Üretimde Kayıp İstihdamda Alarm

Ekonomideki her üretim daralması doğrudan iş gücüne yansıyor. Hazır giyimde her 1 milyar TL’lik üretim kaybı yaklaşık 32 bin kişilik iş kaybı anlamına gelirken otomotivde bu rakam 5 bin, metal sanayinde 9-10 bin, lojistikte ise 15-20 bin kişiye karşılık geliyor. Yalnızca son bir yılda bu sektörlerde on binlerce kişi işini kaybetti. Uzmanlara göre tablo açık: Üretimde yaşanan her gerileme, doğrudan istihdam cephesinde bir baskıya dönüşüyor ve ekonomide kırılganlığı artırıyor.

13.11.2025 14:12:370
Paylaş Tweet Paylaş
Üretimde Kayıp İstihdamda Alarm

Üretimdeki yavaşlama doğrudan istihdam cephesine yansıyor. 2025’in ortasına gelindiğinde işsizlik oranı yeniden yükselişe geçti, atıl iş gücü yüzde 32’ye dayandı. Özellikle sanayi ve tarımda yaşanan üretim kaybı yüzbinlerce kişinin işini kaybetmesine neden olurken inşaat ve hizmetlerdeki kısmi artışlar tabloyu dengelemeye yetmedi. Uzmanlar, “Her üretim kaybı doğrudan istihdam kaybı” uyarısında bulunuyor.

Tuba İlze / [email protected]
Capital Dergisi / Ekim 2025

Ekonomistler, yavaşlamanın en çok genç ve kadın istihdamını vurduğunu, kayıt dışı işlerde çalışanların ise ilk kaybedenler olduğunu belirtiyor. Bölgesel bazda bakıldığında da özellikle sanayi yoğun Marmara ve tarım ağırlıklı Güneydoğu’da istihdam kayıplarının daha sert hissedildiği aktarılıyor. 2024 sonunda yüzde 8,9 olan işsizlik oranının kısa sürede çift haneye çıkması, üretim ve istihdam arasındaki güçlü bağın bir kez daha altını çiziyor.

ERİME SÜRÜYOR


Sektör temsilcilerinin verdiği rakamlar da çarpıcı. Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Toygar Narbay, hazır giyimde 1 milyar TL’lik üretim kaybının 32 bin kişilik iş kaybına denk geldiğini vurguluyor. Yalnızca bu yılın ilk beş ayında ihracattaki düşüş, sektörde 145 bin kişilik istihdam erimesine yol açtı. Narbay, “TGSD olarak yaptığımız analize göre sektördeki her 1 milyarlık üretim kaybına karşılık yaklaşık 32 bin kişi işini kaybediyor. Eğer sektörde toparlanma sağlanamazsa istihdamda kayıplar devam edebilir. Uygulanan yüksek faiz ve baskılanan kur politikası iki yılda ihracatçılarımızın maliyetlerini dolar bazlı yüzde 27 artırırken rekabetçiliği de önemli ölçüde aşındırdı. Bu nedenle TGSD’nin açıkladığı destek paketinin acilen devreye alınması 2025’in de bir kayıp yıl olarak geçmemesi için çok önemli” ifadesinde bulunuyor.

Cevher Jant İnsan Kaynakları Müdürü Fatoş Hüseyinca, otomotiv sektörünün son yıllarda önemli bir dönüşüm sürecinden geçtiğine işaret ederek, “Bu dönüşümün en dikkat çeken yansımalarından biri de istihdam üzerindeki baskılar. Öyle ki sektörde yaşanan 1 milyar TL’lik bir üretim kaybı ortalama 5 binin üzerinde kişinin işini kaybetmesi anlamına geliyor. Bu oran, emek yoğun sektörlerden biri olan tekstile kıyasla daha düşük görünse de otomotivin sermaye ve teknolojiye dayalı yapısıyla yüksek katma değerli bir sektör olması bu farkı açıklıyor” ifadesinde bulunuyor.

