Herkesin iş hayatında ilham aldığı,
büyük dersler öğrendiği bir “öğretmeni”
olmuştur. Birilerinin akıl
hocalığında ilerlemiş, kariyer basamaklarını
o duayenin rehberliğinde
tırmanmıştır. Türk iş dünyasında da böyle
örneklere sıklıkla rastlanıyor. Hatta bu “öğretmenler”
öyle değerli ki uzun yıllar geçse bile
onların emekleri asla unutulmuyor.
Tabii bir de madalyonun diğer yüzü var:
Öğrenci tarafı… Onlar da hocalarının aklında
kalıyor mu? Görünen o ki kalıyor. Örneğin Yataş
Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Altop, “İş
hayatında şimdiye kadarki en iyi öğrencilerimden
biri İzzet Sümer’di” diyor. Sümer’in yetişmesinde
çok emeği olduğunu söylerken, onun
çalışkanlığını ve başarısını vurgulamadan geçmiyor.
Sümer, bugün Boydak Holding CEO’su.
Yani Altop’un en önemli rakiplerinden birinin
tepe yöneticisi.
Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı
Hamdi Akın’ın “en iyi öğrenci” dendiğinde ilk
aklına gelen isim, şu anki CEO’su Süha Güçsav.
Akın, “20’li yaşlarda bizimle çalışmaya başlamıştı
ve şu an geldiği nokta, onun ne kadar iyi
bir yönetici olduğunu gösteriyor” diye anlatıyor
başarılı yöneticisini…
Duayen profesyonellerden Caner Tunaman
ise “Türkiye’den isim verip kimseye haksızlık
etmek istemem” diyerek yurtdışından, 90’lı yıllardan
bir ismi paylaşıyor. Tunaman’ın en iyi
öğrencilerinden olan Marcello Bottoli, yıllar
içinde Louis Vuitton ve Samsonite gibi dünya
devi markaların CEO’luğunu üstlenmiş bir
yönetici. Tunaman, Bottoli için “Marcello bana hala Caner Ağabey der ve sık sık akıl sorar”
diyor.
Ulaştığımız örnekler, patronların “ışık
gördükleri” ve emek verdikleri isimler konusunda
hiç yanılmadıklarını ortaya koyuyor.
Çünkü her biri, bugün çok önemli
noktalara yükselmiş durumda. İşte patronların
en değerli öğrencileri ve onlarla
tanışma hikayeleri…
ŞİMDİ RAKİBİN CEO’SU
Yataş Grup Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz
Altop, mobilya ve yatak sektörünün
deneyimli isimlerinden biri. Çok uzun yıllardır
iş hayatının içinde. “2016’da iş hayatımın
40’ncı yılını tamamlıyorum. 40 yılda
çok değerli kişilerle çalışma fırsatı buldum”
diyen Yavuz Altop için 3 kişinin yeri ayrı. Onlardan
ilki, geçtiğimiz günlerde Boydak Holding CEO’luğuna
atanan, Mondi markasının kurucusu İzzet Sümer.
Altop, en iyi öğrencim dediği isimleri şöyle sıralıyor:
“En iyi öğrencilerim diyebileceğim 3 kişi İzzet Sümer,
Güvener Ferrah Baş ve Yılmaz Kalyoncu’dur. Bu
üç arkadaşımızın ortak yönleri özveriyle çalışmalarıydı.
Yıllar önce hepsi gençlerdi, gelecek beklentileri vardı.”
Altop, onları nasıl yetiştirdiğini ise şöyle anlatıyor:
“İzzet Sümer’i ilk önceleri, başarılı bir satış elemanı
olması için yetiştirmeye çalıştım. İlk 3 ay iş bitiminde
her akşam ben müşteri olurdum ve bana mal satmaya
çalışırdı. Böylece çok iyi yetişerek bölge satış müdürlüğüne
kadar yükseldi. O yıllarda konsept mağazalarımız
yoktu. Anadolu’daki bütün sünger ve yatak satan ticaret
erbabına İzzet Bey mal satardı. 12 yılda aldığı hiçbir çek
karşılıksız çıkmamıştır. Güvener Ferrah Baş’ın da müşterilerle
diyalogu çok iyiydi. İlk geldiğinde 4 yıllığına
noterden sözleşme yapmıştık. İkinci yılında çok başarılı
bulduğum için 4’üncü yılda alması gereken maaşı vermiştim.
Belirlediğim fiyatın üzerinde satışlar yapardı.”
Yanında yetişen bu isimlere verdiği en önemli nasihatin
“Rakibi kötülemeyin” olduğunu belirten Altop,
ekliyor:
“Bizde rakip yok, meslektaş vardır. Müşteri ziyaretlerinde
çok dikkatli konuşmalarını söylerdim. Hiçbir
zaman rakip ürünleri kötülememelerini tembih ettim.
Bu 3 arkadaşım da yıllar önce bizden ayrıldı. Bugün
yeniden birlikte çalışma fırsatımız olsa, herhalde ben
onlardan birtakım şeyler öğrenirim.”
AKIN’IN EN İYİLERİ, C LEVEL’DA
Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın, iş
dünyasının renkli isimlerinden. Ekibindeki yöneticileri,
özellikle A takımındaki isimler, uzun yıllardır değişmiyor.
Zaten Hamdi Akın da “Benim yöneticilerim çok
uzun yıllar benimle çalışır. Örneğin TAV CEO’muz Sani
Şener, buna iyi bir örnek. Ancak ‘öğrencim’ dersek,
180 CAPITAL 6 / 2016
genç yaşlarda yanıma gelen ve o günlerden beri benimle
olan isimleri paylaşmam daha doğru olur” diyor
ve ekliyor:
“Bir anlamda Akfen Okulu’nda yetişen isimler dersek,
ilk olarak şu anki CEO’muz Süha Bey’i (Güçsav)
sayabilirim. Çok genç yaşlarda, 20’li yaşlarda bizimle
çalışmaya başlamıştı ve şu an geldiği nokta, onun ne
kadar iyi bir yönetici olduğunu gösteriyor.
Ayrıca yine üniversiteden mezun olur olmaz bize
katılan, çok genç yaşlarda grubumuza giren, şu anda
hukuk konularından sorumlu genel müdür yardımcımız
ve baş hukuk müşavirimiz olan Sıla Cılız İnanç da en iyi
öğrencilerimden biridir. Sıla Hanım, mezun olduktan
sonra holdinge staja gelmişti ve o günden beri bizimle.
Kendisi, bugün Akfen’in dört büyüğünden biridir. En
iyi ve başarılı öğrencim dediğimde, bu iki yöneticimi
rahatlıkla sayabilirim. Zaten o yüzden onları yıllardır
hiçbir yere bırakmıyorum. Hep benimleler...”
Peki bu iki ismi Hamdi Akın’ın gözünde değerli kılan
ne? Hamdi Akın, yanıtını biraz esprili bir şekilde
veriyor:
“Onları benim için değerli kılan özellikleri, çok genç
yaşta benim yanıma gelip benden başka kimseyi tanımamış
olmalarıdır. Gözlerini bizimle açtılar, umarım
bizimle de kaparlar.”~KAMIŞLI’DAN 3 İSİM Şu anda Esas Holding yönetim kurulu üyeliğinin yanı sıra Esas Gayrimenkul’ün de yönetim kurulu başkanlığını yürüten Erhan Kamışlı’nın verdiği isimler, Sabancılı yıllarından… Kamışlı’nın çok başarılı bulduğu ve “Üzerinde çok emeğim var” dediği ilk isim Mehmet Hacıkamiloğlu. Şubat 2016 itibarıyla Sabancı Holding Çimento Grubu Yönetim Kurulu Başkanı olan Hacıkamiloğlu’nun çok başarılı bir yönetici olduğunu söyleyen Kamışlı, şöyle devam ediyor: “Mehmet Bey ile uzun yıllar mesaimiz oldu. Üzerinde de çok emeğim vardır. Çok başarılı bir yöneticidir. İkinci olarak Hakan Gürdal’ı sayabilirim. O da Sabancı Grubu kökenlidir. Hakan Bey, şu anda dünyanın
en büyük çimento şirketlerinden Heidelberg’de
Afrika&Doğu Akdeniz Bölgesi’nden Sorumlu CEO konumunda.
17 ülkenin yönetiminin başına geçti.”
Erhan Kamışlı’nın iftihar listesindeki üçüncü isim,
yine bir çimentocu… “Son olarak Çimsa Genel Müdürü
Nevra Özhatay’ı sayabilirim” diyen Kamışlı, sözlerini
şöyle sürdürüyor:
“Çimento, çok erkek egemen bir sektör. Nevra Hanım
belki de dünyadaki tek kadın çimento genel müdürüdür.
Böyle bir sektörde çok başarılı biçimde yoluna
devam ediyor. İş yapışını çok beğendiğim, çok
başarılı bulduğum yöneticilerden biridir.”
Peki bu 3 ismi Erhan Kamışlı için değerli kılan özellikleri
neler? Kamışlı, şöyle anlatıyor:
“Uzun yıllar çalıştığım, üzerinde epey emeğim olduğunu
da düşündüğüm bu isimleri benim gözümde
değerli kılan birçok nitelikleri var. Öncelikle hepsi ilişki
yönetiminde çok başarılı. Üçü de ilişkici insanlar.
Konuyu yönetmeyi biliyorlar, alanlarına hakimler. Çok
çalışkanlar. Ekiplerindeki insanları dinliyorlar ve ‘Ben
her şeyi biliyorum’ demiyorlar.
