Son yıllarda ortaya çıkan matris, halokratik gibi yeni organizasyon modelleri hep aynı fikir üzerine
inşa ediliyor. Bu fikrin temelinde ise daha az bürokrasi, daha az hiyerarşi, daha az yönetici, daha
fazla uzman ve daha fazla yetkilendirme var.
Yeni yapılanma ve iş modelleriyle birlikte bu tip şirketlerdeki yönetici unvanlı kişi oranı da hızla geriliyor. Bazı şirketler, CEO’ya bağlı kademenin yanı
sıra “yönetici” sınıfına girenlerin sayısını azaltıyor,
“ücret yerine terfi” uygulamasını ortadan kaldırıyor.
Bunun sonucunda da bu tip şirketlerde yönetici sayısı
geriliyor. Ancak, hala eski yöntemi kullanan, hatır ve
gönül alma amaçlı yönetici atayanlar var.
Yalınlaşma uygulamalarının öne çıktığı ABD’de,
iş gücünün yüzde 17,6’sını yöneticiler oluşturuyor.
Kamu ve özel sektörün tamamını kapsayan bu rakama
en düşük unvanlı yöneticiler de dahil. Buna
karşın toplam ücret pastasından aldıkları pay yüzde
30’lar düzeyinde.
Korn Fery Türkiye Başkanı Şerif Kaynar, “2008
krizinden sonra dünya genelinde şirketler, yönetici
sayısında çok büyük indirime gitti. Bu durum 2009-
2010-2011 yıllarında sürdü. Hem ABD hem Avrupa’da böyle oldu. 2011’den sonra ise tekrar yükselişe geçti.
Şu anda 2011’de başlayan yükseliş rüzgarı sürüyor”
sözleriyle önemli bir değişime dikkat çekiyor.
Türkiye’deki yönetici sayısındaki değişimi, şirketlerden
gelen veriler ve TÜİK’in rakamları ortaya koyuyor.
2010’da Türkiye’de 13 milyon 762 bin ücretli
çalışan varken bunun 1 milyon 481 bini, yani yüzde
10,8’i “yönetici unvanı” taşıyordu. 2014’te ücretli
çalışan sayısı 17 milyon 125 bine ulaştı. Bunların 1
milyon 339 bini yani yüzde 7,8’i yönetici unvanı taşıyordu.
Bir başka deyişle aradaki 4 yılda yönetici
nüfusunda 142 bin kişi azalma gerçekleşti.
TÜİK’in istatistiklerinin yanında Capital’in şirketlerden
aldığı verilerden de önemli sonuçlar çıkıyor.
Araştırmaya katılan 14 özel sektör şirketinin verileri,
yönetici oranının son 5 yılda 7 şirkette arttığını, 3 şirkette sabit kaldığını, 4 şirkette ise azaldığını gösteriyor.
Uzmanlara göre özel sektördeki yönetici oranındaki artış
bazen hızlı büyüme, bazen yetenek arzındaki fazlalıktan
kaynaklanıyor.
DÜNYADA NELER OLUYOR?
Jack Welch, General Electric’in başına geçtiğinde,
tam 25 bin kişinin yönetici unvanını taşıdığını
görmüştü. Üstelik tam 500 kıdemli yönetici ve
130 başkan yardımcısı GE bünyesinde çalışıyordu.
Welch, tabloyu şu sözlerle özetlemişti:
“Çok fazla bürokrasi, çok fazla yönetici,
çok fazla unvan”.
Sonraki yıllarda GE bünyesinde “Kademeleri
kaldırma” planı uygulandı. Örneğin,
GE’nin CEO’su ile bölüm CEO’ları arasındaki
kademeler azaltıldı. Başkan yardımcılıklarının
sayısı aşağılara çekildi. Planın uygulanmasını
takip eden 10 yılda bölümlerdeki
kademe sayısı 4 ila 6 arasında azaltıldı. Bu
stratejiyi uygulayan Welch, “unvan enflasyonunu”
yenmek isteyen şirketler için 3 önemli rakama
dikkat çekmişti:
3 Birincisi, bazı şirketlerde CEO’ya gelinceye kadar
10, hatta daha da üstünde unvan yaratılmış olması
karar almayı, şirketin hızını ve yöneticilerin gücünü
olumsuz etkileyen bir faktör olarak öne çıkıyor.
