Panik yok

Simülasyon teknolojileri sayesinde tehlikeli vakaları gerçekleşmeden farkedip önlem almak mümkün.

1.05.2013 00:00:000
Paylaş Tweet Paylaş
Panik yok

Günümüzde simulasyon teknolojileri, emniyet ve güvenlik uzmanlarının halka açık önemli etkinliklerde olası tehlikeli vakaları gerçekleşmeden fark edip engelleyici önlemleri planlayabilmesine yardımcı oluyor. Siemens araştırmacıları ise yangın vakalarında bile bina tahliyelerini daha emniyetli bir hale getirmek istiyor.
İster bir spor etkinliğinde kalabalıkların arasına düşen havai fişekler, isterse bir havaalanı, gece kulübü veya otelde çıkan yangınlar sebebiyle olsun facialar ardı ardına vurmaya ve geniş çaplı panik ortamları yaratmaya devam ediyor. Meseleye kalabalıkların dinamiklerini anlamaya çalışarak yaklaşan araştırmacılar ise insanların çeşitli olaylara karşı belirli bir şablon çerçevesinde tepki verip vermediklerine ve bu gibi tehditlerin önceden tespit edilip mümkünse baştan savuşturulup savuşturulamayacağına kafa yoruyor. Bu araştırmacılardan biri Münih'teki Siemens Kurumsal Teknolojiler'de (CT) bir matematik uzmanı olarak çalışan Dr. Wolfram Klein. Klein, kendi ekibiyle birlikte kalabalıkların davranışlarını simüle eden bir model geliştirerek, araştırmacılara kritik bir vakanın ne zaman ve nerede patlayabileceğini öngörmelerinde yardımcı olmaya çalışıyor.

Klein'ın modeli onbinlerce insandan oluşan kalabalıkların nasıl bir davranış sergileyebileceklerini simüle yani taklit edebiliyor. Burada Klein'a göre asıl enteresan olan, kalabalıkların aslında tıpkı "sıvıların veya gazlarınkine benzer tepkiler" vermeleri. İnsanlarda tıpkı moleküller gibi birbirlerini iterya da çeker. Örneğin aile üyeleri bir yandan birbirleriyle sıkı fıkı olmaya çalışırken, diğer yandan otomatik olarak yabancılarla aralarına mesafe koymaya çabalar.

Bununla birlikte insanların binaların içinden çıkarken duvarları ve diğer türden engelleri aşmaları gerekir; ve elbette küçük, dar alanlar izdihamlara yol açabilir. Klein, "Dönüşümlü olarak birbirlerini iten ve çeken kuvvetler prensiplerine dayanarak insan davranışlarının bir grafiğini çıkartabilir ve ardından matematiksel denklemler bazında öngörüler üretebiliriz" diyor.~

Bu yazılım ile mimarların, örneğin bir stadyum, havaalanı ya da bir fuar alanı gibi binaları daha güvenli olacak şekilde planlamaları sağlanıyor çünkü bu sayede hangi noktaların tehlikeli durumlara yol açabileceği tanımlanabiliyor. Klein pekçok facianın bir dereceye kadar basit süreçler ve planlama aşamaları ile engellenebileceğine kesin gözüyle bakıyor. "Hatta dalgakıranlar denilen, bir başka ifadeyle aslında suni engeller inşa ederek bile kalabalıkları çabucak yönlendirmek mümkün olabilir" diyor.

Klein'ın ekibi, insan davranışı kalıplarını çok daha gerçekçi betimleyebilmek için hiç durmaksızın kendi simülasyon modellerini daha da geliştirmeye çalışıyor. Örneğin bu yazılım artık bir insanın yürüme alışkanlıkları üzerinde yaşının ve sağlığının etkilerini tanımlamak için sadece istatistiksel yöntemlere başvurmakla kalmıyor, aynı zamanda burada geçerli bir faktör olarak grup etkileşimini de dikkate alıyor.

Klein, "Yaşlı insanlar daha yavaş hareket ederken, okul çocuklarına ikişerli gruplar halinde birlikte yürümeleri öğretiliyor" diyor. Buna ilaveten Münih merkezli araştırmacılar kendi matematiksel hesaplamalarını dikkate değer ölçüde iyileştirmiş durumda. Klein'a göre bu sistem şu anda o kadar hızlı çalışıyor ki, kalabalıklarla ilgili simülasyonu artık kısa vadeli öngörüler yapılmasında kullanılabilecek hale gelmiş. Klein, "Şu anda kimse müdahale etmediği takdirde 5 dakika öncesinden nelerin olabileceğini anlayabiliyoruz. Bu şekilde bir tesisteki faaliyetlerden sorumlu kişi örneğin ekstra kapılar açarak veya uyarı sinyalleri göndererek çabucak eyleme geçebilir ve faciaları önleyebilir" diyor.

Kalabalıkları kontrol altına almakta kullanılan bu yöntem daha şimdiden biri Frankfurt'un merkezi tren istasyonunda olmak üzere çeşitli araştırma projelerinde test ediliyor. Bu yazılım, gözleme kameraları görüntülerine bakarak yaya trafiği akışının yönünün yanısıra olası izdihamları da gerçekleşmeden birkaç dakika önce tespit edebilecek kadar yetenekli. Bu program ayrıca Kaisers-lautern'deki futbol stadyumunun içinde ve etrafında da başarılı bir şekilde rüştünü ispat etti. Polis ve itfaiye açısından bu kocaman şehir stadyumunun sorunsuzca tahliye edilmesi gerçekten dramatik boyutlarda bir sorundu. Stadyumun tam dolduğunda 40 bin izleyiciye ev sahipliği yapıyordu ama çok az sayıda kaçış yoluna sahipti. Ve işleri daha da kötüleştirecek şekilde bu kaçış yollarının hepsinin de dış kapısı etrafı yüksek apartmanlarla çevrili daracık bir alana açılıyordu. Klein'ın ekibi, Alman Federal Eğitim ve Araştırma Bakanlığı tarafından fonlanan REPKA (Bölgesel Tahliye, Planlama, Kontrove Uyarlama) projesinin bir parçası olarak bu simülasyon modellerini artık kitlesel bir bina tahliyesini de planlayabilecek şekilde yeniden uyarlamayı başardı.~

Güvenli ve hızlı bina tahliyeleri.
Gelecekte araştırmacılar Siemens'in Bina Teknolojileri Bölümü'nde çalışan meslektaşlarını desteklemek için de bu bilgiden faydalanmak isteyecek. Bu amaç doğrultusunda İsviçre şehri Zug'daki uzmanlar şu anda genellikle akıllı tepki verme sistemleri olarak bilinen binalar için yangından dinamik korunma çözümleri geliştiriyor.

Zug'da, inovasyonlardan sorumlu yetkili kişi olan Christian Frey, "Bunlar tehlikeli durumlara veya kazalara anında ve etkili bir şekilde tepki verebilen bir hayli profesyonel sistemler" diyor.

Frey, yanan bir binadan insanları hızlı ve güvenli bir şekilde çıkartmakta kullanılan koridorlarda kaçış yollarını belirten klasik yeşil işaretlerin yeterli olmadığına dikkat çekiyor. Hastaneler ve oteller gibi kamuya açık alanlarda ise insanların çoğunun etraflarındaki işaretlerden habersiz olduğunu söylüyor. "Eğer panik yapmışsanız o zaman size en yakın acil çıkış kapısını bulmanız hiç kolay değil" diyor.

Araştırmalar ayrıca çoğu insanın korna veya siren sesi gibi geleneksel ikaz sinyallerine karşı uygun tepkiyi veremediklerini de gösteriyor. Sıklıkla bunun bir yangın tatbikatı veya yanlış bir alarm olduğunu düşünüyor ya da bilincine varmış olsalar bile ne yapacaklarını bilmiyorlar. İşte tam da bu noktada bilgi teknolojileri çok yardımcı olabilir. Örneğin büro çalışanlarının kişisel bilgisayarlarının ekranlarına otomatik uyarılar ve güncellemeler gönderilebilir. Aynı zamanda koridorlarda asılı büyük ekranlarda ve akıllı telefonlarda insanlara binadan nasıl çıkılacağını belirten ok işaretleri gösterilebilir. Bunlara ilaveten tavanlardaki ve zemindeki sensörler aracılığıyla insan gruplarının yoğunluğu ölçülebilir.

