Son
2 yılda Türkiye’nin en büyük 200 şirketinin 40’ında CEO değişimi
yaşandı. Şirketlerin kaptan köşkünde yaşanan bu kan değişiminin en
önemli nedeni ise yönetimin daha sık hesap sorması... Yeni göreve
gelenlerde net ve hedef odaklı çalışma şartı aranıyor. Ayrıca Tat ve
Tofaş’ta olduğu gibi şirket içi dengelere ya da Eti’deki gibi
kurumsallaşma çabalarına ayak uyduramayan CEO’larla da yollar ayrılıyor.
Yeni CEO’ların yüzde 90’ı ise şirket içinden atanıyor. En önemlisi yeni
dönemde şirket içi dinamikleri bilen, etik yöneticiler ön plana
çıkıyor.
Son 2 yıldır Türkiye’nin CEO sirkülasyonunda yükselen bir ivme söz
konusu... 2011 yılında Capital500 listesinde yer alan en büyük 200
şirketten 27’sinin kaptan koltuğunda değişiklik oldu. Bu yılın ilk 7
ayındaysa bu listede yer alan 13 büyük şirketin üst yönetimi değişti.
Çok değil 2005 yılında ekonomiye yön veren 200 şirketin sadece 8’inde
yönetim, CEO değişikliğine gidiyordu. Ardından bu rakam tırmanma
trendine girdi. 2009’da 13 ve 2010 yılında 21 şirket yeni genel
müdürlerle yola devam kararı aldı. Son iki yılda sayıları 40’a ulaşan
yönetici değişimleri Türkiye ekonomisine yön veren ilk 200 şirketin
yüzde 20’sinde önemli yeniden yapılanmalar yaşanmasına neden oldu.
Management Center Türkiye Yönetici Ortağı Tanyer Sönmezer, “Bu rakamlar,
dünyadakiyle son derece paralel... Amerika’da da en büyük 1.000
şirkette yöneticilerin değişim oranı, son yıllarda yüzde 20’lere kadar
çıktı. İsveç gibi bir ülkede bile 2009 - 2010 yılında şirketlerin yüzde
24’ünde genel müdür değişimi görüldü” diyor. Gerçekten de cazibesi artan
CEO pozisyonunu korumak gitgide zorlaşıyor. HRM Danışmanlık Yöneticisi
Ayşegül Davutoğlu, dünyada CEO’ların görevde kalma süresinin 3 ila 5
yıla kadar indiğini hatırlatıyor. “Ancak bir CEO, değişim yönetiminde
başarılıysa, şirketi ve kendini yeni hedeflere yönlendirebiliyorsa bu
süre 5 ila 7 yıla kadar çıkabiliyor” diyor. E-eğitimin önemli
şirketlerinden SkillSoft’un dünyada yaptığı araştırma da bu tabloyu
doğruluyor. Araştırmaya göre bin 500’den fazla çalışanı bulunan
500global şirketin CEO’larından 3’te 1’i pozisyonlarını 2 yıla kadar
bırakabileceğini düşünüyor. Peki küresel ekonomik krizin dışında bu
değişimi tetikleyen nedenler neler? Ayrılan yöneticiler nerede hata
yapıyor? Daha da önemlisi yeni gelenler hangi özellikleriyle öne
çıkıyor?