3 İkincisi toplam unvan ve çalışan sayısı... Müdür
oranının belli düzeyin üstüne çıkması hantallığı tetikliyor.
3 Bir başka önemli gösterge ise CEO ya da genel
müdüre rapor eden yönetici sayısı. ABD’deki şirketlerde,
CEO’ya doğrudan rapor eden yönetici sayısı 1987’de 4
iken 2000 yılında 7’ye ulaşmış. Şimdi bazı şirketlerde
10’dan fazla düzeyinde. Etkinlik peşindeki şirketler bu
pozisyonların sayısını azaltma eğiliminde.
TÜRKİYE’DE MÜDÜR CEPHESİ
“ABD ve Avrupa’da, yönetici sayısında ‘yeni iş tanımları’
nedeniyle bir artış var. Bunun yanı sıra verimlilik adına
yalınlaşma eğilimi dikkati çekiyor. Özellikle genel merkezlerdeki
yönetici sayısı azaltılıyor” diye konuşan Şerif
Kaynar, Türkiye cephesini ise şöyle yorumluyor:
“Türkiye’deki duruma ilişkin çok net bir gözlemim
var. Türkiye’de çok fazla yönetici bulunuyor. Şirketlere
tavsiyem, bünyelerindeki vasat yöneticilerden kurtulup
daha iyi, daha verimli ve vasat olmayan yöneticilere
doğru bir geçiş yapmaları. Çünkü kriz zamanlarında tasarruf
yapmak gerekir ve Türkiye de şu anda bir krizde.
O nedenle şirketler 3 vasat yöneticiyi değiştirip onların
yerine 1 vasat olmayan yöneticiyle yollarına devam edebilir.
Gözlemim ve tavsiyem budur.”
Özel sektörde kimi şirketlerde yönetici unvanlı kesimin
sayısındaki artışın ya da istihdam payındaki yükselişin
çeşitli nedenleri bulunuyor. Ancak en önemli nedeni
hızlı büyüme. Adecco Türkiye İK Direktörü Akgül Can
Beyhan, “Şirketlerin hızlı büyümesi ve organizasyon yapılarının
genişlemesi etkili. Ayrıca ücret artışı yerine unvan
verilmesi de diğer bir konu” diyor.~YÖNETİCİ NÜFUSU ARTANLAR
Türkiye’deki şirketlerin verileri arasında yönetici nüfusunun
oransal olarak önemli artış kaydettiği şirketler
arasında Kiğılı ve Medicana dikkati çekiyor. Bu şirketlerdeki
artış da büyümeden, yeni açılan hastane ile mağazalardan
kaynaklanıyor.
Media Markt İK Direktörü Seda Kaplan, “Yöneticilerimiz,
toplam çalışanların yüzde 6’sını oluşturuyor. Bu
oran 5 yıl önce yüzde 4’tü. Yönetici sayımızdaki artışta
en büyük pay büyümemizdir” diyor.
Capital’in araştırmasına katılan şirketlerin verileri arasında
yönetici oranının en yüksek olduğu şirket Doğuş
Otomotiv… Bu tabloyu Doğuş Otomotiv İK ve Süreç
Yönetimi Genel Müdürü Ela Kulunyar şöyle açıklıyor:
“Yönetici sayısı son 5 yılda şirket büyümesine paralel
arttı. Yönetici oranı ise destek fonksiyonlarındaki büyümenin
etkisiyle toplam çalışan oranına göre azaldı.”
Hızlı büyümenin getirdiği sayısal artış, Acıbadem Sağlık
Grubu için de geçerli. Acıbadem İK Direktörü Tolga
Eryoldaş, “Yönetici nüfusumuz sayı olarak artıyor ama
yüzde olarak çok büyümüyor. Şirket çok hızlı büyüdüğü
için bu sayı artıyor. 5 yıl önce yönetici oranımız yüzde
2,5’ti, bugün ise yüzde 2,1 düzeyinde” diye konuşuyor.
Yönetici sayısındaki artışın en önemli nedenini “hızlı
büyüme”, özellikle mağaza ve şube açmalar ile yurt dışına
yayılma oluşturuyor. Ancak hızlı büyümenin yanı
sıra, sektörlere göre farklı gerekçeler de artışta rol oynuyor.