MAVİ YAKA KAYBI

Metal sektöründe üretimde yaşanan her 1 milyar TL’lik kaybın ortalama 9 bin ila 10 bin kişilik istihdamın riske girmesi anlamına geldiğine işaret eden Kutes Başkanı Ali Esat Kutmangil, “Bu oran, emek yoğun sektörlerle kıyaslandığında daha düşük görünse de özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerde üretimdeki daralma doğrudan istihdam kaybı yaratıyor. Bu nedenle sanayi üretiminin sürdürülebilirliği sadece ekonomik değil toplumsal açıdan da kritik bir öneme sahip” diyor.

UTİKAD Yönetim Kurulu Üyesi Arkın Obdan ise lojistikte 1 milyar TL’lik hacim kaybının 15–20 bin kişilik iş kaybı anlamına geldiğini ve sektörde son bir yılda 30 bine yakın kayıp yaşandığını ifade ediyor ve şunları söylüyor: “Lojistik sektörü, doğrudan üretim ve ticaret hacmine bağlı çalışan bir yapıya sahip. Özellikle uluslararası taşımacılıkta ihracattaki her düşüş istihdama doğrudan yansıyor. Sektörümüzde 1 milyar TL’lik bir taşıma veya operasyon hacmi kaybı yaklaşık 15- 20 bin kişilik istihdam kaybına yol açıyor. Bu etki, özellikle saha operasyonlarında görev yapan mavi yakalı çalışanlar üzerinde daha yoğun hissediliyor.”

İŞSİZLİK YÜZDE 8,6

Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı 2025 yılı 2. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre 106 bin kişi artarak 3 milyon 34 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,3 puanlık artış ile yüzde 8,6 seviyesinde gerçekleşti. Bu rakamlar, ekonomideki sıkı para politikasının, küresel talep daralmasının ve iç pazardaki erozyonun istihdamı doğrudan vurduğunu gösteriyor. Mevsim etkisinden arındırılmış istihdam edilenlerin sayısı 2025 yılı 2. çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre tarım sektöründe 95 bin kişi, sanayi sektöründe 156 bin kişi azalırken inşaat sektöründe 36 bin kişi, hizmet sektöründe 174 bin kişi arttı. İstihdam edilenlerin yüzde 14’ü tarım, yüzde 20,3’ü sanayi, yüzde 6,8’i inşaat, yüzde 58,9’u ise hizmet sektöründe yer aldı.

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı’nın (TEPAV) SGK kayıtlarına dayanan raporu görünümü ayrıntılandırıyor. 88 alt sektörün 41’inde istihdam kaybı yaşandı. En sert düşüş, bina ve çevre düzenleme faaliyetlerinde yüzde 14,4 ile görüldü. Bu sektörde 94 bin 324 kişi işini kaybetti. İmalat sektöründe kayıplar daha dikkat çekici. Giyim eşyaları imalatında 70 bin 938, tekstil ürünleri imalatında 31 bin 445 kişi istihdamdan çıktı. Böylece sadece iki sektörde toplam 100 binden fazla kişilik kayıp yaşandı. Buna karşın bazı alanlar güçlü artış gösterdi. Perakende ticarette 156 bin 677, bina inşaatında 85 bin 873, yiyecek-içecek hizmetlerinde 75 bin 402 kişilik artış kaydedildi. Bu tablo, üretim odaklı sektörlerde erozyon yaşanırken tüketim ve hizmet odaklı alanlarda kısmi bir toparlanmanın sürdüğünü gösteriyor.