Tabloyu görmek için görsele tıklayın. HESAP SORMA SIKLIĞI ARTTI
Aslında görevden ayrılan yöneticilerin bir sonraki adımlarına
bakıldığında 40’ından 17’sinin kariyerine başarılı bir yolda devam
ettiği görülüyor. Çoğu, daha önemli bir sorumluluk yüklenerek
yurtdışında veya yönetim kurulunda görev alıyor.~
MY Executive Kurucu Ortak Müge Yalçın, “Üst düzeydeki hareketlilik bizim
de dikkatimizi çekiyor. Boşalan görevler için üst düzey yönetici temini
talebinde son 2 yılda önemli bir artış var” diyor. Yalçın, dünyada CEO
değişiminde satın almaların önemine de dikkat çekiyor. Ancak Capital’in
ilk 200 şirket listesinde son 2 yılda bu anlamda tek örnek, Petrol
Ofisi’nin OMV tarafından satın alınmasıyla, Melih Türker yerine Gülsüm
Azeri’nin gelmesiyle yaşandı. Başarısızlık nedeniyle görevden alınan
CEO’lar da var. Bunda en önemli neden, hesap sorma sıklığının artması
olarak gösteriliyor. Egon Zehnder International Yönetici Ortağı Murat
Yeşildere, “Türkiye’de 10 yıl önce enflasyon, şirketlerin gerçek
finansal rakamlarını saklıyordu. Şimdi yalın organizasyonlarda,
enflasyondan arınmış rakamlarla çalışılıyor. Bu nedenle de yönetim
kurullarının hesap sorma süreçleri sıklaştı ve çıkan rakamlara göre sert
yönetici değişimleri görülebiliyor” diyor. Bahçeşehir Üniversitesi
öğretim üyelerinden Selçuk Tuzcuoğlu da Yeşildere’yle aynı fikirde:
“Borsaya açık olsun olmasın Türk şirketlerinde 3 aylık değerlendirmeler
yapılıyor. Hissedarlar ve şirket yönetimi sürekli ve yükselen kâr görmek
istiyor. Hızlı kâr elde edemeyen yönetici, şirketten uzaklaştırılıp
daha kâr ve satış odaklı olanlara şans tanınıyor.”
KAN UYUŞMAZLIĞI
Başarısızlıkta performansın yanında kurum içinde kan uyuşmazlığı da
önemli bir neden olarak gösteriliyor. Yakın geçmişte Eti’nin CEO’luğunu
üstelenen ve bugün şirketlere danışmanlık veren Hazım Elli-altı’ya göre,
aynı amaca hizalanarak ve inanarak kol kola koşamamak hem şirket hem
yönetici için ayrılma zeminini oluşturuyor. Uzmanlara göre TAT ve Tofaş
örneklerinde de bu neden etken... Şirketlerin genel müdürleri ile
holdinglerin sektörden sorumlu direktörlerinin işin yönetilmesi
noktasında yaşadığı fikir ayrılıkları, bu şirketlerde CEO değişimlerini
zorunlu kılmış durumda. Aynı şekilde aile şirketlerinin kurumsallaşma
çabaları da CEO’ları işinden edebiliyor. Eti’de Algida’dan transfer
edilen Hazım Elli-altı ve ardından Pepsi’den geçen Tuncer Akgün’ün
ayrılmalarında bu sancıların önemli payı var. Koç Holding eski üst düzey
yöneticisi danışman Cengiz Solakoğlu, “Türkiye’de son yıllarda hızlı
bir kurumsallaşma süreci yaşanıyor. Patronlar açısından kurumsallaşmanın
kurallarını doğru uygulayamama, profesyoneller açısındansa
kendilerinden beklenen başarıyı gösterememeleri bu değişimin nedeni”
diyor. 2011 yılında Eti’nin yeni CEO’su olarak şirket içinden atanan
Hakan Polatoğlu’nun, iç dinamikleri daha iyi bilmesi ve sinerji
yaratabilmesi açısından daha uzun süreli görevde kalacağı düşünülüyor.
Odgers Berndtson Yönetici Ortağı Ayşe Öztuna, “Türk şirketlerinde halka
açıklık oranı düşük. Bu nedenle yöneticilerin başarıları da yönetimle
ilişkiler üzerinden gidiyor. Yeni atanan CEO’lar için ilişki yönetiminde
başarı artık çok önemli” diyor.~
TERFİLERİN ÇOĞU İÇERİDEN
Eti örneğinde olduğu gibi son 2 yılda gerçekleşen CEO değişimlerinde
şirket içinden terfilerin ağırlığı dikkat çekiyor. Öyle ki yeni görev
alan isimlerin 30’dan fazlası şirket içinden genel müdür koltuğunu
devralmış durumda. Burada sadece OMV Petrol Ofisi, GlaxoSmithKline ve
KVK gibi birkaç istisna mevcut. Yönetim danışmanı Ali Midillili,
Türkiye’de çok uluslu şirketlerin ve holdinglerin pozisyonlar için
yedeklerini yetiştirme alışkanlığının artık geliştiğini söylüyor. Bu
nedenle içeriden terfilerin daha çok görüldüğüne dikkat çekiyor.