Bunlar arasında “Ücret yerine terfi” ile “Şirkette
tutmak için terfi” gibi iki önemli neden öne çıkıyor. Şirketler,
para veremeyince, onun yerine “müdür”, “direktör”
gibi pozisyonlarla çalışanı tatmin etmeyi hedefliyor.
ARTIŞ BÜYÜMEDEN Mİ?
Randstad Türkiye İnsan Kaynakları Direktörü Sezin Aytaç
Ninic, “Kurumlar, yetenekli çalışanlarını tutundurmada
bir araç olarak yönetici rolleri açmaya başladı. Yönetici
sayısındaki artışın önemli nedenlerinden biri bu
olarak öne çıkıyor” diyor ve ekliyor:
“Bir diğer etken ise iş dünyasındaki ilerleme ve değişimlere
yönelik oluşan yeni departmanlar ve rollerdir.
Örneğin, bilgi güvenliği, dijital pazarlama ve işveren
markası gibi alanlar artık yönetim seviyesinde temsil
ediliyor. Eskiden olmayan bu yeni bölümlere, bazı şirketlerde
genel müdür yardımcısı düzeyinde olmak üzere
yönetici atamaları yapılıyor. Bu da yönetici sayısı da
artıyor.”
Korn Fery Türkiye Başkanı Şerif Kaynar, “Yönetici sayısındaki
değişimin birkaç farklı dinamiği var. Öncelikle
eskiden hiç olmayan birçok yeni yönetici pozisyonu ortaya
çıktı. Son dönemde dünya genelinde, yeni yönetici
pozisyonları açısından bir artış olduğunu gözlemliyorum.
Bu da yönetici sayısını artırıyor” diye konuşuyor.
HRM Danışmanlık Ortağı Elif Ejdar Özel, bu yoğunluğun
kimi zaman şirketlerin genç yapısından da kaynaklandığını
şu sözlerle dile getiriyor: “Türkiye’de şirketlerin
büyük çoğunluğu son 30 yılda kuruldu. Birçok Türk şirketi
son 15 yılda hızla büyüdü. Dolayısıyla organizasyonel
yapılar da buna paralel olarak hızla gelişip çeşitlendi.
Hem nüfus hem yönetici ihtiyacı arttı.”
ÜCRETLERİN YÖNÜ
Yönetici kademelerinden son 5 yılda kimi özel sektör
şirketlerinde kalabalıklaşma yaşanması onların ücret pastasından
aldıkları payın da yükselmesine neden olmuş
durumda. Capital’in araştırması, özel sektör maaşlarında
yöneticilerin payının benzer bir artış oranı izlediğini gösteriyor.
Verilerini paylaşan şirketlerde, yönetici kesimin
toplam ücretten aldığı pay yüzde 12 ila yüzde 58 arasında
değişiyor. HRM Danışmanlık Ortağı Elif Ejdar Özel,
“Yönetici ücretlerinin payı genelde yüzde 20’ler düzeyinde
seyrediyor. Bu oranın yüzde 30 ve üzeri olduğu
durumlarda şirket içi dengeler bozuluyor” diyor.
Peppers and Rogers Group EMEA İK Müdürü Buse
Tozar ise “Orta ve büyük ölçekli şirketlerde bu rakam
yüzde 60-70 arasına çıkabiliyor. Yurtdışında da çok farklı
değil” diye konuşuyor.
Kiğılı’da 2016’da toplam çalışanların yüzde 20’si yöolnetici
unvanlıydı, ücretlerin ise yüzde 33’ü
yönetim kademesine ödeniyordu. Kiğılı İK
ve Kalite Yönetim Sistemi Direktörü Duygu
Karaca Özer, uygulamalarını şöyle özetliyor:
“Merkez ofis yöneticileri ve mağaza müdürlerimize
ödenen tutar, toplam maaş ödemelerimizin
yüzde 33’üne denk geliyor. Sadece
merkez ofis yöneticilerimizi kapsarsak
toplamın yüzde 14’ü diyebiliriz.”
Özel sektörü kapsayan araştırmaların sonuçları
da yönetim kademelerinin kamuya göre daha yalın
olduğunu ortaya koyuyor. KornFerry Hay Group’un
yayınladığı Ücret ve Yan Haklar Araştırması’na göre,
2014 yılında çalışanların yüzde 1’i yöneticilerden oluşuyordu.
Bu oran 2016’da yüzde 3’e yükseldi. Korn Ferry
Hay Group’un bilgi hizmetleri müdürü Ersin Yıldırım,
“2015’te araştırmaya katılan 1.378 şirkette, ücrette yöneticilerin
payı yüzde 5 idi. 2016’da ise 1.572 şirketten elde
edilen verilere göre ücret bütçesinin yüzde 14’ü orta kademe
yönetici ve üst düzey yöneticilerine ayrılıyor.”
ÜCRETTEKİ PAYLARI FAZLA MI?
Özel sektörde yönetici ücretlerinin toplam içindeki payının
yüksek olmasının ardında farklı nedenler yatıyor.
Bunlardan biri yönetici nüfusun toplam çalışan sayısına
oranının yüksek olması. Örneğin Doğuş Otomotiv’de
toplam çalışanlar içinde yöneticilerin oranı 2011’den
2016’ya dek yüzde 41’den yüzde 32,8’e gerilemiş olmasına
karşın ücretlerden aldıkları pay halen yüzde 58
düzeyinde. Çalışanlarının yüzde 22’si yönetici unvanı taşıyan
AlbarakaTürk’te ise bu kesimin ücretten aldığı pay
yüzde 46 düzeyinde. Benzer olarak yazılım sektöründe
faaliyet gösteren Logo’da da bu oranın yüzde 38 olduğu
görülüyor. Bu 3 şirkette yönetici ücretlerinin toplam içindeki
payının yüksek olmasının nedeni, kadroların ağırlıklı
olarak nitelikli beyaz yaka çalışanlardan oluşması.
Adecco Türkiye İK Direktörü Akgül Can Beyhan, söz
konusu faktörle ilgili şu değerlendirmeyi yapıyor:
“Satış, pazarlama ve finans departmanlarında 4-5 yıl
iş tecrübesine sahip çalışanlar artık yönetici rollerine
çok kolay getirilebiliyor. Buna bağlı olarak üstlerindeki
kişiler de bir üst seviyelerde ya da yeni ara kademe pozisyonlar yaratılması fırsatını yakalıyor.
Bunun örneklerini ilaç, hızlı tüketim, gıda
gibi endüstrilerde de görebiliyoruz.”
Logo Yazılım İcra Kurulu Üyesi Esra
Akar da bu durumu bünyelerindeki nitelikli
çalışan oranının yüksek olmasına bağlıyor.
Akar, “Nitelikli çalışanların yönetsel
taraflarını geliştirerek yöneticiliğe hazırlıyoruz.
Bunun için de gerektiğinde unvanları
farklılaştırabiliyoruz” diyor.
Albarakatürk İK’dan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı
Süleyman Çelik, bu oranın yüksek olma nedenlerini
şöyle aktarıyor: “Nitelikli çalışan sayımız fazla, turnover
oranımız düşük ve kurum başarısına paralel olarak terfi
oranları da yüksek.”~MÜDÜRÜN FAZLASI ZARAR!
Uzmanların altını çizdiği kritik konulardan biri “fazla yönetici” riski... Peppers and Rogers Group EMEA İK Müdürü Buse Tozar, “Bir şirkette çok fazla yönetici olması, organizasyondaki piramit yapısının bozulmasına
yol açıyor. Bu da uzun vadede olumsuz sonuçlar doğurabiliyor”
diyor.
Egon Zehnder Türkiye Yönetici Ortağı Murat Yeşildere
de aynı riskin altını çiziyor:
“Türkiye’de çarpık bir durum var. Yönetici rolündeki
kişilerin koltuklara oturma motivasyonu özellikle alt ve
orta seviyelerde liyakattan ziyade kıdeme dayalı gerçekleşiyor.
Bu yüzden de verimsiz organizasyonların faaliyette
olma olasılığı oldukça yüksek. Dolayısıyla bu gibi
şirketlerde yönetici sayısının azalması gerekiyor.”
Ancak, Türkiye’nin özellikle 500 büyük şirketi ile
bankalarında “yönetici sayısı” daha kurumsal yönetiliyor.
Son yıllarda alınan önlemler ve verimlilik odaklı çalışmalarla,
daha etkin bir yönetim organizasyonu kurulmuş
durumda. Bir yönetim danışmanı, “Büyük holding
ve şirketlerde yönetici sayısında bir fazlalıktan söz etmek
mümkün değil. Organizasyonda bütün görevler tanımlanmış
durumda… Çalışanı tutmak amaçlı ya da yaratılmış
müdürlük pozisyonlarını görmek mümkün değil”
diye konuşuyor. Aynı danışman, özellikle orta ölçekli ve
Anadolu şirketlerinde “sözde müdür” kavramının yaygın
olduğunun altını çiziyor.
“Fazla yönetici” aslında göreceli bir kavram. Sektöre
bağlı olarak farklılık gösterir” diyen Msearch
Consulting’den Ali Midillili, şöyle yorumluyor: “Üretim
sektörü, bu konuda en yalını. Sanayi ve üretimde 100-
150 milyon TL cirolu bir şirkette şef seviyesi dahil olmak
üzere toplam yönetici kadrosu 12-15 kişi arasında değişir.
Bunun fazlası zarardır. Çünkü görev alanı çatışmasına
sebep olabilir.”
“GELECEK YALIN OLACAK”
Peki gelecekte yönetici unvanlı çalışanların oranı nasıl
seyredecek? Uzmanlara göre yalınlaşma stratejilerinin etkisi,
rakamlara daha net yansıyacak. Yani hem yönetici
oranları hem yöneticilerin ücretten aldığı pay azalacak.
Günümüz koşullarında şirketlerin verimliliğe odaklanmasının
bu eğilimi güçlendirdiğini söyleyen One-
World Consulting Türkiye Başkanı Tim Bright, “Yönetim
maliyetini düşürmek, verimlilik hedefinin önemli bir
parçası. Bu nedenle şirketler yöneticisi sayısını azaltıyor”
öngörüsünü paylaşıyor.
Human Group Genel Müdürü Gaye Özcan yönetici
enflasyonunun biraz daha süreceğini tahmin ediyor:
“Hiyerarşiyi azaltma, daha yatay organizasyonlara geçme
çabası yönetici sayısını henüz azaltmış değil. Özellikle
alt yönetim kademelerinde yönetici enflasyonunun biraz
daha devam edeceğini söyleyebiliriz.”
Şirketlerin planlarında ise yalınlaşmak var. Ziylan
Grup İK Direktörü Ersin Aydın, “Özellikle destek ekiplerinde
yer alan benzer işleri, uzmanlık merkezleri altında
toplayarak kural ve standartlarını belirli hale getiriyoruz.
Bu sayede süreçler daha verimli olacak. Bu da yüzde 17
olan yönetici oranını düşürecek” diyor.~GARY HAMEL /YÖNETİM GURUSU
“YÖNETİCİLER HİYERARŞİSİNİN 3 ÖNEMLİ RİSKİ VARDIR”
Verimsiz sistemlerin kaynağında hem külfetli hem maliyetli
olan gereğinden fazla sayıda yöneticinin barındırıldığı
yönetim modeli yatar. Bir yöneticiler hiyerarşisi her
organizasyona ağır bir yük dayatır. Bu dayatma birkaç
şekilde olur:
1 MALİYET ARTIŞI Birincisi, yöneticiler genel giderleri
artırır ve organizasyon büyüdükçe yönetim maliyetleri
hem mutlak hem göreceli olarak yükselir. Küçük bir
organizasyonda 10 tane çalışanla 1 müdür olabilir; 100
bin çalışanı olanda ise aynı 1:10 oranıyla yönetici sayısı
11 bin 111’e çıkacaktır. Zira
yöneticileri yönetmek için
de ekstra bin 111 yöneticiye
ihtiyaç duyulacaktır. Buna
ilaveten finans, İK ve
planlama gibi yönetimle ilgili
işlerde kullanılacak yüzlerce
çalışan daha gerekir. Onların
işi ise organizasyonu kendi
karmaşıklığının yarattığı
ağırlığıyla çökmekten
kurtarmaktır. Her bir
yöneticinin çalışanların
ortalamasının 3 katını
kazandığını varsayarsak,
yönetim giderlerinin toplam
ücretler içindeki payı yüzde
33 olacaktır. Onu ne kadar
kısarsanız kısın yine de
yönetim pahalı bir iştir.
2 KÖTÜ KARAR RİSKİ İkincisi, tipik bir yönetim hiyerarşisi,
büyük ve vahim kararlar alma riskini artırır. Alınacak
kararların boyutu büyüdükçe, bu kararlara meydan
okuyabilecek olanların yetkisi küçülür. Kibir, miyopluk ve
saflık yüzünden her seviyede sağlıksız kararlar alınabilir,
ancak en büyük tehlike karar vericinin gücünün tartışılmaz
olması halinde yaşanır. Birine kral olma yetkisini verin ve
önünde sonunda ortaya bir kraliyet rezaleti çıkacaktır.
İlişkili bir sorun da en güçlü yöneticilerin ön cephedeki
gerçekliklerden en uzakta olanlardan olmasında
yatmaktadır. Büyük bir sıklıkla Tanrısal dağlarda alınan
kararların ovalarda hiçbir işe yaramadığı görülmüştür.
3 YAVAŞLAMA OLASILIĞI Üçüncüsü, çok katmanlı
bir yönetim yapısı aynı zamanda çok daha fazla onay
kademesi ve çok daha yavaş bir tepki süreci anlamına gelir.
Yöneticiler kendi otoritelerini ispatlama şevkiyle karar verme
sürecinde sıklıkla işleri desteklemek yerine köstekleme
yoluna gider. Önyargılılık da başka türden bir yüktür. Bir
hiyerarşide, yeni bir fikri öldürme veya değiştirme gücü
sıklıkla dar bakış açısıyla kararları mahvedebilen tek bir
kişinin elinde toplanır.
İKİ DEV YALINLIKTAN YANA
ORAN ARTMADI ORAN ARTMADI “Anadolu Grubu İK Başkanı OSMAN
ALPTÜRER, yönetimde yalınlaşma stratejilerini anlatıyor:
“Yönetici unvanlı çalışan oranımız 5 yıl öncesine göre sayısal
olarak arttı. Örneğin 5 yıl önce Migros yoktu, bugün var.
Ama oran olarak aynı durum söz konusu değil. Yönetici
sayısını artırmak gibi özel bir politikamız yok. Hatta bazı
yerlerde yalınlaşma stratejimiz var. Çünkü ast ile üstü daha
hızlı buluşturmayı amaçlıyoruz. Ücretlendirmede ise şeffaf
ilerliyoruz. Kişilerin değerinden ziyade masanın değerini
belirliyoruz.”
DEĞİŞMEYECEK Yönetici nüfusu yüzde 12 olan Fiba
Grubu’nun İK direktörü DENİZ YÜKSEKKAYA, “Bu kesime
yapılan aylık ödemenin toplam içindeki payı ise yüzde
34” diyor ve ekliyor: “Yönetici oranımızda yıllar içinde bir
değişim olmadı. Gelecekte de bir değişiklik öngörmüyoruz.
Her iş ve sektöre göre ideal yönetici sayısının farklı olduğunu,
şirketlerin büyüklükleri ve bulundukları safhalara göre de
farklı organizasyon şemalarıyla yönetilmeleri gerektiğini
düşünüyorum. Öte yandan dinamizmi engelleyecek kadar
fazla yönetici bulunmamalı.”
ÜNLÜ GURU PETER DRUCKER’DAN YÖNETİCİ SAYISI İÇİN İLGİNÇ ÖNERİ
“Efsane guru” olarak adlandırılan ve şimdi hayatta olmayan Peter Drucker, “Drucker Daily” adlı
kitabında, “Orta Kademenin Kontrolü” adlı başlıkta, şirketler için ilginç bir öneride bulunuyor:
POZİSYON BOŞALINCA BEKLEYİN “Şirketinizdeki bir pozisyon emeklilik, ölüm ya da istifa
nedeniyle boşaldıysa onu hemen doldurmayın. Altı ya da sekiz hafta bekleyip neler olacağını
görün. Boş kalan pozisyonu doldurmak için can atıp isyan çıkaranlar filan yoksa süper. Kaldırıp
atın o makamı. Bu yöntemi deneyenlerin söylediğine göre boşalan görevlerin yüzde 50’si altı ay
kadar sonra ortadan kayboluyor.
GÖREVİ GENİŞLETİN Orta yönetimdeki yığılmayı azaltmanın ikinci bir yolu da terfi için görev
genişletmedir. Genç yöneticiler için en çok başarı getiren ve en tatmin edici yol görev ve
yükümlülüklerinin biraz daha genişletilip hatta biraz da özerklik verilmesi olabilir.
Yassı bir organizasyon yaratın. Bilginin yapısını, içeriğini ve istikametini işlemden geçirin ki
organizasyonunuzun etkinliğinden emin olabilesiniz.”
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?