SANAYİDEKİ ZAYIFLAMA TEHLİKELİ


İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, “Sanayideki zayıflama, yalnızca üretim değil istihdam cephesinde de risk yaratıyor. Özellikle KOBİ’ler iş gücünü korumakta zorlanıyor” ifadesinde bulunurken Birleşmiş Markalar Derneği (BMD) Başkanı Sinan Öncel, Temmuz anketlerinin iç açıcı olmadığını söylediği açıklamasında “Üyelerimizin yüzde 65’i temmuzda haziran cirosunu tutturamadı. Adet satışlar yüzde 57 oranında geriledi” dedi. Öncel’e göre yabancı turistin payı 2022’de kartlı harcamalarda yüzde 9,5 iken 2025’te yüzde 4,1’e düştü. “Turist alışveriş yapmıyor, yerli müşteri alım gücü kaybediyor. Buna karşılık kira ve işçilik maliyetleri artıyor. İstihdamı korumak için markalar borçlanarak ayakta kalmaya çalışıyor” dedi. 2025’te konkordato başvuruları da patladı. Yılın ilk sekiz ayında 994 şirket konkordato talep ederek geçen yılın toplamını yüzde 73 aştı.

İTHİB Başkanı Ahmet Öksüz, “Konkordato ilanları tüm sektörel ekosistemi tehdit ediyor. Tekstil sadece fabrikalardan ibaret değil tedarikçi, fason üretici, lojistik şirketi de risk altında” diye konuştu. Mobilya İhracatçıları Birliği Başkanı Erkan Özkan ise ekonomik koşulların özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeleri zorladığını, konkordato başvurularında gözle görülür bir artışa yol açtığını söyleyerek, “Birçok şirket üretim kapasitesini düşürmek ya da faaliyetlerini geçici olarak askıya almak zorunda kaldı. Bu tablo çalışanların da ekonomik belirsizlikle karşı karşıya kalmasına neden oldu” dedi. Türkiye Alüminyum Sanayicileri Derneği (TALSAD), enerji maliyetlerindeki artış nedeniyle birçok tesiste vardiya azaltıldığını açıkladı. TALSAD yöneticileri, “Eğer küresel fiyat baskısı sürerse binlerce işçinin işsiz kalması kaçınılmaz olabilir” uyarısında bulundu.

OTOMOTİVDE DÖNÜŞÜM ETKİSİ


Cevher Jant İnsan Kaynakları Müdürü Fatoş Hüseyinca, yalnızca 2024 yılında sektörde 10 binden fazla kişinin işini kaybettiğini aktarıyor. Bunun arkasında birden fazla neden bulunduğunu söyleyerek sözlerine şöyle devam ediyor: “Öncelikle sektör, elektrikli araçlara geçiş sürecinin tam ortasında ve bu dönüşüm ciddi yapısal değişiklikleri beraberinde getiriyor. Diğer yandan artan maliyetler yüksek faiz oranları ve krediye erişimde yaşanan zorluklar da hem üretimi hem satışları olumsuz etkiledi. Buna ek olarak, özellikle Avrupa başta olmak üzere ihracat pazarlarında yaşanan durgunluk ve zaman zaman yaşanan tedarik zinciri aksaklıkları da sektördeki istihdam kayıplarını tetikleyen diğer faktörler arasında yer alıyor.”

Önümüzdeki altı aylık dönemde de istihdam açısından belirli risklerin söz konusu olduğunu belirten Hüseyinca, iç pazarda araç satışlarının seyrinin ihracat pazarlarının durumu ve elektrikli araç üretimi için gerekli yatırımların ne kadar hızla hayata geçirileceğinin bu risklerin başlıca belirleyicileri arasında yer aldığına işaret ediyor ve “Mevcut tabloya bakıldığında, 5 binin üzerinde ek bir istihdam kaybı riski söz konusu. Ancak burada iyi haber şu ki doğru ve zamanında atılacak adımlar ve desteklerle bu kaybın önüne geçmek mümkün” diyor.

RİSKLERE DİKKAT!

