3M, dünyanın en inovatif 3 şirketinden biri. 25 yıl önce Türkiye'de organizasyonunu kuran şirket, geçen yıl 500 milyon dolarlık bir üretim tesisi yatırımı yaptı. Super Hub adı verilen bu merkezle yerel ve bölgesel ihtiyaca yönelik üretim yapacaklarını söyleyen 3M Genel Müdürü Andrei Holban, "Bu yatırım, Türkiye'yi hem bölgesel hem küresel anlamda önemli bir oyuncu durumuna getirecek. Şu anda ilk üretim tesisini kurma aşamasındayız. Bunun yanında ürün laboratuvarları kuruldu. Burada inovasyonu, Türk ekonomisine katmış olacağız" diye konuşuyor. 3M, yüzyılı aşkın süredir inovasyonun peşinden koşuyor. Ürettiği çözümlerle hayatı kolaylaştırmayı hedefleyen şirketin gündeminde, her zaman birinci konu inovasyon oluyor. Bütçesinin yüzde 6’sını AR-GE’ye ayıran 3M’in bünyesinde 10 bin kişi, yeni fikirleri ortaya koymak için mesai harcıyor. Yılda 1,6 milyar dolar, yenilikçi çalışmalar için ayrılıyor. Her çalışan, mesaisinin yüzde 15’ini inandığı projeler üzerinde çalışarak geçiriyor.
Dünyadaki 3 İnovasyon liderinden biri olan 3M’in genel müdürü Andrei Holban, bu başarılarını stratejilerine bağlıyor. “3M’in inovasyon stratejisindeki en önemli nokta, müşterilerimizi çok iyi dinlemek. Amacımız müşterilerimizi başarılı yapmak. Bu nedenle müşterilerimizi çok iyi dinliyoruz. Eğer problemlerini çözebilecek ürünler ortaya çıkarabilirsek, hedefimizi yerine getirmiş oluyoruz” diyor.
3M, yenilikçilik yolculuğunda 25 yıldır faaliyet gösterdiği Türkiye’ye de önem veriyor. İnovasyonda Türkiye’nin potansiyeline inandıklarını belirten Holban, “18 ay önce Türkiye’de AR-GE departmanı yoktu. Şimdi 18 kişilik bir ekip, Türkiye’de araştırma geliştirme yapıyor. Geçen yıl Türkiye’de Çorlu Avrupa Serbest Bölge’de 500 milyon dolarlık bir yatırım yapmaya karar verdik. Bu üretim merkeziyle 3M, hem yerel hem bölgesel ihtiyaca yönelik üretim yapacak ve Türkiye’yi hem bölgesel hem küresel anlamda önemli bir oyuncu durumuna getirecek” diye konuşuyor. Holban’ın sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:
3M, inovasyonla özdeşleşen bir şirket... Nasıl bir stratejiniz var?
100 yılı aşkın bir süredir 3M ismi inovasyonla özdeşleştiriliyor. Şu anda 3M, Apple ve Google’dan sonra inovasyon liderlerinden biri. Bu da akıllı ve başarılı yeni ürünlerle gelişmesinin kanıtı. 100 yılı aşkın süredir 3M’in büyümesinde, inovasyon en önemli konulardan biri. Türkiye’deki 25’inci yılımızı kutlarken 3M Türkiye olarak teknik yeterliliğimizi güçlendirmeye devam ediyoruz. Geçtiğimiz yıllarda, müşterilerimizle ürünler ve proseslerle ilgili neyi geliştirebileceğimiz konusunda beraber çalıştık. Onları daha rekabetçi ve pazarda daha inovatif hale getirebilecek 3M çözümlerini kullandık. Bizim için inovasyon müşteriyle başlar, 3M’in müşterisine sunduğu çözümle sona erer. Biz her fikri kaydetmiyoruz.~
Bizim kaydettiğimiz nokta, inovasyonun sonucu. İnovasyonun sonucundan kasıt da satışları ya da ciroyu artırıyor mu konusu. Kurumsal seviyede, inovasyonun derecesini ölçtüğümüz farklı yöntemlerimiz var. Örneğin, her yıl satılan ürünlerin minimum yüzde 30’u, 5 yıldan daha genç ürün ömrüne sahip olmak durumunda. Yani yeni ürün ömrü indeksi, inovasyon sonucunda ortaya çıkıyor. Bu da yeni ürün çıkarma hızının ne kadar yüksek olduğunu gösteriyor.
İnovasyon stratejinizin temelinde neler var?
3M’in inovasyon stratejisindeki en önemli nokta, müşterilerimizi çok iyi dinlemek. Yarattığımız inovasyonun çok pratik olduğunu gösteren çok önemli örneklerimiz var. Amacımız, müşterilerimizi başarılı yapmak. Bu nedenle müşterilerimizi çok iyi dinliyoruz. Onların problemlerinin ne olduğunu iyice anlamaya çalışıyoruz. Bunları çözebilecek ürünler ortaya çıkarabilirsek hedefimizi yerine getirmiş oluyoruz.
