Ford Otosan Ürün Geliştirmeden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ernur Mutlu ile bu dönüşümü, otomotivde inovasyonu ve Ford Otosan’ın yenilikçilik kültürünü konuştuk.
Ford
Otosan, Ford'un dünyadaki üç büyük AR-GE merkezinden biri. Şirket,
Türkiye'nin ise özel sektördeki en büyük AR-GE organizasyonuna sahip.
1.240 kişilik AR-GE ordusuna sahip şirket, Ford'un ağır ticari ve hafif
ticari araçlarda küresel AR-GE merkezi durumunda.
Ford Otosan Ürün
Geliştirmeden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ernur Mutlu, bu başarının
şirketin kuruluşundan itibaren yenilikçi olmasına bağlıyor. Mutlu,
"Sanayi faaliyetlerimiz montaja dayalı üretimle başladı.
Bugün AR-GE'ye
dayalı üretim yapıyoruz. Ayrıca yerli motor geliştiren, üreten ve
uluslararası anlaşmalarla lisans veren bir mühendislik şirketine
dönüştük" diyor.
Türkiye’nin en köklü otomotiv şirketi olan Ford Otosan, kurulduğu
yıllarda sadece Ford’un bayisiydi. Önce 1961 yılında montaja dayalı
üretim yapan bir endüstri kuruluşu haline geldi. Daha sonra AR-GE’ye
dayalı üretime geçti.
Bugünse mühendislik faaliyetlerini lisans
anlaşmalarıyla dünyaya ihraç ediyor. Ford Otosan Ürün Geliştirmeden
Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ernur Mutlu, “Şirketin sürekliliğini ve
gün geçtikçe büyümesini inovasyonlarımıza bağlayabiliriz.
AR-GE
faaliyetlerimizle bugün dünyanın önde gelen otomotiv şirketleri
arasındayız. 4 farklı lokasyonda 10 bine yakın istihdama sahip Ford
Otosan, Ford’un dünyadaki üç büyük AR-GE merkezinden biri.
Türkiye’nin
ise özel sektördeki en büyük AR-GE organizasyonuna sahibiz. ARGE
ekibimiz 1.240 kişiden oluşuyor. Dizel motorlarda Ford’un en etkin AR-GE
merkezi burası. Ağır ticari ve hafif ticari vasıtalarda Ford’un küresel
AR-GE merkeziyiz” diyor.
Ford Otosan olarak gelecek teknolojileri üzerine önemli çalışmalar
yürüttüklerini belirten Mutlu, üzerinde çalıştıkları temel alanların
dizel motor teknolojileri ve tasarımı, ağır ticari ve hafif ticari
araçlar olduğunu belirtiyor.
Mutlu, “Şirketin kuruluşundan itibaren
yenilikçiyiz. AR-GE’ye dayalı üretimin yanı sıra yerli motor geliştiren,
üreten ve uluslararası anlaşmalarla lisans veren bir mühendislik
şirketine dönüşümünü tamamladık” diye devam ediyor.
Ford Otosan Ürün
Geliştirmeden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ernur Mutlu ile bu
dönüşümü, otomotivde inovasyonu ve Ford Otosan’ın yenilikçilik kültürünü
konuştuk:
Ford Otosan için inovasyonun önemi nedir? Kurum kültüründe inovasyon nasıl bir yer buluyor?
Ford Otosan’da her yerde, her aşamada, her süreçte inovasyon var.
inovasyon olmazsa hiçbir şey değişmez, bu da fiziken mümkün değil.
Yenilik olmadan da AR-GE olmaz. Şirketin kuruluşundan itibaren
yenilikçiyiz. 50 yıldan fazla süredir AR-GE departmanımız varlığını
sürdürüyor.
Bu serüvenin içindeki kilometre taşları çok önemli. Ford
Otosan’ın üretim çalışmaları her zaman ARGE ile iç içe oldu. Türkiye’nin
ilk yerli otomobili Anadol, ilk yerli spor otomobili Anadol STC ve yine
Türkiye’nin ilk yerli dizel motoru ERK’i Otosan üretti. Üretime
başladığımız 1961 yılından bugüne faaliyetlerimiz AR-GE’ye dayalı olarak
yürüdü.