Akıllı bir bina yazılımı sistemi, bu bilgilere dayanarak, belirli bir kaçış yolunun aşırı izdiham yüzünden tehlike arz edip etmediğini anında fark edebilir. Ardından insanları en yakın ve açık olan kaçış yoluna yönlendirerek tepki verebilir. Ayrıca görsel sistemler, sesli alarmlar ve kitlesel metin mesajlarıyla takviye edilebilir. Akıllı tepki sistemlerinin şirket faaliyetleri bölümünden sorumlu Markus Niederberger, "Açık ve net anonslarla son derece hızlı ama düzenli bir bina tahliyesi gerçekleştirilebilir ve paniğin yayılması engellenebilir" diyor.~

İtfaiye uygulamaları. Bu gibi sistemler aynı zamanda hem bina yönetimini iyileştirebilir hem kurtarma çalışanlarına destek olabilir. Yazılımın içeriğinin ardındaki fikri açıklamak için Frey, "Bu sistem, binadan gelen verileri analiz eder, acil durumu sakinleştirmek için gerekli anlık önlemler tavsiyelerinde bulunur, dinamik ve güncel talimatlar üretir ve kurtarma görevlilerinin tahliyeyi uygun bir şekilde yönetmesine ve insanları kaçış yollarına yönlendirmesine yardımcı olur" diyor. Ayrıca gelecekte, bir yangın patladığında bu bina yönetimi sisteminin anında itfaiye merkezinin bilgisayar sistemleri ile bağlantı kurabileceğini de ekliyor. İşte o zaman kurtarma ekiplerinin ve itfaiyecilerin ellerindeki akıllı telefonlarda binanın planı da gösterilebilecek. Bu gibi bir planda sadece yangının kaynağı değil, onun nasıl yayıldığı da izlenilebilecek. Bunların dışında akıllı hareket sen-sörleriyle binanın hangi bölümlerinde insanların yığıldığı anlaşılabilecek.

Siemens araştırmacıları, diğerşirketlerve kurumlarla birlikte çalışarak bu projeleri AB DESSIRE (Emniyetli, Güvenli ve Dirençli Büyük Bina Kompleksleri Tasarlamak) projesinin bir parçası olarak geliştiriyor. Siemens'in Münihli araştırmacıları aynı zamanda ekstra bir rol daha üstlenmiş durumda. Farklı bina türlerine özel olarak geliştirilmiş bir yöntemle yangının nasıl yayıldığını önceden tahmin edebiliyorlar. Klein bu yöntemin nasıl çalıştığını şöyle açıklıyor: "Bizler her tür binanın nasıl etkileneceğini görmek için sanal bir yangın çıkartıyoruz." Araştırmacılar yangının çeşitli ortamlarda ve iç mekanlardaki davranışını simüle edebiliyor. Örneğin mobilyalı veya mobilyasız ortamlarda ya da kolay alev alabilir veya ateşe dayanıklı malzemelerle... Bu farklı senaryolar üzerinde çalışan operasyon şefleri yangının ne yöne doğru yayılacağını daha çabuk öngörebilir ve böylece hem zamanında hem etkin bir şekilde yangına müdahale edebilir.

Bununla birlikte Klein, bu tepki sistemlerinin akıllı bina kontrol sistemleri ile tam anlamıyla entegre edilebilmeleri için biraz zaman geçmesi gerektiği yönünde uyarıda bulunuyor. "Ancak o gün gelinceye kadar, bizim simülasyonlarımız sayesinde kurtarma ekiplerinin aldıkları eğitimin kalitesi yükseltilecek ve acil bir durum için çok daha hazırlıklı hale getirilmiş olacak. Bu sayede ümit ederiz pek çok hayat kurtarılacak" diyor.

Hans Schürmann

Türkiye ve dünya ekonomisine yön veren gelişmeleri yorulmadan takip edebilmek için her yeni güne haber bültenimiz “Sabah Kahvesi” ile başlamak ister misiniz?


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Yorum Yaz