Şirketler de iç dengeleri ve özellikle insan kaynaklarını iyi bilen,
tanıdıkları yöneticilerle yola devam etmeyi tercih ediyor. Uzmanlar,
yeni üst düzey yöneticide etik olma şartının da ön plana çıktığını
düşünüyor. Midillili, “Şirketler, tanıdıkları, dürüst ve itibarlı
yöneticilerle çalışmak istiyor. Yakın geçmişe kadar etik kodlar, CEO
seçiminde 10’uncu sıradaydı. Bugün ilk 3 kriterden biri” diye konuşuyor.
Son 2 yılda yaşanan CEO değişimlerinde de bu etkinin payı büyük.
KVK’nın yıllarca üst yönetiminde bulunan Bülent Çavuşoğlu, özel
hayatındaki dalgalanmanın iş hayatında kendine güven ve itibar
kaybettirmesi nedeniyle görevinden alındı. Konya Şeker’in eski genel
müdürü Yakup Hezer ve Kayseri Şeker’in eski yöneticisi Hasan Gökçe’nin
görevi bırakmaları, haklarında açılan yolsuzluk davaları nedeniyle
itibar kaybetmelerinin ardından gerçekleşti.
HANGİ SEKTÖR HAREKETLİ?
Sektör özelinde bakıldığında gıda ve içecek alanında son 2 yılda 9 yeni
CEO değişimi dikkat çekiyor. Perakende ve otomotiv sektörlerinde de 3’er
CEO değişimi mevcut. Uzmanlar, bu sektörlerdeki kan değişiminde
emekliye ayrılan Coca-Cola İçecek’ten Michael Oneill ve vefat eden Ford
Otosan’ın eski genel müdürü Nuri Oktay’ı ayrı değerlendirmek gerektiğini
düşünüyor. Tanyer Sönmezer, tüketiciye daha fazla dokunan bu
alanlardaki yönetici yenileme ihtiyacının nedenini şöyle özetliyor:
“Gıda ve içecek sektörünün dağıtım kanalları değişiyor, geleneksel kanal
çok daha karmaşık bir hal alıyor. Burada kritik konu, perakende,
otomotiv ve daha doğrusu tüketiciyi doğrudan etkileyen ürünlerin
hepsinde satın alma biçimleri farklılaştı. Satış ve pazarlamanın online
ve sosyal medya desteğiyle yapılması klasik genel müdürlerin değişmesi
gerekliliğini ortaya koyuyor.” HRM’den Ayşegül Davutoğlu da özellikle
GSM, ilaç gibi regülasyon baskılarının olduğu alanlarda yeni kurallara
uygun oynayacak yeni isimlerin gelmesini doğal karşılıyor.
Booz&Company kıdemli ortaklarından PerOla Karlsson ise
telekomünikasyon, hızlı tüketim gibi oyunun giderek tüketici
pazarlamasına kaydığı alanlarda şirket dışından yönetici transferlerinin
tercih edildiğini söylüyor. Şubat 2012’de terfi ederek Ericsson Türkiye
genel müdürlüğünden Batı ve Orta Avrupa bölgesi satış organizasyonu
sorumlu başkan yardımcılığına atanan Özgür Tohumcu da Karlsson ile aynı
fikirde: “Daha durağan ve müşterilerin satın alma trendlerinin daha
stabilize olduğu sektörlerde, 7- 10 yıla kadar görevde kalan CEO’lar
olabiliyor. Telekomünikasyon gibi hızlı değişen ve müşteri
beklentilerinin çok daha dinamik olduğu sektörlerdeyse bu sürenin 3-5
yıl civarında olduğunu düşünüyorum.”~
YENİ CEO LAR DAHA NET
Son dönemde expatlar açısından da Türk şirketler oldukça cazip bir ülke
haline gelmiş durumda. “Türkiye daha önce hiç olmadığı kadar global
şirketlerin radarında” diyen Murat Yeşildere, bu nedenle
Shell&Turcas, Indesit ve Tesco Kipa örneklerinde olduğu gibi pek çok
yabancı yöneticinin Türkiye’deki görevlerini kariyerlerinde doğru bir
basamak olarak gördüklerine vurgu yapıyor. Tanyer Sönmezer de artık
bütün yabancı grupların en önemli yeteneklerini Türkiye’ye
yolladıklarını düşünüyor. Bu pazarda başarısız olan yöneticiler de
CarrefourSA örneğinde görüldüğü gibi çok hızlı şekilde geri çekiliyor.