1997 yılında ortaklık sonrası küresel AR-GE fırsatları ortaya çıktı.
2002 yılında Connect ihracatı öncü örneklerimizden. Connect, Ford Otosan
tarafından tasarlanan ilk global ürün olma özelliği taşıyor. 2007
yılında Gebze AR-GE Merkezi hizmete açıldı.
Bu noktada motor aktarma
sistemlerinin geliştirilmesi de AR-GE faaliyetleri kapsamına alındı ve o
zamana kadar gerçekleştirilen AR-GE’nin ölçeğini değiştirerek önemli
bir gelişim ve genişlemeyi sağladı.
1961’den bu yana gelişen
boyutlarıyla hizmet veren AR-GE faaliyetlerinin bugün geldiği noktada
Ford Otosan, AR-GE’ye dayalı üretimin yanı sıra yerli motor geliştiren,
üreten ve uluslararası anlaşmalarla lisans veren bir mühendislik
şirketine dönüşümünü tamamladı.
1961’den bu yana inovasyon, bizim için
bir şirket kültürü. Bugün her bir Ford Otosan çalışanı, daha iyi, daha
yeni, daha farklı bakış açısıyla olaya yaklaşıyor. Böyle olunca bizim
verimliliğimizi de çıktılardaki başarılarımız da sürekli artıyor.
Ford Otosan'ın bugünlere gelmesinde inovasyonun rolü ne oldu?
Montaja dayalı üretimle başlayan sanayi faaliyetlerimiz, ilerleyen
yıllarda AR-GE’ye dayalı üretime dönüştü. Bugün geldiğimiz noktada
mühendislik ihracatı gerçekleştiren, lisans anlaşmalarıyla ülkemize
katma değer kazandıran bir şirketiz.
Somut örnek vermek gerekirse global AR-GE faaliyetlerimizin ilk ürünü
olan Connect ile hem iç pazarda hem ihracatta önemli başarılar elde
ettik. Connect ayrıca bize otomotivin anavatanı Kuzey Amerika’ya
ihracatın kapılarını açtı. AR-GE faaliyetlerimizin ilk ürünü olan
Connect, Kuzey Amerika’ya ihraç edilen ilk Türk aracı oldu.
Bugün Ford
Otosan ihracatta lider, Türkiye’nin Kuzey Amerika ihracatının yüzde
10’unu tek başına gerçekleştiren bir sanayi kuruluşu konumunda.
Ağırlıklı ticari vasıtalarda pek çok yenilikçi ürün çıkardık. Connect’in
tasarımıyla birlikte tümüretimini bizim üstlenmemiz çok önemliydi.
Hem
Avrupa’da hem Amerika’da ödül kazanan ilk ve tek üründü. Avrupa’ya ürün
üretirken ve onunla ilgili çeşitli tasarımlar yaparken Connect’i Amerika
için de geliştirebiliriz fikrinden yola çıktık. Amerika şartnameleri ve
tüketici beklentileri tamamen farklıydı. Orada tüm testleri geçtik o
pazarda çok başarılı olduk.
O dönem üretimimizin yarısını ABD için yapar
hale geldik. Bugün ABD’de 17 eyalete Connect satıyoruz. Ford Otosan
olarak AR-GE harcama oranı, en yüksek otomotiv şirketiyiz. Ford’un
dünyadaki 3 büyük AR-GE merkezinden biri. Türkiye’nin ise özel
sektördeki en büyük AR-GE organizasyonuna sahibiz. Dizel motorlarda
Ford’un en etkin AR-GE merkezi burası. Ağır ticari ve hafif ticari
vasıtalarda Ford’un küresel AR-GE merkeziyiz.
Şirkette inovason yönetimi nasıl ve hangi seviyede yapılıyor? Tepe
yönetim ve şirketin diğer katmanları inovasyon kültüründe nasıl bir
etkileşim içindeler?
Ford Otosan’da AR-GE ve mühendislik çalışmaları, genel müdür
yardımcılığı seviyesinde yönetiliyor. Bununla birlikte şirket bünyesinde
inovasyon, yalnızca ürün geliştirme faaliyetleriyle kısıtlı değil.
