetersiz yatırımlar ve politik izolasyondan doğan hasarın daha da büyümesine neden olacak. Kremlin yetkilileri, petrol gelirlerinin azalmaya devam etmesinin bir bankacılık krizini tetikleyebileceği uyarısında bulunuyor. Putin’in yüksek beğenilme oranı ve ülkesinin halen oldukça yüksek seviyedeki finansal rezervleri, Rusya’nın büyük ölçekli ve kalıcı bir sosyal karmaşıklık krizine girmesine engel olacak. Ancak iş ortamı yabancı şirketler için kötüleşecek. Düşük fiyatların istikrar için doğrudan tehdit oluşturduğu tek ülke Venezuela. Burası dış ticaretinin yüzde 95’inden fazlasının petrol ihracatına bağımlı olduğu bir ülke. Başkan Nicolas Maduro, bütçenin denkleştirebilmesi için ham petrolü varil başına yaklaşık 100 dolardan satması gerektiğini söylüyor. Aslında gerçek rakam 117 dolar civarında. Venezuela, içinde gıda ürünlerinin de olduğu tüm tüketici mallarının yüzde 70’inden fazlasını ithal ediyor ve düşük petrol fiyatları yetkilileri, temel malların ithalatında bile azaltıcı önlemler almaya zorluyor. Bahsedilen tüm bu hükümetlerin, kendilerini bir süreliğine daha ucuz bir petrol dünyasına hazırlaması şart.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


YAZARIN DİĞER YAZILARI TÜMÜNÜ GÖRÜNTÜLE

Yorum Yaz