Y´nin Peşinde

Onların gücünü anlatmaya gerek yok. Artık bütün şirketler, pazarlama yöneticileri Y Kuşağı´nın öneminin farkında. 5-22 yaş grubunu kapsayan, dinamik, kendine güvenen, ilgi alanları sürekli değişen ...

1.03.2000 02:00:000
Paylaş Tweet Paylaş

Onların gücünü anlatmaya gerek yok. Artık bütün şirketler, pazarlama yöneticileri Y Kuşağı´nın öneminin farkında. 5-22 yaş grubunu kapsayan, dinamik, kendine güvenen, ilgi alanları sürekli değişen bu kuşağı yakalamak hiç de kolay değil. Batı´daki şirketler bunun için ``Trend scout`` denen uzmanlarla çalışıyor, hedefteki müşterileri her yerde takip ediyor. Türk şirketleri de şimdi benzer stratejiler geliştiriyor, yeni taktikler uyguluyor.

Avrupalı ve Amerikalı pazarlamacılar, 80´li yıllarda yaşlanma eğilimine giren nüfusu görünce, gözlerini başka pazarlara dikmeye başladılar. İşte tam bu sırada gençlerin önemi keşfedildi. Yaşlanan nüfus, yeni bir takım ürün ve hizmetlerle tatmin edilmeye başlandı ama, asıl uzun soluklu marka- tüketici ilişkisi kurulması gereken kesim gençlerdi.

Gençlere yönelik ürün ve hizmet sunan firmaların karşısına son derece geniş beğeni ve istekleri olan bir grup çıktı. Bu grup, ``X Kuşağı``nın ``sıkıcı`` temsilcileri gibi, olanla yetinmeyen ve her zaman zor beğenen Y Kuşağı oldu. Bugün, 5-22 yaş arası bir tüketici kitlesini temsil eden bu Kuşağı (Generation Y), marka çağının yetiştirdiği ilk jenerasyon olarak biliniyor...

``Echo Boomers`` olarak adlandırılan Y Kuşağı´na seslenmek hiç de kolay değil. Onlar kendilerine güveniyorlar, rahatlarına düşkünler ve hızlı yaşıyorlar. Bu nedenle bu gruptakilere satışta başarılı olmak için farklı stratejiler uygulamak zorundasınız. Klasik pazarlama yöntemleri onlar için hiçbir şey ifade etmiyor.

Örneğin, dünyadaki trendleri analiz etmesiyle tanınan uluslararası yatırım şirketi olan CMGI´nın medya kolu ICast´ın Genel Müdürü Jonathan Cropper, pazarlamacıların genç pazarı ``moda endüstrisi'' gibi ele almaları gerektiğini söylüyor. Çünkü Y Kuşağı´nın pazarında her şey, tıpkı moda endüstrisinde olduğu gibi, çok hızlı ve farklı gelişiyor. Bu özel kuşağı hedef kitle olarak seçen şirketlerin de aynı hızla strateji geliştirmeleri gerekiyor. Cropper´a göre, kısacası, pazarlamcıların umduklarından çok fazla beceriye ihtiyaçları var.

Onlar sizden farklı

Y Kuşağı, Baby Boomers (Gen X) kuşağının temsilcileri olan ebeveynleri gibi düşünüp, onlar gibi hareket etmiyor. Onlara ürününüzü beğendirmek istiyorsanız, ``moda'' olanı bilmeli, trendleri takip etmelisiniz. Yanlış anlaşılmasın; sattığınız ürün herhangi bir giysi ya da ayakkabı olmayabilir. Pazarladığınız TV, otomobil ya da PC olabilir. Ancak, mutlaka ``moda trendi`` yakalamak zorundasınız.