İmalat teknolojilerinde de güzel çalışmalarımız var.
Örnek olarak,
kaynak atölyesinde lazer kullanımını gösterebiliriz. Şirketin her
faaliyetinde rekabetçiliği güçlendirmek ve yenilikçiliği artırmak, tüm
üst yönetim kadrosu tarafından benimsenmiş bir felsefe.
Son dönemde inovasyon ajandanızda neler var? Özellikle nelere odaklanıyorsunuz?
Ford’un dünyadaki 3’üncü büyük AR-GE merkeziyiz. Bu çerçevede eş zamanlı
birçok faaliyeti birlikte yürütüyoruz. Yılda 50’den fazla projeye imza
atıyoruz. 1.240 mühendisimizle 3 farklı tipte projeler yürütüyoruz. Ford
Otosan için yürüttüğümüz projelerle birlikte ortaklaşa yürüttüğümüz
projeler de var.
Bu projelerde motor, aktarma sistemleri, gövde ve iç
mekan geliştirme gibi birçok farklı proje bulunuyor. Özellikle yakıt
ekonomisi ve emisyon optimizasyonu, sürücü destek sistemleri, test
süreçlerinde analitik yöntemler geliştirme konularında yenilikçi
fikirlere odaklanıyoruz.
Ford Otosan'ın inşası süren yeni AR-GE Merkezi'ni Türkiye'nin en büyük
AR-GE merkezi olarak lanse ettiniz. Bu yeni merkezin özellikleri neler?
Kapalı alanı yaklaşık 20 bin metrekare, açık alanı 10 bin metrekareden
oluşuyor. Dizayn stüdyo, kafeterya, ofisler, otoparklar, konferans
salonu ve teknik hacimler yapının ana bölümlerini oluşturuyor.
Bu bina,
Ford’un en büyük 3’üncü AR-GE merkezi olarak hizmet verecek. Burada
1.300’ün üzerinde mühendisimiz AR-GE odaklı olarak çalışmalarını
sürdürecek. Yeni tesisimiz toplam 1.500 kişi kapasiteli bir bina olacak.
Gelecek teknolojileri üzerine çalışıyor musunuz? Hangi konular üzerinde çalışıyorsunuz?
Ford’un 4 ana odak noktası var: Kalite, akıllı teknolojiler, güvenlik ve
çevrecilik. Biz de bunların paralelinde projeler geliştirip
müşterilerimize sunuyoruz.
Machine to machine otomotiv sektöründe nasıl hayat bulacak? Ford
Otosan mühendisleri bu konu üzerinde de çalışıyor mu neler yapılıyor?
Bu yeni mühendislik merkezimizde kullandığımız bir teknoloji. Üretim
tesislerimizle inşaatına devam ettiğimiz mühendislik merkezimiz arasında
bağlantı var. Mühendislerimiz test merkezimizdeki cihazlara uzaktan
bağlanarak birçok testi bulundukları farklı bir lokasyondan
gerçekleştirebiliyor.
Ulaşılabilirlik bizim araçlarımızda uzun zamandır sunduğumuz bir
teknoloji. Güvenlik ve konforu bir arada sunan SYNC teknolojimizin acil
durum sistemiyle araçlarımız olası bir aksilik anında birçok farklı
dilde bulunduğu ülkenin acil yardım servisini arayarak durumu
bildiriyor.
Şimdi bu sistemi daha da geliştirerek araçlarımızın
birbirleriyle iletişime geçmesini sağlıyoruz. Geçtiğimiz günlerde
Frankfurt Otomobil Fuarı’nda sergilediğimiz S-MAX konseptimizle bu
teknolojiyi sunmaya başlayacağız.
Gömülü sistemler ilgi alanınızda mı? Bu konuda neler yapıyorsunuz?
Özellikle otomotivde gerek motor gerek araç yazılımla yönetilir hale
geldi. Yapmak istediğiniz her şeyi teknoloji ve ergonominin izin verdiği
sürece yazılımla yapabiliyorsunuz. Yazılımla kontrolü, tüketiciye
sunuyoruz. içinde insan olmayan araçlar, bu işin üst limiti olacak gibi
görünüyor.