Çalışanları işin içine nasıl dahil ediyorsunuz?
İnovasyon yapısal bir süreç, sadece AR-GE departmanının ya da bir grup insanın sorumluluğunda olan bir şey değil. Bu şirkette, inovasyon herkesin sorumluluğunda. Bu nedenle müşterilerimizle mümkün olabildiğince en iyi samimiyeti kurabileceğimiz ilişkiler içinde olmaya çalışıyoruz. Çalışanları fikir üretmeleri konusunda destekliyoruz. Aslında inovasyon, 3M’in genlerinde var. Bu durum şirketin kurulduğundan bu yana bu şekilde gelişti. Yani geçmişten bu yana inovasyon hep çok önemli oldu. Bu nedenle 3M’de çalışan kişileri seçerken inovatif fikirleri olabilecek yeterlilikleri olmasına dikkat ediyoruz. Bu düşüncede olan kişilerin oluşturduğu bir şirkette de yeni gelenleri inovasyon sürecine dahil etme gibi bir sorunumuz olmuyor.
Peki inovasyona şirket içinde kim liderlik yapıyor?
İnovasyon hepimizin sorumluluğunda. İnovasyon için resmi bir yapımız var. Bu da ARGE departmanı oluyor. Globalde 73 laboratuvarda 10 bin çalışanımız var. Bu kişilerin yüzde 15-20’si kurumsal araştırmalarla ilgileniyor. Bu kişiler, yeni ürün ortaya çıkarmak için çalışıyor. Ama böyle bir şirkette çalışınca bu bir kişinin sorumluluğunda ya da bir departmanın özelinde olan bir süreç gibi hissedilmiyor. Yeni ürün tanıtım sürecimiz var. Burada da yeni fikirler paylaşılıyor. Bu fikirlerin müşterilerimiz için kârlı ve ilgi çekici olması gerekiyor. Fikirden gerçek ürüne dönüşme aşamasında filtreleme sistemimiz bulunuyor. Bu şekilde birbirimizle yeni fikirleri paylaşabiliyoruz.
Son dönemde 3M bünyesinden çıkan, çığır açıcı ya da açık inovasyon çalışmasının sonucunda elde edilen ne tür inovatif ürün ve hizmetler var? Bunlardan en önemli 3 tanesini sayabilir misiniz?
3M, 1902’de zımpara kağıdının keşfiyle başladı. Zamanının devrim yaratan bir ürünüydü. Zımparanın mucidi olarak bu alanda 2010 yılında geliştirdiğimiz, benzersiz mikroskobik kristal parçacıklar sayesinde standart aşındırıcılara göre çok daha yüksek performans sağlayan Cubitron II tam anlamıyla sektörün devrimsel bir ürünü. Farklı sektörlere yönelik ürünlerden bahsetmek gerekirse 2011 yılında 10 Gbps ve daha yüksek veri aktarım hızları için üretilen SL8800 3M Twin Axial Kablo son döneme ait bir başka çok önemli inovasyon. Yine otomobillerden uçaklara, inşaat malzemelerinden boyaya kadar birbirinden farklı alanlarda kullanılarak materyallerin ağırlığını azaltan ve bu sayede karbon ayak izini düşürerek gelecek nesillere daha iyi bir çevre bırakmayı hedefleyen Cam Kürecikler de 3M’in üstün teknolojisiyle devrim yaratan çözümlerinden... Ancak inovasyon sadece endüstriyel ürünler için geçerli değil. Örneğin geçen yıl lanse ettiğimiz tırnak koruyucu Scotch-Brite ürünümüz var. Türkiye, bu ürünün lansmanının yapıldığı ilk ülkelerden biri. Ürünü, tırnakların zarar görmesini engelleyecek şekilde yenidgeliştirdiğimiz örneklerden sadece bir tanesi.
Size göre inovasyonun önündeki en büyük zorluklar nedir? Siz nasıl zorluklarla karşılaşıyorsunuz?
En büyük zorluk ki bu bizim en üst noktadaki stratejimizden geliyor, müşterilere olan yakınlığımızı ve pazardaki varlığımızı artırmak. Bizim mücadelemiz, ürünlerimizin müşterilere olan yakınlığını artırarak büyümek. En temeldeki hedefimiz bu olduğu için en büyük zorlayıcı etken de bu. Yani öyle bir ürün üretmeliyiz ki bu üründen dolayı müşterilerimiz başarılı olsun. Eğer müşterilerimiz daha başarılı olursa doğal olarak biz de daha başarılı olmuş oluyoruz.~
Geçtiğimiz yıl AR-GE’ye ne kadarlık bir bütçe ayırdınız?