Sektörün sermaye yoğun bir yapıya sahip olduğunu ancak döküm, talaşlı imalat, sac şekillendirme ve kaynak gibi alt dallarda emek yoğun süreçlerin hala kritik önem taşıdığını söyleyen Kutes İcra Kurulu Başkanı Ali Esat Kutmangil, “2024 yılı boyunca metal sanayinde yaklaşık 35 bin ila 40 bin kişi doğrudan ya da dolaylı olarak işini kaybetti. Bu kayıpların temel nedenleri arasında ihracat pazarlarında sipariş iptalleri ve buna bağlı düşük kapasite kullanımı, enerji ve hammadde maliyetlerindeki artış nedeniyle küçük ve orta ölçekli işletmelerin kapanması ya da küçülmeye gitmesi, yeni yatırımların askıya alınması ve üretim planlarının ertelenmesi, iç piyasada yaşanan durgunluk ve kamu altyapı harcamalarındaki azalma ön plana çıktı. Bu faktörler birleştiğinde üretimin sürekliliğini tehdit eden ciddi bir istihdam daralması ortaya çıkardı” diyor. Kısa vadede tablo tamamen karamsar değil ancak dikkatle izlenmesi gereken riskler var. Kutmangil, önümüzdeki 6 ayda olumsuz senaryoların gerçekleşmesi halinde 10 bin ila 15 bin kişinin daha işini kaybedebileceğini ifade ediyor. Bu riski artırabilecek unsurlar arasında dövizde ani sıçramalar, krediye erişimde yaşanan güçlükler, Avrupa ve Orta Doğu pazarlarında talebin zayıf seyretmesi ve enerji maliyetlerinde olası yeni artış dalgası yer alıyor. Öte yandan Kutmangil, sektörün tamamen olumsuz bir tabloya sıkışmadığını da vurguluyor.

Yenilenebilir enerji, savunma sanayi ve bazı teknoloji odaklı alt sektörlerde yeni istihdam alanlarının doğabileceğini belirtiyor.

İŞ KAYBI ARTABİLİR

Doğanlar Mobilya Grubu Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Doğan, mobilya sektörünün hazır giyim gibi emek yoğun yapısıyla öne çıktığını söylüyor. Bu nedenle üretimdeki en küçük dalgalanmanın dahi doğrudan istihdamı etkilediğini belirtiyor. “Üretim kaybı siparişlerde azalma, üretim hatlarında yavaşlama veya durma, vardiya azaltma gibi domino etkisi yaratabilir. Bu durumlar da maalesef çalışan sayısında azalmaya veya yeni istihdam yaratma kapasitesinde düşüşe neden olabilir” ifadesinde bulunuyor. “İhracat yaptığınız ülkelerdeki ekonomik daralmalar, jeopolitik riskler veya gümrük vergileri gibi faktörler ihracat hacmini düşürebilir. Hem yerel hem de küresel pazarda artan rekabet ve maliyet baskısı, firmaları verimlilik arayışına itebilir. Eğer bu riskler gerçekleşir ve talep veya üretimde yüzde 10-20 gibi bir düşüş yaşanırsa istihdamda da benzer oranlarda bir baskı hissedilebilir” diyor.


İMALAT VE TARIMDA DARALMA

Mayıs 2025 verilerine göre incelenen 21 ana sektörün 11’inde istihdam artışı görülse de soldaki tabloya damgasını vuran gelişme imalat, tarım ve bazı hizmet kollarındaki daralma oldu. İmalat sektörü, son 11 aydır aralıksız istihdam kaybı yaşıyor. Tarımda da aylık bazda yüzde 1,4’lük gerileme dikkat çekiyor. İnşaat sektörü istihdamda pozitif ayrışan başlıca alanlardan biri oldu. Çalışan sayısı yıllık bazda yüzde 3 artış gösterdi. Sektör, şubat ve mart aylarındaki kısa düşüş dışında yükseliş eğilimini sürdürüyor. Bu gelişme, istihdam kayıplarının yaşandığı imalat ve tarım gibi alanların yarattığı boşluğu tamamen kapatamasa da genel tabloya bir denge unsuru katıyor. Raporda, 88 alt sektörün 41’inde istihdam kaybı yaşandığına dikkat çekildi. En sert düşüş, yüzde 14,4’lük azalmayla bina ve çevre düzenleme faaliyetlerinde görüldü; bu sektörde 94 bin 324 kişi işini kaybetti.