Ama en önemlisi ekip yönetimini ve delege etmeyi
biliyorlar. Bence bir yönetici için delege etmek çok
önemli bir meziyettir.”
“HEPSİ AYRI DEĞERLİ”
Limak, Türkiye’nin önde gelen gruplarından biri. Grubun
ortaklarından Nihat Özdemir enerjiden inşaata kadar
çok sayıda sektörde deneyimli bir işadamı. Tabii
şimdiye kadar yakın mesai yaptığı onlarca yöneticisi
oldu. Ancak birkaçının onun gözündeki yeri farklı.
Limak Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir’e “en
başarılı öğrencilerini” sorduğumuzda birden fazla isim
paylaşıyor. Yanıtları şöyle:
“Birçok farklı sektördeyiz. Her sektör için ayrı ayrı
sayarsam, birkaç isim öne çıkabilir. Örneğin turizm
alanında, turizm grubunun genel koordinatörü Kaan
Kavaloğlu ve yeğenim Hakan Saatçioğlu var. Bu iki arkadaşımız, turizmdeki işleri taşıdılar ve bu noktalara
getirdiler.
Çimento grubumuzun CEO’su Gültekin Aksüyek,
uzun yıllardır benimle yola devam eden, grubumuza
önemli katkıları olan bir isim. Geldiğinde bir fabrikamız vardı. Bugün yurtdışı dahil 13 fabrikamız var. Çimentodaki
büyüme hikayemiz Gültekin Bey ile birlikte
gerçekleşti ve şu anda da CEO’muz. Önemli yetkileri ve
sorumlulukları var. Biz de tabii sürekli onun başarısını
ölçüyoruz ve bu şekilde yolumuza devam ediyoruz.
İnşaatta ise başarılı bulduğum, şirketimize çok
önemli katkılarda bulunan birkaç isim var. Üst yapılar
grubunda Feyiz Genç ve Bahattin Özdemir; altyapı
grubunda ise Mustafa Baştürk ve Murtaza Burgaz gibi
arkadaşlarımız, hem benim iyi öğrencilerim hem iyi yöneticilerimdir.
Enerjide ise Limak Enerji CEO’muz Birol Ergüven’i
sayabilirim. Aramıza katıldığından beri enerji stratejimiz
daha şekillenmiştir.”
Adını unuttuğu isimler olabileceğini belirten Nihat
Özdemir, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Bu yöneticilerimizin ve adını unuttuğum birçok
arkadaşımızın, şimdiye kadar grubumuza çok önemli
katkıları oldu. Tabii benim de muhakkak onlara olmuştur.
Öncelikle bizim şirketlerimize gelip çalışan, bizi
tercih eden herkese teşekkür ederim. Çünkü Limak’ı bu
noktaya getiren asıl onlardır. Biz hissedar veya patron
olarak yön çizeriz, gerekli bazı kararları alırız ama bu
kararı uygulayan ve uygulatanlar, profesyonel arkadaşlarımızdır.
Dolayısıyla hepsi benim için çok değerli.”
KİŞİ DEĞİL EKİP DİYENLER
Sanko Holding Onursal Başkanı Abdülkadir Konukoğlu,
tek tek isim vermek istemiyor. Ancak en başarılı bulduğu
yöneticilerinin
ortak niteliklerini şöyle
sıralıyor: “En iyi öğrencim
diye bir yaklaşımım
yok. Birlikte çalıştığımız
arkadaşlarımız
en iyileridir. Şirkete
bağlı olmaları, kendi
işi gibi fedakârca çalışmalarını
takdir ederim.
Mümkün olduğunca
işe en alt kademeden
başlamalarına dikkat
ederiz. Merdivenleri
birer birer çıkanlar, işlerini, bulundukları yeri hazmederler
ve piramidin tepesine çıkarlar. Bu da başarılı
olmalarını sağlar. Bizimle çalışanlar emekli olana kadar
çalışır. İsterlerse danışman olarak görev alırlar. Bir
bölümü şirketlerde yönetim kurulu üyesi olur. Bunları
kişinin istemesi kadar çalıştığı süre içindeki performansı,
başarısı, iletişim ve ilişkileri belirler.”
Büyük veri girişimi Maana’nın kurucusu ve CEO’su
Babür Özden’in de şimdiye kadar birlikte çalıştığı ve
etkilendiği onlarca isim olmuş. Ancak o da tek tek isim
vermeyi tercih etmeyenlerden. “Aslında tek tek hiçbirimizin
bir değeri yok. Buna ben de dahilim. Bütün
olarak, ekip olarak değerliyiz. Bu bağlamda hiçbir arkadaşımı
ayrı tutamam, isim veremem. Diğerlerine haksızlık
etmiş olurum” diyor ve konuya farklı bir açıdan
yaklaşıyor:
“Ancak geriye dönüp baktığımızda Superonline’ı
bir okul gibi düşünürsek, bugün piyasada çok önemli
noktalarda olan, çok değerli isimlerin, bir zamanlar o
okuldan geçtiğini görürüz. Superonline benim için de
bir okuldu. Konuya başka bir açıdan, ‘benim hocam’
olarak bakarsam ise en ilham aldığım ismin Burhan
Karaçam olduğunu söyleyebilirim. Nasıl yönetici olunacağını
bana o öğretmiştir. Fikrimi ona anlattığımda
dinlemeseydi, Superonline hiç olmayabilirdi. Bir liderin
en önemli meziyeti gerçekten dinleyebilmek olmalıdır.
Burhan Bey de tam öyle bir hocadır.”~EMİN HİTAY HİTAY HOLDİNG YÖNETİM KURULU BAŞKANI
“İKİ ÇOK DEĞERLİ
YÖNETİCİM OLDU”
KİM BU İSİMLER?
İlk aklıma gelen isim Alpay Sidal.
Kendisi şu anda Ingenico’nun Türkiye ve Ortadoğu genel
müdürlüğünü yürütüyor. Uzun yıllar grup şirketlerimizde
beraber çalışmıştık. Onun dışında Soner Caşur var. O da
uzun yıllar Verifone’un genel müdürlüğünü yapmıştı. Her
ikisi de çok değerli yöneticilerdir. Soner Bey, şu an hem
girişimci hem yönetici olarak piyasada devam ediyor.
NEDEN İYİLER?
Geriye dönüp baktığımda, birlikte
çalıştığım eski yönetici arkadaşlarım arasında “yıldız”
diyebileceğim bu iki isim var. Her ikisi de hedeflerine çok
iyi odaklanan, çok iyi konsantre olabilen insanlar. İkinci
olarak, işlerinin tüm detaylarını biliyorlar ve gerekirse o
detaylara inebiliyorlar. Üçüncüsü de her ikisi de çok iyi
liderlik yapabiliyorlar. Tabii bu nitelikler, doğal olarak bu
arkadaşlarımızı “çok iyi yönetici” sınıfına taşıyor.
CANER TUNAMAN RECKITT BENCKISER TÜRKİYE YÖNETİM KURULU ÜYESİ
“HALEN AKIL DANIŞIR”
YURTDIŞINDAN BİR İSİM
En iyi öğrencim olarak
yurtiçinden değil de uluslararası kariyerimde
yetiştirdiklerimden bir isim seçtim: Marcello Bottoli.
1990’ların başlarında, dünya başkan yardımcısı
olduğum Benckiser daha yeni dünyaya açılıyordu.
İspanya’nın bir numaralı deterjan şirketi satılıktı. Bir
günde satın alma işini bitirdik. Başkanımız mevcut
organizasyondaki kişileri tanımam için birkaç gün
kalmamı söyledi. Birçok iyi eleman çoktan ayrılmıştı.
Geriye kalmış pek az kişiden Marcello Bottoli ismindeki
pazarlama müdürünün çok atak biri olduğunu gördüm.
Ancak o da ayrılmak üzereydi. Konuştum ve ikna oldu.
NASIL YETİŞTİRDİM?
Almanya’daki merkez
ofiste çalışmaya başladı.
Kısa zamanda çok şey
öğreniyordu. Zaten hızlı
bir öğrenme kabiliyeti
vardı. Bu arada sık
sık Türkiye’ye gelip
gidiyordu. Türkiye’de
etrafımdakilerin bana,
“Caner Ağabey”
diye hitap etmeleri
dikkatini çekti. Anlamını
öğrendikten sonra “Ben
de size Caner Ağabey diyebilir miyim” diye sordu. O
günden beri bana Caner Ağabey der. Marcello, kısa
sürede dünya pazarlama kategorilerinin önemli birinden
sorumlu başkan yardımcısı oldu.
ŞU ANDA NEREDE?
2000’li yılların başında 45
yaşındayken bir gün beni aradı ve “Louis Vuitton beni
transfer etmek istiyor, dünya başkanı yapacaklarmış,
size danışıyorum” dedi. Çok arzulu ve hırslıydı. Mani
olmadım. Ama orada başarılı ve mutlu olacağından
kuşkulu olduğumu söyledim. 4 yıl kalabildi. Bir süre
sonra “Samsonite dünya başkanlığı teklif ediyor, sen
de katılır mısın?” dedi. Ben artık çok seyahat etmek
istemediğimi belirterek katılmadım. Ancak Marcello
eski alışkanlığıyla bana sık sık akıl danışmaya devam
etti. Samsonite macerası da 3 yıl sürdü. Şimdi büyük
bir uluslararası yatırım danışmanlık şirketinin yönetim
kurulunda görev yapıyor.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?