Dünyaca ünlü yatırımcı Warren
Buffet, “Aldığım en kötü tavsiye”
dediği güvenlik işine girmesi
yönündeki tavsiyeyi dinlemeyerek
bulunduğu noktaya geldi. Bir
arkadaşının tavsiyesiyle Irak
pazarına giren Doğtaş Yatırım
Holding Yönetim Kurulu Başkanı
Davut Doğan’a ise bu kararı
pahalıya mal oldu. Hayatının en
kötü tavsiyesi Doğan’a birçok
sorun yarattı. Kendi tabiriyle en
azından canını kurtararak ülkeden
çıktı. Bazı yöneticiler ise başarının
uygulanan değil kulak arkası edilen
bir tavsiyeyle de gelebileceğini
düşünüyor.
Dünyanın en önemli yatırımcılarından Warren Buffet,
21 yaşındayken annesi ve mentoru Benjamin Graham
tarafından kendisine verilen bir öneriyi şöyle paylaşıyor:
“Güvenlik işine girmemi tavsiye ettiler. Çünkü
o dönemde bu işi yaparsam daha başarılı olacağıma
inanıyorlardı. Dolayısıyla aldığım en kötü tavsiye de
bu oldu. Dinlemediğime çok memnunum.”
Warren Buffet, bu tavsiyeye kulak vermeme kararıyla
ne kadar gurur duysa az. Çünkü, annesinin önerisini
dikkate almayıp farklı bir yol izleyerek bugün 67,4
milyar dolar değerinde bir yatırıma sahip oldu.
Harry’s’in kurucularından Jeff Raider, Johns Hopkins
Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra “Mutlaka
büyük bir şirkete gir” önerisi almıştı. Böylece kariyer
basamaklarını tırmanarak kendine iyi bir gelecek kuracağı
söylenmişti. Ancak o da bu tavsiyeye kulak vermedi
ve girişimci olmayı tercih etti.
Bugün birçok
dünya markası onun
imzasını taşıyor.
Erkek modasının
ünlü moda markası
Harry’s ve gözlük
markası Warby
Parker onun hayata
geçirdiği markalar.
Raider, “İnovasyon
yapabildiğim, hayal
kurabildiğim bir iş
yapmayı istedim.
Tavsiyeleri dinlememem
çok doğruydu”
diyor.
“İYİ HİSSETTİRMİYORSA
YAPMAYIN”
Verilen tavsiye sizin kişiliğinize, davranış
tarzınıza, hayata bakışınıza ve
günün ruhuna uygun değilse onu
uygulamanız ve iyi sonuçlar almanız
zaten mümkün değil.
Ünlü aile danışmanlığı şirketi
Wayne Rivers’ın kurucularından
Wayne Rivers, “Çalışanlarından daha
çok çalış tavsiyesi, hayat boyu yapılanların
en kötüsüydü” diyor. Rivers,
hiçbir zaman uygulamadığı bu tavsiyenin
neden kötü olduğunu da şöyle
açıklıyor:
“Yaygın görüşe göre çalışanlar,
patron ve yöneticilerini çok çalışırken
görmezse yeterince çalışmaz ve
patrona saygı duymaz. Bence bu görüş tümüyle yanlış.
Bir yönetici hem çalışanının hem kendinin çalışma saatine
değil, ortaya koyduğu işe, yani sonuca odaklanmalı.
Gerçek başarı ancak bu şekilde kazanılır.”
Girişimci ve iş koçu Jenny Shih de bugüne kadar
aldığı en kötü tavsiyeyi şöyle anlatıyor:
“‘İyi hissetmediğin işi yapma’ diyorlar. Yani tavsiyenin
arkasındaki iyi niyet belli ama bence berbat
bir tavsiye. Çünkü iyi bir sonuca ulaşmak için bazen
hiç iyi hissetmeyeceğiniz anlar gelecek. İyi bir sonuca
ulaşmak için başarılı olabilmek için buralardan da geçeceksiniz…”
“TAŞIMACILIK İŞİNE SAKIN GİRME”
Örneklerden de görüldüğü gibi iş dünyasında başarıya
ulaşanlar sadece iyi tavsiyelerle değil, bazen kötü tavsiyelerle
de kariyerlerine yön verdi.
Türk iş dünyasında da bu tür örneklere rastlamak
mümkün. Örneğin Reysaş Yönetim Kurulu Başkanı
Durmuş Döven, 1988 yılında üniversiteyi bitirip kendi
işini kurmaya karar verdiği dönemde, özellikle lojistik
işine girmemesi yönünde bol miktarda tavsiye verildiğini
anlatıyor. O dönemde kendisine en çok “Taşımacılık
işine sakın girme, bu iş yapılmaz”
denildiğini hatırlatan Döven, sözlerine
şöyle devam ediyor: “Ama ben girdim
ve Reysaş’ı kurdum. İyi ki de kurmuşum.
Reysaş bugün bir dev oldu.
10 binlerce çalışanla büyük bir katma
değer yaratıyoruz. Sonuç olarak tavsiyelere
dikkat etmek gerekirken kendi
doğrularınızı da bulup yapmanız lazım.
Bazen çoğunluk negatife oynar.”
“SAVAŞ UZAYINCA KAPATTIK”
“İş başka, dostluk başka” sözü boşa
değil. Arkadaşların deneyimlerine ve
iyi niyetli tavsiyelerine uymanın sonu
bazen hüsran olabiliyor.
Doğanlar Yatırım Holding Yönetim
Kurulu Başkanı Davut Doğan’ın
bir arkadaşından aldığı tavsiyeyle Irak’a yaptığı yatırımın
sonu da maalesef böyle olmuş. Doğan, aldığı kötü
tavsiyeyi şöyle anlatıyor:
“Sanırım 2003 yılıydı. Amerika Irak’a girince savaş
başladı. Irak yeniden yapılandırılacaktı. İnşaatçı bir
arkadaşım orada fırsat olduğunu ve yıkılan şehirlerin
başta Bağdat olmak üzere yeniden yapılandırılacağını,
bu nedenle de çok mobilya talebi olacağını söyledi.”
İş teklifi alınca Davut Doğan arkadaşının önerisine
uyarak acele Bağdat’ta mağaza açtı ve malları gönderdi.
Ancak Irak savaşı o kadar uzun sürdü ki ortalık bir
türlü yatışmadı. Doğan, olayın devamını şöyle anlatıyor:
“Bu geçen süre içinde mağazamızın olduğu bölgede
olaylar oldu. Mağazamıza kurşunlar isabet etti.
Görevlendirdiğimiz ekip Türkiye’ye geldi. Tehdit mektupları
aldık. Biz de mağazamızı kapatmak ve çıkmak
zorunda kaldık. Mallarımızı da orada bırakıp en azından
canımızı kurtarmış olduk.”
“NETİCE KOCAMAN BİR SIFIRDI”
Sarkuysan Yönetim Kurulu Hayrettin Çaycı, uyguladığı
bir tavsiyenin kötü sonuçlarını yaşayan yöneticilerden...
Yurt dışındaki bazı oyuncuların cevherden nihai
ürüne kadar entegre üretime başladıklarından katma
değerlerinin daha yüksek olduğuna değinen Çaycı,
kendilerinin de bu yönde bir adım attıklarını anlatıyor.
Dünyanın sayılı cevherden bakır üreten şirketlerinden
biri olan Freeport-McMoran Copper &Gold’un yöneticileri
de şayet Sarkuysan olarak Türkiye’de böyle bir
projeye başlarlarsa kendilerine teknik ve finans açısından
destek olabileceklerini hatta ortak olabileceklerini
belirttiklerini söylüyor. Bu tavsiye üzerine kendilerinin
de Kastamonu Hanönü’ndeki bir bakır madeni sahasını
ihaleyle devletten kiraladıklarını dile getiren Çaycı,
hikayenin devamını şöyle paylaşıyor:
“Ön etütler için 100 binlerce lira harcama yaptık.
İşin sondaj kademesine geldiğimizde,
işimiz iki kez durduruldu. İkisinde de
hakkımızı tekrar kazanmak için idari
mahkemede dava açtık. Her iki davayı
da kazandık. Ne var ki bizim ihaleyi
kazanmamızın üzerinden 4 yıl geçti.
Neticesi kocaman bir sıfır oldu. Şu anda
bakır fiyatları çok düştüğünden proje
fizibil olmaktan çıktı. Zira şu anda
bakırın cevherden üretim maliyeti satış
fiyatının üzerine çıktı.”