İSTİHDAMI KORUMAK İÇİN NE YAPILMALI?

MALİYETLER DÜŞMELİ

Doğanlar Mobilya Grubu Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Doğan, hammadde tedariğinde yaşanan aksaklıkların giderilmesi, maliyet artışlarının kontrol altına alınması ve enerji maliyetlerinin düşürülmesinin istihdam için kritik olduğunu vurguluyor. İç pazarda tüketicinin alım gücünü artırıcı önlemlere ve uygun finansman koşullarının önemine dikkat çekerek, “Kısa çalışma ödeneği hızlıca devreye alınmalı, vergi yükleri hafifletilmeli” diyor. Doğan, uzun vadeli kredi imkanları ve kentsel dönüşüm projelerinin de hem iç talebi hem istihdamı doğrudan destekleyeceğini belirtiyor.

KISA ÇALIŞMA GERİ GELMELİ

Kutes İcra Kurulu Başkanı Ali Esat Kutmangil, metal sanayide istihdamı korumak için hızlı ve esnek adımlar gerektiğini söylüyor. “Kısa çalışma ödeneği yeniden devreye alınmalı, enerji yoğun sektörlerde kademeli tarife sistemine geçilmeli” diye konuşuyor. Ayrıca çalışan sayısını koruyan şirketlere SGK prim indirimi sağlanmasının ve KOBİ’lere özel kredi paketlerinin oluşturulmasının kritik olduğunu vurguluyor.

NİTELİKLİ İŞ GÜCÜ ŞART

Cevher Jant İnsan Kaynakları Müdürü Fatoş Hüseyinca, sektörün geleceği için Ar-Ge teşviklerinin ve elektrikli araçlara geçişi kolaylaştıracak adımların artırılması gerektiğini ifade ediyor. “İhracatçının rekabet gücü için vergi ve finansman avantajları sağlanmalı, SGK prim desteği ve kısa çalışma ödeneği yeniden uygulanmalı” diyor. Hüseyinca, nitelikli iş gücünü yetiştirmek adına başlattıkları çıraklık programını bugün İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü iş birliğiyle ‘Cevher Mesleki Eğitim Merkezi’ne dönüştürdüklerini hatırlatıyor.


“1 MİLYARLIK HACİM 20 BİN İŞ DEMEK”

ARKIN OBDAN UTİKAD YK ÜYESİ VE GÜMRÜK VE ANTREPO ÇALIŞMA GRUBU BAŞKANI

ÜRETİM KAYBI

Lojistik sektörü doğrudan üretim ve ticaret hacmine bağlı çalışıyor. 1 milyar TL’lik operasyon hacmi kaybı 15–20 bin kişilik iş kaybı anlamına geliyor. Bu kayıplar en çok saha operasyonlarındaki mavi yakalıları etkiliyor. Son bir yılda tahmini 25–30 bin kişi işini kaybetti. Nedenler arasında talepteki sert azalma, yüksek akaryakıt ve enerji maliyetleriyle finansmana erişemeyen küçük şirketlerin kapanması var.

YENİ RİSKLER

Önümüzdeki altı ay belirsizliklerle dolu. Küresel ve yerel resesyon riski, ihracat pazarlarında talep daralmasının sürmesi, yüksek maliyetler ve depolama süreçlerindeki teknolojik dönüşüm istihdamı tehdit ediyor. Bu şartlarda ek 15–20 bin kişilik kayıp yaşanabilir. Şirketler personel sayısını korumakta zorlanıyor; sipariş hacimleri düşerse işten çıkarmalar kaçınılmaz olabilir. Sektörün geleceğini garantiye almak için çok boyutlu desteklere ihtiyaç var. Özellikle vergi, enerji ve bakım giderlerine yönelik sübvansiyonlar istihdamın korunmasında kritik.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz