İnovasyon gerçek hayata gömülecek

Cengiz Ultav’la inovasyondaki yeni trendleri, gelişmeleri ve rotayı konuştuk. İşte o sohbetin detayları...

1.08.2013 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
İnovasyon gerçek hayata gömülecek
Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Ultav, 50 yıllık bir bilişim birikimi olduğuna dikkat çekiyor. Ona göre önümüzdeki 20 yıllık dönemde bu birikimin, gerçek hayatın içine taşınmasına tanıklık edeceğiz. "İnovasyon ve teknoloji gerçek yaşamın içine gömülecek, yeni verimlilik ve kolaylık katmanları yaratılacak" diyen Ultav'a göre bu dönemde gerçek hayatın içindeki alanlarda bilişimi, dijital ve mobil teknolojileri bir araya getiren uygulamalarla dijital sınırlar zorlanacak.

Cengiz Ultav, Türkiye’de inovasyon denince akla gelen ilk isimlerden biri. Yıllarca Vestel’in AR-GE birimini yöneten Ultav, Vestel’i bir teknoloji şirketine dönüştüren ekibin de lideri olmuştu. Kariyeri boyunca pek çok sivil toplum kuruluşunda etkin roller alan Ultav, Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV) Yönetim Kurulu Başkanı olarak Türk sanayinin inovasyon ve teknolojiyle daha hızlı yol alması için hizmet veriyor. Ultav, Türkiye’nin ve Türk şirketlerinin dünyada inovasyonla ön plana çıkabilmesi için açık inovasyona odaklanması gerektiğinin altını çiziyor. Ultav, “Odaklanma tarafında bir sacayağı görünüyor. Bunun birinci ayağı dijital sınırların zorlanması, ikincisi enerji verimliliği, üçüncüsü ileri malzemeler. Önümüzdeki 20 yıl içinde bu sacayağının üzerine kurulabilecek teknolojik işbirlikleri büyük katma değer ifade edecek” diyor. Son 50 yıllık dönemi bilişim girişimi dönemi olarak tanımlayan Ultav, gelecek 20 yılda somutluklar döneminin yaşanacağını belirtiyor ve şöyle devam ediyor:

“Somutluklar döneminde bütün bu 50 yıllık bilişim girişimi birikiminin gerçek hayat alanlarına taşınmasını yaşayacağız. İnovasyon ve teknoloji gerçek yaşamın içine gömülecek, yeni verimlilik ve kolaylık katmanları yaratılacak. Bu dönemde gerçek hayatın içindeki alanlarda bilişimi, dijital ve mobil teknolojileri bir araya getiren uygulamalarla dijital sınırlar zorlanacak.” TTGV Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Ultav’la inovasyondaki yeni trendleri, gelişmeleri ve rotayı konuştuk. İşte o sohbetin detayları...

İnovasyonu ve bu konudaki çalışmaları nasıl destekliyorsunuz?
TTGV, son 20 yılda Türkiye’nin stratejileri doğrultusunda, yüksek katma değerlerin yaratılmasında önemli görevler yerine getirdi.~
Daha önce görev üstlendiğimiz Dünya Bankası fonları, Birleşmiş Milletler fonları gibi kaynaklar, artık TTGV’nin yönetiminde değil. Fon zenginliğini sağlayabilmek için bir taraftan dış kaynakları zorlarken diğer taraftan Türkiye içindeki atıl kaynakları hareketlendirme planları yapıyoruz.

Türkiye’de KOBI’lerin projelerini çok çeşitli kaynaklardan fonlama imkanı var. Şirketler çeşitli teşvikleri kullanabiliyor, değişik desteklerden faydalanabiliyorlar. Mümkün olduğu kadar tematik alanlarda dünya çapında pazar payına dönüşebilecek birtakım yapılanmaları, süreçleri, projeleri, ürünleri ve burada alınan inisiyatifleri destekliyoruz. Bundan sonraki dönemde dünya için fark yaratacak çalışmaları desteklemek istiyoruz. Türkiye’ye dünyadan da fon çekmeye gayret ediyoruz. Bu çerçeveden baktığınızda Türkiye’de inovasyonda ana problemi, sürdürülebilir pazar payı yaratmaya dönük talep tarafı olarak görmek mümkün.

İnovasyona talep yok mu yani?
Arz tarafında birtakım kişiler ve kurumlar düşünüyor ve diyor ki “Şu alanda bu yapılsın, bu alanda bu yapılsın.” Geçmişte bu da önemliydi ve Türkiye’yi de çok önemli noktalara getirdi. Ama artık Türkiye, gerçek pazar payları için yüksek katma değer yaratarak dünyayla rekabet etmek mecburiyetinde. Dolayısıyla böyle bir dönemde arz tarafından gelen stratejilerle inovasyonun desteklenebilmesi, şirketlerin teknoloji yoluyla katma değer elde edebilmesinin desteklenmesi o kadar kolay değil. Bu dönemde talep tarafında şekillenen açık inovasyon öneriyoruz.

Açık inovasyonun nasıl bir rolü var?
Açık inovasyon, dar çerçevenin dışına çıkarak, çok geniş bir global kitlenin katkısına açık paylaşım mekanizmalarının kurulmasını ve işbirliklerinin yönetilmesini içeriyor. Açık inovasyonda odaklanma ve işbirlikleri önemli. Odaklanma tarafında bir sacayağı görünüyor. Bunun birinci ayağı dijital sınırların zorlanması, ikincisi enerji verimliliği, üçüncüsü ise ileri malzemeler. Önümüzdeki 20 yıl içinde bu sacayağının üzerine kurulabilecek teknolojik işbirlikleri her zaman büyük katma değer ifade edecek.

Dijital sınırların zorlanması ile neyi kastediyorsunuz?
Bakıyorsunuz otomobilin içinde çok üst seviyede inovasyon ve teknoloji var. Ama ulaşımın içinde, yollarda, trafik lambalarında neredeyse hiç yok. MR gibi ileri görüntüleme cihazlarının içine gömülmüş olan dijital teknoloji, çok ileri seviyede ama önleyici tıptaki uygulamalarda hemen hemen yok gibi. GDO’lu ürünün içine gömülmüş olan teknoloji tarımda, tarlada mevcut değil. Ama buralarda da büyük bir talep var. Önümüzdeki dönemde gerçek hayatın içindeki alanlarda bilişimi, dijital ve mobil teknolojileri bir araya getiren uygulamalarla dijital sınırların zorlanacağı öngörülüyor. Bu dönemi somutluklar dönemi olarak da isimlendirenler var.~
Somutluklar dönemi nasıl bir dönem olacak?
Son 50 yıllık döneme, bilişim girişimi dönemi diyebiliriz. Somutluklar döneminde, bütün bu 50 yıllık bilişim girişimi birikiminin gerçek hayat alanlarına taşınmasını yaşayacağız. İnovasyon ve teknoloji gerçek
yaşamın içine gömülecek, yeni verimlilik ve kolaylık katmanları yaratılacak. Son 15 yılda sayısı 15’ten 84’e çıkan mega şehirlerde trafiğin düzeltilmesi, önleyici tıp yoluyla sağlıkta verimliliğin artması, maliyetlerin düşürülmesi, tarlaların akıllandırılması gibi yeni verimlilik katmanlarının hedeflenmesi söz konusu.

Şimdi bu geçmişteki 50 yıl bizi nereye getirdi?  Şu anda internet var, insanlar her türlü bilgiyi paylaşabiliyor, her türlü şekilde etkileşebiliyorlar, ama sonuçta şu anda internette sadece sörf yapıyoruz. İnternetteki yaratıcılığın çok büyük bir kısmı e-ticarette, oyunlarda. Bunların daha da derinleşmesi gerekiyor. Önümüzdeki dönemde bulut (cloud), büyük veri (big data) ve açık inovasyon üzerindeki taşıyıcı mekanizmaların, gerçek hayatın içinde yeni verimlilik katmanlarının, yeni kolaylık katmanlarının şekillenebileceği öngörülüyor.