Özellikle motor kontrol yazılımı geliştiriyoruz. Bu çok basit
bir anlatım tarzıyla motorun en verimli ve istendiği şekilde çeşitli
şartlarda çalışmasını sağlamak için neleri okuması gerekiyorsa onu
okumasıdır. Araç içinde de kontrol yazılımları var.
Aracın çeşitli
cihazlarla çalışabilmesi, bütün elektronik iletişimin sağlanması için
araç için yazılımlar yapılıyor. Artık bir araç maliyetinin yüzde 40’ını
elektronik oluşturur hale geldi. Daha da yükselecek gibi görünüyor. Bu
gömülü lafı çok önemli.
Gerçekten gömülü. O yazılımı oradan çıkarma
şansı yok. O yazılımı geliştiren ekibin beyninde gömülü ve kopya
edilemez. Bu sayede o teknolojiyi elde tutabilmek çok önemli. Binek
araçlarda standart olarak kullanılan ve birçok özelliğin kontrol
algoritmasını yürüten merkezi kontrol ünitesi, Cargo gibi çok daha fazla
çeşitliliğe sahip olan bir ağır ticari araç projesi için ilk kez
geliştiriliyor.
Komponent seçiminden seri üretime kadar tüm adımlar Ford Otosan
mühendisleri tarafından yürütülüyor, araç elektriksel topolojisinin
oluşturulması, fonksiyonların belirlenmesi, fonksiyon algoritmalarının
geliştirilmesi ve bu algoritmaların yazılımının fiilen
gerçekleştirilerek testlerinin tamamlanması tamamen Ford Otosan ürün
geliştirme mühendisleri tarafından yapılıyor.
Merkezi kontrol ünitesi
yazılımı geliştirme global Ford dünyasında da ilk kez yalnız iç
kaynaklar kullanılarak gerçekleştirilecek. Bu atılan adımla global Ford
bünyesindeki yeni projelerde benzer görevleri almayı hedefliyoruz.
FORD OTOSAN'DA AR-GE'NİN 3 ODAĞI
"DİZEL MOTOR
Ağırlıklı olarak dizel motor teknolojileri, tasarımı ve üretimi üzerinde
çalışan çok geniş bir ekibimiz var. Ford'un portföyünde yer alan güncel
tüm dizel motorlarının bir tanesi hariç tamamının geliştirme ve
mühendislik sorumluluğu bizde. Buradaki mühendislerimiz o motorların
üretildiği dünyadaki tüm fabrikalara mühendislik desteği veriyor.
Testlerin yapıldığı merkezlere gidiyorlar. Dünyada adım atmadığımız ülke
neredeyse kalmadı. Ford'un çok çeşitli üretim merkezleri var. Onların
da mühendisliklerini ve değişikliklerini tek merkezden biz yürütüyoruz.
AĞIR TİCARİ
Ağır ticari vasıtalarda, yani Ford Cargo isimli ürünümüzle yer aldığımız
kamyon sektöründe, sadece Türkiye'de değil tüm dünyadaki tasarımın
küresel merkeziyiz. Üretimin bir ayağı Güney Amerika'da, diğer ayağı
Türkiye'de. Burada Avrupa, Yakın Asya ve Afrika pazarlarına satış
gerçekleştiriyoruz.
HAFİF TİCARİ
Hafif ticari vasıtalarda ise Connect'le varız. Yakın zamanda Courrier
ürünümüzü devreye alacağız. Connect bizim ürettiğimiz Connect'ten yeni
jenerasyon Connect'e geçiyor. Üretim yeri İspanya olacak. Şu sıralarda
üretimi başladı, satışları yılın sonunda başlayacak. Ford'un küçük hafif
ticari vasıtalarda da küresel tasarım merkeziyiz. Bu segmentte de
Ford'un tüm araçlarının tasarımını biz yaptık.