Türkiye’nin küresel rekabette öneminin artması, Türk yöneticilerin de
dünyaya açılmasına neden oluyor. Öyle ki Türk yöneticilerin krizde
rasyonel karar alabilme ve değişen koşullara ayak uydurabilme becerisi
son 2 yılda 3 önemli yurtdışı terfisi yaratmış durumda. Efes’te Tuğrul
Ağırbaş’ın Rusya operasyonlarının başına getirilmesi, GSK’da Yiğit
Gürçay’ın Ortadoğu ve Afrika bölgesinin başına atanması ve Ericsson’da
Özgür Tohumcu’nun Batı ve Orta Avrupa bölgesi satış organizasyonundan
sorumlu başkan yardımcılığı görevine getirilmesi bu gelişmenin en önemli
örnekleri... Son 2 yılda yeni gelen isimler belli ortak özelliklere de
sahip. Yeşildere, yeni genel müdürlerde analitik düşünme ve hesap
verebilme yeteneğinin öne çıktığı kanısında. Belirgin hedefler koyarak,
bu hedefleri kamuoyu ve yönetimle paylaşarak ilerleyenler bir adım öne
çıkıyor. Odgers Berndtson Yönetici Ortağı Ayşe Öztuna ise artık
teknolojiye ve yeniliğe meraklı, sonuç odaklı ve işte değişime öncülük
edebilecek yöneticilerin arandığını belirtiyor.
ALİ PANDIR / TOFAŞ’IN ESKİ CEO’SU
“3 YILDAN SONRASI RUTİN"
OTOMOTİVDE MUCİZE ARANIYOR Otomotiv sektöründe Avrupa ve Amerika'da
ekonomik krize bağlı olarak geçmişte görülmediği kadar çok üst yönetici
değişimi yaşandığını görüyorum. Şirketler zora düştükçe hem CEO hem
satış pazarlama yöneticisi değiştirerek bir mucize arıyor. Ama çoğu yeni
gelen de kısa vadede pek bir şey yapamıyor. Dev otomotiv şirketlerinin
üçünde de CEO'ların otomotiv dışından gelmesi de ilginç... Geçmişte
sektör, üst düzey yöneticilerini içeriden yetiştirir veya diğerinden
transfer ederdi.