Bu yeni dönemde ne gibi yeni ürünler göreceğiz?
Örneğin ben tüketici elektroniği tarafından geliyorum. Tüketici elektroniğinde, önümüzdeki 5-10 yıl içinde sizin yüzlerce komutunuzu, jestinizi anlayabilen, üzerinde onlarca sensörler bulunan, yerine göre bir yolun üzerine gömülü, bir trafik lambasının içinde, bir önleyici sağlık cihazı olarak, evinizin içindeki onlarca noktada, hayatın içine gömülmüş, dijital sınırları zorlayan yüzlerce çeşit dijital cihazdan bahsediyoruz. Tüketici elektroniği yönünü buralara çevirmek zorunda. Buralarda kişiselleştirilebilen ve fonksiyon bazında özelleştirilebilen çeşitli elektronik ürünleri ulaşımda, sağlıkta, tarımda, eğitimde, gerçek hayatın her alanında geliştirmek gerekiyor. Gençler enteresan şekilde bu büyük teknolojilerin gerçek hayatın içine o kadar da gömülü olmadığını fark ediyor ve oralarda fikir üretmeye başlıyorlar.

Yeni nesil daha inovatif mi?
Geçenlerde Bilgi Üniversitesi’nden gençler geldi ve çok enteresan bir fikirler paylaştılar. Omurganın deforme olması, yani skolyoz kifoz sorununu çözmek istiyorlar. Kamburluklar konusunda mobil teknolojileri kullanarak çözüm üzerine enteresan bir iş modelleri var. İşte biz bunları görmek istiyoruz. Bu tarz fikirler, artık Türkiye’de birçok yerde ortaya çıkmaya başlıyor. Konya’yı biliyorsunuz lojistik merkezi. Orada yüzbinlerce kamyon ve taşıyıcı var. Burada bir lojistik şirketi gördüm. Enteresan şekilde bilişim teknolojilerinin bu sistemin içine daha derin bir şekilde gömülmesi, teknolojinin kamyonların, depoların içine gömülmesi gibi projeler üzerinde çalışıyorlar.~
Kayseri, önleyici tıbba esas olabilecek çok önemli konularda genetik merkezi haline geliyor. Gaziantep’te takım tezgahları, fabrika makineleri konularında inanılmaz gelişmeler var. Buralardaki insanlar da gelişmeyi çok iyi görüyor. Türkiye’de en önemli dinamiklerden bir tanesi bu. Eskiden sistemlerin arz tarafı olduğu dönemlerde siz neredeyse boşlukta mucize yaratmaya çalışıyordunuz. Halbuki inovasyon ve teknoloji yoluyla verimlilik elde etmek demek içi dolu inovasyon boru hatları oluşturmak demek.

Bu inovasyon boru hatları nasıl oluşacak?
Bu boru hattının bir ucunda, büyük yatırımlarla desteklenen üniversitelerin tematik alanlarda yaptıkları
temel araştırmalar bulunuyor. Bunlardan çıkan sınanması gereken yüzlerce kavram var. Sonra bu sınanacak kavramlara bakan girişimci insanlar, hızlı prototipler yapmaya başlıyor. Onlarca prototipten erken dönem ürünler çıkıyor. Daha sonra bunların bir kısmı, inovasyon boru hattında rekabetçi ürünlere dönüşüyor. En sonunda da boru hattının diğer ucundan o tematik alanda sürdürülebilir pazar payı kapan bir iki ürün çıkıyor.

Bu boru hattını sürekli dolu tutmak gerekiyor. Aynı zamanda bu boru hattının her bir bölümünün fonlanması ve farklı alanlardan gelen insanların, açık inovasyon kavramı altında yoğun paylaşımcı işbirlikleri yapması gerekli. Böyle olmazsa boru hattının diğer ucundan kârlı, sürdürülebilir pazar payı alan ürünün çıkması mümkün değil. Türkiye’de bu boru hattı ekosistemleri oluşmaya başladı. Bu bütünlüğü gördüğü takdirde fonlamaya hazır yerli ya da uluslararası birtakım kaynaklar daha hızlı ortaya çıkacaktır.

Enerji verimliliği ve ileri malzeme sacayağının diğer ayakları demiştiniz. Bunlardan bahseder misiniz?
Enerji verimliliğinden sadece güneş, rüzgar enerjisi ve benzeri yenilenebilir enerji kullanımını kastetmiyoruz. Şu önümüzdeki masanın üretiminde, içine gömülen enerjinin minimize edilmesi de ilgi alanımızda, dünyadaki her gıda ürününün ortalama 600 kilometre yol kat etmesi de. Baktığınız her noktada enerji verimliliğini artırma fırsatları var. Dünyada tabiata oldukça zarar veren fosil yakıt türevi çok çeşitli malzeme var. Diğer taraftan biyoteknolojik ve nanoteknolojik ileri malzemeler konusunda büyük gelişmeler söz konusu.