"TÜM VASITALARDA YENİLİK ODAKLIYIZ"
YENİLİK AJANDASI
Tüm dizel motorlar, tüm hafif ticari vasıtalar ve tüm ağır vasıtalarda
yenilik odaklıyız. Gerek müşterinin cebini ilgilendiren yakıt ekonomisi
gerek sağlığını ilgilendiren en az ve hiç atık konusunda çok çalışma
var. Motorda çok çeşitli teknolojiler geliştirdik ve geliştirmeye devam
ediyoruz. Kullanılan yakıtlarla ilgili çok fazla ürün geliştirme
çalışmamız sürüyor.
TEKNOLOJİ TRANSFERİ
Teknoloji ve know how transferinde önemli noktalara ulaştık. Çin
pazarına, o pazarda yer alan gerek küresel gerek yerli birçok motor
şirketi arasından sıyrılıp kendi motorumuzu lisanslama başarısını
gösterdik. Çünkü en yeni ve en güncel teknolojileri kullanıyoruz.
Yaptığımız yenilikler sayesinde yakıt ekonomisi, gürültü gibi konularda
sınıfımızın liderliğine ulaştık.
“PATENTTE HIZLI BÜYÜYORUZ"
1.240 AR-GE MÜHENDİSİ
Bugün Ford Otosan bünyesindeki 2.440 beyaz yakalı çalışanın 1.780'i
mühendis. Bunların da 1.240'ı AR-GE mühendisi olarak görev yapıyor. Bu
kadromuz eş zamanlı olarak onlarca projeyi birlikte yürütüyor. Bu
projeler için yurtdışına çeşitli ziyaretlerde bulunuyorlar veya Ford'un
başka AR-GE merkezleri ile ortak projeler yürütüyorlar.
İŞBİRLİĞİ KÜLTÜRÜ
Üniversitelerle işbirliği içinde bugüne kadar 50'den fazla lokal projede
yer aldık. Yılda 100'den fazla global ve lokal projede yer alıyoruz.
AR-GE yetkinliğinin gelişmesiyle ileri seviye mühendislik ekipleriyle
356 adet patent model gerçekleştirildi. Her yıl bir önceki yılın üzerine
çıkmayı hedefleyen bir stratejimiz var.
İLK 6 AYDA 45 PATENT
2010 yılından bu yana her yıl patent başvuru adedimizi bir önceki yılın
üzerine çıkarttık. 2013 yılının ilk 6 ayında 45 patent başvurusunda
bulunduk ve yıl sonu için hedefimizi 80 olarak belirledik. Böylece
toplamda 436 patent başvurusunda bulunmayı hedefliyoruz.
OTOMOTİVDE İNOVASYONAYÖNVERENLER
TÜKETİCİLER
Bizim tasarımlarımızı üç unsur yönlendirir: Birincisi, kesinlikle
tüketici istekleri. Tüketici isteklerini dikkate almayan bir şirket
hangi sektörde olursa olsun başaramaz. Biz de tüketicinin ne istediğini
oldukça önemsiyoruz.
REGÜLASYONLAR
İkincisi regülasyonlar. Otomotivdeki regülasyonlar gerek güvenlik gerek
emisyon gerek sağlık açısından bugün ulaştığı noktada oldukça katı.
Böyle de olmak zorunda. Aslında regülasyonları da müşteri beklentileri
doğuruyor.
Tüketici artık daha sessiz, çevreyi hiç kirletmeyen, daha az
yakıt tüketen araç istiyor. Bu regülasyonlar, bu istekler sonucunda
çeşitli kurullar tarafından oluşturuluyor ve devlet tarafından dikte
ediliyor. Ama biz onu ayırıyoruz. Müşteriden çıkmış olsa da bunlar
regülatif. Bunlarda tercih şansınız yok.
STRATEJİ
Üçüncüsü, şirket stratejisi. Bu şirketin kendi imajıyla ilgili olarak
verdiği karar ve stratejidir. Ford Otosan olarak şirket stratejimiz de
bizim tasarımlarımızı ve yeniliklerimizi yönlendiriyor. Ford'un
DNA'sında bunlar tanımlı. Sürüş keyfi, dayanıklılık, çevrecilik,
ekonomik olmak bizim DNAmızı oluşturuyor ve tasarımlarımıza yön veriyor.