Hem global hem Türkiye’deki AR-GE bütçemiz, satışların yüzde 6’sına tekabül ediyor. Bu konuda tutarlı olmaya çalışıyoruz. 3M inovasyona geçen yıl 1,6 milyar dolarlık bir harcama yaptı. Türkiye’ye geldiğimizde, yaptığımız yatırımlarla inovasyona olan yatırım daha da artacak. Bu yıl, Türkiye’deki müşteri teknik merkezimiz için harcanacak olan tutarın 1 milyon doları geçmesi bekleniyor.
Türkiye’de AR-GE departmanında kaç kişi çalışıyor? Burada yılda kaç yeni ürün ortaya çıkarıyorsunuz?
Globalde 10 bin çalışan var. Türkiye’de bu bölümde şu anda 20 kişi çalışıyor. Ancak bu organizasyon son 18 ay içinde oluştu ve genişledi. Geçen yıl duyurusunu yaptığımız yeni yatırımımızla önümüzdeki yıllarda bu sayı katlanarak artacak. Yeni ürünü sayı olarak sınırlamıyoruz, ancak belirttiğimiz gibi şirket olarak ciromuzun en az yüzde 30’unu yeni ürünlerden sağlamak gibi bir stratejimiz var. Bu kural Türkiye için de geçerli.
İnovatif bir şirketin hata yaklaşımı nasıl olmalı? Türk şirketlerine hataları tolare etmek konusunda tavsiyeniz nedir?
Bazen bir proje üzerinde çalışırsınız ama hiçbir işe yaramadığını görürsünüz. Bu sefer en başa dönüp yeniden çalışmanız gerekir. Biz çalışanlarımıza “başarılı olmaya ihtiyacımız var” hissini veriyoruz. Türk şirketlerine ve bu seviyede olan her şirkete olan önerim, iyi niyetli olan hataları affedin. Gelecekte başarılı olabileceğine inandıkları projeleri üretmeleri ve düşünmeleri için çalışanlar, şirket içinde geçirdikleri zamanın yüzde 15’ini bu projeleri geliştirmek için kullanabilmeli. Bizim böyle bir sistemimiz var. Bu, çok güçlü ve kendine özel bir sistem.
İNOVASYON KULTURU NASIL OLUŞUR?
HATALAR İŞİN GERÇEĞİ
Hatalar işin gerçeği olarak mutlaka var olacak. Eğer kişilere bu gücü verirseniz, şirket için yararlı olurlar. Önemli olan kişilerin, bunun hata olduğunu kabul etmesi ve bu hatanın ne olduğunu anlaması. Şirketler, bu tip hataları tolere eder. Ben bu hataların şirkete ne kadar zarar getirdiğini bilmiyorum. Bunları kaydetmiyoruz. ÖZGÜRLÜK VERİLMELİ
1930'lu yıllardaki yöneticiler, “Bu hatalar olabilir, tolere edilir. Eğer tolere edemezsek gelişemeyiz" diyordu. Yani bu, 3M'de geçmişinden gelen bir kültür. Bunu kabul ediyoruz ama bunu kaydetmiyoruz, hatalardan öğreniyoruz. CEO, William L. McKnight'ın prensipleri şirket içinde hala devam ediyor. Ona göre, doğru kişileri istihdam edip, hataları telafi edip çalışanlara özgürlük verildiğinde inovasyon kültürü oluşur.
"TÜRKİYE'DEKİ POTANSİYELE ÇOK İNANIYORUZ"
25’İNCİ YILIMIZ
Türklerin inovasyon konusunda yeteneğine güveniyoruz. Bir perspektiften bakarsak 18 ay önce Türkiye'de AR-GE departmanı yoktu. Bu arada bizim için 3M Türkiye çok genç bir organizasyon. 3M'in buradaki varlığının 25'inci yılını 2012 yılında kutladık. Tabii bu süre, diğer ülkelerdeki 60-70 yıllık maziye göre kısa bir süre. Türkiye'deki potansiyele çok inanıyoruz. YATIRIMA DEVAM
Bu nedenle yatırım yaptık ve yatırım yapmaya da devam ediyoruz. Geçen yıl kurum, Türkiye'de Çorlu Avrupa Serbest Bölge'de 500 milyon doları bulacak şekilde bir yatırım yapmaya karar verdi. Super Hub adı verilen bu üretim merkeziyle 3M, hem yerel hem bölgesel ihtiyaca yönelik üretim yapacak ve Türkiye'yi hem bölgesel hem küresel anlamda önemli bir oyuncu durumuna getirecek. Şu anda ilk üretim tesisini kurma aşamasındayız. Bunun yanında ürün laboratuvarları kuruldu. Burada inovasyonu Türk ekonomisine katmış olacağız.
Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?