TOFAŞ EN UZUN GÖREVİMDİ Benim durumumsa farklı... Çünkü ben 32
yıllık kariyerimin tamamına yakınını hep farklı görevler alarak
geçirdim. Son 20 yılında da ülkeden ülkeye expat olarak 2-3 yıllık
sözleşmelerle dolaştım. Türkiye'ye gelişim de Fiat ile yaptığım 3 yıllık
bir kontrat ile başladı. Sonra 2 yıl daha uzatıldı. Dolayısıyla
Tofaş'taki 5 yıllık CEO'luğum kariyerimde en uzun süren görevim oldu.~
3- 5 YILDA BİR DEĞİŞMELİ Benim görev değişim süresi ortalamam 1,5
yıl. Daha önceki en uzun görevim de 3,5 yıldı. Ben üst yönetimin,
sadece CEO değil yardımcılarının da ideal olarak 3 ila en fazla 5 yıllık
periyotlarda yenilenmesinin sağlıklı olduğuna inanıyorum. Eğer CEO
olarak şirkette birinci işleviniz olan değişimi tetikliyorsanız bunun
için 3 yıl yeterli. Bundan sonrası artık rutin bir yönetime dönüşüyor ki
bana göre heyecan verici değil. ARZU ASLAN KESİMER / TAT KONSERVE GENEL MÜDÜRÜ
"ŞİRKET İÇİNDEN GELEN DAHA ÜRETKEN"
HİSSEDAR BEKLENTİSİ DOĞAL 18 yıldır Koç Grubu'nda çalışıyorum,
2011 'de gıda sektöründe önemli pazar payına sahip Tat Konserve'ye genel
müdür olarak atandım. Koç Holding gibi Türkiye'nin en köklü
gruplarından birinde görev yapmak, üstlendiğiniz sorumluluğu zamanla
sınırlamadan yürütmenizi gerektiriyor. Ben ve ekibim tüm enerjimizi
markalarımızın geliştirilmesine ve iç ve dış pazarlardaki payının
artırılmasına ayırıyoruz. Bence bir şirketin hissedarlarının tüm
çalışanlarından yüksek performans beklemesinden daha doğal bir şey
olamaz. Hangi kademede görev yaparsanız yapın, görevinizin gerektirdiği
performansı göstermek ve şirketinizi başarıya taşımak durumundasınız.
İÇERİDEN TERFİNİN ARTILARI Hızlı değişimin gerekçesini Türkiye'deki
dinamiklerin gelişmiş ülkelerde yaşananlardan farklı olmasına
bağlıyorum. Şirket içinden geldiğinizde bulunduğunuz yapıyı tanıyor
olmanız pek çok konuda hareket rahatlığı sağlıyor, Öncelikle o yapıyı
tanımak için ayıracağınız süreyi size kazandırmış oluyor. insan
kaynaklarının niteliği konusunda net bilgilere sahip oluyorsunuz ki bu
da ekibinizle oluşturacağınız sinerji konusunda büyük önem taşıyor.
Karar alma mekanizmalarınız hızlanırken iş süreçleriniz kısalıyor.
Üretkenlik ve verimlilik artıyor. Bu görüşe dışarıdan atanan yönetici
arkadaşlarımın da katılacağına inanıyorum.
ÖZCAN ERMİŞ/KVKGN.MD.
“5 YILIN USTU NEGATİF SONUÇ DOĞURUYOR"
YENİ FIRSATLARI ENGELLİYOR
Ben bugünkü değişim hızının sağlıklı olduğunu düşünüyorum. Bir
profesyonel aynı görevde maksimum 5 yıl kalmalı. Daha uzun süreler,
şirketlerin yenilenmesi ve inovatif ürün, servis ve süreçlerin
yaratılmasında negatif sonuç oluşturuyor. Ayrıca bence iş hayatının ana
amacı olan "insana hizmet” erdemini de kısıtlıyor. Yeni fırsatlara kapı
açma isteğini köreltiyor.~
VİZYONUM BELLİ Benim için süreden çok, vizyonumu gerçekleştirmek
önemli. KVK Türkiye, bütünleşik bilişim teknolojilerini Türkiye'ye
gerçek anlamda ilk sunan önemli oyunculardan biri olacak. Bunun
süresinin de regülasyon ve kanaldaki gelişmelere göre 3- 5 yıl arası
olduğunu düşünüyorum. Görev süremi de bununla tanımlıyorum.
DEĞİŞİM HIZI ARTMALI Aynı şekilde bu sürede Türkiye'de lideri
olduğumuz mevcut cep telefonu dağıtım ve servis işindeki gücümüzü
korumayı da amaçlıyorum, Artık hemen her pazar hem global hale geldi hem
rekabet çok arttı, Bu da daha iyiyi, daha yeniyi daha çok farklılaşmayı
gerektiriyor, Farklılık için farklı düşünmek gerek, O da ancak
değişimle oluyor. Yönetici değişim hızı daha çok artacak ve artmalı da.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?