Türkiye birçok ülkeye göre üretim gücünü kaybetmedi. Bunun avantajı nedir?
Serbest pazar dönemine baktığınızda, bu 40 yıllık dönemde endüstri farklı bir yapılanmanın içine girdi. Batı’da tasarım kaldı ama üretim Çin’e ve Hindistan’a kaydı. Neredeyse son 20 yılda tüm inovasyon gücünün, sadece bilişim için bilişim, finans için finansa odaklanması yaşanan son krizin sebepleri arasında görülüyor. Kriz sonrasında endüstriyel gücün önemi tekrar ortaya çıkmaya başladı. Amerika’nın hala yüksek seviyede bir üretim gücü var. Avrupa’nın da var. Artık üretimi eskisi kadar kolaylıkla dışarıya vermeyeceklerini, hatta dışarıya verilmiş üretimi geri çekmeye çalışacaklarını öngörenler var.~

Kişiselleştirme trendi çok güçlü sonuçlar doğuruyor. E-ticaretin arkasını dolduracak olan kişiselleştirilmiş ve yüksek katma değerli ürünlerden oluşan yeni bir endüstri alanı var. Bu alanı güçlü bir şekilde ellerinde tutmaya çalışıyorlar. Eski dönemde Türkiye öyle bir konumdaydı ki yoğun üretimde Çin’le rekabet edebilecek durumda
değildi. Ama aynı dönemde Türkiye çeşitlendirmede gücünü ispatladı. Türkiye yeni dönemde kişiselleştirilmiş ürün yapma kabiliyetine sahip. 10 bin adetin altında sipariş verildiğinde bu, Çinli rakip için sorundur. Ama Türkiye’de üretim esnektir. 100 adetlik bir konteynır sipariş de 100 bin adet gibi işlem görür. Yeni endüstriyel kavramların içinde bu çeşitlendirme ve esneklik çok önemli güç noktaları haline geldi.

Şu anda inovasyon ve teknolojide hangi dönemi yaşıyoruz?
50 yıldır mobil sistemlerde, internet sistemlerinde ve bilgi iletişim sistemlerinde büyük gelişmeler var. Bu sistemler gerçek hayatın içine çok fazla gömülmedi, ama çok güzel internetimiz oldu. Bu doğal bir süreç. Şu anda kırılma noktasındayız. Bu kırılma noktasında bütün bu bilgi ve teknoloji birikimi çok daha yoğun bir şekilde reel hayata, ulaşıma, eğitime, sağlığa, gıdaya, tarıma gömülecek. Bunlar cihazlar ya da süreçler şeklinde ve hücresel yayılacak. Bu hayatın parçası haline getirilebilen ürünler ve süreçler dönemi somutluklar dönemi olarak adlandırılıyor. Dünyada endüstri yeniden buna göre şekilleniyor. Kişiselleştirme trendi ve buna bağlı 3 boyutlu yazıcı ve tarayıcıların, lazer kesicilerin fiyatlarının 1.000 doların altına düşmesi yeni endüstriyel formasyonların ön belirtileri.

Somutluklar döneminin en önemli özellikleri neler olacak?
Bu yeni endüstri döneminde çok daha çeşitli sayıda cihaz, ürün ve süreç ihtiyaç sahipleriyle neredeyse birebir eşleşecek. Elinizde, cebinizde taşımadığınız ama sizin ihtiyacınız anında bir noktada sizinle buluşan ve sistemin yeni verimlilik ve kolaylıklar katmanına ulaşmasını sağlayan bir somutluklar 20 yılı olacağı söyleniyor. Bu yönden bakıldığında Türkiye’nin güçlü tarafları var. Yaratıcı, yapıcı, esneklikleri olan bir ülke. Mobil yayılımda birçok ülkeden ilerideyiz. insanlar mobil araçları hayatlarının parçası haline getirmiş durumda. Şu anda internette dolaşıyoruz, yeni bir verimlilik katmanı yaratmıyoruz, yeni kolaylıklar yaratmıyoruz. Mesela internette ulaştığınız birkaç bilgi, sizin sağlık tedbiri almanızı sağlıyor ama Türkiye’de bir şirket çıkıp da büyük veriyi kullanarak hastalıkların erken dönemde yönetilebilmesi konusunda henüz bir şey geliştirmedi. Yeniden yapılanmalar var. insanlar buralarda aksiyon almaya başlıyorlar. Bu perspektiften baktığınızda reel dünyada bu son 50 yıllık birikimin inovatif uygulamaları şeklinde bir fırsatlar dönemi var. Burada Türkiye’nin şansının çok yüksek olduğunu düşünüyorum.

'GENÇLERİN FONLANMASI ÖNEMLİ"
PATLAYACAK ALANLAR

Türkiye inovasyonda liderlik patlamalarından birini, tıp ve önleyici sağlık alanında yapacak. Türk girişimcilerin sağlık sektöründe dünya çapında katma değer yaratacağına inanıyorum. İkincisi, otomotiv sektörü çok olgun bir seviyeye geldi. Çok orjinal ticari araçlar yaratıldı. Yan sanayide aranan ülke noktasına geldi. Belki elektrikli araçta ön plana çıkabilecek yapı taşları mevcut. Otomotiv sektörünün dünyada en çok konuştuğu konulardan biri, gömülü yazılımlar. Türk otomotiv sanayicileri geleceğin ulaşım ihtiyaçlarına daha uygun bir otomotiv sanayine yön vermekten bahsediyorlar. Gömülü yazılımları konuşuyorlar. Etkileşimli akıllı ulaşım ürünleri olabilir deniyor.~
İKİ GÜÇLÜ ALAN
Türkiye'deki tüketici elektroniği sektörünün bilişim sektörüyle işbirliği içinde yüzlerce dijital cihazın hayatın içine gömülmesi noktasında bunları piyasaya arz edebileceğini düşünüyorum. Geçenlerde Konya'ya gittim. Konya'daki tarım sektöründeki yeniden odaklanmaya hayran kaldım. 10 yıl içinde Türkiye'de akıllı tarlalarda, akıllı sürüm bu bölgeden filizlenebilir. Türkiye'de mobil hürriyet ve internet hürriyeti sörf sebebiyle dahi olsa bütün bu kapıları açmaya başlıyor. Gençler değişimi ve yeni verimlilikleri hedefliyor. En önemli konulardan biri, bu fikir sahibi gençlerin fonlanabilmesi meselesi. Yakın dönemde iş insanlarının Türkiye'de teknoloji alanında daha yüksek katma değerler yaratmayı fonlamaya yöneleceğine eminim.

'HER ŞEY AKILLANACAK"
YENİ TREND

Kişiselleştirilmiş her şey, yani kişiselleştirilmiş arabalardan, takılardan tutun da her türlü pasif medikal cihazlara kadar kişiselleştirme, endüstride yeni trend. Hedeflenen yeni verimlilik katmanları ve yeni kolaylık katmanları, bu kişiselleştirme tabanının da üzerine oturuyor. Şu anda internetle endüstri tam anlamıyla buluşmuş değil. Yani sanal dünyayla fiziksel dünya, tam anlamıyla bir araya gelmedi. Yeni somutluklar döneminde süper verimli ürünlerden bahsediyoruz. Bu kavram, şu anda dünyada çok tartışılmaya başlandı. Bunun için ülke stratejileri oluşturuluyor.
HAYATIN İÇİNDE
Bunlar hayatın içine gömülmüş ürünler olacak. Bilgi Üniversitesi'ndeki arkadaşların mobil teknoloji kullanan skolyoz önleyen tıp cihazı gibi. Şu andaki akıllı cihaz devrinin ardından etkileşimli ve hücresel cihazlar geliyor. Hayatın her noktasının içine sensörlerle gömülecek teknolojik cihazlar dönemi geliyor. Önümüzdeki dönemde sadece yollar, binalar akıllanmayacak tarlalar da akıllanacak. Bütün iş yapma şekilleri bulut, büyük veri, açık inovasyon ve açık işbirlikleri içerecek. Çok daha yüksek seviyede etkileşim sistemin içinde olacak. Çok daha fazla sayıda kolaylaştırıcı süreç ve cihaz hayatımıza doğrudan doğruya bizi anlayarak girecek. Bu trend önümüzdeki 20 yıla hakim olacak.

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz