Donald Trump’ın ABD başkanı
seçilme olasılığı halen
çok düşük. Ancak Hillary
Clinton ne aşırı seviliyor ne
de kendisine güveniliyor. Bu nedenle
8 Kasım’da Trump’ın bir zafer kazanması
ihtimali göz ardı edilemez. İşte bu
yüzden Trump’ın başkanlığının Amerikalılar
ve dünya için ne türden riskler yaratabileceği
tartışmaya değer. En ciddi sorunlar ABD’nin Rusya veya
İran hatta onun başlıca jeopolitik rakibi Çin ile olan ilişkilerinde
yaşanmayacak. Onun yerine Trump’ın ciddi
sorunlar yaratma ihtimali yüksek dört başka alan var.
Birincisi ortada beklenmedik bir kriz var. ABD
başkanlık adayları kendi planlarının en iyisi olduğuna
seçmenleri ikna etmeye çalışmak için 18 ay harcar. Ancak
tarih başkanın doğrudan kontrolü altında olmaktan
uzak olayların, yüzleşilmesi gereken krizler yarattığına
şahittir. Barack Obama’ya miras olarak global finansal
erime bırakılmıştı. George W. Bush ise 11 Eylül terör
saldırılarıyla gafil avlanmıştı. Her başkanın bıraktığı
mirasta önemli olan onun hiç beklenmedik meydan
okumaları etkin bir şekilde yönetmesidir.
Ne hükümette ne de askeriyede hiç çalışmamış ilk
ABD başkanı olacak Trump’ın deneyimsizliği, dengesiz
mizacı ve meşhur alınganlığı onun hiç beklenmedik acil
durumlarla başa çıkabilmek için yakın geçmişteki başkan
adaylarına kıyasla çok daha donanımsız olduğunu
düşündürüyor. Gerçekten de Trump’ın kişisel hakaret
olarak algıladığı her şeye karşı aşırı tepki göstermesi
onun zaten kötü olan durumları daha da kötüleştireceğini
akla getiriyor. Özellikle de onun İranlıların ayıp
el işaretlerine karşı ABD’li denizcilerin tepki olarak
“onları dümdüz etmeleri” gerektiğini söylemesi bize
ortada ciddiye almamız gereken bir hikaye olduğunu
gösteriyor.
MÜTTEFİKLERLE İLİŞKİLER
İkincisi Trump ABD’nin kilit müttefikleriyle olan ilişkilerine
çok büyük hasar verebilir. Müttefik ülkelerdeki
ona yönelik kamuoyu antipatisi, seçmenlere duyarlı
liderler için ABD’nin eylemlerini desteklemelerini zorlaştıracaktır.
Bilhassa da Trump’ın NATO üyelerinin
NATO’nun maliyetleri içinde kendilerine düşen payı
ödemediklerini iddia eden tezi, Avrupalı hükümetler
ve seçmenlerle olan bağlara zarar verecektir. Meksika
ve Japonya’ya gümrük vergileri koyma tehditleri ise
Ian Bremmer, Eurasia Group’un başkanı ve “Süpergüç:
Amerika’nın Dünyadaki Rolü Konusunda Üç Seçeneği” adlı
kitabın yazarıdır. Kendisine Tweitter’dan @ianbremmer
hesabından ulaşabilirsiniz.
bu ülkeleri kızdıracak ve seçildikten
sonra tutmayacak olsa bile 11 milyon
kaçak işçiyi sınır dışı edeceği ve sınırlara
duvar çekeceğine dair verdiği sözler
milyonlarca Latin Amerikalı’yı çileden
çıkartacaktır.
Trump’ın terörist tarihe sahip ülkelerden
gelen Müslümanların Birleşik
Devletler’e girmelerinin yasaklanması yönündeki “önerisi”
her yerdeki Müslümanları ve onların hükümetlerini
kışkırtacaktır. Trump’ın hangi geleneksel taahhütlere
itibar edeceğini, hangilerine etmeyeceğini netleştirmekten
imtina etmesi, müttefik hükümetlerin kendi
güvenlikleri için daha fazla sorumluluk üstlenmeleriyle
birlikte artacak maliyetleri ve riskleri de kabullenmeleri
halinde yurt içinde ihtiyaç duydukları desteği kaybetmelerine
neden olacaktır.
OLAĞANÜSTÜ VAKA
Üçüncüsü, tüm politikacılar dünyayı dostlar ve düşmanlar
olarak ikiye böler. Ancak Trump olağanüstü bir
vaka ve yandaşları ödüllendirmekle yandaş olmayanları
cezalandırmakta bugüne kadar seçilmiş liderlerin
çoğundan ileri gitmesi kimseyi şaşırtmayacaktır. Bu
durum sadece yabancı hükümetler ve liderler için değil,
şirketler, gazeteciler, STK’lar hatta sivil vatandaşlar
için bile geçerli.
Son olarak da Başkan Trump kesinlikle ABD vatandaşlarını,
ABD’nin gücünün simgelerini ve Birleşik
Devletler’in kendisini El-Kaide’nin, IŞİD’in ve diğer
İslamcı militan grupların baş hedefi haline getirecektir.
Trump’ın söylem tarzı militan örgütlerin kendilerine
yandaş bulmalarını ve para toplamalarını da kolaylaştıracaktır.
Orta Doğu’daki çeşitli karmaşıklıklara yönelik
daha saldırganca bir müdahale ise bu etkiyi daha da
güçlendirecektir.
Trump’ın Amerika’nın gücünün nasıl kullanılacağına
dair varsayımları altüst etmesinin yanına bir de
hiç bilinmedik destekleyici karakterler eklendiğinde,
dünyadaki insanların çoğunun önümüzdeki beş hafta
boyunca neden nefeslerini tutuyor durumda olacaklarını
anlamak hiç de zor olmasa gerek.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?