Çok az bir süre öncesine kadar gençler, ebeveynlerinin beğendikleri ile yetinen, ne verirlerse kabullenen bir kitle olarak görülüyordu. Tüketimde etkili olmadıkları kabul ediliyordu. Oysa şimdi bu kabulün tam aksi söz konusu. Artık onlar, trendlerin yaratıcıları olarak görülüyor. Dinamik, yenilikçi, bireysel, kentli, eğitimli, doğaya özlem duyan, gerçekçi, detaycı, dünya vatandaşı, müzik sever ve sportifler. Gerektiğinde gelenekleri de sorgulayabiliyorlar.

``Y Kuşağı``nın bu özellikleri, Jonathan Cropper´ın belirttiği gibi, onlara yönelik pazarın ``moda endüstrisi'' gibi algılanmasına da yol açıyor. Bu trendi son yıllarda bazı şirketlerin stratejilerinde açıkça görmek mümkün. Bazı şirketler gençlerin beğenisine sundukları ürün ve hizmetleri, tıpkı moda endüstrisinde olduğu gibi, kısa periyodlarda yenileyip çeşitlendiriyorlar. 

Türkiye´de genç pazar

``Gen Y''nin Türkiye´deki keşfi ise 1980´li yılların sonunda oldu. Türkiye´nin genç nüfus ağırlıklı bir yapısı olması ise, pazarlamacılar için, bu kuşağın önemini daha da artırıyor. Bu özelliği Türkiye´yi tüm Avrupa ülkeleri arasında da en cazip ``gelişen pazar`` haline getiriyor. Uluslararası şirketler Türk pazarına giriş nedenlerini anlatırken, genç nüfusu ilk sıralarda sayıyor. Dünyanın dev markaları, Türkiye´de bu pazarı yakalamaya çalışıyor. 

Bu akımın başını dünyaca ünlü blue jean şirketleri, spor giyim markaları, fast food zincirleri, bilgisayar markaları ve içecek şirketleri çekti. Levi´s, Benetton, Nike, Adidas, Tomy Hilfiger, Kentucky Fried Chicken, Pizza Hut bu amaçla Türkiye´ye geldiler.

Yerli firmaların da bu hızlı rekabete katılmasıyla, Türkiye´de Y Kuşağı´nı yakalama yarışı başladı. TV ve basın ilanlarına, internetten promosyonlara kadar firmalar gençlerin ``moda trendleri``ni yakalayıp bu rekabette öne geçmeye çalışıyor.  

``Trend scout``lar iş başında

Moda trendlerini yakalama zorunluluğu, şirketlerin çalışma biçimlerini de etkiliyor. Örneğin, artık şirketler trendlerin analizini yapmak için ``Trend scout'' olarak adlandırılan, uzman yöneticiler istihdam ediyor. Bir çeşit moda izleyicisi olarak tanımlayabileceğimiz ``trend scout``lar,  gençlerin nerelere gittiğini, nasıl eğlendiğini, beğendiği giyim markalarını, okuduğu kitapları, dinlediği müziği izleyip, tasarımcılara düzenli olarak rapor ediyor.

Örneğin ağırlıklı olarak gençlere yönelik üretim yapan Levi´s, genç pazar trendlerini çok yakından takip ediyor. Levi´s da genç pazarın analizi için, ``trend scout''lardan yararlanıyor. 

Levi´s Pazarlama Müdürü Haluk Aksoy, ``trend scout``lardan aldıkları bilgiler doğrultusunda, özellikle marka ve gençler arasında bağ kurmak için  konserler düzenlediklerini, spor karşılaşmalarını, okulların spor ve müzik festivallerini desteklediklerini belirtiyor. Aksoy, ``Gençlerin yenilikleri çok çabuk öğrenip, deneyip, tükettiklerini göz önünde bulundurup, bu tip faaliyetlerin yeni, ilginç ve denenmemiş olmasına dikkat edilmesi gerekir`` diyor.

Film yıldızları, pop starlar ve diğerleri..

Birçok şirket için en önemli strateji gençleri, gittikleri mekanlarda yanlız bırakmamak, onları sürekli takip etmek... Sadece aynı mekanlarda olmak değil, onların sevdiği sanatçılar, gruplar ya da filmleri de kaçırmamaya çalışıyorlar. Bazen bir film ya da konser, şirketler için bir ipucu verebiliyor ya da bir pazarlama unsuru olarak kullanılabiliyor. McDonalds bu stratejinin başarılı uygulayıcılarından. Bu dev fast-food zinciri, sinema ve müzik trendlerini başarıyla izleyip, anında pazarlama stratejilerine aktarabiliyor.

Gençleri etkilemenin en popüler yollarından biri, trend yaratıcıları olarak nitelendirilen pop yıldızları, sporcular, hatta gazetecileri promosyonlara dahil etmek. Trend yaratıcıları ile iletişim kuran pazarlamacılar, genç pazarda önceliği yakalayabiliyorlar.

ICast Genel Müdürü Jonathan Cropper, pazarlamacılara, ``Eğer bu insanları kendi ürününüzle ilgili konuşturabilirseniz, etkin olursunuz`` diyor. Amerikalı gençler arasında yapılan bir araştırma da benzer sonuçlar ortaya koyuyor. Araştırmaya göre, gençler, o markanın, hayranı oldukları insanlar tarafından kullanılıyor olmasına büyük önem veriyorlar.

Coca-Cola ne yapıyor?

Trend yaratıcıları ile ilişki kurma yöntemini deneyen en bilinen markalardan biri Coca-Cola... Coca-Cola Türkiye Bölgesi Pazarlama Müdürü Chris Burggraeve, ``Gençlerin dinamizmini yakalamak için sürekli değişmeli ve güncel olmalıyız. Gençler arkadaşlarıyla birarada olmaktan ve eğlenmekten hoşlanıyorlar. Biz de ürünlerimizle gençlere eğlence götürüyoruz. Arkadaşları ile birarada olma fırsatı veriyoruz`` diyor.

Schöller Dondurma Sanayi´nin hedef kitlesinin büyük bölümünü Y Kuşağı oluşturuyor. Şirketin ürün grup müdürü Perya Müfit,``Dijital çağda yetişen Gen Y´nin markanızı beğenmesini istiyorsanız, pazarlama stratejilerinizi ona göre planlamalısınız. Bu planlamada en önemli nokta, onlar gibi düşünmeyi öğrenmek ve farklı iletişim araçları ile onlara ulaşabilmektir. Hızla gelişen medya ortamında gençlerin dikkatini çekebilmek için markaların değişimi yakından takip etmeleri gerekmektedir`` diyor. 

Müfit, Y Kuşağı´na yönelik planlama yapan markaların gelecek dönemde çok başarılı olacaklarına inandığını ifade ediyor.

Dijital medyanın gücü

Gençleri bugünkü seçkin konumlarına getiren en önemli etkenlerden biri de dijital medya oldu. Kablolu televizyon, kişisel bilgisayarlar, cep telefonları, internet ve CD-ROM gibi araçlar, gençlerin ufkunu tahmin edemeyeceğimiz kadar açtı. Pazarlama uzmanlarına göre, zor beğenmelerine, zevk ve ihtiyaçlarını hızla değiştirmelerine biraz da bu dijital ortam neden oluyor. Çünkü gençler artık kendilerine güvenmeleri için gereken hemen her türlü araca sahipler.

Nokia Müşteri Temsilcisi Aslı Ergin, gençleri kendileri için çok önemli bir hedef kitle olarak kabul ettiklerini söylüyor. Ergin, ürün geliştirmede gençlerin taleplerini dikkate aldıklarını ve bu amaçla araştırma hazırlattıklarını söylüyor. Ergin, ``Gençlerin toplumdaki trendlerin gelişimine öncülük ettiklerine inanıyoruz. Bu nedenle onların istek ve tercihleri çok önemli. Gençlerin tüm iletişim ihtiyaçlarını, istedikleri gibi özgürce karşılayabilmeleri için çok hızlı bir iletişim-bilişim entegrasyonu gerekiyor`` diyor.

Bankalar da gençleri istiyor

Bankaların da son yıllardaki en önemli hedef kitlesini Y Kuşağı oluşturuyor. Bunun en önemli nedeni ise teknolojik gelişmeler. Yeni teknolojileri en kolay anlayan ve kullanan kitle olarak gençler, bankalar için önemli bir potansiyel oluşturuyor. 

Şimdiye kadar bankalardan uzak duran genç kitle, internet ile birlikte  ile bankalara da yakınlaşıyor. Bankalar ise bu genç kuşağı yakın takibe almış durumda. İhtiyaçlarını belirleyip, onlara yönelik, birçok ürünü ardı aradına piyasaya sürüyorlar.  

Şimdi çok sayıda banka gençlere yönelik yatırım hesabı, döviz hesabı, kredi kartı ve benzeri ürün ve hizmetler sunuyor. Bu bankalardan biri de Yapı Kredi... 

Yapı Kredi Bankası Genel Sekreter Yardımcısı Selçuk Karaata, ``Öğrencilerin yoğun ve hızlı yaşamlarında bankalarda mümkün olduğu kadar az zaman geçirmek isterler. Karşılarında güleryüzlü, dinamik bankacılar görmeyi arzularlar. Fiyata duyarlı olmaları, kaliteli hizmete hızlı ve kolay prosedürlerle ulaşmak istemeleri ise çok belirgin beklentileridir`` diyor.
 
''Y KUŞAĞININ ALT DİLİMLERİ UNUTULMAMALI``

Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü Öğretim Üyesi ve Türkiye Pazarlama Derneği Başkanı Prof. Dr. Baybars Tek, Y kuşağına yönelik pazarlama konusunda şu değerlendirmeyi yaptı:

``ABD´de bu konu, `Generational marketing`, yani `Kuşaksal pazarlama`` konseptleri içinde ele alınıyor. Türkiye´de gençlere yönelik pazarlama derken, öncelikle Y Kuşağı yaş grubunda yer alan gençlerin de kendi aralarında alt pazar dilimleri içinde olduğu gerçeğini unutmamak gerekiyor.

Özellikle üst gelir gruplarındaki Y Kuşağı temsilcileri yakın gelecekte ev, elektronik eşya, dijital TV, rekreasyon ve eğlence hizmetleri, CD, DVD, seyahat, hazır gıdalar, otomobil ve birçok dayanıklı tüketim malı ile zaman tasarrufu sağlayan ürün ve hizmetler ile paraphernalia türü ürün ve hizmetlerin alıcıları olacaklar.

Firmaların bir yandan bugünkü mevcut müşterilerini kaybetmeksizin, onları geleceğe taşıyarak, bir yandan da bugün işlerine gelmeyen sosyal sınıflara üye olan gençlerin gönüllerini de hoş tutmaları gerekiyor. Türkiye´de sınıf atlama olanakları herkese açık olduğundan, bir firmanın bugün değerlendirmediği bir grubu, yarın karşısında müşteri olarak bulma ihtimali çok yüksek.

Firmalar her gençlik grubu için ayrı pazarlama karmaları geliştirmeliler. Bunların herbiri ile `İlişkisel pazarlama`nın yollarını da bulmalılar. Ayrıca veri tabanına ve elektronik postaya dayalı doğrudan pazarlama ve rakiplerden hızlı teslime dayalı `Turbo marketing' ve lojistik yöntemleri, bire-bir pazarlama, interaktif pazarlama, opsiyona dayalı sipariş sistemi, mikro ve hatta mikron pazarlama gibi yolları kullanmak gerekir.

Gençlik panelleri düzenleyerek onlarla daha sıkı ve uzun vadeli ilişkiler geliştirmek ve entegre hizmetler açısından network marketing´e önem vermek de önemlidir. Tabii tüm bu pazarlama yöntemlerinin uygulanmasında Web sayfaları önem kazanıyor. Ancak tek başına web sayfası açıp beklemek, dükkan açıp müşteri beklemeye benzer. Firmalar pazarlama karmasının tüm araçlarını entegre bir şekilde web  sayfası ile bütünleştirerek rakiplerden farklılaştırmaya ve internetteki bilgi karmaşasından kurtulmaya çalışmalılar.

``GENÇLER KÜRESELLEŞİYOR``

Y kuşağını nasıl bir tüketici grubu olarak değerlendiriyorsunuz?«MD-BO»
Pazarlama uzmanı Prof. Dr. Baybars Tek, Y Kuşağı´nı tanımlarken son yıllarda ortaya çıkan bir gelişmeye dikkat çekiyor:

``ABD´de Y Kuşağı ve hatta ``Milenyum nesli``(millenium generation) olarak adlandırılan ve yaklaşık olarak 1979-1994 yılları arasında doğmuş çocuk ve gençlerin bir bölümü, yine ABD´deki ``Baby boomers`` (Bebek nüfusunda patlama yaratan grup) denilen grubu, bir bölümü de Douglas Coupland´nin ``Generation X`` adlı kitabında dile getirdiği 1964-1970 doğumlu, basitlik etkinlik ve fonksiyonellik ile sahip olduklarını koruma peşinde koşan X Kuşağı´nın çocuklarını kapsıyor.

Her ne kadar Amerikan gençleri ile bizim gençlerimiz arasında kültürel değerler, yaşam stilleri ve coğrafi mekanlar açısından birçok bakımdan fark varsa da, küreselleşme ve internet bu farkı hızla kapatmakta. Firmalarımızın ve onları yönlendiren danışman, ajans ve araştırma şirketlerinin Türkiye´nin önemli bir transformasyon döneminden geçmekte olduğu gerçeğini unutmamaları gerekli. Bugün Türkiye´deki gençler, umutları, özlemleri ve yaşam stilleri ile küreselleşmekte, tüketici gençlik olarak dünya vatandaşı olma yolunda hızla ilerlemekteler. ``

''GENÇLERİN HAYALLERİNİ YAKALAYIN''

Pars/McCann-Erickson Müşteri Grup Müdürü ve IAA (Uluslarararası Reklamcılık Derneği) Türkiye Gençlik Grubu Başkanı Eren Tuzcuoğlu, gençlere yönelik ürün ve hizmet pazarlamasında, deneysel pazarlamanın vazgeçilmez bir üstünlüğü olduğunu vurguluyor.

Tuzcuoğlu,``Gençlerle iletişim, son yıllarda sadece reklamlar yoluyla değil, deneysel yöntemlerle destekleniyor. Gençlerin sıklıkla toplanıp biraraya geldikleri durum ve ortamlarda markalar onların ayağına giderek kendileri ile o keyifli ortamda tanışıp karşılıklı bir diyalog kurmaya çalışıyorlar`` diyor. Tuzcuoğlu´na göre, bu ilişki bazen bir kantinde, Nescafe şirketinin ikramı şekilnde, bazen de internet sağlayıcısı bir şirketin bilimsel oturumu yoluyla gerçekleştirilebilir.

Markaların, gençlerin evrensel anlamda ortak noktası olan müzik ve spor yoluyla gençlere yaklaşmaya çalıştıklarını belirten Tuzcuoğlu, ``En popüler şarkıcıların üniversitede bir blue jean markası desteğiyle gelip konser vermesi, gençleri marka ile yakınlaştırıyor`` derken, bütün bunların gençlerle iletişim kurmanın yeni yolları olduğuna dikkat çekiyor.

Eren Tuzcuoğlu, gençlerle iletişimde dikkat alınması gereken unsurlardan birinin de dil olduğunu söylüyor ve devam ediyor: ``Bugün her ülkede olduğu gibi, Türkiye´de de gençler arasında onlara özgü olarak geliştirilmiş bir beden dili ve iletişim dili mevcut. Gençlerin ciddiye aldıkları ve almadıkları şeyler, bir iletişimci için son derece hassas bir bilgi.``

GEN Y İÇİN PAZARLAMA TAKTİKLERİ

Saatchi&Saatchi tarafından geçekleştirilen ``Generation Y`` araştırması, bu kuşağa nasıl ürün pazarlanacağı konusunda bazı ipuçları ortaya çıkarıyor. İşte bunların en dikkat çekicileri şöyle:

DİJİTAL MEDYAYA GİRİN: Dijital medya gençlere, birbirleri ve dünya ile iletişim kurma olanağı verdi. Markalar, başarılı olabilmek için dijital iletişim ortamını takip etmek zorundalar.

ONLARI EĞİTİN: Genç kuşak için bilgi artık bir güç unsuru. Y Kuşağı´na, eğiten, öğreten; bilgiyi hayatlarına katan markalar sunmak gerekiyor. Yeni dönemde yükselen şirketler, bunu yapanlar arasından çıkacak.

MARKAYI BİRLİKTE ÜRETİN: Y Kuşağı, rahatına düşkün, kendine güvenen, optimist ve olumlu düşünenlerden oluşuyor. İnternet, kişisel bilgisayarlar ve CD-ROM´larla gün geçtikçe güçlenen bu kuşağa, bir markayı pazarlamak için çok dikkatli davranmak gerekiyor. Onlar için bir marka değil, onlarla birlikte bir marka üretmek önem kazanıyor.

ONLARIN DİLİYLE KONUŞUN: Y Kuşağı, dijital medyanın yarattığı evrensel dile hakim bir tüketici grubu. Bu grup, dili ve görselliği evrensel normlarda yorumluyor. Yarın da başarıyı yakalamak isteyen pazarlamacılar, bu dili en kısa zamanda öğrenmeliler.

``Minus Man``in başarısı

Gençlere yönelik ürün ve hizmetlerin sunuş biçimlerinde de farklı yöntemler izleniyor. Pazarlamacılar ve reklamcılar genç kitleye hitap ederken, onları heyecanladıracak aşılılagelmemiş yöntemlere başvuruyorlar. Cliff Freeman&Partners reklam ajansının, gençlere yönelik bir aksiyon filminin tanıtımında kullandığı yöntem gibi.

Gençlere yönelik bir aksiyon filmi olan Minus Man´in tanıtım faaliyetlerini yürüten Cliff Freeman & Partners, filmi tüm dünya gençlerine ``gizemli olan en iyisidir`` sloganıyla tanıttı.  Filmin tanıtım afişlerine ``Sakın Yanlız İzlemeyin, Yoksa Kendi Kendinizle Konuşursunuz`` yazan reklamcılar, gençleri merak içinde bırakarak, filmi izlemelerini sağlamaya çalıştılar. Yöntem başarılı oldu ve film vizyona girdikten 4 hafta sonra, izleyen gençler tarafından %65 oranında bir beğeni gördü. Filmin fragmanı da aynı yöntemle hazırlanmıştı. Filme sponsor olan şirket sinema salonuna gizli kameralar yerleştirdi ve filmi izleyenlerin tepkilerini kaydetti. Fragmanda da bu görüntüler yer aldı.

İşte bu makro ekonomik gerçeğin ardına takılan pazarlamacı ve reklamcılar, hep birlikte gençliği cezbedecek ve onlara daha iyi bir yaşam standardı sunacak mal ve hizmetleri ardı ardına sunmaya başladılar. Artan mal ve hizmet çeşitliliği yerli yatırımcıları da harekete geçirdi. Rekabet arttı, tabii doğal olarak reklam ve diğer tüm pazarlama iletişim faaliyetlerine yapılan yatırımlarda da ciddi bir artış gözlenmeye başladı. Türkiye´deki pazar da tüm dünyadaki hareketi böylece yakalamış oldu.

Gençler için üreten bir marka olarak Levi´s, genç pazar trendlerini sıkı sıkıya takip ediyor. Bir çeşit moda izleyicisi olarak tanımlayabileceğimiz ``trend scout``lar, Levi´s için, gençlerin nerelere gittiğini, nasıl eğlendiğini, neler giydiğini, neler okuduğunu, neler dinlediğini takip edip tasarımcılara düzenli olarak iletiyorlar.

Gençler bugün giydiklerinden, izlediklerine, eğlendikleri mekanlardan kullandıkları eşyalara kadar her şeylerini hızla değiştiriyorlar. Ve bu değişimin sebebi de kendilerini farklı ve özel hissetmek istemeleri. Onların önüne, kendilerini farklı ve özel hissettiren, arkadaşları ile birlikte paylaşabilecekleri ürün ve hizmetleri koymak büyük önem taşıyor. Bütün bunları yapabilmek için de onlar gibi düşünmek gerekiyor. Gençlerin kanına gimenin en can alıcı noktası da bu.

J.C.Penney&CO firmasının, Arizona Jeans blucinleri için yaptığı reklam kampanyasında yaptıklarını da.. Arizona Jeans´in reklamlarında gençler kendi lisanlarını konuşmaya çalışan figürlerle dalga geçerek ``sen bana blucini göster..``sloganını kullanılınca, markanın satışları arttığı gibi slogan da çok uzun zaman gençlerin dilinden düşmemişti.

Sanal gazeteler ve radyolar

Sanal gazeteler de, doğrudan genç kuşağa hitap etmese de, yavaş yavaş on-line gazeteler içinde, örneğin Genç Hürriyetim gibi yalnızca gençleri hedef seçen gazete bölümleri sunmaya başladılar. Migros vb. süpermarketlere, Alta Vista, Yahoo vb. gibi arama kanallarının sunduğu olanaklar yatay işbirlikleri ve ortak pazarlama iletişim çabalarını artırdı. Gençlerin, pazarlarına sahip çıkma şansları doğdu. Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü Öğretim Üyesi ve Türkiye Pazarlama Derneği Başkanı Prof. Dr. Baybars Tek, müzik yayını gibi tematik yayınlar yapan kanalların ve radyo istasyonlarının gençlere sunduğu hizmetleri çok başarılı birer yaklaşım olarak değerlendiriyor. Tek, ``Örneğin Power FM, her türlü sosyal pazarlama faaliyetlerinde internet yoluyla genç ve kuşkusuz diğer dinleyicilerine mesajlar veriyor, etkileşimli pazarlama uyguluyor. Gençler Power FM´i gerçekci, esprili, pratik, güncel, olduğu için ve güzel müzik ve güzel söz ve değerleri birarada buldukları için tercih ediyorlar.`` diyor.

Pazarlamacıların genç pazara moda endüstrisi gibi yaklaşmaları gerektiği fikrine katılıyor musunuz?

Konuya moda endüstrisi ve marka vurgulayıcı olarak yaklaşmak daha çok X kuşağı için geçerliydi. Yine de Türkiye´de aynı yaş grubundaki genç kuşaklara moda endüstrisi gibi yaklaşmanın sakıncası yok. Bugünkü dinamik küreselleşme, internet ve bilgi çağında ve kültürel gelişme ortamında özellikle gençlerin-hangi dilimden olursa olsun- istek ve gereksinimlerinin aldığı şekiller hızla değişiyor. Buna  uyum sağlamak gerekiyor. Aslında her kuşak ve her devir için çağdaş pazarlama anlayışının temel ilkeleri ``satıcılar için pazara sunduklarının hakkını vermek, bunun için gereken bedelleri ödemek ve alıcılar için de aldıklarının veya almak istediklerinin bedeline, karşılığını ödemektir.


 

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz